Serpil Kemalbay: Irkçı saldırıların nedeni devletin tekçi, militarist yapısı 2021-07-26 09:03:07     Melike Aydın   İZMİR - Irkçı saldırıların artmasını devletin tekçi, militarist yapısının iktidarlar tarafından devam ettirilmesinin sonucu olarak değerlendiren HDP’li Serpil Kemalbay, ana muhalefet partilerinin üzerine düşeni yapmakta ve dayanışma sağlamakta yetersiz kaldığını ifade etti.    Konya’da 21 Temmuz tarihinde 60 kişilik bir grubun ırkçı saldırısı sonucu mevsimlik tarım işçisi Hakim Dal katledildi. Olayın hemen ardından açıklama yapan Konya Valiliği, saldırının "etnik saiklerle" değil, adli bir vaka olduğunu öne sürdü. Hakim Dal’ın ailesi ise Valiliği’n aksine saldırının ırkçı bir saldırı olduğunu ve Hakim Dal'ın Kürt olduğu için katledildiğini söylemişti. Yine Afyon ve Ankara'da da benzer ırkçı saldırılar gerçekleşti.    Irkçı saldırıların artmasında iktidarın ırkçı politikaları ve nefret dilinin etkin rol oynadığını ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, muhalefetin de halkların eşitliğine yönelik tavır koyamadığını ve iktidardan tam bir kopuş sağlayamadığını belirtti.    ‘Nefret dilini egemen güçler empoze ediyor’   Artan ırkçı saldırıların münferit olmadığını söyleyen Serpil, bölgede iş imkanlarının olmaması ve var olan işlerin ise bölge halkına göre düzenlenmediğini kaydederek, bu nedenle bölge halkının batı kentlerine gittiğini ve burada buldukları işlerde çalıştıklarını belirtti. Batıda Kürtlerin ve mültecilerin ucuz iş gücü olarak görüldüğünü, turizm ve tarım sektöründe çocukların başta olmak üzere her yaştan insanın cüzi ücretlere çalıştırıldığını ifade eden Serpil, bu insanların bulundukları yerlerde ırkçı saldırılara maruz bırakıldığına işaret etti. Serpil, ülkede kutuplaştırıcı bir dilin hakim olduğunu söyleyerek, “7 Haziran 2015’ten bu yana korku iklimi yaratılıyor. Nefret dili egemen güçler tarafından sürekli olarak empoze ediliyor. Bunların hepsinin bileşkesi olarak saldırılar artıyor. HDP’ye, Kürt siyasi iradesine yönelen ve kriminalleştirmeye çalışan bir söylem var. Sadece hedef göstererek değil, HDP kurumlarına yapılan saldırılar, katliamlarla HDP’yi batıdan ve demokratik siyasetten uzaklaştırmak için uygulanan politikalar var. Bunlar hep birbirini tetikliyor” diye ifade etti.    ‘Siyasi iktidar saldırıların sorumluluğunu üstlenmeli’   Türkiye’yi darbelere sürükleyen ve katliamların yaşanmasına yol açan derin devlete işaret eden Serpil, Kürt halkının ve mültecilerin hedef haline getirildiğini söyledi. Yaşanan saldırıların ve katliamların ardından herhangi bir adaletin sağlanmadığını ve saldırıların araştırılmadığını dile getiren Serpil, “Katliam ve saldırılar inkar ediliyor” dedi. Konya Valisi’nin açıklamasını hatırlatan Serpil, bu açıklamayı yapanların saldırıyı provoke edenler olduğunun altını çizdi. Serpil, “Her zaman olduğu gibi saldırıyı yapanlar değil, saldırıya maruz kalan kesimlerin üzerine gidiliyor. Bu kaçıncı ırkçı saldırı? Bunların hepsi mi münferit? Nasıl ki Deniz Poyraz’a saldırı münferit değilse, Marmaris’te HDP’nin ilçe binasına saldırı münferit değilse, bu saldırılar da münferit değildir ve bu saldırıların sorumluları da siyasi iktidardır. Bu sorumluluğu üstlenmesi gerekir” dedi.    ‘Kürt işçiler sınır dışı edildi’   Serpil, Kürt işçilerin memleketlerine gönderilerek sınır dışı edildiğine dikkat çekerek, “Yıllık gelirini sağlamak için varını yoğunu ortaya koyup kilometreler öteye mevsimlik işçi olarak gelen bu insanlar her şeyini kaybetmiş, canlarını, sağlıklarını, biriktirdikleri üç beş kuruşunu da kaybederek memleketlerine gönderiliyorlar. Neresinden bakarsanız bakın burada ayrımcılık ırkçılık işleniyor” ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin milliyetçi, devletçi, tekçi anlayışla kurulduğunu ve toplumun da bu yönde şekillendirildiğini dile getiren Serpil, devletin militarist ve ırkçı karakterinin ana muhalefet partisi başta olmak üzere pek çok muhalefet partisinde de görüldüğünü ifade ederek, “Gerçek anlamda bir yüzleşmenin hayata geçirilmediğini görüyoruz. Belki seçim dönemlerinde üslupta bazı değişiklikler varmış gibi görünse de gerçek anlamda bir demokrasi, çoğulculuk sağlanamadığını görüyoruz. Irkçı saldırılar karşısında en önce ana muhalefet partisinin ses çıkarması gerekiyor. Buralarda yaşanan çatışmaların nefret söyleminin sonucu olduğunu ayrımcı şovenist politikalarının sonucu gerçekleştiğini halkların eşit olduğunu savunan politikaları yürütmesi gerekiyor. Hatta zaman zaman kendileri de kullanıyor” diye kaydetti.    ‘Muhalefet nefret politikalarından güçlü kopuş sergilemeli’   Serpil, şu şekilde devam etti: “Türkiye halklarının değişim talebi muhalefet partileri tarafından da görülmelidir ve kurumsal olarak etkili olmalılar. Deniz Poyraz katledildiğinde verilen destek ve gösterilen dayanışma ana muhalefet nezdinde eksikti. Türklüğü üstün gören, bu toprakların sahibi olarak gören bir dil ve anlayıştan uzaklaşılması gerekiyor. Nefret politikasından güçlü şekilde kopuş sağlayacak kendilerini ifade etmiyorlarsa o zaman öncekilerden ve bundan ne farkı olacak? Cizre, Suruç, Antep katliamları yaşandı. Tarih böyle tertiplerle dolu. Peki nasıl bir Türkiye inşa edeceğiz tek adam rejimini yıktığımızda böyle bir ülke olmayacak? Cevabını bugünden vermek gerekiyor. Bunun cevabını kağıda yazmak da yetmez. Konya’daki ırkçı saldırıya karşı bütün muhalefet partileri geri dönüşü olmayan cümlelerle halkların eşitliğini savunacak bir tutum sergilemeleri gerekiyor.”