2020'de direnenler: Ölüm, savaş ve yoksullukla mücadelenin bir yılı 2020-12-23 09:02:13   Habibe Eren   ANKARA - Türkiye siyaset sahnesi her geçen yıl daha karmaşık bir yapıya bürünürken demokratik kesimlere yönelik saldırılar Meclis’ten geçen yasalarla güçlendirildi. 2020, pandemi ile birlikte, savaş, ekonomik kriz, yoksulluk, HDP’li belediyelere kayyım atamaları, cenazelerin hedef alınması, HDP’li vekillere dönük fezlekeler, kadın katliamlarının artması, işkence, vekilliklerin düşürülmesi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derinleşmesine sahne oldu.     Ölüm ve savaş siyasetinin her alana sirayet ettiği 2020,  ‘tek adam rejiminin’ otoriterleşmesi ile birlikte muhalefete dönük saldırılarda artış yaşandığı bir yıl oldu. Tüm saldırılara paralel olarak direniş ve mücadele hattı da örüldü, özellikle HDP tarafından tüm demokratik kesimlere sık sık “birleşik mücadele” çağrısı yapıldı. Gözaltı ve tutuklamalara rağmen bir yıl boyunca yurttaşlar sokağı kullanmaktan, mücadele etmekten geri durmadı. Yüzlerce üyesi tutuklanmasına ve baskı altında olmasına rağmen HDP, bu yıl birçok hamle gerçekleştirdi. “Anti faşist blok”, “Demokratik anayasa” ve “ortak mücadele” vurgusu her alanda dillendirilirken, HDP’nin her hamlesinde toplumsal muhalefet ve örgütlü mücadele hedef alındı. HDP’nin tüm bu saldırılara rağmen bir kolu Hakkari diğeri Edirne olmak üzere 15 Haziran’da başlattığı “Demokrasi yürüyüşü” en önemli çıkışlardan biri oldu.    Her ne kadar cinsel suçlar ve kadına yönelik şiddetten yargılanan faillerin kapsam dışı bırakılacağı söylense de durum böyle olmadı. İnfaz düzenlemesinden sonra hiçbir tedbir alınmadan salıverilen failler birçok yerde aynı suçu işlemeye devam etti.    Eşit, özgür, demokratik yaşam yaratma arayışına ‘savaş’ söylemleri ile cevap olan iktidara karşı direnişi her alanda yaşamsallaştıran ve "faşizmin kurumsallaşmasına" imkan tanımayan halklar için zorlu geçen bir yılda öne çıkan başlıkları derledik.    Elazığ depremi ve yardımlara engel   24 Ocak günü saat 20.55’te merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesine bağlı Çevrimtaş köyü olan ve yaklaşık 22 saniye süren depremin büyüklüğü 6.7 olarak açıklandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin de aralarında olduğu bir heyet Elazığ’da yaşanan depremin ardından bölgede yaptığı incelemelerde 60 köye herhangi bir şekilde yardım yapılmadığını tespit ederek bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşmıştı. Maden, Sivrice ve Gezin’e bağlı söz konusu 60 köyün muhtarı gün içinde Elazığ Valiliği tarafından aranırken, muhtarlara AFAD dışında yapılan yardımları kabul etmemesi için talimat verdi.    Pervin ve Mithat eş genel başkanlığa seçildi   Yılın başından bu yana HDP’ye yönelik baskılara yenileri eklenirken, tüm bunlara rağmen HDP 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya akın eden 70 bine yakın kişinin katılımıyla gerçekleşen ve 28 ülkeden de temsilcilerin yer aldığı kongre sonrası eş genel başkanlığa Pervin Buldan ve Mithat Sancar seçildi.    HDP’nin kongresine katılımın güçlü olmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getiren MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Savcılar HDP’nin kongresi hakkında mutlaka tahkikata başlamalıdır” diyerek HDP’yi hedef gösterdi.    CPT’ye başvuru   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı Asrın Hukuk Bürosu avukatları 25 Şubat günü CPT’ye başvuruda bulundu. Başvuruda, CPT’nin 2019’daki İmralı ziyaretinin sonuçlarının açıklanması çağrısı yapıldı.    