'Komisyon'un Semra Güzel kararı Kürt sorununun sonucudur' 2022-02-18 09:59:27     Dilan Babat   ANKARA - Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması kararına tepki gösteren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Kürt sorununun mutlaka müzakere yolları ile çözüleceğini belirtirken, Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, “Bu ülkenin temel sorunu Kürt sorunudur. Bugün Semra Güzel şahsında tartıştığımız Kürt sorununun sonuçlarıdır. Biz nedenleri, çözümü tartışmak durumundayız” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan iki fezleke nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması görüşmeleri Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon’da dün görüşüldü. 8 saat süren toplantının ardından, Semra’nın dokunulmazlığının kaldırılması kapsamında hazırlanan rapor, AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Karma Komisyon’da Semra’nın dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verildi. HDP milletvekilleri hayır oyu kullanarak, komisyon kararına şerh düştü.   Semra hakkındaki iki fezleke ve raporlar, önümüzdeki hafta Genel Kurul’a sevk edilecek. Genel Kurul’da da Semra ya da yerine yetki verdiği bir milletvekili savunma yapabilecek. Genel Kurul görüşmeleri ardından yapılacak oylama ile Semra’nın dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağı kesinleşecek.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve Komisyon görüşmelerinde yer alan Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Semra’nın dokunulmazlığının kaldırılması ve muhalefetin tavrına dönük değerlendirmelerde bulundu.   ‘Kadın düşmanlığı kendini gösteriyor’   Ülkenin en temel problemlerinin başında Kürt sorunu, kadınların katledilmesi, cinsiyet eşitsizliği ve bunun en büyük örneği olan Meclis’teki kadın temsiliyetinin geldiğini söyleyen Ayşe, Meclis’e sınırlı sayıda kadın girdiğini ifade etti. Ayşe, “Kürt sorununa yaklaşım ve Kürt düşmanlığı kendini gösteriyor. Bir taraftan da kadın düşmanlığı olarak bu yönelim kendini gösteriyor. Kadınların siyasette temsiliyetinin önünü kesen, kadın iradesini görmezden gelen bir yaklaşımın sonucu Semra Güzel’in dokunulmazlık tartışmalarının yürütülmesi. Daha önce de benzer süreçlerle karşı karşıya kaldık. Birçok kadın arkadaşımız iktidar tarafından cinsiyetçi saldırılara maruz kaldı. Bunu medya üzerinden yaptılar, parti sözcüleri aracılığıyla yaptılar. Bu aynı zamanda iktidarın kadın siyasetçilere, kadın temsiliyetine de bakış açısının tezahürüdür” dedi.   ‘Bir fotoğrafla yapılan yargılama, Kürt sorununun resmidir’   Değerlendirmesinde, “Semra Güzel’in yargılamasına konu yapılan fotoğraf tam da Kürt sorunun resmidir” diyen Ayşe, “1994’te DEP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılması, 2016’da HDP milletvekilleri olarak hepimizin Anayasa’da bir değişiklik yapılarak, torba haline getirilen fezlekelerde dokunulmazlığın kaldırılması, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları örneklerinde olduğu gibi bugün de Semra Güzel’i bir fotoğraf karesi üzerinden önce linç ettirip, sonra dokunulmazlığın kaldırılması sürecine getirdiklerini görüyoruz. Kürt sorununun çözümünde en direngen olan, bir taraftan kendi kimlik mücadelesini yürütürken bir taraftan da kadın kırımına varmış yönelimlere karşı bir cins mücadelesi yürüten Kürt kadın hareketi var. Savaş siyasetine en fazla direnç gösteren, toplumsal barış ve demokrasi mücadelesini yürüten Kürt bir süreç kadınları öncülüğünde yürüyen var. Bu yüzden Kürt kadınları hedef gösteriliyor. Tıpkı IŞİD’in Rojava’da, Şengal’de kadınları hedef alması gibi” ifadelerinde bulundu.   ‘Bu sorun müzakere yolları ile çözülecek’   Ayşe, arkadaşlarının defalarca hedef gösterildiğini, tutuklandığını dile getirirken, “Bize bir şeyleri altın tepside vermeyeceklerinin farkındaydık, bunu bilerek bu siyasete girdik. Bu zorluklar bize geri adım attıramayacak. Bu zorlukların sonunda özgür bir geleceği inşa edebileceğimize inanıyoruz. Bizler bu ülkedeki siyasetin belirleyicisi olmaya, ülkenin geleceğinde belirleyici pozisyonunda olmaya devam edeceğiz, bunu değiştiremeyecekler. Bu sorun mutlaka demokratik ve müzakere yollarıyla çözülecek. Bu ülke bunun da farkına varacak ve bugün dayatılan bu yöntemler de boşa çıkacak” şeklinde konuştu.    ‘Yargılanan hiçbir siyasetçimiz adalet görmedi’   Kürtlerin adil olmayan bir mekanizmanın önüne atıldıklarını ve oradan da adalet çıkmadığını dile getiren Ayşe, son olarak şunları kaydetti: “Bugüne kadar yargılanan hiçbir siyasetçimiz adalet görmedi, tıpkı kadınların görmediği gibi. Bu toplumda ezilenler genelde adalet saraylarında ve adliyelerde adalet bulmaz. Bugün yargı siyasette araçsallaştırıldı. Kürt sorunu mahkeme salonlarına taşınması, orada çözülmeye çalışılması isteniyor. Bu Kürtlerde çok derin yaralar bırakacak. Muhalefet bunun ne kadar farkında bunu ne kadar öngörüyor. Bu kadar savunulacak bir meselede tavır koyamayan bir muhalefet bu ülkenin en temel sorununu nasıl çözecek, cesaret nasıl gösterecek. Hepimizin aklında soru işaretleri var. Genel Kurul aşamasında umuyoruz ki bu hakikati gören bir yaklaşımla yanlışlarını düzeltebilirler. Muhalefet de şapkasını önüne koyar ve bunun muhasebesini yapar. Bugün Türkiye’nin geleceğini inşa etme konusunda iddia sahibi olanların daha cesur hamleler ve adımlar atması gerektiğini düşünüyoruz.”   ‘Kürt sorununun hakikatini bir kez daha gördük’   Semra Güzel şahsında yürüyen bütün sürecin anti demokratik, haksız, hukuksuz ve siyasi bir operasyonun parçası olduğuna dikkat çeken Gülistan Kılıç da, çok eskiye dayanan ve devletin bildiği ama Semra Güzel’in milletvekili olmadan önce ifadesine bile başvurmadıkları bir durum olduğunu belirtti. Gülistan, “Devletin, yargının ve siyasi iktidarın kurduğu bir tuzak olarak ifade edilebilir. İktidarın ‘bekletelim günü geldiğinde kullanabiliriz’ diyerek siyasi bir hesapla hareket ettiği çok açık. Komisyondaki bütün değerlendirmelerinde Kürt sorununun hakikatini bir kez daha açığa çıkardığını gördük. HDP dışındaki bütün muhalefet dahi bütün partililerin evet oyu vermiş olması, Kürt sorununun ne kadar kadim bir sorun olduğunu ve ‘Söz konusu devlet ise gerisi teferruattır’ sözünün muhalefet tarafından nasıl doğrulandığını göstermiş oldu” dedi.   ‘AKP Kürt sorunu ile Türkiye toplumunu kıskaca almış’   Bir milletvekilinin çözüm sürecinde nişanlısı olan bir insanı görüp fotoğraf çektirmesinin “örgüt üyeliğine” delil olarak gösterilmesinin ne hukuk ne de vicdanla izahının olmadığına vurgu yapan Gülistan, bu sürecin de siyasi operasyonların, Kobanê Davası’nın devamı olduğuna işaret etti. Gülistan, “Komisyonda iktidar partisinin ve ortağının tutumunu çok açık, net bir şekilde biliyorduk ama en azından muhalefet ve ana muhalefet partisinin dosyanın içeriğine baktıktan sonra bir gizli tanığın ve fotoğrafın dışında hiçbir şeyi olmamasına rağmen bunu bir delil olarak kabul edip, dokunulmazlığın kaldırılması için kullanmasının anlaşılması mümkün değil. Biz en nihayetinde hep şunu söylüyoruz: AKP Kürt sorunu etrafında Türkiye toplumunu bir kıskaca almış durumda. Bizi zaten siyasi operasyonlarla tasfiye ederek, tutuklayarak, milletvekillerimizin dokunulmazlıklarını kaldırarak yıldırmaya çalışıyor. Böyle ‘terbiye’ etmeye çalışıyor. Buna karşı biz boyun eğmiyoruz, teslim olmuyoruz ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Ama muhalefeti Kürt sorunu üzerinden çok açık bir şekilde hizaya çekmiş bir iktidar aklı var” vurgusu yaptı.   ‘Ortak olan muhalefet var’   Muhalefetin Semra’nın dokunulmazlığının kaldırılmasına “evet” oyu kullanmasını “talihsiz” olarak değerlendiren Gülistan, şöyle devam etti: “40 milletvekilimizin dokunulmazlığı kaldırıldığında, ‘anayasaya aykırı ama evet’ diye oy verenler daha sonra ‘Eş genel başkan düzeyinde Selahattin Demirtaş’ın niye cezaevinde’ diye muhalefete sürekli soru soruyorlar. O zaman biz de ‘Siz dokunulmazlıkları kaldırdınız’ diyorduk. O anlamıyla sadece bir AKP-MHP ittifakının anayasa ihlalinden söz edemeyiz. Bizzat buna ortak olan bir muhalefet var. Demokratik kamuoyunun beklentisi bundan bir ders çıkarılmasıydı. Tek adam rejimiyle, gittikçe otoriterleşen bir yönetimle, faşizmin kendini her geçen gün kurumsallaştırmaya çalışmasıyla. Bunun bedelini hep birlikte ödüyoruz. Tekrar geldiğimiz nokta 21’inci yüzyılda parti kapatmaya gelmiş durumda. Bunun sebeplerinden birinin de muhalefet partisi olduğunu biliyoruz.”   ‘Türkiye böyle demokratikleşmez’   Gülistan, muhalefet partisinin söylemleri ve pratikleri arasında tutarsızlıkların olduğunun altını çizerek, “AİHM 40 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını hukuka aykırı buldu. Muhalefet partisi olarak bir milletvekilinin dokunulmazlığına yine ‘evet’ oyu kullandınız. İktidara aday olan Türkiye’nin düze çıkaracağını vadeden, Türkiye’ye eşitlikçi, demokratik ve özgürlükçü bir ülke vadeden aklın, bugün dokunulmazlık gibi bir meselede üstelik hukukun da bu kadar araçsallaştığı bir ülkede ‘gitsin yargılansın’ diye dokunulmazlığın kaldırılmasına evet demesi, çok açık bir şekilde milletvekilimizin AKP’nin direktifleri ile hareket eden, tarafların önüne atmaktır. Bunun ne demokrasi ile ne evrensel hukukla hiçbir alakası yoktur. Ne böyle Türkiye demokratikleşir ne de bu ülke düze çıkar. Bu ülkenin temel sorunu Kürt sorundur. Bugün Semra Güzel şahsında tartıştığımızda Kürt sorununun sonuçlarıdır. Biz nedenleri tartışmak zorundayız, çözümü tartışmak durumundayız. Bugün Türkiye’yi yönetmeye talip olan bir aklın izleyeceği siyaset bu olamaz. Böyle bir aklın böyle bir siyaseti izlemiş olması ve bu siyaseti izledikten sonra kalkıp demokrasiden, eşitlikten ve özgürlükten söz etmesini hepimiz kuşkuyla izleyeceğiz” diye konuştu.