Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması kararına HDP'den tepki 2022-02-17 18:05:04   ANKARA - HDP'li Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Karma Komisyon'da alınan karara ilişkin HDP, "Meclis'in en çalışkan ve kadın bir milletvekilinin siyasi yaşamının henüz başında olan genç bir milletvekilinin linç kampanyasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasıyla gerçekten Meclis ve ülkemizin siyaseti bir darbe daha almıştır. Bugüne kadar kaldırılan hiçbir dokunulmazlık bu ülkenin yararına olmamıştır. Semra Güzel ile ilgili karar da bu ülkenin yararına olmayacaktır” denildi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel hakkında hazırlanan iki fezleke nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması görüşmeleri Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyonda görüşüldü. Görüşmelerin ardından AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti'nin oyları ile Semra'nın dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alındı.    Kürt sorunun tarihselliği   Karara ilişkin konuşan HDP’li Abdullah Koç, bu durumun arka bir planı olduğunu söyledi. Kürt sorunun tarihsel bir sorun olduğunu belirtti. Abdullah, “Kürt sorunun çözümsüz bırakılması, çözümü istemeyen ve devletin yapısını beslediği savaş rantçılığın ve atmosferin hakim olması anlamına gelmektedir. Bu tarihsel açıdan yapılan hattalar toplumsal barışın önünde ciddi bir engel olmakta ve krizlerin derinleşmesine neden olmaktadır. Tarihsel hatalarda ısrar etmek, yöntemleri sürdürmek kirli savaşı sürdürmek demektir” dedi. Yakın geçmişte Kürt sorunun nelere tezahür ettiğini ve siyasete yansımasının nasıl olduğu üzerine birkaç örnek gösteren Abdullah, “Kürt sorunu cezaevleri tarihiyle aynı paralelde izleyen bir sorundur. Diyarbakır askeri cezaevi 12 Eylül darbeden sonra yaşanılan işkencelerle ön plana çıkan bir cezaevidir. Dünyanın en kötü yönetildiği on cezaevi arasında yer almaktadır.  19981-84 arasında cezaevinde 34 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı, cezaevi hakkında belgeseller çekildi, kitaplar yazıldı ve halen etkileri devam etmektedir” sözlerini kullandı.    ‘Kürdün uğrak yeri mahkemeler’   Günümüz cezaevleri ile ilgili Kürt tarihinin bu şekilde devam ettiğine dikkat çeken Abdullah, Türkiye’de toplamda cezaevlerinde 298  bin kişinin bulunduğunun bilgisini verdi. Abdullah şöyle devam etti: “Bunlardan bin 311’in çocuk, bin 605’in hasta tutsak, 600’ü hasta ve en az 59 mahpus yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde on binlerce yoldaşımız bulunmaktadır. Yapılan infaz yasasına rağmen siyasi mahpuslar bundan yararlanmadı. Bu da siyasi mahpuslara dönük bakıştır. Cezaevlerinde işkence, hak ihlalleri, çıplak arama ve intiharların olduğuna ilişkin iddialar var. Yargının cezasızlık politikaları hakimdir. Bunların hepsinin hikayeleri Kürt olmalarından kaynaklı siyasi soykırımla karşı karşıya kalmalarıdır. Bu nedenle cezaevlerinin tarihi Kürt tarihidir. Bu aynı zamanda yenilerin gerçeğidir. Kürt sorunu aynı zamanda ulusal yargı ile paralel giden bir tarihtir. Kürt sorunu mahkeme zabıtlarında tartışılan ve mahkeme salonlarında tartışılan bir sorundur. Her bir Kürdün siyasi mücadelesinin uğrak yeri mahkemelerdir ve mahkeme salonlarıdır.    Muhalefet muhalet tarafından susturulmak isteniliyor   Ana muhalefet partileri ve diğer muhalefet partileri her aşamada tarafsız ve bağımsız bir yargıdan söz etmektedirler. Bu yargı ne zaman bu aşamaya geldi? Arka tarihsel planı nedir? Bunların tamamının açığa çıkarılması gerekiyor. Bir taraftan tarafsız ve bağımsız olmadığından söz eden muhalefet diğer taraftan  ise tarihsel örneklerde olduğu gibi dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla yargıya havale edecek milletvekillimizin muhalefet Türkiye’nin devasa sorunlarına bu şekilde mi çözüm getirecek. Yargıya havale edilen her sorun ayrı br sorun haline gelmektedir. Tamamen oluşturmuş metafordan çıkamayan ve İktidarın etkisinde olan bir muhalefet bloğunun oyları ile partimize dönük operasyon başlatılmadı mı?  