Tülay Hatimoğulları: KDP’nin de varlığı tehlikede 2021-05-17 09:02:09     ANKARA - Türkiye’nin Federe Kürdistan’a dönük saldırılarını değerlendiren HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, TSK’nin askeri üs kurmasının KDP’nin varlığını da tehlikeye koyduğunu belirterek,  Kürtlerin kazanımlarının hedefte olduğu uyarısında bulundu.    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile 24 Nisan’da yaptığı görüşmeden hemen sonra Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 24 Nisan’da Metîna, Avaşîn ve Zap bölgelerine yönelik askeri operasyon başlattığını duyurdu.  Çatışmalar gün geçtikçe şiddetlenirken, Kürdistan Bölgesel yönetimi Irak ve Türkiye’den saldırıya dair çeşitli açıklamalar geldi. Gelen açıklamalarda Federe Kürdistan Bölgesi Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani saldırıları “PKK ve Türkiye arasındaki bir sorundur” olarak değerlendirdi.    Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük başlattığı saldırıları Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyon üyesi Tülay Hatimoğulları ile konuştuk.     ‘Operasyonlar toplumsal sorunları çözmeyecektir’   Saldırıların Ermeni Soykırımı’nın yıl dönümüne denk getirilmesiyle soykırımın Kürt halkı üzerinden yineleme mesajı verildiğini söyleyen Tülay, bu saldırıların ilk olmadığı hatırlatmasında bulundu. Tülay, “Türkiye kırk seneye yakındır benzer operasyonlar düzenliyor. Kürtlere dönük gerçekleştirilen yakın tarihteki ve hala devam etmekte olan bu süreç bir soykırım süreci, Kürt halkını iradesizleştirme, yok etmeye dönük verdikleri bu çaba Ermeni Soykırımı ile benzerlik göstermektedir. Bu operasyonlarla birlikte aslında bir kez daha görmüş olduk ki çatışmaların, operasyonların hiçbir şekilde gerçek toplumsal sorunları ya da halklar sorununu çözememiştir, çözmeyecektir. Kürt halkı örgütlü bir halktır ve Kürt halkı dört parça Kürdistan’da kendi özgürlükleri, kimlikleri için mücadele vermektedir. Eşit vatandaş olarak yaşadıkları ülkelerde, eşit vatandaş görülmek için o ülkelerin anayasalarında bunun garanti altına alınması için diğer bir adıyla dört ülkede yaşayan Kürt halkı verdiği mücadelede o ülkelerinde bir demokratik anayasalara kavuşmaları içinde mücadele ediyor” dedi.     ‘Türkiye’de askeri sınai kompleks gelişti’    Sınır ötesi operasyonlarının AKP’nin tek başına yürüttüğü bir savaş olmadığını bunun bir devlet konsepti olduğuna dikkat çeken Tülay, iktidarların her daim bu konseptin yürütücüleri konumunda olduğuna vurgu yaptı. Tülay, devamla şunları dile getirdi:    “Son kırk seneye baktığımız da Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi değil tam tersi savaş, şiddet, çatışma, asimile etme, göç ettirme, yerinden etme ve en son yakın tarihte yaşadığımız Suriye, Afrin ve Kobenê gibi birçok yerde Kürt halkının oradan göçe zorlama, göç etmeyeni ortadan kaldırma, evlerine yerleşme ve yerleştirme politikaları tam anlamıyla bir tehcir durumu var. AKP neden bu çizgide tepiniyor? Çünkü AKP’nin bugüne kadarki mevcut iktidarlardan bir farkı şudur; son süreçte özellikle Türkiye’de çok ciddi askeri sınai kompleks gelişti. Bu kesimi kendi aile kesimleri ve yakınları ile çok büyük rant alanları yarattılar. Bu kararları silah tüccarları, mafya, beşlik çetesi ile alıyor. Buradaki çıkar çetelerinin de bu savaşları daha fazla arttırmak için özel bir çaba harcamaktalar. AKP iktidarının Kürt sorunu ve bölgesel meseleler ile ilgili temel yaklaşıma baktığımızda Türkiye’nin neoosmanlı politikalarını bir yayılma çizgisinin geliştirdiğini görebiliyoruz. Bütün bu politikalarının yanı sıra Kürt düşmanlığı üzerinde gelişmiş bir siyasette ilerleme var. Sınır ötesi operasyonlardan Türkiye şimdiye kadar bir şey elde etmedi şimdide etmez.”   ‘Meselenin Kandil olmadığı göz ardı ediliyor’    Federe Kürdistan yönetiminin aksine yapılan saldırıların Kürt kazanımlarına dönük yapıldığı fikrinde olduğunu söyleyen Tülay, Türkiye’de iktidarın uyguladığı mevcut politikaların tüm Kürt halkının kazanımlarını hedef aldığının altını çizdi. Tülay, “Bugün Suriye’de izlemiş oldukları politikalara baktığımız da sürekli, ‘Kandili bitirirsek bu sorun biter’ gibi bir yaklaşım içerisindeler. Meselenin Kandil’den oluşmadığını meselenin Türkiye’de, Rojava’da, Irak’ta, İran’da yaşayan Kürt halkının talepleri olduğunu ısrarlı bir biçimde göz ardı etmeye çalışıyorlar. Bunu da kamuoyunda bir manipülasyon yaparak bu operasyonları meşru kılmak ve bu operasyonları halka yapılmadığı gibi bir algı yaratıyorlar. Oysa biz bunun örneklerini Suriye’de canlı canlı yaşadık. Rojava’nın farklı kentleri ve Efrin’de yapılan operasyonlarda ‘terörist’ vuruyoruz diyerek insanların yaşadıkları yerlere operasyon düzenlediler. Türkiye’den meşru bir zemin kazanmak için de kamuoyunda bir örgüte dönük operasyon düzenliyoruz algısı yarattılar” diye belirtti.    ‘Özgürlük mücadelesi tasfiye edilmek isteniyor’   KDP’nın sınır ötesi operasyonlar için silahlı güçlere kapılarını sonuna kadar açtığını söyleyen Tülay, operasyonlarla Kürt halkının iradesinin bölgeden tamamen ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini kaydetti. Tülay, bu operasyonlarla Rusya ve ABD gibi hegemon güçlerin Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etmek için kapı aradığını ifade ederek, “Kürt halkı özgür, barışçıl, demokratik ve yeni bir toplumun inşasını hedefliyor. Yapılan emperyalist güçlerinde içinde olduğu bu denklemle burada bir çizginin tasfiyesinden söz ediliyor. Bir özgürlükçü yaşamı, demokratik bir toplumun inşası için adım atmak isteyen projeler ve çizgiyi ortadan kaldırmak istiyorlar. Ortadoğu toplumları açısından Rojava önemli bir deneyim oldu. Rojava'da üzerinde çalışılan ve hayata geçirilen demokratik bir toplum modelinin kadınların içerisinde olduğu eşit, siyasete ve kamusal alanlarda eşit temsiliyetin olduğu, gençlerin kamusal alanlarda olduğu siyaset ve toplumun bütün alanlarında kendini özne olarak gördüğü, çocukların haklarının olduğu bütün bunların hayat bulmasına ne emperyalist güçlerin ne de bölgedeki iş birlikçilerin tahammülü yoktur” şeklinde konuştu.    ‘KDP’nin varlığı tehlikede’    Sınır ötesi operasyonlarda bütün yöntemlerin denendiğini ve sonuç alınamayacağının son operasyonlarla da görüldüğünü vurgulayan Tülay, iç siyasette kazanım elde etmek adına bu saldırıların gerçekleştirildiğine işaret etti. Tülay, Türkiye’nin askeri gücünü Irak topraklarında bırakacağını belirterek, “Bu aslında KDP’nin kendi varlığının tehlikeye girmesini ifade ediyor. Onlar bunun farkında değiller ya da değilmiş gibi görünüyor. Kürt düşmanlığını daha fazla tetiklemek için bu iktidar siyaset yapıyor. Türkiye halklar, emekçiler işçiler üzerinde daha çok tahakküm kurmak, özellikle tek adam rejimini inşası bu ülkede faşizmin inşasını gerçekleştirirken sınır ötesi operasyonlara ihtiyaç duymaktadır. Bu sınır ötesi operasyonuyla iktidar tıpkı Garê operasyonundaki gibi iç siyasette muhalefeti dizayn etmek, muhalefeti kendi arkasına almak istiyor. Çünkü bu meseleleri ‘mili mesele’ olarak ortaya koymaktalar. Garê’de sorunun bir ‘mili sorun’ olmadığı ortaya çıktı.  Bunu zaten biz biliyorduk, muhalefetin diğer kesimi bilmesi çok önemliydi.  Bu çizgi teşhir edilmediği sürece Türkiye’deki muhalefet, farkına varmadığı sürece mevcut olan iktidar ülkeyi faşizmle yönetebilecek ve faşizm kalıcı hale gelecektir” ifadelerinde bulundu.    ‘Kürt sorunun çözümü halkları rahatlatacaktır’   Savaşın ve çatışmaların dünyanın hiçbir yerinde halklara ve ezilenlere faydasının olmadığını, sadece bu işten emperyalist güçlerin yararlandığının altını çizen Tülay, iktidarın operasyonlar yerine halkların gerçek sorunlarıyla yüzleşmesi gerektiğini dile getirdi. Tülay, “Bugün Türkiye'de Ortadoğu coğrafyasında bir Kürt sorunu var mıdır? Evet vardır. Kürt sorunun çözümünün Türkiye'de ve bölgede yaşayan halkları rahatlatacaktır. Ezilenler ve sömürülenler olarak, kendi çıkarlarımıza odaklanmak zorundayız. Bizim çıkarlarımız adil, eşit ve özgür bir toplumun inşasındadır.  Bugün İran’da olan bir sorun Türkiye’de karşılık buluyor, Suriye’de olan bir sorun Türkiye topraklarında, biz Türkiye halkları olarak görüyoruz. Bu dönemde halklar arasında bu bilinçle dayanışmacı, enternasyonal bir ruhla yeni bir toplumun inşası hep birlikte çalışmaktır” dedi.