İmralı Adası’nda yangın    Şubat ayında yaşanan bir diğer önemli gelişme de İmralı Adası’nda 27 Şubat günü meydana gelen yangın oldu.  İmralı’daki yangından dolayı birçok kesimden tepkiler gelirken, yangın söndürme çalışmalarının lodos nedeniyle aksak yürüdüğü öğrenildi.    İdlib’e karşı mülteciler koz olarak kullanıldı   Mültecileri her fırsatta koz olarak kullanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İdlib saldırısı ardından “Avrupa sınırında mültecilerin geçişi durdurulamayacak” çağrısı sonrası binlerce Afgan Suriyeli ve Pakistanlı mülteci sınır kapılarına aktı. Pazarkule ile Kastanies Sınır Kapısı arasındaki tampon bölgede bekleyen mültecilere Yunanistan polisleri tarafından gaz ve ses bombası atıldı. Kış koşullarında sınır kapılarında günlerce insanlık dramı yaşanırken Yunanistan tarafından açılan ateş sonucu bir mülteci katledildi, çok sayıda mülteci ise yaralandı.    Koronavirüs ve ilk ölüm   Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan yeni koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart’ta bir açıklama yaptı. Sonrasında ise koronavirüs tedbirleri kapsamında ilk ve orta öğretim, 16 Mart’tan itibaren bir hafta süreyle, üniversiteler ise 3 hafta süreyle tatil edildi. Koronavirüs nedeniyle ilk ölüm ise 17 Mart’ta gerçekleşti.    9 belediyeye kayyım atandı Yılın başından bu yana hedef gösterilen HDP’li Batman, Ergani, Eğil, Lice, Silvan, Güroymak ile Iğdır’a bağlı Halfeli ve Siirt’in Gökçebağ ilçe belediye eşbaşkanları görevden alınarak yerlerine kayyım atandı.    Helin Bölek yaşamını yitirdi   Hak ihlallerine karşı eylemler etkinlikler pandemi süresince devam etti. Bu eylemlerden biri de Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in ölüm orucu oldu. Helin, adil yargılanma talebi ve konser yasaklarının kaldırılması amacıyla ölüm orucu eyleminin 288’inci günü olan 3 Nisan’da yaşamını yitirdi.    ‘Kardeş Aile’ kampanyası    Yıl boyunca öne çıkan başlıklardan biri de HDP’nin ”Bir elin verdiğini, diğer el görmez” felsefesiyle başlattığı “Kardeş Aile” kampanyası oldu. Kampanya kapsamında, hem bölge hem de Türkiye cephesinde birçok ilde kampanya kapsamında birçok aileye ulaşıldı.    Cezaevlerindeki tutsaklar için çağrı   Ülke genelinde koronavirüs salgını nedeniyle en riskli alanlardan biri olan cezaevlerindeki tutsaklar için her kesimden çağrılar yükselirken, 7 Nisan’da AKP ve MHP’nin ortak hazırlayıp Meclis’e getirdiği 70 maddeden oluşan ve 11 kanunda değişiklik öngören Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Genel Kurul’da görüşülmeye başlandı.  Görüşmeler protesto ile başladı, HDP Grubu meclis sıralarına vurarak ses çıkarma eylemi ile düzenlemeyi protesto etti. HDP’li vekiller, ellerinde siyasetçi, gazeteci ve hasta tutsakların resimleri ile “İnfazda eşitlik istiyoruz”, “Ölüme değil yaşama yasa”, “ Eşitlik infaz hakkı engellenemez”, “Kadınlara acil koruma” ve “Erkek adalet değil, gerçek adalet” sloganları ile Meclis’te yürüyüş gerçekleştirdi.    Agit İpek’in kemikleri ailesine kargo ile gönderildi   Meclis’te infaz yasası görüşülürken, baskılar ve hak ihlallerine ise her geçen gün yenileri eklendi. Bu ihlallerden biri de cenazelere dönük işkence. 11 Nisan’da Dersim merkeze bağlı Xelasor tepesinde 23 Mayıs 2017’de yaşamını yitiren HPG’li Agit İpek’in kemikleri ailesine kargo ile gönderildi. AKP bu işlemi “usule uygun” diye savunurken, gömülme hakkının ihlal edilmesine karşı kamuoyundan tepkiler yükseldi.  