'Savaş bütçesi 8 yılda 5 kat arttı' 2021-12-14 14:45:56   ANKARA - Savunma Sanayi Başkanlığı bütçesine dair söz alan HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir, “Silahlanma ve Güvenlik Harcamaları için ayrılan tutar 246 milyar TL. 2014 yılında 45 milyar TL olan bu rakam, 8 yılda bütçe 5 kat arttırıldı” dedi.    Meclis Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi ve bağlı kuruluşlar MİT, MGK Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı bütçeleri görüşülüyor. HDP grubu adına Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İletişim ve Savunma Sanayi Başkanlıkları bütçelerine dair değerlendirmelerde bulundu.    Türkiye savunma harcamasında 16’ncı sırada    Savunma Sanayi Başkanlığı bütçesine ilişkin konuşan Dilan, “Uluslararası Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan bir araştırmaya göre Covid-19 salgınına rağmen savunma harcamalarının yaklaşık 2 trilyon dolara ulaştığını görüyoruz. Türkiye en çok savunma harcaması yapan 40 ülke içinde 16’ncı sırada. Dünyada birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de devasa kaynaklar savunmaya ayrılıyor” dedi.   Savunma sanayisine ayrılan paraya bakmak yeterli    Küresel askeri malzeme teçhizatı satışlarında en fazla satış yapan 20 şirketin 14’ünün ABD’nin şirketlerinden oluştuğunu kaydeden Dilan, “Tüm dünyada savaş ve karışıklık çıkararak silah satan ve insani acıları paraya dönüştüren bir sektör ile karşı karşıyayız. Daha fazla silah satmak veya daha fazla silah almak için bilinen ve bilinmeyen envai çeşit düşman yaratılıyor. Halklar karşı karşıya getirilerek bu düzen sürdürülüyor. İşte bir bütçenin savaş bütçesi mi yoksa halkın bütçesi mi olduğunu anlamak için savunma sanayisine ayrılan paya bakmak yeterli” ifadelerini kullandı.   Görünmeyen milyar dolarlar   2022 bütçesine bakıldığında saraya ve savaşın finansmanı için hazırlanan bir bütçe olduğunu vurgulayan Dilan şöyle devam etti: “Tıpkı daha önceki bütçeler gibi. Bakın. Silahlanma ve Güvenlik Harcamaları için ayrılan tutar 246 milyar TL. Bu rakam 2014 yılında 45 milyar TL iken, 2022 bütçesinde bu tutar beş katına çıkmış bulunuyor. Neredeyse 8 yılda bütçe 5 kat arttırılmış. Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2022 Yılı Bütçe Gerekçesi raporundan yapılan analize göre, söz konusu bütçeye savunma sanayi alanı ve bu alanda faaliyet gösteren beş büyük şirketin gelirlerinin/yatırımlarının ve Savunma Sanayi Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde güvenlik için ayrılan toplam kaynak 350 milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Bu sadece elbette ki buz dağının görünen kısmı, birde görünmeyen milyar dolarlık kısmı var.   Denetim dışı bırakılan harcamalar    ‘Örtülü ödenek’ ya da ‘gizli hizmet’ harcamaları adı altında denetim dışı bırakılan bir pay daha var ki o’da aslan payıdır. Aslan payı bugün bir kez daha savaşa, silaha ölüme ve öldürmeye harcanıyor. Bu savunma harcamaları aşırı borçlanarak gerçekleştiriliyor. Askeri harcamalardaki bu orantısız artış büyümeyi baskıladığı gibi halkın sırtına daha fazla vergi yükünü bindiriyor. Dolaylı vergilerle gelir eşitsizliğinin de bir nedeni budur. Siyasi iktidar krizler ve çelişkiler yaratarak savaş politikalarında ısrar ederek ülke kaynaklarının büyük çoğunluğunu silah sanayisine harcıyor. Silaha bu kadar para harcamak zorunda değiliz elbette.   Kayıplar çok fazla    Savaş ve güvenlikçi politika yerine barış politikasında ısrar edilseydi; bugün silaha, tanka, topa harcanan para bu ülkenin emekçilerine yoksullara, gençlere, çiftçilere, kadınlara ve EYT’lilere harcanırdı. Ülkenin öz kaynakları bugün kangrenleşen bütün ekonomik sorunları çözmeye yeterdi. Nitekim çözüm sürecinde AKP Ekonomi İşleri Başkanlığı bünyesinde hazırlanan bir rapor çalışmasında savaşın ekonomik maliyetini bu ülkeye hem maddi hem de manevi kayıplarının çok fazla olduğunu verileriyle ortaya koyuyor.    