Ebru Günay: İktidar muhalefete kurduğu tuzağa kendisi düştü 2021-11-18 12:07:27   ANKARA - HDP Sözcüsü Ebru Günay, iktidarın muhalefete kurduğu 50+1 tuzağına kendisinin düştüğünü belirterek, “İstediğiniz kadar zirve yapın, istediğiniz kadar görüşün artık bırakın 50 artı 1’i bu ülkenin siyasetinde yer almayı rüyanızda bile göremeyeceksiniz, 1 artı 1 kalmaktan kurtulamayacaksınız” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.    ‘Türkiye’de çalışan çocuk sayısı 2 milyon’   Konuşmasına 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne değinerek başlayan Ebru, dünyanın birçok yerinde çocukların geleceksiz, ağır yaşam koşulları, savaş ve göçler altında hakları gasp edilmiş bir şekilde yaşamlarını sürdürdüklerine dikkat çekti. Ekonomik krizlerin, savaşların ve mülteciliğin en büyük bedelini kadınlar ve çocukların ödediğine vurgu yapan Ebru, “Bugün dünya genelinde 152 milyon çocuk işçi olarak çalıştırılıyor. Sendikaların verilerine göre Türkiye’deki çalışan çocuk sayısı 2 milyon civarında. Milyonlarca çocuk anadili hakkından, bilimsel ve parasız eğitim hakkından, sağlık hakkından, kendisini geliştirme hakkından yoksun. Bırakın temel haklarını kullanmasını, yaşam hakkı bile tanınmıyor bu ülkede çocuklara. İktidarın dayattığı savaş ve şiddet politikası sonucu yüzlerce çocuk katledildi, bu katliamların failleri korundu ve yeni katliamların yolu açıldı” dedi.    ‘Kumpas davaları birkaç koldan eş güdümlü sürüyor’   HDP’ye yönelik kapatma davasına da değinen Ebru, partilerine yönelik kumpas politikalarının birkaç koldan eş güdümlü sürdüğüne dikkat çekti. Ebru, “Bir yandan kapatma davası diğer yandan Kobanê kumpas davası; parti çalışanlarımıza, binalarımıza, mücadelemize dönük artan saldırı dalgaları, gözaltılar ve tutuklamalar devam ediyor. Kobanê davası, izlenen yol ve dayatılan hukuksuzluk yakın Türkiye siyasi tarihinin en kara lekelerinden biri olarak şimdiden tarihe geçmiştir” ifadelerini kullandı.   ‘Kumpasçılar kaybediyor’   Yargılanan değil yargılayan pozisyonda olduklarına dikkat çeken Ebru, içeride ve dışarıda siyaset tarihine altın harflerle yazılacak bir direniş sergilediklerini ifade etti. “Biz direndikçe, kumpas ve komplolara karşı mücadele ettikçe kumpasçılar kaybediyor” diyen Ebru, yalnızca HDP’ye değil toplumun tümüne yönelik bir saldırı konseptinin devrede olduğunu kaydetti.    ‘Kürt halkına değil, ona saldıranlar tarihe karışacak’   Son süreçte Kürt kültürüne ve Kürtçeye yönelik saldırıların yoğunlaştığını vurgulayan Ebru, saldırıların yeni olmadığını söyledi. Söz konusu saldırıların sistematik olarak devam ettirilen, inkar, yasaklama ve yok etme saldırılarının devamı olduğuna işaret eden Ebru, “Geçmişin inkarcı uygulamalarını kendilerine rehber edinenler pervasızca Kürt halkının değerlerini yok etmeye, asimilasyonu sürdürmeye çalışıyor. İktidar 100 yılı aşkındır Kürt halkının dilini, kültürünü, varlığını bütün saldırılara rağmen nasıl koruduğundan hiç ders çıkarmıyor, saldırganların nasıl tarih olduğunu görmüyor. Kürtçe ve Kürt halkının kültürü değil ona saldıranlar tarihe karışacak” ifadelerini kullandı.    Ebru’nun konuşmasından satır başlıkları şöyle:   50+1’e takılacaksınız   Demokratik siyasetin önünde kurduğunuz bütün kumpas ve komplolar gün gelir ayağınıza dolanır dedik, öyle de oldu. Bizi barajlarla engellemeye çalışanlar baraja takıldı, despotik yönetimlerini kurmak için kurdukları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yine kendilerinin kurduğu 50 artı 1 sisteminden şikayet etmeye başladılar. Kurduğunuz her kumpasın sonucunu siz düşünün. İstediğiniz kadar saldırın bu hakikati değiştiremezsiniz. Bunu da böyle bilin. 