İnfaz yasası: Siyasi tutsaklar kapsam dışı bırakıldı   İnfaz yasasının görüldüğü Meclis’te ise iktidarın siyasi tutsakları kapsam dışında tuttuğu düzenleme kabul edilirken, yasalaşması ile 80 bin civarında adli tutuklu ve hükümlü cezaevlerinden salıverildi. Yasaya ilişkin teklife dair tüm görüşmelerde 32,46, 48, 67’inci maddelerinde değişikliğe gidildi, 54’üncü maddesi ise tekliften çekildi. Muhalefet teklife ilişkin görüşlerini dile getirirken, verdikleri 210 değişiklik önergesi ise AKP-MHP oylarıyla reddedildi.   Ev içi şiddete karşı acil eylem planı çağrısı    HDP’li vekiller bu süreçte Meclis’teki Genel Kurul’daki konuşmalarında ev içi şiddete maruz bırakılan kadınlara dikkat çekerken, kadınlar için acil eylem planı çıkarılması için çağrı yaptı.    Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırı    Yılın başından bu yana Türkiye’nin insansız silahlı hava araçları (SİHA) ile aylardır ambargo uygulanan ve abluka altında olan Maxmur Mülteci Kampı ile birlikte Şengal ve Kandil’e dönük hava saldırıları gerçekleşti. 15 Nisan’da yaşanan saldırılar sonucunda koyunlarını otlatmaya giden 3 kadın katledildi. Saldırı, Türkiye ve bölgede tepkilere neden olurken, HDP’li vekiller de saldırıyı kınadı.    21 yıl sonra ilk telefon görüşü   Nisan ayında yaşanan önemli gelişmelerden biri de İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 21 yıl sonra ilk kez telefon ile görüşme hakkını kullanması oldu. İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım da 15 Mart 2015’ten bu yana yakınlarıyla ilk defa telefon görüşmesi gerçekleştirdi.    27 Temmuz 2011 tarihinden 2 Mayıs 2019 yılına kadar avukatlarıyla görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan, 2018’de cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri sonuncunda ilki 2 Mayıs olmak üzere 22 Mayıs, 12 Haziran, 18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde avukatlarıyla görüşebilmişti. Avukatların 7 Ağustos 2019'dan bu yana yaptıkları bütün görüşme başvurularına olumlu ya da olumsuz hiçbir şekilde yanıt verilmedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan en son görüşmesini ise 3 Mart 2020 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile gerçekleştirdi. Yaşanan gelişmeler sonrası PKK Lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999 yılından bu yana tutulduğu İmralı'da ilk kez ailesiyle telefon görüşmesi gerçekleştirebildi. İbrahim Gökçek de yaşamını yitirdi   Hak ihlalleri, taleplerin karşılanmaması Mayıs ayında da devam etti. Grup Yorum üyesi Helin Bölek’in ardından bu kez de İbrahim Gökçek aynı taleplerle başladığı ölüm orucunu sonlandırdıktan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi.    393 kadından infaz yasasında eşitlik çağrısı   Tepkilerin ve çağrıların her geçen gün arttığı infaz yasasına ilişkin aralarında aydın, yazar, gazeteci, akademisyen ve aktivistlerin de olduğu 393 kadın, ortak bir metin hazırlayarak infaz yasasında eşitlik çağrısı yaptı ve taleplerini sıraladı.  Kadınlar, “İnfaz Yasası’ndaki Eşitsizliğin Giderilmesini; Hükümlü ve Tutukluların Yaşam ve Sağlık Hakkının Korunmasını İstiyor” başlıklı metinde yaşanan hukuki süreci yaşam hakkının ağır ihlali ve “yavaşlatılmış/zamana yayılmış cinayet” olarak değerlendirdiklerine dikkat çekti.    