Pervin Buldan: Öcalan'ın düşüncesini merak ediyorsanız açın İmralı'nın kapılarını 2022-01-29 14:20:50   ANKARA - HDP PM gerçekleştirdiği toplantısıda konuşan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan, Cumhurbaşkanının PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Selahattin Demirtaş tartışmalarına dikkat çekerek,“Sayın Öcalan’ın görüşlerini merak ediyorsanız, açın İmralı’nın kapılarını kendi fikrini kendisi söylesin” diye belirtti.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) toplantısı HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında online gerçekleştirildi. Toplantıda, Yaşanan küresel ve bölgesel gelişmeler ile ülkedeki kriz halini ve HDP’ye yönelik saldırılar değerlendirilirken, yeni dönem mücadele hattına ilişkin planlamada çıkarıldı.  Toplantıda Pervin Buldan ve Mithat Sancar konuştu.   ‘Kürtlere dönük saldırılar sürüyor’   Eş Genel Başkan Pervin Buldan, 2021 yılının zor ve zahmetli geçtiğine değindi. Savaş konseptinin ve düşmanlık hukukunun devrede olduğunu kaydeden Pervin, “Sadece Kürtlere değil, Türkiye toplumunun tamamına yapılan saldırılar 2022’de de devam ediyor. AKP hükümetinin savaşla ayakta kaldığını, kendisini güçlü hissettiği tek dayanağın savaş politikaları olduğunu biliyoruz. Rojava’ya ve Kürtlerin olduğu her alana saldırılarını sürdürüyor. Dışarıda istediğini elde edemediği için içeride saldırmaya devam ediyor. Kadınlara, HDP’ye ve demokrasi güçlerine saldırıyor, saldırmaya devam edecektir. Muhalefete dönük saldırılar olacağı kanaatini taşıyorum” sözlerini kaydetti.   HDP’ye dönük kapatma davası   HDP’ye dönük kapatma davasına değinen Pervin şöyle devam etti: “İktidarın 2021 yılında en fazla üzerinde durduğu ve Kürtlere ve HDP’ye saldırdığı birkaç nokta var. Kapatma Davası, Kobanê Kumpas Davası ve Deniz Poyraz arkadaşımızın katledilmesi davası. Her üçü de Kürtlere ve kadınlara, AKP ve MHP’nin hem düşman hukuku hem de kadın düşmanlığı üzerinden çok acımasızca saldırdığı alanlar. Önümüzdeki günlerde kapatma davasının seyrinin ne olacağını söylemek için erken. Dava kendi rutininde devam ediyor gibi görünüyor ama bu AKP’nin bir talimatla süreci hızlandırmayacağı anlamına gelmiyor. Her an her şeye hazırlıklı olmak gerekir. Bu duyarlılıkla kapatma ve Kobanê davalarında yaşananları izlemekte fayda var. Hukuk Komisyonumuz ve hukukçuların katkısıyla savunmalar yapılıyor ama önümüzdeki dönemde bunlara hazırlıklı olmakta fayda var. Deniz Poyraz’ın katledilmesinin sadece Deniz Poyraz değil aynı zamanda kadınlara, HDP’ye ve Kürtlere de bir mesaj olduğunu biliyoruz. Deniz Poyraz'ın duruşmasına bir gün kala, Roboski Katliamının yıl dönümünde Bahçelievler İlçemize yapılan saldırıyla ve diğer düşmanca saldırılarla bu mesaj iletilmeye devam ediyor.”   Hasta tutsaklar vurgusu   Cezaevlerinde tutsaklara dönük hak ihlallerinin de gün geçtikçe ağırlaştığını ifade eden Pervin, cezaevlerinin düşman hukukunun çıplak bir şekilde görüldüğü merkezler haline geldiğini söyledi. Pervin, “Hasta tutsakların tahliye edilmiyor olması, Kürtlere ve HDP’ye dönük düşmanlığın göstergesidir. Garibe Gezer’in ölümüyle cezaevlerindeki durum gündem oldu ama hasta tutsakların durumu aciliyetini koruyor. Yine Aysel Tuğluk ve hasta tutsakların yaşadıkları bu durumun aciliyetini gösteriyor. Kadınların Aysel ile ilgili başlatmış olduğu kampanya oldukça önemlidir, değerlidir. Sonuç almaya odaklı bu tür girişimlerin devam etmesini önemsiyoruz” diye belirtti.    ‘İmralı kapılarını açsınlar’   AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmralı-Edirne tartışmalarına dikkat çeken Pervin, “Erdoğan’ın İmralı-Edirne açıklamaları konusunda, herkesi hassas davranmaya çağırıyoruz. Sayın Öcalan’ın görüşlerini merak ediyorsanız açın İmralı’nın kapılarını kendi fikrini kendisi söylesin” şeklinde konuştu.   ‘Bu görüşmelere güçlü kadın buluşmalarını da ekleyeceğiz’   Pervin konuşmasını şöyle sonlandırdı: “İttifaklar meselesi bu dönemde önemli. Muhalefet partileriyle ve farklı kesimlerle önemli görüşmeler ve ziyaretler gerçekleştirdik. CHP, Saadet Partisi, Deva ve Gelecek Partilerini ziyaret ettik. Bu ziyaretlerin ve görüşmelerin devamını önemsiyoruz, bu konuda girişimlerimiz sürüyor. Sol, sosyalist partilerle yapılan görüşmeler de önemliydi. Elbette bütün bunlar seçimleri aşan, mücadele ortaklığını hedefleyen arayışlardır. Bütün bu görüşmelere kadın cephesindeki güçlü buluşmaları da ekleyeceğiz. Biz halk hareketiyiz; halkın içindeyiz, halkla birlikteyiz. Çalışmalarımızı hiç kimse ve hiçbir güç sekteye uğratamayacak, halkla bağımızı koparamayacaktır. Son dönem kongrelerimizin çok coşkulu ve güçlü geçmesi Türkiye toplumunun partimize gösterdiği teveccühtür, ilgidir. İstanbul kongremiz büyük moralle gerçekleşmişti. Diğer kongrelerimiz de aynı moralle ve güçle geçti. Önümüzdeki günlerde Dersim, Adıyaman ve diğer illerde de kongrelerimizi gerçekleştireceğiz. Mart ayı geliyor. 8 Mart ve Newroz’u çok güçlü gerçekleştirmek için şimdiden çalışmalarımıza başladık. 8 Mart’ta kadınların birlikte hareket etmesini, Newroz’da da Türkiye halklarının bu saldırılara karşı birlikte duruşunu sağlamak herkese moral verecektir. Bir seçim sürecine girdik sayılır. Zamanında dahi yapılsa bir yıla yakın bir süre var önümüzde. Seçime HDP olarak çok güçlü hazırlanıyoruz, dengeleri değiştirme gücümüzü bir kez daha göstereceğiz.”   ‘Deklarasyonumuz güçlü bir öneridir’   Düzenin değişmesi için gerçek alternatiflere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Mithat Sancar ise,  27 Eylül tarihinde açıkladıkları “Demokrasi deklarasyonunu” hatırlatarak, “bu deklarasyon barış ve demokrasiye giden yolun bir çerçevesi olarak anlaşılmalıdır. Bizler bu amaçla müzakere ve diyalog zemininin başlamasını hedeflemiştik. Yani deklarasyonumuz barışa, demokrasiye ve adalete giden yolda hangi çerçeveyi esas almamız gerektiğini belirten güçlü bir öneridir. Bunun sahiplenildiğini ve ciddiyetle ele anıldığını görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.   ‘Demokrasi ittifakını ortak mücadele temelinde oluşturmak istiyoruz’   Bu deklarasyonun hayata geçmesi için HDP’nin çalışmalarının yürütmesinin yetmediğini ifade eden Mithat,  “Daha fazla derken kastettiğimiz şudur; toplumun tümüne, bütün ezilenlere gerçekten umut veren bir siyasal çizgiye ihtiyaç var. Bu siyasal çizgiyi yaratmak için Üçüncü Yolun daha da pekiştirilmesi gerekiyor. Bunun içini doldurmak ve halka mal etmek gerekiyor. Bu yolun temel hedefi güçlü demokrasi, kalıcı barış, eşit ortak yaşam ve herkes için adalettir. Bunu sağlamak için de en geniş çerçevede demokrasi