Şartlı tahliyede yapılan yasa değişikliği Meclis'e taşındı 2021-01-14 16:04:29   ANKARA - HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, 1 Ocak itibari ile uygulamaya konulan şartlı tahliyede yapılan yasa değişikliğini Meclis gündemine taşıyarak Adalet Bakanı'na “Didar Boza, Ceylan Bozkurt ve Merve Nur İşleyici hakkında öznel yargılara dayanan kanaat ile verilen infaz yakma kararı hukuki midir” diye sordu.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel,1 Ocak itibari ile uygulamaya konulan şartlı tahliyede yapılan yasa değişikliğine ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün cevaplaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi. Önergede,  siyasi tutsakların şartlı tahliye edilmesinin önünün 1 yıl kapatıldığına dikkat çekildi.   ‘Kararı cezaevi yönetimine bırakmak haksız bir uygulama'   Şartlı tahliye tarihi yaklaşanlar için savcı başkanlığında oluşturulan kurulların verdiği kararlar neticesinde tutsakların cezalarının uzatılabileceğine işaret edilen önergede, “Kurulda cezaevlerinin teknik işleri ile uğraşan kimseler dahi yer alırken avukat ya da barolardan yetkili kimselerin olmaması ise kararı tamamen cezaevi yönetimine bırakan haksız bir uygulamayı doğurmaktadır. Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'nün inisiyatifine bırakılan bu uygulamada daha şimdiden mağduriyetler yaşanmaya başlandı. Isparta'da üniversite öğrencisiyken katıldıkları basın açıklamaları gerekçesi ile tutuklu bulunan kadın öğrenciler şartlı tahliye edilmesi gerekirken, Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'ndeki birimlerin hukuki olmayan raporları yüzünden infazları yakılmıştır” ifadelerine yer verildi.   ‘Tahliye edilmeleri gerekirken 6 ay daha hapis cezası verildi’   Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan üniversite öğrencileri Didar Boza, Ceylan Bozkurt ve Mervenur İşleyici 'nin 4 yıl 8 ay hapis cezasını yattıktan sonra 9 Ocak’ta tahliye edilmeleri gerektiğine yer verilen önergede, “Tahliye edilmeleri gereken günden bir gün önce 6 ay daha hapis cezası verildiğini öğrendiler. İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı Didar Boza’ya cezaevinin psiko-sosyal yardım servisi raporunda yer alan ‘suçunu kabul etmediği, yaptığı eylemin suç teşkil ettiğini düşünmediği, pişmanlık yaşamadığını ifade ettiği’ gerekçesi ile tahliye edilmeyeceği söylenmiştir. Ve ‘aynı suçu tekrar işleme riskinin olduğu düşünülmektedir’ denilmiştir. Ayrıca Didar Boza hakkında ‘toplumla bütünleşme hususunda müspet bir kanaat oluşmadığı tespiti yapılmıştır” kararı verilmiştir. Bir diğer infaz yakma gerekçesi ise ‘57 kitap okuduğu fakat kurs veya manevi rehberlik (din görevlilerince yerine getirilen hizmet) faaliyetlerine yönelik bir talebi bulunmadığı’ değerlendirmesi yer almaktadır” denildi.   Önergede konuya ilişkin Abdülhamit Gül'e şu sorular yöneltildi:   “* Ocak tarihi itibari ile yürürlüğe konulan bu uygulamadaki temel amaç nedir? Özellikle siyasi mahpusları etkiliyor olmasının sebepleri nelerdir?   *Savcı başkanlığında toplanan bu kurullarda neden avukat ve BARO temsilcisi bulunmamaktadır?   * Didar Boza, Ceylan Bozkurt ve Mervenur İşleyici hakkında öznel yargılara dayanan kanaatlerle verilen infaz yakma kararı hukuki midir?   * İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı’nın adil ve hukuki davrandığının bir teminatı var mıdır? İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının kendi kişisel dünya görüşleri doğrultusunda verdikleri kararlar hukuki kararları hangi temelde bağlamaktadır?   * 4 yıl 8 ay cezaevinde kalarak haklarında verilen cezanın çoğunu yatan üniversite öğrencilerinin ‘suçunu kabul edip etmediği’ bir gerekçesi olarak gösterilip infazlarının yakılması hukuki midir? Cezaevlerine giren herkesin suçunu kabul etsin, etmesin haklarında verilen cezayı yattığı düşünüldüğünde bu kararın hukuki bağlayıcılığı ne olmaktadır?   * Didar Boza hakkında psiko-sosyal yardım servisi raporunda yer alan ‘toplumla bütünleşme hususunda müspet bir kanaat oluşmadığı’ soyut tespiti üzerinden infazının yakılması hukuki midir? Psiko-sosyal yardım servisinde çalışan kişiler bu kararı verirken hangi bilimsel argümanlar üzerinden vermiştir?   * Cezaevlerinde ‘kurs veya manevi rehberlik faaliyetlerine yönelik talepte bulunmamak2 ceza olarak mı değerlendirilmektedir? Bütün mahpuslar tahliye olabilmek için bu hizmetleri talep etmek zorunda mıdır? Bu değerlendirmenin hukuki bağlayıcılığı nedir?”