Saliha Aydeniz: İktidar çıkardığı yasalarla çaresizliğini gizliyor 2021-01-09 09:05:19   DİYARBAKIR - STÖ’lere kayyım atanmasının yolunu açan yasal düzenlemeyi değerlendiren DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, "İktidar çıkardığı yasalarla çaresizliğini gizlemeye çalışıyor. Ancak gizlenemeyecek duruma gelmiş" dedi.    Belediyelere ve özel şirketlerin ardından sivil toplum örgütlerine (STÖ) de kayyım atanmasının önünü açan “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” 27 Aralık’ta Meclis’ten geçerek yasalaştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından düzenlemenin onaylanması halinde hakkında “kovuşturma” başlatılan dernek ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri geçici süreyle sınırlandırılabilecek, “gerekli görülürse” yönetimine kayyım atanabilecek. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz yasayı değerlendirdi.    6 yıldır iktidarın devleti nasıl yönettiğine bakılması gerektiğini söyleyen Saliha, 18 yıldır iktidarda olan AKP'nin yolsuzlukları, yoksulluğu işsizliği bitireceği sözünü verdiğini ancak bugün bunun tam tersini yaptığını vurguladı.   'AKP vaatlerinin tam tersini yapıyor'   Bugün yoksulluğun, yolsuzluğun ve yasakların derinleştiğini ifade eden Saliha, "Bugün AKP İktidarı 5 yıldır MHP ittifakıyla birlikte vaatlerinin tam tersini yapıyor. Sadece saray ve çevresinin çıkarlarını düşünerek hareket ediyor. Çıkardıkları yasaların hepsi saray ve çevresinin çıkarlarına göre çıkarılıyor. Ceza infaz yasasını çıkardı. Neden çıkardı bu yasayı? Tacizcileri ve tecavüzcüleri ve kadın katillerini serbest bırakmak için infaz yasasını çıkardı. Ancak düşüncesinden dolayı cezaevinde olanlar bu yasadan yararlanamadı. Çıkarılan son yasayla iktidarın düşüncesinde olmayan, onların dediğine itiraz edenleri kayyım eliyle sessiz bırakmak isteniyor. Devlet zoruyla STK'lar üzerindeki baskılar sürdürülmek isteniyor. AKP-MHK iktidarı kayyım politikaları üzerinden kendini sürdürüyor. Kayyımın hiç bir meşruiyeti yok. Bugün meşruluklarını sandıklardan aldıklarını söylüyorlar ya. Ama kayyım politikası bunun tam tersidir. Pratikleri tam tersini gösteriyor.  Türkiye halklarına ekonomik, siyasi ve istihdam alanında verebilecekleri bir şey kalmamış" dedi.   'Yargı da hukuk da kalmadı'   İktidarın pandemiyi bahane ederek polis devletinin oluşturulduğunu ifade eden Saliha şöyle devam etti: "Herkese her şey yasak. Ama polise kolluk kuvvetlerine, iktidara her şey yasal. Çıkarılan son yasada derneklere kayyım atamanın yolu açıldı. Bu kendisine göre devleti dizayn etmektir. AKP-MHP iktidarı diktatöryal bir sistem inşa etmek istiyor. Diktatöryal sistemi meşrulaştırmak ve kalıcı olması için yasalar çıkarıyor. Bu yasalarla da tüm TSK'ları, siyasi partileri devre dışı bırakıyor. Çünkü STK'lar demokrasinin ilerlemesi için çalışan kesimlerdir. Ancak iktidar demokrasinin ilerlemesini veya oluşmasını istemiyor. Eğer amaçları demokrasinin ilerlemesi olsaydı, TSK'ların kapıları kapatılmazdı. Aksine önleri açılır, daha çok olanak ve imkan sağlanırdı. Yine kadın katliamlarının önüne geçilirdi. Amaçları demokrasinin ilerlemesi olsaydı bugün bu kadar siyasetçi cezaevinde olmazdı. Kayyım ve tecrit politikası yürütülmezdi. Demokrasiye karşı oldukları için bugün tecrit politikası, kayyım politikası sürdürülüyor. Yine her gün kadınlar katlediliyor. Yargı ve hukuk da kalmadı. Çünkü yargı da saraya bağlandı. Aslında Meclis'in anlamı da kalmadı. Saray nasıl isterse öyle oluyor" diye konuştu.   