50 artı 1 hesabı uykularını kaçırdıkça, birbirlerine koşuyorlar. Saray sıkıştıkça Bahçeli’nin kapısına dayanıyor, zirve üzerine zirve yapıyor. İstediğiniz kadar zirve yapın, istediğiniz kadar görüşün artık bırakın 50 artı 1’i bu ülkenin siyasetinde yer almayı rüyanızda bile göremeyeceksiniz, 1 artı 1 kalmaktan kurtulamayacaksınız. Kim kiminle görüşürse görüşsün, kim kiminle hangi pazarlığı yaparsa yapsın 50 +1’e takılacaksınız.  Bunun başka bir oluru ve kaçarı yok.    İktidar muhalefete kurduğu tuzağa kendisi düştü   Erdoğan ve onu ebediyen iktidarda tutacaklarını sanan ekibi kendilerine göre oluşturdukları seçim sistemiyle 50 + 1 formülünü icat etmişlerdi ve bu formülle kendilerine ömür boyu iktidar, muhalefete de sürekli yenilgi tuzağı hazırlamışlardı. İktidar muhalefete kurduğu tuzağa kendisi düştü. Biraz tarihe bakarlarsa şunu görecekler: HDP ve HDP’nin fikriyatı ile başa çıkmak, hele saldırılarla onu bertaraf etmek kolay değildir. Bu gelenek yılların rafine halidir. Bu gelenek 7’den 70’e direnenlerin mirasıdır. HDP, bütün renkleriyle toplumsal muhalefetin, katılımın, eşitliğin, özgürlüğün, barışın partisi olarak; demokrasi için mücadele eden, demokrasi güçlerinin direnişini örgütleyen partidir. HDP halktır; halkın cesaret kaynağıdır, açlık, yoksulluk, işsizlik, zorbalık karşısında tutunacağı dal, mücadeleye katılmak için gireceği mevzidir.   Biz ‘helalleşmeye’ ‘yüzleşme’ diyoruz   Biliyorsunuz Türkiye’de ‘helalleşme’ tartışmaları yaşanıyor. Önemsediğimiz bir tartışmadır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği bu kavrama biz daha çok ‘yüzleşme’ diyoruz. Helalleşme geçmişin hatalarıyla ve yanlışlarıyla gerçek anlamda yüzleşmeyi gerektirir. Bu anlamıyla toplumsal barışın tesisi için bunun gerçekleşmesi önemlidir. Bunun için öncellikle hataları kabul etmek, samimi bir şekilde özeleştiri yapmak gerekir. En önemlisi de bundan sonra o hataların yapılmayacağının güvencesini ve sözünü vermek gerekir topluma. Partimiz geçmişten bu yana Hakikatleri Araştırma ve Geçmiş ile Yüzleşme Komisyonu'nun Meclis bünyesinde kurulmasını öneriyor. Bu çağrımızı bir kez daha tekrarlıyoruz.    Ergenekon ve 90’ların derin devleti ile ittifak kurdu   Türkiye’de 25 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 8 milyon insan işsiz, 3 buçuk milyon genç gelecekle ilgili ümidini kesmiş durumda. Her sabah farz niyetine zam haberleri ile uyanıyoruz. Esnaf batıyor. Kadınlar her gün katlediliyor. Kumpas davalarıyla demokratik siyasete saldırmaya devam ediyorlar; memleket yangın yeri. Ekonomi, siyaset ve toplumsal yaşam çökmek üzere ama Erdoğan, mikrofonu eline aldığı gibi herkese saldırmaya başlıyor. Partimize iftira atan Erdoğan, 2014’e kadar Paralel Yapıya ‘istediği her şeyi verdi’ , 2014’te bu ortaklık bitti dedi. Ergenekon ve 90’ların derin devleti ile ittifak kurdu. Ergenekoncular, Erdoğan çizgimize geldi dediğinde bile ses edemeyen Erdoğan, partimizle ilgili iftiralarda bulunmak yerine kendi partisinin karanlık yapılarla ortaklık kurmadan bir gün yaşayamadığını anlatsın. Sabah akşam Bahçeli’ye neden koştuğunu söylesin.   