Bu komisyonda yer alan hukukçuların bu olaylardan haberi olmadığını söylemek mümkün mü? Hukuk aynı zamanda insan haklarına, evrensel hukuk çerçevesinde insanlara eşit ve adil yaklaşım göstermek durumundadır. Sırf siyasi saiklerle masumiyet ilkesini, düşünce hürriyet kıstaslarını ve demokratik bir toplumun oluşturulması için gerekli kriterlere sırt dönmesi mümkün mü? Bu karma komisyonda yapılan işlem hukuki bir işlemdir. Soruşturma niteliğinde bir işlemdir. Yargısal bir niteliği vardır. Yıllar önce yaşanan ve hiçbir şekilde milletvekillimiz tarafından kamuoyuna duyurulmayan bir durumla karşı karşıyayız. İktidar durup dururken, şimdi ortaya çıkarmasının nedenleri vardır. Ekonomik kriz, sosyal kriz ve toplumsal krizi perdelemek amacıyla ortaya atılan bir durumdur. Komisyon üyesi Ali Özkaya tarafından paylaşılan bu üye aynı zamanda tarafsızlığını yitirmiş durumdadır. Muhalefetin eleştirilere rağmen tavrı neden bu yöndedir? Esasinden işin paradoksal bir yönü de vardır. İktidar tarafından bir operasyon söz konusudur. Muhalefeti susturmak ve diğer muhalefet partileri tarafından yapılamaktadır. Muhalefeti muhalefetin susturulması istenilmektedir. Türkiye’nin çıkmazı da ne yazık ki budur.   Dokunulmazlık görüşmesi hukuka aykırı   Şimdiki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 20 Ocak 2022 tarihli Karma Komisyonun başkanlığını yapmış ve bu iddialar hakkında görüşünü belirtmiştir. Milletvekilimiz aleyhinde görüşünü belirtmiştir. Adalet Bakanı seçildikten sonra Anayasanın 159’ncu maddesi uyarınca HSK’nın başkanı Adalet Bakanı'dır. Bu anlamda dokunulmazlık görüşmesi süreci iki anlamda hukuka aykırıdır. Siyasi bir anlam kazanmıştır. Karma Komisyon'un bir üyesi daha önceki paylaşımları ile tarafsızlığını yitirmiştir. Bu anlamda yapılacak her işlem hukuken mümkün değildir, dokunulmazlık dosyasının iade edilmesi gerekiyor.”   Komisyonun kararının ardından HDP’li milletvekilleri toplantının sona ermesinin ardından Meclis’te açıklama yaptı.   ‘Bizim dışımızda diğer siyasi partileri kaldırılması yönünde kullandı’   Yargısız infazın ikinci aşamasını Karma Komisyon'da yaşadıklarını söyleyen Mehmet Rüştü, 8 Ocak tarihinde basında Semra Güzel’i linç eden bir dizi fotoğraf yayınlandığını  hatırlattı. Mehmet Rüştü, “10 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanı arkadaşlarımız gerekeni yapacaktır dedi ve bir talimatla Meclis'i ve AKP’yi harekete geçirdi. 20 Ocak tarihinde karma komisyon toplandı, aynı gün hazırlık komisyonu toplandı, görev dağılımı gerçekleşti. Semra Güzel’den savunma istendi bugün 17 Şubat. Henüz üzerinden 30 gün geçmeden hazırlık komisyonu iki dosya için çalışmalarını, Karma Komisyon da çalışmaları tamamlamış oldu. Bizim grubumuz dışında diğer siyasi partiler Semra Güzel vekilimizin dokunulmazlığının kaldırılması yönünde oy kullandılar” dedi.   ‘Seçme seçilme hakkı ihlal edildi’   Semra Güzel dosyasında ivedi biçimde kaldırılması gerektirecek hiçbir nedenin olmadığına dikkat çeken Mehmet Rüştü, “Dosyalardan bir tanesi bir itirafçı beyanına dayanıyordu. 5 satırlık itirafçı beyanını dayalı olarak Semra Güzel’in dokunulmazlığı bugün kaldırıldı. İkinci fezlekede sözlüsü ile çektiği resimler üzerinden Semra Güzel’in dokunulmazlığının isteniliyordu. O dosyada Semra Güzel vekilimizin dokunulmazlığı kaldırıldı. Çözüm sürecinde gerçekleştirdiğini söylediği ve insani amaçla gerçekleştirdiğini söylediği ve gören herkesin bunun bir duygusal ana ait olduğunu anlayacağı fotoğraflar üzerinden bir milletvekilinin dokunulmazlığı linç kampanyası sonunda kaldırıldı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun seçme, seçilme hakkını açık bir biçimde ihlali anlamına geldiği çok açık. İnsani duyguların cezalandırılması anlamına geldiği çok açık. HDP dışında tek sesle aksi yönde oy kullanılmasını da kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Meclis'in en çalışkan ve kadın bir milletvekilinin siyasi yaşamının henüz başında olan genç bir milletvekilinin linç kampanyasıyla dokunulmazlığının kaldırılmasıyla gerçekten Meclis ve ülkemizin siyaseti bir darbe daha almıştır. Bugüne kadar kaldırılan hiçbir dokunulmazlık bu ülkenin yararına olmamıştır. Semra Güzel ile ilgili karar da bu ülkenin yararına olmayacaktır. Pek ummuyoruz ama umarız Genel Kurul’da farklı bir karar çıkar ve Karma Komisyon'un kararı reddedilir” ifadelerini kullandı.    Semra'nın dokunulmazlığının kaldırılması yönünde alınan karar,  önümüzdeki hafta Genel Kurul’a getirilecek. Genel Kurul’da Semra ya da yerine yetki verdiği bir milletvekili savunma yapabilecek. Genel Kurul görüşmeleri  ardından Semra’nın yargılanmasının önünü açılacak.