Hafızalardan silinmeyecek büyük acılara sebep oldu    Bugün savaşa değil barış ekonomisine ve siyasetine yatırım yapılsaydı, bu ülkenin insanları çöpten ekmek toplamazdı. Türkiye bölgede demokrasi barış ve özgürlüklerin savunucusu bir ülke konumunda olurdu. Komşularına paramiliter güçler ihraç etmek yerine demokrasi hukuk, adaleti tesis eden örnek bir ülke olurdu. Ama maalesef AKP krizden beslenerek, iktidarını koruyor ve güvenlikçi politikalarını ısrarla sürdürüyor. Bu politikalar ile sadece ülkeyi değil Ortadoğu’yu da istikrarsızlaştırmıyor, istikrarsızlığı Ortadoğu’ya da taşıyan bir parti. Yıllarca hafızalardan silinmeyecek büyük acıların yaşanmasına sebep oldu. Suriye örneğinde olduğu gibi.   AKP akıl tutulması yaşıyor   Tüm bunlar sadece içerde ve dışarda Kürtler bir hak elde etmesin bir hukuka kavuşmasın diye yapılıyor. Kürtler gidip uzayda bir fidan dikse bu fidanın ismi de Kürt fidanı dese uzayı terörist ilan edecekler. Kürt karşıtlığı ve fobisi ile AKP de akıl tutulması yaşanıyor. Küreselleşen Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak yerine ayrımcılık ve nefret politikaları ile cevap veriyorsunuz. Sırf bu yüzden halkın boğazından kestiğiniz paralarla, vergilerle Suriye’deki cihadist grupları beslemeye devam ediyorsunuz. Beslediğiniz bu gruplar Suriye’deki halklara karşı işledikleri suçlar ile dünya gündemindeler. İnsan kaçırma, işkence, fidye isteme, gasp etme, insan öldürme gibi bir dizi insanlığa karşı suç fiilinde bulunmuşlar. Karıştıkları bu suçlar Birleşmiş Milletler Uluslararası İzleme Örgütleri tarafından defalarca belgelendi.   AKP’nin koltuklarını kaybetme sorunu var   Unutmayın, bunların işlediği her suç AKP’nin de hanesine yazılıyor. Bu çetelere peşkeş çektiğiniz yetmedi, ülkenin itibarında yerle bir ettiniz. Zira OECD’ye bağlı Mali Eylem Görev Gücü tarafından Türkiye gri listeye alındı. Bir nedeni de bu suçlar. Tüm bunları bir beka sorunu varmış gibi algı yaratarak örtbas etmeye çalışıyorsunuz. Oysa Türkiye’nin bir beka sorunu yok, olsa olsa AKP’nin koltuklarını kaybetme sorunu var.   Hesabı sorulmadı, ölen öldüğüyle kaldı    Bir diğer sorun ise Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) insanları artık yargısız infaz eden araçlara döndü. Dünyada çapında da çokça eleştirilen silahlar. Özelikle 2004 ve 2011 yılları arasında Pakistan’da insansız hava araçlarının saldırısı sonucu 875 sivilin hayatını kaybetmesi ciddi tartışmaları beraberinde getirdi ve fiili olarak kimi kısıtlamalar getirildi. O dönem AKP iktidarı da bu araçları eleştiren bir siyaset izledi. Ama Türkiye’de İHA’lar ve SİHA’ları üreten firmanın sahibi damat Bayraktar alınca, AKP bu sefer bu silahları savunmaya başladı. 31 Ağustos 2017 de Hakkâri’de kent merkezine 20 km uzaklıkta piknik yapan dört yurttaşımız SİHA ile vurulmuştu. Mehmet Temel (35) yaşamını yitirmiş, İbrahim Sak (54), İsmail Aydın (43) ve Musa Tarhan (54) ise yaralandı. Korkunç saldırının hesabı sorulmadı, hesabı verilmedi. Ölen öldüğü ile kaldı.   Binlerce Êzidî katledildi   Şimdi bu SİHA saldırılarının yeni hedefi, Êzidîlerin kadim şehri Şengal. Mezopotamya ve Ortadoğu’nun en mazlum ve en barışçıl halkına yönelik bu saldırıların nedeni nedir? On binlerce yıldır kutsal bildikleri coğrafyada 74 fermandan geçmesine rağmen Êzidî halkı kendi coğrafyasında yaşamak, direnmek istiyor ve kendi varlığını da yaşatmak istiyor. 2014 yılında IŞİD barbarları Şengal’e saldırdı. Binlerce Êzidîyi katletti. Bu saldırılarda 450 bin Êzidî topraklarını terk edip dünyanın dört bir yanına mülteci olarak dağıldı. 7 bin Êzidî kadın zorla kaçırıldı ve seks kölesi olarak pazarlarda satışa çıkarıldı. Hala 2 bin 700 Êzidî kadından haber alınamıyor, akıbetleri bilinmiyor. 21.yüzyılın en büyük trajedisini yaşayan bu halka yönelik saldırılara anlam vermek mümkün değil. Yani 74 kez soykırımdan geçen ve nüfusu bitme noktasına gelen Êzidî halkının kendisini savunması, koruması ve kendini yönetmesi AKP’yi niye bu kadar rahatsız ediyor? Biz bilmiyoruz.   Êzidî halkıyla beraberiz   Bir güvenlik gerekçesi olarak sunuluyor Şengal. Yüz metre ötenizde, tüm bu katliamları yapan insanların kafasını kesen IŞİD barbarları sizin için sorun değil. Bin km ötede soykırıma uğrayan halk AKP için tehlike ve güvenlik gerekçesi öyle mi? Buna inanmamızı istiyorsunuz? Êzidî halkına yönelik her türlü saldırıyı IŞİD zihniyetinin bir devamı olarak görüyoruz. Êzidî halkımızı bir kez daha buradan selamlıyoruz. Êzidî halkıyla beraberiz. 2023’ün bütçesi savaş, saray bütçesi olmayacak. 2023’ün bütçesi hakça paylaşımın bütçesi olacak.”   Genel Kurul devam ediyor.