Tülay Hatimoğulları: KDP sanatçıların mesajını iyi okumalı 2021-07-10 09:02:50   ANKARA - Federe Kürdistan Bölgesine ve Şengal'e dönük saldırılar karşısında ulusal birlik vurgusunun daha güçlü öne çıkması gerektiğini söyleyen HDP'li Tülay Hatimoğulları, Kürt sanatçı ve aydınların KDP'ye yönelik birlik mesajına karşı, "KDP bu mesajları iyi okumalı ve buna göre tavır sergilemelidir" dedi.    Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük saldırıları devam ederken, Kürdistan Demokrat Parti (KDP) de saldırılara karşı tutum almak yerine destek olmayı tercih ediyor. Kürt halkı ise KDP’ye karşı tepkili. Halk KDP’nin saldırılara karşı tutum almasını isterken,  aydınlar, sanatçılar ve gazeteciler öncülüğünde başlatılan imza kampanyaları ile KDP’nin Türkiye’nin saldırılarına ortak olmaması ve Kürt ulusal birliği için adım atması çağrıları yapılıyor.     Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Türkiye’nin saldırılar ile ne amaçladığını ve Kürt halkının buna karşı tutumunu ajansımıza değerlendirdi.    'Kürt halkına dönük bir saldırı'   9 Ekim 2020 tarihinde Irak ve Federe Kürdistan Hükümeti arasında imzalanan antlaşmanın ardından Irak ordusunun Şengal'in güneyindeki Til Êzer'e bağlı Gir Zerik köyüne asker yığmasına karşı halkın direnişi ve ordunun geri çekilmesine dikkat çeken Tülay, Şengal'e dönük operasyonların yeni olmadığını söyledi. Tülay, Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş ile birlikte birçok örgütün türediğini, Şengal'e dönük en büyük saldırıların ise DAİŞ eliyle gerçekleştiğini hatırlattı. Tülay, "Bu saldırıların yeniden tekrar etmesinin en temel sebebi Kürt halkının bütünsel davranma isteğidir. Kürt halkı ulusal birliği çok önemsiyor. Bizler de ulusal birlik konusunda çağrılar yapan bir partiyiz. İktidarın bu ulusal birliğin, duygu ve düşüncenin oluşması ve siyasetteki ittifakların oluşmasını engellemek istediği aşikar. Bunu sadece Türkiye Kürdistan'ı için değil, Irak, Suriye ve Ortadoğu'da da engellemeye çalışmakta. Güney Kürdistan'a dönük zaten askeri bir operasyon başlatılmış durumda. Burada sivil insanların yaşam alanlarını da hedefleyen saldırılar gerçekleşiyor. Şengal'de fazlasıyla nasibini alan bir yer" dedi.    'KDP mesajları iyi anlamalı'   Devam eden çatışmalarda KDP'nin Kürtler arası bir çatışmayı tetikleyecek saldırıların zemini güçlendiren bir tavır sergilediğini kaydeden Tülay, geçtiğimiz günlerde Kürt sanatçı ve aydınlardan oluşan grubun KDP'ye dönük görüşmeleri ve çağrılarını anımsattı. Tülay, "Bugün sömürgeci, işgalci güçler bu coğrafyada bölüp parçalayarak yönetmeyi başarabilmişler. Ortadoğu'da yüzyıllardır devam eden sömürge anlayışında devleti irili parçalara ayırıp onlardan devletler üreterek bugüne kadar geldiler. Dönüp baktığımızda çok ciddi mezhep savaşları verilerek hegemonyalarını sağladılar. Kürt halkının kendi içerisinde savaşması bugün sömürgeci anlayışların ekmeğine yağ sürülmesi anlamına gelir. Bu sınır ötesi operasyona karşı KDP Kürt halkının çıkarlarını birinci sıraya koymalıdır. Bugün hangi ülke için yapacağımız çağrı kendi halkının birliği çağrısı olur. KDP mesajların ne anlama geldiğini iyi anlamalı ve buna göre bir tavır sergilemesi gerekiyor" diye belirtti.    'Çatışma zemini güçlü tutuluyor'   Ortadoğu'da yürütülen savaşa karşı ABD ve AB ülkelerinin sessizliğine de değinen Tülay, şöyle devam etti: "Emperyal güçlerin bölgede yeniden yapılanma konusunda halkların lehine karar alma gibi bir durum söz konusu değil. Suriye'de TSK tarafından sınır ötesi operasyon düzenlendi.  Bu operasyonlarda iki ülkenin pazarlığı sonucu operasyonların önü defalarca açıldı. Dört parça Kürdistan'da varlığını sürdüren halklar, yaşadıkları topraklar içerisinde kendi haklarını somut olarak talep ediyorlar. Türkiye'deki Kürt halkı da aynı talepte bulunuyor. Suriye bir özerk ve federal yapılanmayı önüne hedef koymuş. Irak'ta bölgesel bir yönetim olmasına rağmen Kürt halkının talepleri var. Bu ülkelerdeki merkezi hükümetlerin yaklaşımı Türkiye ile benziyor. Türkiye merkezi hükümet, Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümlemek ve Kürt halkının kendi haklarını anayasal güvence altına almasını istemiyor. Bunu engellemek için sürekli bir çatışma zeminini güçlü tutuyor. Şimdi sınır ötesine giderek Irak'ta aynı şeyi yapıyor. İran'da kendi konfederal yapısını oluşturan bir yapı istemiyor. O yüzden İran merkezi hükümeti de buna karşı. Irak'ta Türkiye'de ve KDP'nin kurmuş olduğu ilişkiler bu çelişkilerin daha fazla derinleşmesine sebep olmaktadır."   'Ortak barış süreci programına ihtiyaç var'   21'nci yüzyılda olunmasına rağmen Ortadoğu'da savaşların sürekli harlanarak devam ettiğini ve bu savaşların artık kabul edilemeyecek boyuta ulaştığına vurgu yapan Tülay, Türkiye’deki Kürt sorununa da işaret etti. Tülay,  “Bu sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmemesi halinde dört ülkede halklar sorununa çözüme dair bir yaklaşım yok. Suriye'ye baktığımız zaman bitti bitecek, siyasal bir süreç başlıyor denmesine rağmen çözülmeyen bir İdlib sorunu var. İdlib için bir siyasal süreç başlayamıyor. Hal böyleyken halklar ile birlikte bir enternasyonalist mücadele, dayanışma kültürünü geliştiremezsek çok daha fazla ağır bedelleri ödeyebiliriz. Bölge tarih boyunca hep savaşlara tanıklık etmiş. Bir yandan Yemen- Arabistan cephesi karıştı, bir yandan Lübnan'da patlamalar gerçekleşti. Mısır'da yaşanan süreç ortada. Bunun yanı sıra Libya'da bir geçiş hükümeti oluşturuldu, ama sorunlar bitmiş değil. Suriye'de savaş devam ediyor. Türkiye'ye baktığımızda da sınır ötesi operasyonlar. Tüm bu karanlık manzara karşısında bu coğrafyanın barışa huzura ihtiyacı var. Burada coğrafyanın bütün halkları ile birlikte sınırları tanımaksızın bir arada olmak, örgütlenerek birlikte mücadele edebiliriz. Ortak barış sürecinin birlikte örgütlenme çalışma programına çok ihtiyaç var" şeklinde konuştu.