Çanlar çalmaya başladı   Siyaseti inkar, Kürt sorununu inkar, insan hak ihlallerini inkar, hukuku inkar eden Erdoğan, hızını alamayıp ekonomik krizi de inkar ediyor. ‘Ekonomimize saldırı’ oldu diyor ama Londra’daki tefecilerin kapısından ayrılmıyor. ‘Ekonomideki çöküşün izahı yok diyor’  aynaya bakmayı unutuyor. Beş defa art arda faiz artırımı yapıyor, sadece 2022 yılı merkezi bütçesinden faiz lobilerine 240,4 milyar lira harcama ayırıyor sonra da dönüp ‘Faizi savunanlarla işim olmaz’ diyor. Erdoğan, siyaset tarihine kendisi ile işi olmadığını iddia eden’  tek siyasetçi olarak geçmiştir. Tükenmeyi tehditle, kendi hatalarını kendisini inkâr ederek örtmeye çalışan iktidar için çanlar çalmaya başladı.    AKP Genel Başkanı masallar aleminde yaşıyor   İktidar kendisini kurtarmak için saldırılarını sürdürsün, hesap yapsın, ama halkın gündemi ekonomi, halkın gündemi geçim derdi, enflasyon, halkın gündemi iktidarın her sabah için yeni zamlara ayarlanmış çalar saatidir. AKP Genel Başkanı dün yine, yeniden; ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ dedi. Dün yine, yeniden; ‘halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz’  dedi. Sadece 2021 yılı içerisinde yüzde 100’ün üzerinde zam yapılan doğalgaz, elektrik ve akaryakıt fiyatları için ‘kontrol altında tutuyoruz’ dedi. AKP Genel Başkanı masallar âleminde yaşıyor, kendisi anlatıyor, kendisi dinliyor. Kendi yanlışlarını o kadar çok tekrar ediyor ki artık onları hakikat zannediyor.”   50+1 ile neler yapılabilir?   “50+1 meselesinde olduğu gibi doğru zannettikleri her yanlışın bedelini Türkiye halkları ödüyor” diyen Ebru, konuşmasının devamında yüzde 50+1’in hesabının nasıl yapılması gerektiğini şöyle sıraladı:    "*Emekli maaşlarına, memur maaşlarına yüzde yüzde 50+1 zam yapabilirsiniz.   *Asgari ücrete 1 yılda iki defa yapılmak üzere yüzde 50+1 zam yapabilirsiniz.   *Engelli istihdam oranını yüzde 50+1 oranında arttırabilirsiniz.   *Sermayeye ve yandaşa yapılan vergi afları yerine çiftçiye, esnafa yüzde 50+1 oranında istisna yapabilirsiniz.   *KYK borcu olan gençlerin, kredi borcu olan çiftçilerin borçlarını yüzde 50+1 oranında silebilirsiniz.   * İşsizlere, geliri olmayan yurttaşlara temel ihtiyaç faturalarını yüzde 50+1 oranında karşılayabilirsiniz.   *Savaşa, Ranta, yandaşa ayırdığınız bütçeyi yüzde 50+1 oranında düşürebilirsiniz.   *Bunları yapmayacaklar ve yüzde 50+1 AKP’nin çırpınışının sembolü olarak tarihte yer edinecek."   Merkez Bankası'na çağrı: Talimatla hareket etmeyin   Merkez Bankası’nın bugün faiz kararını açıklayacağını anımsatan Ebru, Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu üyelerini şu sözlerle uyardı: “Merkez Bankası Kanunu’na uyun. Fiyat istikrarı; enflasyonla mücadeledir, Türk Lirasının değerinin korunmasıdır. AKP’nin ve yandaşlarının döviz hesaplarının istikrarlı bir şekilde büyümesi değildir. AKP Genel Başkanından aldığınız talimatlarla hareket etmeyin, göz göre göre döviz kurlarına rekorlar kırdırıp halkı daha fazla yoksulluğa, daha fazla açlığa mahkum etmeyin. AKP’nin siyasi karnesi için halkın sofrasının, mutfağının, cebinin aleyhine karar almayın. Kararlarınızı AKP Grup Toplantısı'na bakarak değil önünüzdeki kanuna ve ekonomik göstergelere göre alın.”   'İktidar erken seçime gitmeli'   Gazetecilerin, dün siyasi alanda yaşanan hareketlilik ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrılarına ilişkin sorduğu sorulara cevap veren Ebru, "Bu iktidarın ülkeyi yönetemediği hakikat olarak ortada. Bu iktidarın, ülkeyi yönetemediğini, kabul ederek, bir seçim sürecine girilmeli, bu bir zorunluluk.  Ülkenin durum ortada. Türkiye toplumu artık bunu kabul etmiyor iktidarın da ülkeyi yönetemediğini görerek erken seçime gitmesi lazım" dedi.