HDP tahliyesi engellenen tutsaklar için ‘Meclis araştırması’ istedi 2021-10-14 16:08:54     ANKARA - HDP, cezaevlerinde idare ve gözlem kurulu tarafından tutsaklar hakkında tutulan rapor sonucunda tutsakların tahliyelerinin engellenmesi üzerine Meclis’e araştırma önergesi verdi.     Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç 1 Ocak 2021'den itibaren uygulamaya konulan ve kamuoyunda “infaz yakma” olarak bilinen cezaevlerindeki koşullu salıverme şartları oluşmuş hükümlülerin idare ve gözlem kurulunun keyfi raporlarına göre salıverilmemelerinin nedenlerinin araştırılması ve oluşan hak ihlallerinin giderilmesi amacıyla Meclis Başkanlığına araştırma önergesi verdi.   ‘Disiplin cezaları keyfi uygulamaya dönüştü’   Söz konusu yasanın  “hak ihlali” olduğuna dikkat çekilen önergede, “Hapishane kurallarına uymadığı için tutuklu ve hükümlülere verilebilecek disiplin cezaları; kınama, etkinlik yasağı, haberleşme yasağı, ziyaretçi yasağı ve hücre cezası şeklindedir. Bilhassa keyfi bir uygulamaya dönüşen disiplin cezalarının sonuçları oldukça ağırdır. Bu cezaları alan mahpuslar iyi hal şartını doldurmadıkça tahliye olamamaktadır. Disiplin cezasını üst üste alan mahpuslar için ise durum daha da kritik bir hal almakta ve bazı mahpuslar açısından ayrımcı bir uygulama söz konusu olmaktadır “ denildi.   ‘Pişmanlık kriteri muğlak’   1 Ocak 2021'den itibaren uygulamaya başlanan düzenlemeye göre hükümlülerin, iyi hal tespitinde 6 ayda bir idare ve gözlem kurulunca değerlendirmeye tabi tutulacağına dikkat çekilen önergede, “Bu düzenleme uyarınca hükümlüler, yine açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasını infaz etmeye ve ceza infaz kurumlarından doğrudan koşullu salıverilmeye ilişkin son değerlendirme öncesinde idare ve gözlem kurulunca bir değerlendirmeye tabi olacaktır. Son düzenlemenin 89’uncu Maddesinde yer alan ‘pişmanlık’ kriteri muğlak bir durum yaratmakta; mahpusun, ‘haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı’, ‘işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlık’, ‘toplumla bütünleşmeye hazır olup olmama’ vb. subjektif hükümler ağır hak ihlallerine yol açmaktadır. Örneğin okuduğu kitap sayısının azlığı-çokluğu yahut fazla su kullanımı gibi hadiseler mahpusların koşullu salıverilme haklarına engel olmaktadır” ifadeleri kullanıldı.   Hasta tutsaklar tahliye edilmiyor   Düzenlemenin ağır hasta tutsaklar açısından yaşam hakkı ihlaline dönüştüğüne işaret edilen önergede, şöyle denildi: “Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan iki böbreği iflas eden ve kafatasında gaz fişeğinin isabet etmesi sonucu hasar oluşan Ramazan Durmaz’ın tahliyesi, hakkındaki olumsuz rapor nedeniyle gerçekleşmemiştir. Yine İzmir Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevinde mide kanseri nedeniyle kemoterapi alan 68 yaşındaki Ahmet Çakal’ın, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca hakkında verilen olumlu görüşe rağmen cezaevi yönetimince  ‘yaptırımlara uymadığı’ gerekçesi ile infazına ara verilmesi talebi reddedilmiştir. 30 yıldır cezaevinde olan Hamdin Demirkıran, 23 Eylül tarihinde tahliye olmayı beklerken, bir disiplin cezası gerekçesiyle tahliyesi engellenmiştir. Bu örnekler, uygulamanın ağır bir hak ihlaline dönüştüğünün izahıdır.”