49 tutsak cezaevinde yaşamını yitirdi   İHD, Türkiye cezaevlerinde yılın başından bu yana 49 tutsağın yaşamını yitirdiğini duyurdu. Ayrıca 15 tutsağın intihar ettiğini, hasta tutsakların büyük bir kısmının karantina koğuşlarında kalmak istemediklerinden dolayı hastanelere gidemediği için tedavilerinde gecikmeler yaşandı. Öte yandan 8 mahpus hastane dönüşü tutuldukları karantina koğuşunda yaşamını yitirdi.    Federe Kürdistan Bölgesi yönetimine çağrı   Maxmur’a yönelik ambargo ve hava saldırıları yılın başından itibaren devam ederken, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’ye mektup gönderen HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, “Maxmûr halkı, sizin de halkınızdır. Onları bir emanet gibi kabul etmenizi özellikle rica ediyoruz” dedi. Meclis’teki Kürt kadın vekiller de Irak Kürdistan Parlamentosu Başkanı Dr. Rewaz Faiaq, Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki kadın örgütleri ve tüm Kürt kadınlara, “Yaratılmak istenen kardeş kavgasına karşı tavrımızı ortaya koyalım” çağrısının yer aldığı mektup gönderdi.   Kayyım atamaları Mayıs ayında da devam etti   HDP’li belediyelere kayyım atamaları Mayıs ayında da devam etti. İçişleri Bakanlığı tarafından bu kez de Iğdır, Siirt ve Siirt’e bağlı Baykan ve Kurtalan belediye eşbaşkanları gözaltına alındı, görevlerinden alındı ve yerlerine kayyım atandı. Hemen ardından Muş Altınova belde belediyesine de kayyım atandı. Kayyımlara karşı Kürt illerinde ve Türkiye’nin dört bir yanında protestolar ve oturma eylemleri gerçekleşti. Eylemlere yönelik polis saldırısında çok sayıda kişi işkence edilerek gözaltına alındı.    Cenazelerin kaldırıma gömüldüğü ortaya çıktı   Bitlis’in Yukarıölek (Oleka Jor) Mahallesi’ndeki Garzan Mezarlığı’ndan 19 Aralık 2017 tarihinde ailelerine haber verilmeden çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) getirilen 282 cenazenin Kilyos Mezarlığı’nda gömüldüğü kaldırımın görüntüleri ortaya çıktı. Mezopotamya Ajansı’nın (MA) ulaştığı görüntüler, DNA eşleşmesi sonucu 21 cenazenin ailelere verildiği ve hala 261 cenazenin gömülü olduğu kaldırıma kemiklerin içinde yer aldığı büyük plastik saklama kaplarının nasıl üst üste ve yan yana gömüldüğü gözler önüne serdi. HDP ve çok sayıda demokratik kitle örgütü ve sivil toplum örgütü, söz konusu uygulamaya tepki göstererek gömülme hakkının ihlal edilmesine tepki gösterdi.    18 siyasetçi kadın gözaltına alındı   Kadın siyasetçilere ve aktivistlere yönelik baskılardan biri de tarih 22 Mayıs’ı gösterdiğinde gerçekleşti. Aralarında Kürt siyasetçi ve kadın hakları savunucuların da olduğu 18 kişi gözaltına alındı. Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya ile birlikte kurucu üyeleri ile aktivistlerin de bulunduğu 12 kişi “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Kadınlara sorgu sırasında,  “8 Mart’ı tertip etmenizdeki amaç neydi” sorusu yöneltilirken, Dersim’de kayıp olan Gülistan Doku için yapılan eylemlere ilişkin ise “Gülistan Doku pankartını neden taşıdınız” sorusu soruldu. Tutuklamalara Türkiye’nin dört bir yanından tepki gelirken, 71 kurumdan kadınlar ortak bir açıklama ile Rosa Kadın Derneği üyelerinin gözaltına alınmasına kınadı.    HDP’den ‘Demokrasi Yürüyüşü’   Kadın siyasetçilere yönelik baskılar Haziran ayında da devam etti. HDP’nin 9 maddelik “Hep Birlikte Mücadele” tutum belgesiyle sahaya inmeyi planlarken, 4 Haziran’da DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ile HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesi üzerine süreci hızlandırdı. MYK’da Ankara’ya yürüme kararı alındı. Leyla ve Musa’nın tutuklanmasını “siyasi darbe” olarak tanımlayan HDP, 15 Haziran’da Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya “Demokrasi Yürüyüşü” başlattı.    ‘Kadın Mücadelesi Her Yerde’ kampanyası    “Kadın Mücadelesi Her Yerde” kampanyasının startını 8 Haziran’da yaptığı açıklama ile veren HDP Kadın Meclisi, Ankara Kuğulu Park’ta açıklama yaptı. Kadınlar açıklamada,  kampanya ile birlikte kayyıma karşı, istismara karşı, infaz yasasına karşı, kadına yönelik şiddete karşı; Meclis’te, sokakta, mahallede, evde, meydanlarda, fabrikalarda, atölyelerde ve kentlerin her noktasında mücadele halinde olacaklarını kaydetti.    Bekçilere verilen yetkilere tepki    Kadınları hedef alan ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açan bir diğer önemli gelişme de, bekçilere verilen üst düzey yetkiler oldu. Kamuoyunda tepki ile karşılanan ve CHP ile HDP’nin şerh düştüğü 18 maddelik teklif, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Muhalefet partisi milletvekilleri ve bağımsız milletvekilleri geniş yetkilerle donatılan bekçilerin cumhurbaşkanı sisteminin yeni kolluk kuvveti olacağını belirtti.    Darbeye karşı ‘Demokrasi Yürüyüşü'   HDP’nin programının ikinci aşamasını “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” oluşturdu. Hakkari ve Edirne’den başlayan yürüyüş Ankara’ya ulaştı. Yürüyüş süresince engellemeler ve saldırılarla karşı karşıya kalan HDP’liler, birçok yerde coşkulu bir halk kitlesi ile karşılandı. Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde halkı selamlamak isteyen HDP’liler, polisin gazlı saldırısına uğrarken, Hakkari’de ise kadınlar, HDP bayrakları ile konvoyları karşıladı. Kadınlar asker ve polis tarafından abluka altına alındı. Hakkında fezleke hazırlanan çok sayıda vekil de yürüyüş esnasında darp edildi. Tüm bu saldırılara rağmen yürüyüş, “faşizm ortamında” halklara umut oldu.    Kayyım atamaları devam ediyor   Kayyım atamaları ise bu kez de Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde devam etti. İlçeye bağlı Sarıcan Belde Belediye eşbaşkanları Bekir Polat ve Canan Tağtekin, evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Görevlerinden uzaklaştırılan Bekir ve Canan yerine Elazığ Vali Yardımcısı Erkan Kaçmaz kayyum olarak atandı.   Rojbin Çetin’e köpekli işkence   Kadın siyasetçilere ve aktivistlere yönelik baskılar gözaltı sırasında da yaşandı. 26 Haziran günü Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu ve TJA aktivisti Sevil Rojbin Çetin, evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Gözaltı sırasında saatlerce köpekli işkenceye maruz kalan Rojbin’in vücudundaki işkence izleri rapora yansıdı. Rojbin, 10 günlük gözaltı sürecinin ardından  “Örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 7 Temmuz’da tutuklandı. İşkenceye karşı kamuoyunda ciddi bir tepki oluşurken, Valilik işkenceyi normalleştirerek “kademeli olarak zor kullanılmıştır” açıklamasında bulundu. Aralarında İHD ve siyasi partilerin olduğu onlarca kurum 80’li yılların yöntemiyle kadın mücadelesinin hedef alındığını ve kadınlara yönelik erkek devlet şiddetinin arttığını kaydetti. İşkenceye hemen hemen her kesimden tepki gelirken AKP her zaman ki gibi inkar etti. Bu olaydan sonra Kürt illerinde birçok kez “köpekli işkence” yöntemine başvuruldu.    