ittifakı kurmamız gerektiğini söylüyoruz. Demokrasi ittifakının ne anlama geldiğini her fırsatta açıklıyoruz. Bazı yanlış yorumlar ve eksik değerlendirmeler yapılıyor ama bunlar asıl vurgumuzun gölgelenmesine neden olmamalıdır. Biz demokrasi ittifakını ortak mücadele temelinde oluşturmak istiyoruz. Yani Türkiye’de bütün ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, baskı altında tutulanların, sömürülenlerin, adaletsizlik yaşayanların buluşacağı geniş bir mücadele hattını oluşturmak istiyoruz” diye belirtti.   ‘Demokrasi ittifakı ile en geniş birlikteliği sağlamalıyız’   İttifak arayışlarının seçimlerden ibaret ya da sadece seçimlere odaklanmış bir hedef olmadığını dile getiren Mithat, Demokrasi ittifakının bunun ötesini işaret ettiğini aktardı. Mithat, “Şüphesiz seçimler, zamanında olsun ya da erken olsun, Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacaktır. HDP olarak bizlerin, seçimlerin önemini göz ardı etmemiz zaten söz konusu olamaz. Ancak demokrasi ittifakını sadece seçimlere oturtmak da sorunlara çözüm bulmak ya da çözüm yollarını açmak için yeterli değildir. Hatta çoğu zaman seçimlerle sınırlanmış, seçimlere dönük çalışmalara hapsolmuş programların sorunlara çözüm olmak yerine bizi yanlışlara sürükleyebileceğini hatırlatmalıyız. Demokrasi ittifakı ve en geniş birlikteliği sağlamak temel amacımızdır. Bunun seçimlere dönük bir çalışmayı da içerdiğini tekrar hatırlatayım. Ama demokrasi ittifakının seçimlerle bağlantısını esas olarak Meclis seçimlerine göre değerlendirmekte fayda var. Biz bütün ezilenleri, dışlananları Meclis’te temsil ettirecek bir çalışmayı da demokrasi ittifakının bir parçası olarak görüyoruz. Halkların ortak iradesini Meclis'e taşımak, demokrasi ittifakının bir parçasıdır ama demokrasi ittifakı bundan ibaret değildir” ifadelerinde bulundu.   ‘Sol ve sosyalistle sınırlı tutmuyoruz’   Sol ve Sosyalist yapılarla yaptıkları toplantının çok verimli geçtiğini belirten Mithat, “Birkaç noktada mutabakat sağlanmasını olumlu karşılıyoruz. Bunların başında birlikte yürüme konusundaki görüşmeleri sürdürme kararı geliyor. Bunun yanında genişleme perspektifi geliyor. Bütün sol ve sosyalist çerçeveleri kapsayacak genişliğe ulaşması da mutabakata varılan konulardan biriydi. Bu konudaki çalışmaları dostluk ve yoldaşlık hukuku çerçevesinde sürdürme kararımız var. Bütün paydaşların da bu konuda ortaklaşması umut vericidir. Demokrasi ittifakını, sadece sol ve sosyalist kesimlerle sınırlı tutmadığımızı belirtmemiz gerekiyor. Bütün ezilen kesimleri kapsamak temel amacımızdır. Burada da olumlu mesajlar ve işaretler gelmesi umudumuzu büyütüyor. Bizim gerçek bir alternatife ihtiyacımız var. Bu iktidar savaş politikalarını, sömürüyü, rantı ve talanı temel bir özellik olarak hayatın her alanında yansıtıyor. Buna karşı gerçek alternatif, ancak yeni başlangıç ile olabilir. Bu da geçmişten kopuş iradesini içermek zorundadır. Eski dönemin zihniyetinden kopma iradesini içermek zorundadır. Eğer eskiyi tekrar eden bir anlayış karşımıza çıkarsa bilin ki bunun Türkiye halklarının beklentilerine cevap oluşturması mümkün değildir. Bu nedenle HDP olarak bizler halklara güçlü bir gelecek umudu yaratmak için çalışmalarımızı aksatmadan bütün baskılara rağmen sürdürmeye kararlıyız” şeklinde konuştu.