‘Barış çağrılarının önünü kesmek için tecrit devam ettiriliyor’ 2021-02-24 15:58:03     AĞRI - HDP Ağrı İl Örgütü’nün 2'inci Olağanüstü Kongresi’nde konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "CPT İmralı’da uygulanan tecrit politikasının ağır bir işkence olduğunu söyledi. Demokrasi ve barış çağrılarının önünü kesmek için tecrit devam ettiriliyor. Biz tecride, cezaevlerinde işkencelere karşıyız" dedi.   Hakların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı İl Örgütü, "Xwebûn Azadbûne, Azadî bi Yekîtiye pêk tê” şiarıyla 2’inci Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirdi. Bir salonda yapılan kongreye HDP Meclis Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP milletvekilleri, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleri, sivil toplum kuruluşları, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, belediye eşbaşkanları ve çok sayıda yurttaş katıldı.   Divan seçimi ile başlayan kongrede 90 gündür İmralı tecridine karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemi selamlandı. Selamla ile birlikte yüzlerce kişi “Bijî berxwedana zindanan” sloganları attı.    'Bu halkın temel gündemi adalettir'   Kongrede ilk söz alan HDP Ağrı Milletvekilli Abdullah Koç, “Mevcut politikaların temel çıkmaz noktası da çok iyi biliyoruz ki Kürt sorunun çözülmemiş olmasıdır. Bu iktidarın gündemi kendi bekasını sürdürmektir.  Ama bu halkın gündemi işsizlik, yoksulluk, adalettir. Bu halkın gündemi çocuklar için adalet, kadınlar için adalet, gençler için adalet, işsizler için adalet, cezaevinde olan baskılar için, tecrit için adalettir.  Kürt halkının iradesini yok saymaya dönük olan mesele için adalettir" dedi.   'Fezlekelerinizden korksaydık halkı temsil etmezdik'   Ardından konuşan Meral Danış Beştaş, Dilan Dirayet Taşdemir’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef alınmasına dikkat çekti. Meral, AKP’nin siyaset ve politikasının iftira ve yalan üzerine olduğunu kaydetti. Bu iftiraların peşini bırakmayacaklarını ifade eden Meral, bu tür iftiraların asıl amacının milletvekilleri şahsında HDP’yi siyaset dışı bırakmak olduğunu söyledi. Meral, “Hafta sonu pazar günü olmasına rağmen savcı soruşturma açıyor. Her birimiz hakkında yüzlerce fezleke var. Biz öksürüyoruz, konuşuyoruz, ziyaret ediyoruz, fezleke oluyor. Sizin fezlekelerinizden korksaydık bu halkı temsil etmeye layık olmazdık. Biz bunların hiçbirinden çekinmiyoruz, istediğiniz kadar fezleke hazırlayın. Biz buradayız, dimdik ayaktayız. Biz milyonlarca insanın iradesi olarak halkın taleplerini ve düşüncelerini, mücadelesini yürüteceğiz. Biz bu halka söz verdik. AKP ve Erdoğan’a söz vermedik. Bu nedenle Dilan Dirayet Taşdemir kadın özgürlük mücadelesinin önemli temsilcilerindendir. Biz onunla gurur duyuyoruz. Beraber mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti.    ‘AKP-MHP iktidarını kaybetmekten korkuyor'   Bu ülkede başka bir sorun olmamış gibi sadece HDP’nin tartışıldığını ifade eden Meral, konuşmasını şöyle sürdürdü: "HDP güçlendikçe iktidarın düşme korkusu artıyor. AKP-MHP’nin en büyük korkusunun iktidarlarını kaybetmeye dönüktür. Küçük ortak MHP sadece saldırıyor. Büyük ortak ise her gün yeni planlar kurmasına rağmen çıkış bulamıyor. Git gide anketlerde oyları düşüyor. Erdoğan gittiği kongrelerde alkış dilemeye başladı artık. Böylesi bir noktaya geldiler. Gittikleri her bir yerde halk gerçekleri yüzlerine vuruyor. Bizlerin ise kimseyle ittifak kurma gibi bir derdi yok. Biz ittifak kurmuyoruz. Biz tek başımıza bu barajı büyük bir kararlıkla parçaladık. Bu engellemeler olmasa HDP yüzde 20’yi bulacaktır. HDP bir demokrasi ittifakı ve cephesi kurmak için bu çağrıları yapıyor. Biz 4 Kasım darbesini atlatmış, yüzlerce üyesi Cezaevinde olmasına rağmen gümbür gümbür yürüyen bir partiyiz kim bizi durdurabilir? Biz yönetime ortak olacağız. Bize yönelik baskılar var ama bize yaptıklarının onlara binde biri AKP’ye yapılsaydı yerle yeksan olurlardı. Biz gücümüzü inancımızdan ve kararlığımızdan alıyoruz. Onları birleştiren ise iktidar, yalan, hırsızlık, yolsuzluk ve paradır."   