DTK kapısı mühürlendi: 42 kişi gözaltına alındı   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 9 Ekim 2018’de DTK’ye yapılan baskında elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda açılan soruşturma kapsamında 64 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. DTK, HDP, Rosa Kadın Derneği, DBP, sivil toplum örgütü yöneticileri ve avukatların da bulunduğu 42 kişi gözaltına alındı. Soruşturmada, DTK’nin Kayapınar ilçesindeki binasına da baskın yapılarak arama gerçekleştirildi. Aramaların ardından DTK’nin kapısı mühürlendi.   Siyasi parti liderlerine mektup   Yılın altı ayını geride bırakan siyasetçi ve kadın aktivistler, baskılara karşı mücadelelerini sürdürdü. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye’de artan otoriterleşmeye dikkat çekmek amacıyla Avrupa’nın önde elen siyasi parti liderlerine mektup gönderdi. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Sözcüsü ve Jinnews editörü Ayşe Güney, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde bulunan evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Ayşe, 4 günlük gözaltının ardından adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.    Tecavüz faili korundu, kadınlar hedef alındı   Ağustos ayında yaşanan en önemli olaylardan biri de Batman’da İpek Er’e tecavüz ederek yaşamını yitirmesine neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın gözaltına alınması ve sonrasında tutuklandıktan bir hafta sonra serbest bırakılması oldu. Türkiye’deki ve bölgedeki kadın kurumlardan feministlere kadar Türkiye’nin birçok yerinde failin cezalandırılması amacıyla eylemler gerçekleştirildi. Sosyal medyada ve birçok kentte başlayan eylemler sonrası fail tutuklandı ancak bir hafta sonra serbest kaldı. Faili koruyup kollayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise kadınları ve HDP’yi hedef aldı.  Avukat Ebru Timtik yaşamını yitirdi   Yine bu ay içerisinde adil yargılanma talebiyle başladığı açlık grevini ölüm orucuna dönüştüren avukat Ebru Timdik, eyleminin 238’inci gününde yaşamını yitirdi.    ‘Barışa Çağrı’ deklarasyonu   Tarih 1 Eylül’ü gösterdiğinde ise Dünya Barış Günü dolayısıyla HDP, “Barışa Çağrı” deklarasyonu yayınladı. HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin Meclis’te açıkladığı deklarasyonda iktidara, muhalefete ve toplumsal kesimlere “Savaş ve çatışmayı sonlandırarak, barış iklimi yaratılması” çağrısı yapıldı.    Gözaltına alınan iki kişi helikopterden atıldı   Baskıların en yoğun yaşandığı Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerce 11 Eylül’de gözaltına alınan ve “helikopterden atıldıkları” hastane raporlarına yansıyan iki yurttaştan 55 yaşındaki Servet Turgut’un Mezopotamya Ajansı’nın ulaştığı Osman Şiban’ın hasta epikriz raporuna göre,  ‘yüksekten helikopterden atıldıkları doğrulandı.  30 Eylül’de Servet Turgut yaşamını yitirdi. Cenazenin ardından ihlaller devam ederken ailenin taziyesi basıldı. HDP, “İşkence emrini kim verdi, kim uyguladı, kim örtbas ediyor?” sorularını sorarken Meclis’te ve birçok alanda iki yurttaşın başına neler geldiği soruldu.    4 gazeteci tutuklandı   Oluşan kamuoyu sonrası Van’da helikopterden atılma işkencesini duyuran gazetecilerden Adnan Bilen, Cemil Uğur, Şehriban Abi ve Nazan Sala “toplumsal olayları haber yaptıkları” gerekçesiyle 9 Ekim’de gözaltına alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.     Kobane soruşturması tutuklamaları    Siyasi soykırım operasyonları bu kez de “Kobanê soruşturması” adı altında gerçekleşti. HDP eski MYK üyesi ve milletvekillerini de aralarında bulunduğu 20 siyasetçi 25 Eylül’de gözaltına alındı. 