Meclis’te Ukrayna-Rusya savaşı tartışması 2022-02-24 16:50:34     ANKARA - Meclis Genel Kurulu’nda da Ukrayna ve Rusya arasında başlayan savaş muhalefetin gündemindeydi. Muhalefet Meclis’in bilgilendirilmesini ve ekonomik yansımalarına ilişkin Meclis’in çalışmasını talep etti. AKP ise Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığı açıklamalarıyla bilgilendirme yapıldığını savundu.   Meclis Genel Kurulu’nda muhalefetin gündemindeki Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan savaş ve Türkiye’ye yansımaları, tartışma konusu oldu.   İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Durmuşoğlu, “Rusya ile Ukrayna arasında gelişen olaylarda Türkiye olarak bizi bekleyen tehlike ve tehditlerin değerlendirilmesi hususuna işaret etmiştim. Üzerinden 24 saat geçmedi ki Putin Rus ordusuna Ukrayna topraklarına girme talimatı verdi. Rusya Belarus sınırından Kiev'e, güneyden de Ukrayna'nın Karadeniz'e çıkışını kesecek şekilde Odesa'ya yönelik bir çevreleme harekâtı gerçekleştirebilir. Bölgede topyekûn bir savaşla karşı karşıya kalma ihtimali de maalesef söz konusudur” dedi.   ‘Partiler bilgilendirilmeli’   Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunduklarını söyleyen Müsavat, “Bir ülkenin egemenlik sahasının başka bir egemen devlet tarafından ihlal edilmesini de asla kabullenmiyoruz. Bu çerçevede saldırıya uğrayan devlet olan Ukrayna'nın uluslararası hukuktan ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51'inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakkını tanıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tüm siyasi parti liderlerinin düzenli bir şekilde bilgilendirilmeleri ve gerekiyorsa bir araya gelmeleri çağrısında bulunuyoruz” şeklinde konuştu.   Meral: Kazakistan savaştan önemli mi?   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da “Maalesef Rusya-Ukrayna savaşı bütün hızıyla, eziciliğiyle ve yıkımıyla devam ediyor ve en çok etkilenen ülkelerin başında da tabii ki Türkiye geliyor. Türkiye hem bir NATO üyesi hem de Rusya'yla doğrudan ekonomik, siyasal ilişkileri olan bir ülke konumunda. Maalesef bugüne gelinceye kadar Türkiye'nin ‘Bu savaştan nasıl daha az etkilenirim’ ya da ‘Bu savaşı nasıl önlerim’ noktasında yeterli bir irade ortaya koymadığını görüyoruz. ‘Ara buluculuk yapacağız’ sözleri ortalıkta dolaştı ancak Cumhurbaşkanı Afrika'daydı ve Dışişleri Bakanı hâlâ Türkiye'de değil. Bugün güvenlik zirvesi toplandı ama Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kazakistan'da geziyor. Acaba Kazakistan'daki ziyaretler bu savaştan daha mı önemli” diye sordu.   ‘Saray bu meselenin üzerinden tek başına gelemez’   Bu savaştan siyasal, sosyal, toplumsal ve ekonomik olarak en çok etkilenen ülkelerin başına Türkiye'nin geldiğini aktaran Meral, “Şimdi ne oluyor? Bugün güvenlik zirvesi toplanmış -bütün basın yayın organlarına bir saat kırk beş dakika sürdüğü ifade ediliyor- fakat Salı günü buradan HDP Grubu adına açık çağrımızı yapmıştık; Dışişleri Bakanının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelerek bir bilgilendirme yapmasının ve bütün grupların bu konudaki önerilerini, düşüncelerini ifade etmelerinin en önemli gündem olduğunu söyledik. Aradan üç gün geçti, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hâlâ bu gündemle bir toplantı yapamadık, bir bilgilendirme alamadık. Tamam, Beştepe'de güvenlik zirvesi yapılsın ama halk iradesini temsil eden en önemli organ burasıdır. Bu savaşın sonuçları 85 milyon yurttaşı doğrudan etkiliyor ve burada Türkiye yurttaşlarının yüzde 90 iradesi temsil ediliyor. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı bu tutumu kesinlikle kabul edilemez bulduğumuzu ve sarayın bu meselenin üstesinden tek başına gelemeyeceğini, hele hele Kazakistan'da dolaşan ve hâlâ Türkiye'ye dönmeyen bir Dışişleri Bakanına teslim edilemeyeceğini önemle söylüyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘Meclis çalışmalı’   Bir kez daha çağrı yapan Meral, “Meclis kapanmamalı; yarın da çalışmalı, gerekirse hafta sonu da çalışmalı ve bu savaşın bize etkileri, sonuçları ve bu savaşın bitmesi için üzerimize düşen rolü nasıl yerine getirebilirizi konuşmamız ve tutum almamız gerektiğini özellikle ifade ediyorum. Çok önemli ve insani bir mesele daha var: Ukrayna'da çok sayıda öğrenci var, Türkiye yurttaşı. Bu sabah çok sayıda öğrenciyle telefonla konuştum, konum gönderenler bile var. Ukrayna'daki konumlarını, uçak biletlerinin çok pahalı olduğunu, bazıları mesela bir tanesi, ismi bende, uçak biletinin iptal edildiğini, havaalanına ulaşamadıklarını ve bombardıman altında olduklarını ifade ettiler. Bu konuda da derhâl bir girişim başlamalı” çağrısında bulundu.   ‘Askeri müdahale kabul edilemez’   Rusya'yla NATO arasındaki egemenlik, hegemonya savaşının bedelinin halklara ödetilmesine karşı olduklarının altını çizen Meral, şunları ekledi: “Daha önce de Libya ve Afganistan'dan biliyoruz. Orada hâlâ yaratılan yıkımın bedelini Afganistan ve Libya yurttaşları ödüyor. Birleşmiş Milletler ve ilgili uluslararası kuruluşlara açık çağrı yapıyoruz: Oradaki halkın görüşlerine başvurulmalı ve halkın iradesi doğrultusunda tabii ki adım atılmalıdır. Askerî müdahalenin kabul edilebilir, izah edilebilir, desteklenebilir hiçbir yanı yoktur.”   CHP: Kapalı oturum yapılmalı   CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Ukrayna ve Rusya arasında başlayan savaşa değindi. Engin Altay, Meclis’te kapalı oturum yapılması talebinde bulundu. Engin, “Rusya, Ukrayna'yı uluslararası hukuku ve Minsk Protokolü’nü de ihlal ederek işgal etti. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Ukrayna'nın yani Karadeniz'in karşı kıyısındaki komşumuzun toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığı çiğnenmiştir; bunu kabul etmemiz mümkün değil, ilaveten, şiddetle kınıyoruz. Türkiye'nin bu süreçle ilgili tavrı, tutumu, tedbiri özenle ama mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi onayıyla belirlenmelidir. Yürütme organına bu süreçle ilgili tavır, tutum ve eylemleri noktasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin işin asıl sahibi olduğunu hatırlatmayı bir görev sayıyorum” dedi.   Cumhurbaşkanını istişareye davet etti   Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların dün yaptığı açıklamalarla zıt olduğunun altını çizen Engin, şunları söyledi: “Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gücünü ve desteğini arkasına almak istiyorsa ki almalı, alabilmeli... Bu sebeple, bu meselenin ekonomik, siyasal sonuçları ve riskleri bakımından ister bu gece ister yarın sabah kapalı özel bir oturumla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasının, özelde de Rusya-Ukrayna krizi süreci bakımından bu sürecin sahibi ve paydaşı yapmalıdır. İşin sahibi yürütmeden önce Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Çağrımız çok açık, çok net: Sayın Cumhurbaşkanının bizatihi kendisini -çünkü yeni sistem tek adam yönetimidir, süreci tek başına yürütmektedir- bu gece, olmadı yarın Cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bir kapalı oturumla bilgilendirmeye ve istişareye davet ediyorum.”   AKP ‘uyarılar yapıldı’ savunması   Söz alan AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Dışişleri Bakanlığı tarafından Ukrayna’ya dair uyarılarda bulunulduğunu öne sürerek, “Kiev Büyükelçiliğimiz ve Odessa Konsolosluğumuzdan 15 binin üzerindeki vatandaşımıza bizzat telefonla arayıp veya SMS göndermek suretiyle bu konuyla ilgili süreç içerisinde bilgilendirmeler yapılmış, güvenliklerinin sağlanması, tahliyeyle ilgili hususlara ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Ve aynı zamanda resmî anlamda da Dışişleri Bakanlığımız 12 Şubat, 22 Şubat ve 24 Şubat tarihlerinde bunu açık bir şekilde hem buradan Ukrayna'ya gidecek vatandaşlarımıza hem de Ukrayna'dan Türkiye'ye gelecek ve orada güvenliklerini sağlamaya dönük vatandaşlarımıza gerekli açıklamalar, bildirimler mutaden yapılmıştır” şeklinde konuştu.   Rusya’ya çağrı   Emin Akbaşoğlu, 5 bin Türkiye vatandaşının getirildiğini belirterek, “Ülkelerin toprak bütünlükleri ve egemenliklerine saygı duyulması gerektiğine inanan Türkiye, sınırların silah yoluyla değiştirilmesine karşıdır. Rusya Federasyonu'nu da bu haksız ve hukuksuz eylemini bir an önce durdurmaya çağırıyoruz” dedi.   Engin Altay: 20 bin vatandaşımızdan bahsediyoruz   Emin Akbaşoğlu’nun açıklamasına tepki gösteren CHP’li Engin Altay, “20 bin vatandaşımızın hayatıyla ilgili duyduğum endişeyi -savaş bölgesinde kalan- sayın mevkidaşımın ‘bir polemik yapmak’ olarak değerlendirmesini kendisine yakıştıramadım. Dışişleri Bakanlığı açıklaması bana da geldi, tam olarak şöyle, 22 Şubat’ta yapılmış ve ‘Ukrayna'nın doğu bölgesinden ayrılın’ denmiş. ‘Yani oraya bomba, kurşun... Biraz kaçın, batıya kaçın’. Böyle şey olabilir mi? Bütün ülkeler ‘Ukrayna'yı terk edin’ demiş, birçok ülke; bizimkiler ‘Ukrayna'nın doğu bölgesinden ayrılın’ demiş” şeklinde konuştu.   Meral: Öğrenciler mahsur   Meral Danış Beştaş da öğrencilerin mahsur kaldığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bunu öyle laf olsun diye söylemiyoruz, hakikaten burada bir propaganda yapmak gibi bir amacımız da yok. Önemli olan, şu anda var olan sorunları, sıkıntıları ve hayati meseleleri çözme iradesidir ve bu nedenle buradayız. Kendisi ısrarla ve inatla bunu reddediyor yani konuşmasında -uzun uzun konuştu ancak- ekonomik etkilerine, hangi politikalar ürettiklerine, öğrencilere nasıl katkı sağlayacağına, Türkiye'deki kayıtları nasıl engelleyeceğine dair hiçbir somut ifade kullanmadı. Şu anda somut olarak şöyle bir sorunumuz var: Türk lirasının değer kaybını geçtim; o diğer ürünleri, ekonomik sıkıntıları geçtim; öğrenciler ve Türkiye yurttaşları orada, Türkiye'ye dönmek istiyorlar, uçak bulamıyorlar, bulundukları yerden ayrılamıyorlar.”