‘Kobanê Davası HDP’yi kapatmaya yönelik bir hamle’ 2021-01-23 09:03:28   Habibe Eren   ANKARA - Hakkında 6 yıl sonra Kobanê eylemleri nedeniyle “azmettirici” iddiasıyla fezleke hazırlanan isimlerden HDP’li Serpil Kemalbay, iktidarın Kobanê Davası’nı “HDP’yi kapatma hamlesi olarak ortaya attığını” belirterek, “Asıl konuşulması gereken şey; bir an önce bu faşist iktidardan nasıl kurtulmamız gerektiğidir” dedi.   Halkların Demokratik Partisinin (HDP) önceki dönem  Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile önceki dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 siyasetçi hakkında açılan “Kobanê Davası”nın ardından, 6-8 Ekim 2014 Kobanê eylemleri sırasında partinin MYK’sında yer alan milletvekilleri hakkında fezleke vermek için harekete geçildi.   Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında fezleke hazırlanan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, milletvekilleri Garo Paylan, Hüda Kaya, Sezai Temelli, Pero Dündar, Fatma Kurtulan ve Serpil Kemalbay'ın Kobanê eylemlerinde "azmettirici" oldukları öne sürüldü.    Hakkında fezleke hazırlanacak olan isimlerden HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, fezlekeyi ve Kobanê Davası’nı değerlendirdi.   ‘Bekalarını koruyabilmek için bize saldırıyorlar’   Uzun bir zamandır HDP’ye yönelik “tasfiye” siyasetinin yürütüldüğüne dikkat çeken Serpil, Kobanê Davası’nı “Türkiye’de demokratik siyasetin ortadan kaldırılması yönünde oluşan bir kumpas davası” sözleriyle değerlendirdi. Davanın hukuki hiçbir dayanağı ve gerekçesi olmadığı ve siyasi bir karar sonucu iddianamenin hazırlandığını söyleyen Serpil, “Yargı hükümetin sopası haline gelmiş durumda. Bu durumu sıradanlaştırmamak gerekiyor. 7 Haziran’dan bu yana kademeli olarak yükseltilen, her defasında ‘Bu sefer gerilettik. HDP ve demokrasi güçlerinin iradesini ortadan kaldırdık’ umuduyla yapılan her türlü operasyon sonuçsuz kaldı. Halk başta olmak üzere HDP’ye sahip çıkıldı, demokratik siyasette ısrar edildi. Kendi iktidar ve bekalarını koruyabilmek için halkın demokratik taleplerini yok etmek için bize saldırıyorlar. Böyle bir saldırıyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.   ‘Tüm dünya IŞİD’e karşı eylemler gerçekleştirdi’   Hükümetin Kobanê eylemlerine yönelik öfkesine işaret eden Serpil, “Kobanê, IŞİD kuşatması altındaydı ve katliamlar gerçekleşiyordu. Tüm dünya, IŞİD çetelerinin bölgede yürüttüğü katliamlara, tecavüzcü IŞİD saldırılarına karşı ayaklanarak eylemler gerçekleştirdi. Türkiye’de de bir taraftan bu eylemler yapılırken bir taraftan da hükümet Suriye’deki demokratik güçlerle görüşme halindeydi. Dünya devletleri Türkiye’yi, IŞİD’in karşısında konumlanmaya ve IŞİD’e karşı çatışan bölge halkına destek vermeye davet ediyordu. Sadece HDP değil bütün dünya Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşan demokratik güçlere destek vermesini istiyordu. Böyle bir dönemde kapılar Türkiye tarafından açıldı ve Güney’den gelen yardımlar da Suruç üzerinden Kobanê’ye götürüldü” diye konuştu.    ‘Hükümet IŞİD’in yenilmesini istememişti’   Bu tarihin yok sayıldığını ve kriminalize edildiğini söyleyen Serpil, “Bunun nedenlerini de biliyoruz. Hükümet orada IŞİD’in yenilmesini istememişti. Hükümet, 6-8 Ekim olaylarını 6 yıl sonra önümüze bir suçlama olarak koydu. O dönem Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü düşecek’ sözlerinin hemen ardından ölümler yaşanmaya başladı. Partimizin halkı demokratik bir eyleme davet etmesi 6 Ekim’dedir ancak Erdoğan’ın bu söylemi 7 Ekim’deydi. Bütün dünyada gerçekleşen demokratik eylemler Türkiye’de de gerçekleşiyordu. Bu bir zavallılıktır. Bu, siyaseten yenemediğini, tarihi çarpıtıp gerçekleri ters yüz ederek, yargı ve elindeki gücü kullanarak yok etme çabasıdır” dedi.    ‘Kobanê davası sadece HDP’ye yönelik bir saldırı değil’   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını kaybetmemek için kirli komploya başvurduğunu dile getiren Serpil, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada önemli olan; bu duruma karşı tutum almaktır.  Yani bu durum sadece HDP’ye yönelik bir saldırı değil ya da sadece HDP’nin yöneticisine, milletvekili ve MYK üyelerine, partililerine yöneltilmiş yeni bir komplo olarak bakmamak gerekiyor. İktidardan gitmek istemeyen faşizmi kurumsallaşmak için çırpınan AKP, MHP’nin bloğunun demokrasiyi her gün lav etmesi anlamına geliyor. Gerçekten demokrasi isteyen güçlerin bu hukuksuzluğa ve bu faşizmin kurumsallaşmasına açık bir şekilde tavı koymaları gerekiyor. Bütün muhalefetin açık yüreklilikle bunu yapması gerekiyor. Kimse şöyle düşünmesin: Bu saldırı HDP’ye yapılmış bir saldırıdır. Hayır, bu saldırı, demokrasiye, siyasete yapılmış bir saldırıdır ve demokratik siyasete saldırı yapıldığı zaman bunun bedelini bütün Türkiye halkları ödeyecek, bu açık bir gerçektir. Bu gerçeğe karşı davranış ortaya konması gerekiyor.”   ‘Bir an önce bu faşist iktidardan kurtulmamız gerekiyor’   HDP’li siyasetçilerin siyaset yapma hakkının kriminalize edildiğinin altını çizen Serpil,  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin  (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkına verdiği karara değindi. Serpil, “Karar bize yönelik iddiaları çürüten ve tamamen gerçeği açıkça ortaya koyan bir karardır. Ne yazık ki AİHM kararı uygulanmıyor. Aslında Türkiye’de mutlaka bağlayıcılığı olan, AİHM’in kararlarının iktidar tarafından bir kenara itilmesi ve ‘biz bunu uygulamayacağız’ denmesi Türkiye’de hukukun, yasaların olmadığının bir başka kanıtı oldu. Buradaki iddialar, tamamen uyduruk şeyler. Zaten HDP’ye yönelik bütün iddianameler bu şekilde hazırlanıyor. Yani gizli tanık adı ya da itirafçılardan oluşan suçlamalara dayandırılıyor. İddianameler hukuka dayanmadığı için buna dair ne diyebiliriz? Asıl konuşulması gereken şey; bir an önce bu faşist iktidardan kurtulmamız gerektiği” şeklinde konuştu.   ‘Bugün her yerde kayyumlarla karşı karşıyayız’   Kobanê Davası’nın hukuken boş ve temelsiz olduğunu ve partiyi etkisizleştirme amacı taşıdığını dile getiren Serpil, HDP’nin Türkiye’de belirleyici bir siyasi aktör olduğunu vurguladı. “Bu belirleyici gücü, nasıl ortadan kaldırarak kendi iktidarımızı ve koltuğumuzu koruyabiliriz, bunu hedefliyorlar ve bununla ilgili gözü dönmüş fasit bir uygulamayla karşı karşıyayız” diyen Serpil, devamla şöyle konuştu: “Bu iktidar aslında halkı kuru ekmeğe muhtaç edecek yoksulluk, işsizlik, ekonomik kriz, aşıya erişememe, pandemi krizi gibi pek çok boyutlu krizin içerisinden bütün halka zulmediyor. Bu saldırılar toplumun tümüne yapılan saldırılardır. Bu iddianame aslında topluma yapılmış büyük bir hakarettir. ‘Halkın iradesini kabul etmiyorum, yok sayıyorum’ demektir. ‘Ben halkı ezerim’ diyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Kayyumlar bunları anlatıyor. Kayımlar Kürdistan’da başladı, şimdi Aydın’da, İzmir’de, İstanbul’da, üniversitede her yerde kayyumla karşı karşıyayız.”   ‘HDP vakti gelen bir düşüncenin temsilidir’   Kobanê Davası’nın HDP’yi kapatma ve hazine yardımını kesmeye yönelik bir hamle olduğunu belirten Serpil, “Eğer tekrar iktidar olmayı hedefliyorsa AKP-MHP bloğunun kilit parti olan HDP’yi ortadan kaldırılması gerekiyor. İşte muhalefetin bunu düşünmesi gerekiyor. Bu açıdan HDP’nin varlığına yönelmiş bir saldırı ile karşı karşıyayız. Seçime yaklaşırken bir hamle yaparak HDP’yi bir şekilde etkisizleştirerek, kapatamıyorsa bile hazine yardımını keserek ya da bir şekilde HDP’yi boşluğa düşürerek halkın iradesini zayıflatmaya yönelik bir hamle yapabilir miyim diye yapılan bir saldırıdır. HDP, bir bina değildir, inşaat yapı değildir. Bu anlamda kapatılamaz. HDP vakti gelen düşüncenin temsilidir. Vakti gelen, düşünce de yüzyıla yakındır bu ülkeyi kutuplaştırarak, bölerek yöneten finans kapital ve Kürt düşmanı, işçi düşmanı, kadın düşmanı iktidar yapısının değişmesini isteyen bir halk var. Bunu halk pek çok yerde gösterdi” ifadelerini kullandı.    ‘Eğer bir parti kapatılacaksa MHP kapatılmalıdır’   Serpil, Kobanê Davası sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin HDP’ye yönelik kapatma çağrılarına değinirken, Türkiye’de MHP gibi bir partiye ihtiyaç olmadığına dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “MHP iktidarın hık deyicisidir. Eğer Türkiye’de bir parti kapatılacaksa ırkçı, faşist ve bugün sokaklarda gazetecilere, siyasetçilere yönelen saldırıların faili olan ırkçı çetelerin hamisi olan MHP kapatılmalıdır. Biz bir partinin kapatılmasını doğru bulmuyoruz. Ama illaki bir parti kapatılacaksa, ırkçı zihniyeti olan MHP’yi tartışalım. Kobanê iddianamesinin komplosunun bugün gündeme gelmesinin sebebi, iktidar, şu an her gün irtifa kaybediyor, tabanı eriyor ve ülkeyi de yönetemiyor. Ekonomik kriz, Kürt sorunu, dışarıdaki politikasında sıkışmışlığı, dış siyasetin iflas etmesi ve içeride artan enflasyon, işsizlik, yoksulluk, kendini yakan insanlar, sokakta soğuktan ölen yurttaşlar, böyle bir tabloda halka verebileceği hiçbir şeyi kalmayan bir hükümet var. Hükümetin halka yoksulluğu, işsizliği, açlığı, Kürtlere ve halklara karşı zulmü karşısında söyleyebileceği sözü olmayan iktidarın mutlaka bir günah keçisi bulması gerekiyordu. O günah keçisi HDP’yi ve halkın iradesini hedef aldı.”   ‘AİHM kararına uyulmalıdır’   AİHM’in verdiği kararlara uyulması gerektiğinin altını çizen Serpil, Türkiye’de adalet bulamayan herkesin AİHM’e başvurabildiğini belirterek, “Erdoğan’ın kendisi de başvurmuştur. Uluslararası alanda daha zor duruma düşülmek istenmiyorsa mutlaka bu karara uyulması gerekiyor” dedi.