'HDP kolluk güçleri ile engellemek isteniyor'   Meral, HDP’nin çalışmalarının sürekli engellediğini hatırlatırken, Tayyip Erdoğan’ın devletin tüm kurumlarının sahibiymiş gibi davrandığını ve bu durumun sürdürülemez olduğuna dikkat çekti. Meral, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş için verdiği kararda da bu durum açıkça ifade ediliyor. AİHM Büyük Dairesi HDP’ye yargı yolu ile müdahale edildiğine hüküm verdi. Bu çok önemli bir karardır. AİHM Türkiye’ye hukuk çağrısı yapıyor bu kararla. Selahattin Demirtaş ya bırakılacak ya da Türkiye yönünü Avrupa birliğinden çevirecek. Kobanê davası diye kıyametleri koparıyorlar ama Kobanê’de HDP DAİŞ’e karşı halkının yanında durun dedi. Biz hiçbir zaman Kobanê halkını yalnız bırakmadık. Bu çağrımız AİHM tarafından demokrasi için bir çağrı olarak görüldü” ifadelerini kullandı.   'Kürt meselesi ayrımcılıktır'   İktidarın savaş politikalarıyla ayakta durduğunu söyleyen Meral, AKP’nin her sıkıştığında ‘Vatan, millet, bayrak’ sloganlarına sarıldığını belirtti. Kürt meselesinin Ağrı’daki yoksulluk ve hileli seçimlerle belediyenin ele geçirmesi olduğunu aktaran Meral, “Kürt meselesi ayrımcılıktır. Biz bunun çözümünün barış olduğunu söylüyoruz. Bu ülkede bir savaş hali var. 40 yıldır bu sorunun savaşla, çatışma ile çözülmeyeceğini denediler ama olmadı. İşte bu yüzden Garê sorunun sorumluluğunu HDP’ye yüklemeye çalışıyorlar. Biz hep alıkonulan askerlerin görüşmeler yolu ile alalım dedik. Bunu söyledik ve geçmişte de yaptık. Şimdi de Garê üzerinden bizlere saldırıyorlar. Savaş siyaseti yürüten sizsiniz. Sınır ötesi askeri operasyonlara tezkere çıkarmasaydınız bu Garê de o canlar toprağa düşmeyecekti. Bundan dolayı bizim çözüm modelimiz bellidir. Dün de bu gün de çözüm sürecinin doğru olduğunu söyledik. Biz onlar gibi ikiyüzlü değiliz.  Biz dün söylediğimizi bu gün inkar etmiyoruz. Bu ülke savaş politikalarıyla hiçbir yere gidemez. Savaş, yoksulluğu, şiddeti arttıran ve hayatın her yerine sirayet etmektedir bu nedenle barış siyasetini sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.   'Cezaevleri işkence hanelere dönüştürüldü'   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine de dikkat çeken Meral,  cezaevlerinde her gün kendilerine mektuplar geldiğini, yaptıkları başvurulara rağmen cezaevlerinin işkence hanelere dönüştürüldüğüne işaret etti. Meral, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “İçerde cezası bitenleri tahliye etmiyorlar. Dışarıdakileri de hapishaneye almaya çalışıyorlar. Bir de İmralı’da uygulanan tecrit politikası ağır bir işkencedir bunu CPT defalarca söyledi ama savaş politikalarını devam ettirdikleri için İmralı Tecridini devam ettiriyorlar. İmralı’dan birlikte yaşama, özgürlük, demokrasi ve barış çağrılarının önünü kesmek için tecritti devam ettiriyorlar. Bu tecrit bitirilmesi gerekiyor. Tecride, cezaevlerinde işkencelere karşıyız. Onların seslerini duyurmaya devam edeceğiz.”   Konuşmaların ardından tek listeyle girilen il eşbaşkanlığı seçimlerinde yeni eşbaşkanlar Yeliz Karaaslan ve Cemal Akar oldu.