‘Kimyasal silah için Lahey Adalet Divanı bir an önce devreye girmeli’ 2021-11-10 09:02:14   Dilan Babat   ANKARA - HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları,  Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük kimyasal silah kullanımına ilişkin Türkiye’den bağımsız bir heyetin  konuyu yerinde incelemesi gerektiğini aksi takdirde devlet yetkililerinin bu sorumluluğu kaldıramayacağını vurgulayarak, Lahey Adalet Divanı’nın da bir an önce devreye girmesi gerektiğini belirtti.    Meclis Genel Kurulu’nda 26 Ekim tarihinde gerçekleşen oturumda Irak ve Suriye’ye dönük tezkerenin süresi AKP-MHP ve İYİ Parti oylarıyla 2 yıl daha uzatıldı. Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına ara vermeyen Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşin ve Metina’ya yönelik 23 Nisan’da başlattığı operasyonu ise 7 aydır sürüyor. Söz konusu operasyonda Türkiye’nin kimyasal silah kullanarak, savaş suçu işlediği gündeme gelirken uluslararası alanda bir çok kurum ve sivil toplum örgütü konuyu gündemlerinde tutmaya devam ediyor.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları tezkere süresinin 2 yıl daha uzatılması ve Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırısında kimyasal silah kullanmasına ilişkin konuştu.    ‘Tezkereyi kendi iktidarını kalıcılaştırmak için kullanacak’   Türkiye’nin sınır ötesinde asker bulundurmasını gerektirecek bir durumun olmadığını vurgulayan Tülay,  HDP’nin bugüne kadar bütün tezkerelere “hayır” dediğini hatırlattı. Söz konusu tezkerenin diğer tezkerelerden farklı olduğunu kaydeden Tülay, “Suriye’nin içerisinde bulunduğu durum, pozisyon ve gelişmeler ışığında bu tezkereyi başka bir şekilde değerlendirmemiz lazım. Bu herhangi bir ülkeye 50 asker göndermeye benzeyen bir durum değil. Tezkere bu anlamıyla muhalefet açısından farklı tartışılmalıdır. Tezkerede ne murat ediliyor?  Bunun iyi analiz edilmesi gerekiyor. Tezkereler normal şartlarda 12 ay uzatılırken, son tezkere 24 ay uzatıldı.  AKP önümüzdeki süreçlere bu tezkereyi kendi iktidarını kalıcılaştırmak için kullanacak. Bunun içinde kendi vekillerini toplayamaz kaygısıyla iki sene uzatarak bir şeyleri garanti altına aldı” dedi.    ‘İktidarda kalma savaşı’   TSK’nin uzun bir süredir “farklı nedenlerle” Suriye topraklarına girdiğini Êfrîn başta olmak birçok bölgeyi kalıcı olarak işgal ettiğini ve Türkiye’nin Suriye’de binlerce askerini bulundurduğuna dikkat çeken Tülay,  TSK’nın yanı sıra Suriye’de, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Heyet Tahrir el-Şam gibi gruplarında de yer aldığını söyledi.  Tülay, “Türkiye, bunlar gibi örgütlerle doğrudan ilişkilerini sürdürerek askeri operasyonlarını yapmaya devam ediyor. Bu operasyonları da ağırlıklı olarak Kürt halkına yapıyorlar. Êfrîn işgalinde birçok sivil kenti terk etmek zorunda kaldı ve oraya çete ve silahlı güçler yerleştirildi.  Bunu devam ettirmek istiyorlar. Bizim karşı çıktığımız noktalardan biri de bu. Bütün muhalefet açısından, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yönetimlerle çözülmesi ve başka ülkelerin içişlerine karışılmaması temelinde karşı çıkıyoruz. Başta CHP, İYİ Parti diğer muhalefet kesimleri, ‘bugün Suriye’de yaşanılan savaş bizim savaşımız değil’ demek zorundadır. Bu iktidarın iktidarda kalma savaşıdır. Tezkereye evet diyerek bu iktidarın iktidarda kalmasının onaylanması demektir. Bunları en başından beri söyledik” diye belirtti.   ‘Füze de attırırlar bomba da’    Türkiye’nin Suriye’ye 10 km’lik sınırı olduğunu Suriye savaşı başlamadan önce söz konusu sınırların “Kürtlerden doğru bir tehlike görülerek bugüne kadar gelindiğini söyleyen Tülay,  “İktidar şimdi diyor ki; ‘Burada farklı örgütler türedi bu durum da Türkiye için tehdit’. Oysaki o örgütlerin büyümesinde, örgütlerin eğitilmesinde doğrudan Türkiye'deki iktidarın payı var. İktidar bugün o örgütleri desteklemeseydi Suriye'deki savaş şimdiye kadar bitmişti.  Daha önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ‘dört adam gönderip karşıda füze attırırım al sana savaş gerekçesi’ sözleri basına sızmıştı. Yeniden bunları yapmayacaklarının garantisi yok.  Türkiye'de mevcut olan iktidar, yayılmacı siyaseti ve Kürt düşmanı politikalarını devam ettirmek için karşıdan füze de bombada attırır” sözlerini kullandı.   ‘Türkiye’den Suriye’ye 3 bin 600’ün üzerinde saldırı gerçekleşti’   Türkiye sınırından Suriye sınırına 3 bin 600’ün üzerinde saldırı gerçekleştiğini Suriye’den Türkiye’ye ise 30’un üzerinde saldırı olduğunu ve bunların 12’sinin nereden geldiğinin tespit edilemediğinin bilgisini paylaşan Tülay, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de barış ortamının oluşması için Suriye'deki savaşın bitmesi lazım. Kürt sorunun başta Türkiye ve Suriye olmak üzere demokratik yöntemlerle çözülmesi gerekiyor. Kürtlerin Suriye’de İŞİD’e karşı verdiği mücadele var. Kendi öz yönetimlerini kurarak bir sistem oluşturdular. Bunun bir statüye ulaşması Türkiye’yi de rahatlatacaktır. Ama mevcut olan iktidar, dört parça Kürdistan’da Kürdün hakkı verilmesin diye ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Burada bir güvenlik sorunu varsa mevcut olan iktidarın ve geleneksel devlet anlayışının Ortadoğu’da yürüttüğü politikalardır. Barış ortamı tesis edilirse Türkiye’nin asla sınır sorunu olmaz.”   ‘Lahey Adalet Divanı devreye girmesi gerekiyor’   Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük kimyasal silah kullanımına da değinen Tülay, HDP’li vekiller olarak bu konuda Meclis’e araştırma önergesi verdiklerini anımsattı. Tülay konuşmanın devamında, “Tarafsız bir heyet tarafından araştırılması önemli. Lahey Adalet Divanı ve kimyasal silahların yasaklanması örgütünün bu konuda devreye girmesi lazım” çağrısında bulundu.    ‘Türkiye yargılanmak istemiyorsa bu iddiaları araştırsın’   Kimyasal silah kullanımına dair Avrupa’da çok çeşitli eylemler yapıldığının altını çizen Tülay,  iktidarın fütursuzca her yöntemi uyguladığını ifade etti. Savaş suçlarının yalnızca söz konusu durumla sınırlı kalmadığını vurgulayan Tülay, Serekaniye'de 400 bin sivil faydalandığı su deposunun TSK tarafından kontrol edildiğini ve pandemi sürecinde suların kesildiğini dile getirdi.    “Bu bir savaş ve insanlık sorunudur” diyen Tülay, tüm bu uygulamaların Türkiye’nin uluslararası savaş suçu işlediğinin göstergesi olduğunu kaydetti. Tülay, “ Türkiye bu suçlar nedeniyle ileride yargılanmasını istemiyorsa iddiaların önce araştırılması için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Gerekirse Türkiye’den bağımsız bir komisyon oluşturulmalı. Bunu Dışişleri Bakanın yapmayacağını biliyoruz ama Lahey Adalet Divanı’ndaki kimyasal silahların yasaklanması örgütünün de devreye girmesi için meclisten çağrı yaptık” şeklinde konuştu.