Tahliye edilmeyen tutsaklar Meclis gündeminde 2021-07-08 12:59:28   ANKARA - HDP’li Serpil Kemalbay, disiplin cezaları olmamasına rağmen cezası biten tutsakların tahliye edilmemesini Meclis gündemine taşıdı.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, cezası biten tutsakların “iyi hal” koşulları oluşmadığı gerekçesiyle tahliye edilmemesini Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sordu.     'Siyasi tutsakların yaşam hakları yok sayılıyor'   Cezaevlerinde anayasaya aykırı düzenlenen yönetmeliklere dayanarak hak gaspları, keyfi infaz yakmalar ve hasta tutsaklara yönelik ölüm cezası anlamına gelecek uygulamaların Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü eliyle hayata geçirildiği belirtilen önergede, "Anayasaya, yasalara aykırı idari tasarruflarla cezaevleri yönetimi sistematik bir şekilde insan hakları ilkelerini ayaklar altına almakta, telafisi olmayan ihlaller, erişilemeyen adalet nedeniyle cezaevleri toplumsal bir yaraya dönüşmesine neden olmaktadır. Pandemi döneminde politik mahpusların infaz paketinden faydalanmalarını engelleyen ayrımcı uygulamalar bir kez daha siyasi tutukluların sağlık haklarını ve yaşam haklarının yok sayıldığının göstergesi olmuştur" denildi.     'Hasta tutsak tahliye edilmiyor'   Cezaevlerinden gelen bilgiler doğrultusunda Ocak ayı itibariyle çok sayıda hükümlünün haklarında herhangi bir disiplin cezası olmamasına rağmen tahliye edilmediği bilgisi paylaşılan önergede, İzmir Şakran 2 No'lu T Tpi Cezaevinde müebbet hapis hükümlüsü olan ancak yer olmadığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleriyle birlikte tutuklu bulunan ve mide kanseri nedeniyle kemoterapi alan 68 yaşındaki Ahmet Çakal örneği verildi. Ahmet Çakal'ın Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca verilen “tahliye edilmesi uygundur” görüşüne rağmen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Cezaevi İdaresince "pişmanlık ve itirafçılık gibi yaptırımlara" olumlu cevap verilmesi durumunda kararın olumlu cevaplandırılabileceği söylendiği belirtildi.   'Başsavcılık cezaevi değerlendirmesiyle karar vermiş'   Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun (TİHK), ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerine erişimi hakkında hazırlamış olduğu inceleme raporuna yer verilen önergede, "Toplum güvenliği bakımından tehlike' kıstasının hak kayıplarına yol açtığı zira bu konuda uygulamada yapıldığı üzere kolluk tarafından oluşturularak savcıya verilen rapor doğrultusunda karar tesis edilmesinin hatalı olduğu ve söz konusu kararların somut delillere dayanmadığını aksine konunun yargısal olmaktan çıkıp tamamen kolluğun düzenleyeceği raporun sonucuna göre belirlendiği hususuna dikkat çekilmiştir ve Ahmet Çakal için verilen kararda da Cumhuriyet Başsavcılığının sadece cezaevi değerlendirmesiyle karar verdiğini belirtmiştir" denildi.    Adalet Bakanı’na yanıtlaması istemiyle şu sorular yöneltildi:    “*ATK’nin kanser tedavisi için cezasının ertelenmesi raporuna rağmen Cezaevi İdare Gözlem Kurulu’nun ertelemeyi keyfi reddi Ahmet Çakal için ölümle sonuçlanabilecek bir karardır. Anayasal güvence altında olan yaşam hakkının korunması cezaevlerinde geçerli değil midir?   * Ceza İnfaz Kurumu’na muhaliflere yönelik kimliksizleştirme, siyasi görüşlerinden arındırma, yıldırma ve sindirme gibi yasal olmayan bir görev mi verilmiştir?   *Söz konusu kanun dışında tüzük ve yönetmeliklerle düzenlenen mevzuat kapsamında “iyi halli” olmadıkları gerekçesi ile 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren mağdur edilen tutuklu sayısı kaçtır?   * 70 yaşına yaklaşmış olan ve kemoterapi gören, hiçbir ihtiyacını tek başına karşılayamayan Ahmet Çakal’ın toplum güvenliğini ve bu güvenliği tehlikeye düşüreceğini tespit edebilecek / belirleyecek mercii neresidir?   *Müebbet hapis hükümlüsü olan Ahmet Çakal’ın ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri ile kalmasının yarattığı hukuksuzluk ve adaletsizliğin hesabı sorulacak mıdır?   *Söz konusu kanundan yararlanarak serbest bırakılan tutukluların işlemiş oldukları suçlara göre dağılımı nedir?  Serbest bırakılan tutuklu sayısı kaçtır?   *Uluslararası mevzuat devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir. Bakanlığınız, ATK Raporlarına rağmen “iyi halli” olmadıkları gerekçesi ile serbest bırakılmayan hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarını engellemelerinden kaynaklı olarak yaşanacak bir olumsuzluk durumunda sorumluluk alacak mıdır?   * Cezaevlerindeki koşullu salıverilme şartları oluşmuş hükümlülerin idare ve gözlem kurulunun keyfi raporları doğrultusunda iyi halli sayılmadığı ve koşullu salıverme hakkından faydalandırılmadığı yönündeki hak ihlallerinin giderilmesine yönelik Bakanlığınızın bir çalışması bulunmakta mıdır?   *5275 sayılı Kanuna “Bu Kanunun 89 uncu maddesi hükümlerine aykırılık taşıyan, yaşam hakkının ve özgürlüklerin siyasi saiklerle pazarlık konusu edildiği, yaşama karşı onur kırıcı, itirafçılık pazarlığının mahpuslara dayatıldığı kanun dışında çeşitli tüzük ve yönetmeliklerle düzenlenen mevzuatın yürürlükten kaldırılması düşünülmekte midir?”