163 önerge ile AİHM kararının uygulanmaması bir kez daha soruldu 2021-03-03 13:36:36     ANKARA - HDP'li milletvekilleri AİHM'in Selahattin Demirtaş kararının uygulanmaması üzerine daha önce sundukları ve iade edilen 163 önergeyi bu kez ön yazı ile sundu. Önergelerin ön yazısında, “İade edilen önergemi yeniden sunmam siyasi ve vicdani sorumluluğum gereğidir" ifadesi yer aldı.    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararının uygulanmaması üzerine, HDP'nin tüm milletvekilleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermişlerdi. Üç isim için ayrı ayrı verilen 162 önergede AİHM kararlarının bağlayıcılığı hatırlatılmış ve üç isme “Türkiye Cumhuriyeti, AİHM kararına uymak zorunda değil midir?” sorusu yöneltilmişti.    Ancak önergeler ilgili bakanlıklar ve Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığına sunulmak üzere TBMM Başkanlığına iletildikten 14 gün sonra Meclis Başkanlığınca toplu olarak iade edildi. HDP’li 54 milletvekilinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve ilgili bakanlıklara sunduğu 162 adet önergenin iç tüzüğe uygun olmadığı iddia edilmişti. İade gerekçesinde, önergelerdeki “Türkiye Cumhuriyeti, AİHM kararına uymak zorunda değil midir” sorusu için "Tek amacı istişare sağlamaktan ibaret konular" yorumu yapılmıştı.   ‘Parlamenter denetim faaliyeti olarak zorunluluk öğesini de içinde barındırır’   HDP milletvekilleri AİHM kararının 71'inci gününde üç bakanlığa 162 önergeyi tekrar, bu kez ön yazı ile sundu. “Türkiye Cumhuriyeti, AİHM kararına uymak zorunda değil midir” sorusunun sadece bilgi almak amaçlı olduğu belirtilen ön yazıda, “Yasama organı olarak faaliyet gösteren parlamentonun, Anayasal olarak görevlendirildiği konularda işlem yapabilmesi için ilk ve önemli unsur bilgi edinmedir. Bilgi edinmek, aynı zamanda tüm yurttaşlara da tanınmış bir hak olduğu gibi parlamenter denetim faaliyeti olarak zorunluluk öğesini de içinde barındırır. Nitekim milletvekillerinin yasama faaliyetlerini yerine getirirken sağlıklı bilgilere ihtiyaç duyduğu kaçınılmaz bir olgudur” denildi.   Ön yazıda, Meclis Başkanlığı’nın parlamenter denetim yollarını kısıtlamasının kabul edilemez ve keyfi bir tutum olduğu vurgulanırken, milletvekillerinin “iade edilen önergemi yeniden sunmam siyasi ve vicdani sorumluluğum gereğidir” ifadesi yer aldı.