'MHP'ye göre hareket ediliyor'   "MHP'yi, AKP üzerindeki kayyım" olarak nitelendiren Saliha şöyle şunları söyledi: "Çünkü MHP ne diyorsa ona göre hareket ediliyor. Türkiye'de faşizm ilerlemiş.  Toplumda bir kutuplaşma, yaratılmış durumda. Bu kutuplaşma kadın ve erkek arasında, siyasetçiler  arasına ve halklar arasında kendini gösteriyor. Faşizm yasalarla sürdürülmek isteniyor. Toplamına bakıldığında çaresiz oldukları görülüyor. Çaresizliklerini devlet zorunu kullanarak gideriyorlar. Ancak toplum içinde halklar arasında hiç bir meşruiyetleri kalmamıştır. Ekonomik, ekolojik, siyasi ve sosyolojik bir kriz yaşanıyor.  Çıkarılan yasalarla çaresizliklerini gizlemeye çalışıyorlar. Ancak öyle bir duruma gelmiş ki gizleyemiyorlar."   'Toplum iktidardan daha güçlü'   Derneklerin iktidara göre hareket etmemesi halinde kayyım atanacağının altını çizen Saliha, "Örneklerini belediyelerde gördük. Belediyelere neden kayyım atandı? Çünkü iktidara göre değil halka göre hareket eden belediyelerdi. STK'lar için de bu planlanıyor. STK'lar tarafsızlığını yitirecek. Kim iktidara gelirse ona göre davranmaya zorlanıyor. Eğer iktidara göre hareket etmese kayyım atanır. Bunun için eşitlik ve demokrasi alanı yok edilecek. Toplumun tüm kesimleri bu yasaya karşı ses çıkarmalılar.  Çünkü biz biliyoruz, sessiz kalındıkça faşist iktidar daha fazla saldıracaktır. Alanlarımızı daha fazla işgal edecektir. Faşizmi kurumsallaştırmaya devam edecektir. İktidar sessizlikten güç alıyor. 2019 seçimlerinde birlikte hareket edildiğinde faşizme geri adım attırabileceğimizi gördük. Yine başarabiliriz. Toplum iktidardan daha güçlü" diye belirtti.   'Türkiye halkları ortak mücadele etmeli'   İktidarın dünya çapında insanlık suçu işlediğine dikkat çeken Saliha, Kürtler sınırsız düşmanlık besleyerek, her gün siyasi operasyonlar yaptığını vurguladı. Sadece bir tweet atanların dahi yargılandığını hatırlatan Saliha, "Dünyanın bugün yaşadığı kriz Türkiye'de daha derin yaşanıyor. Çünkü sistem tıkanmış durumda. Bu tıkanmış sisteme karşı Kürtlerin mücadelesi kadınların mücadelesi bir alternatif sunuyor. Ama bu alternatifin hayata geçmesini istemiyorlar. Toplumda yerini bulmasını istemiyorlar. Demokrasi, barış ve eşitlikten uzak bir sistem kurulmak isteniyor. Türkiye bugün tekerleği patlamış bir kamyona benziyor. Her an bir yere toslayacakmış gibi gidiyor. Kürt halkı her alanda mücadele ediyor. Ve mücadele etmeye devam edecek. Ancak sadece Kürtlerle yürümez. Türkiye toplumunun tamamı faşizme karşı mücadele etmelidir. Eğer mücadele edilmezse bir iç savaş yaşanır. Şu anki iktidar da bir iç savaşın yaşanmasını istiyor" diye konuştu.