CHP’li Candan Yüceer: Türkiye’de 10 kadından 3’ü ısrarlı takibe maruz kalıyor 2021-11-23 18:58:40   ANKARA - Genel Kurul’da “ısrarlı takip” sonucu katledilen kadınlara dikkat çeken CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Türkiye’de kadınların yüzde 27'sinin, 10 kadından 3'ünün en az bir kez ısrarlı takibe uğradığını belirtti. Candan, ısrarlı takip suçunun mevzuata ayrı bir suç olarak tanımlanması gerektiğini söyledi.   Meclis Genel Kurul’da İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin görüşülmesine devam ediliyor. Kanuna ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer söz aldı.   Israrlı takip sonucu katledilen ve yaralanan kadınlar   Literatürde, “stalking” kelimesinden türeyerek gelen, “ısrarlı takip” olarak çevrilen ve halk arasında “musallat olma” kavramlarının ne ifade ettiğini anlatan Candan, Hatay’da birlikte olduğu erkek tarafından yüzüne kezzap atılan Berfin Özek’in, “ısrarlı takibe” maruz kaldığını hatırlatarak, “Kendisinin yüzüne kezzap atılmadan önce defalarca yolları kesilerek iletişim araçlarıyla tehditler aldı, hakaretlere uğradı ve eski erkek arkadaşı tarafından yüzüne asitli saldırıda, bir gözünü kaybetti, bir gözü yüzde 70 görme kaybı yaşadı ve yüzü gerçekten ağır hasar aldı. Ayşe Tuba Arslan, o da ısrarlı takip kurbanıydı. 23 kez şikayette bulunan ve son dilekçesinde ‘Ben öldükten sonra mı dikkate alacaksınız?’ diyen ama öldükten sonra da dikkate alınmayan Ayşe Tuba Arslan'dı” dedi.    ‘Israrlı takip ceza kanununda tanımlansaydı kadınları kaybetmeyecektik’   Katledilen Tuba Arslan’ın davasında hukukçuların düzenlediği rapora değinen Candan, Tuba’nın şikayetlerinin farklı farklı olarak algılandığından kaynaklı önlemlerin alınmadığını anımsattı. Candan, “Bununla beraber savcılık, aile mahkemesi, ceza mahkemesi, ŞÖNİM'ler arasında yeterli ve düzenli bir şekilde irtibat sağlanamadığından dolayı, ihmal zinciri sonucu Ayşe Tuba Arslan'ın öldüğünü ifade ediyordu. Israrlı takip suçu eğer Ceza Kanunu'muzda tanımlansaydı, biz, Berfin Özek'in yüzüne kezzap dökülmeden önce onu koruyabildik, kurtarabilirdik. Ayşe Tuba Arslan, Güleda Cankel, Helin Palandöken ve nice kadınlar hayattan koparılmamış olurlardı, hayata tutunabilirlerdi. Ülkemiz açısından konun önemi de şu: Tipik bir ısrarlı takip davası olan Nahide Opuz davasına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği ihlal kararı” diye belirtti.    ’10 kadından 3’ü ısrarlı takibe uğruyor’   Yasa’nın ve Sözleşme’nin uygulanmadığı için önlenebilir suçlarla kadınların katledildiğine dikkat çeken Candan şöyle devam etti: “Bakın, Hacettepe Üniversitesinin yaptığı araştırma Türkiye'de kadınların yüzde 27'sinin, 10 kadından 3'ünün en az bir kez ısrarlı takibe uğradığını gösteriyor ve Türkiye'de yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarının, kadın cinayetlerinin çoğunda ısrarlı takip söz konusu. Acil durum çağrılarının yüzde 20'si ısrarlı takip suçu kaynaklı. İşin bir vahim boyutu da maalesef, özellikle yetişkinlere ve çocuklara yönelik olan cinsel suçların başlangıcında ısrarlı takip olduğu biliniyor. Özellikle ısrarlı takip altındaki kız çocuklarının namus kurtarma düşüncesiyle, önce okuldan alınıp daha sonra da evlendirildiğini biliyoruz biz. İşte, bu fail ilk safhada durdurulmuş olsa, ısrarlı takip cezasız kalmasa bizler kadınlara yönelik şiddeti, cinayetleri, cinsel şiddeti engellemiş olacağız ve -bir diğer kısmı da- çocukların erken yaşta evliliklerinin önüne geçmiş olacağız.”   ‘Yasal boşluk giderilmedi’   6284 sayılı kanun “ısrarlı takibin” ayrı bir suç olarak tanımlaması gerektiğini işaret eden Candan, “Cumhurbaşkanı, İnsan Hakları Eylem Planı'nda bunu tekrar etti; Adalet Bakanı, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4'üncü Ulusal Eylem Planı'nda Şiddet İzleme Komitesi toplantısında mütemadiyen bunun ayrı bir suç olarak düzenlenmesini ifade etti ama maalesef, hâlâ, henüz bu yasal boşluk giderilmiş değil, Ceza Kanunu'muzda ısrarlı takip suç olarak tanımlanmış değil. Ve maalesef, mevzuatımızda da ayrı ayrı, farklı farklı maddelerde fiiller olarak yer alıyor: Taciz, tehdit, şantaj, cebir gibi ama bunların hiçbiri ısrarlı takibi tam olarak ifade etmediği, kapsamadığı gibi hem cezalandırma noktasında hem de olayın şiddetini gerçekten belirleme noktasında yeterli olmuyor. O yüzden biz diyoruz ki: Kadınları ısrarlı takibe karşı savunmasız bırakmayalım. 2'si yürürlük 3 maddeden oluşan kanun teklifim eğer yasalaşırsa hem 6284 sayılı Kanun'un gereğini yerini getirmek adına hem kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin önlenebilir olması ilkesi uyarınca hem Anayasa'mızda yer alan hak ihlallerinin önlenmesi anlamında çok önemli bir eksikliği gidermiş olacağız” ifadelerinde bulundu.