9 günlük gözaltının ardından 17 siyasetçi “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Avukatlar, mahkeme salonuna girmeden hakim kararı okudu. Avukatlar ve adliyede bulunan milletvekilleri bu duruma “Savunma susmayacak”, “HDP susmadı susmayacak” sloganları atarak, tepki gösterdi. Adliye içinde ve dışında da HDP’lilere ve avukatlara polis saldırısı gerçekleşti. Aralarında CHP’li siyasetçilerin de olduğu çok sayıda kişi HDP’ye destek verdi. Kobanê soruşturması sonra HDP’ye sivil toplum örgütleri,  insan hakları kurumu, siyasi parti temsilcileri, dernekler, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan kurumların üyeleri, emek örgütleri, sendikalar ve çok sayıda kadın örgütü tarafından günlerce süren dayanışma ziyaretleri gerçekleşti. Bu ziyaretlerde “ortak mücadele” vurgusu öne çıkarken HDP’ye yönelik sahiplenmenin önemi vurgulandı.    Reform söylemi yurttaşa gözaltı ve tutuklama olarak döndü   Ekonomik krizin her geçen gün derinleştiği gündemdeki yerini korurken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak görevinden istifa ettiğini duyurdu. Ardından ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “yargıda ve ekonomide reform” açıklaması muhalefete gözaltı ve tutuklama olarak döndü. Yalnız 17 gün içinde 18 merkezde düzenlenen operasyonlarda en az 415 kişi gözaltına alındı, 11 kişi tutuklandı.    Tutsaklar açlık grevi eylemine başladı   Kasım ayına girildiğinde de hak ihlalleri hem dışarıda hem de cezaevlerinde yenileri eklenerek sürdü. Diğer yandan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin son bulması için tutsaklar 27 Kasım’da süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine başlayacaklarını duyurdu. 6’ncı grup ile 27’nci gününde devam eden eyleme her kesimden destekler gelmeye devam ediyor.    Federe Kürdistan Yönetimi’ne çağrı   Yılın başından bu yana Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşananlar ve Kürtlerin karşı karşıya getirilmesine dönük politikalara yıl boyunca her kesimden tepkiler geldi. Bir yandan Barış Anneleri, beyaz tülbentlerini yere atarak tepkilerini dile getirirken, bir yandan da hem halk hem de siyasetçiler Federe Kürdistan Yönetimi’ne çağrılar yaptı.    Meclis’te HDP’li vekillerden protesto    Aralık ayının ortalarından itibaren Meclis Genel Kurulu’nda başlayan bütçe görüşmelerinde HDP’li vekiller, Van’da işkence edilerek helikopterden atılan Osman Şiban ve yaşamını yitiren Servet Turgut’u gündeme getirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Servet Turgut’a ne oldu?” diye sorarken, bakanın açıklamalarını sıra kapaklarına vurarak protesto etti.   HDP’li siyasetçilere 475 fezleke   Bir yıl boyunca HDP’li siyasetçilerin hemen hemen attığı her adım, yaptığı her açıklama, fezleke konusu oldu. Hakkında en fazla fezleke hazırlanan isim ise HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan oldu. Bir yıl boyunca HDP’li kadın siyasetçiler hakkında toplamda 475 fezleke hazırlandı.    Soru önergeleri   Özellikle HDP Kadın Grubu Meclis’i aktif olarak kullandı. Kadınların, şiddete, sömürüye, eşitsizliğe, iş yaşamında ayrımcılığa ve gelir adaletsizliğine karşı bütün kadınların taleplerini haykıran parlamenterler, eril bir mekanda yoğun bir muhalefet yürüttü. Meclis’te milletvekillerinin bilgi alma ve denetim yapabilmeleri için verdiği yazılı soru önergelerine tüzükte belirtilen 15 günlük yasal süre içinde cevap verilmesi konusunda Anayasa’da gerekli hükümler olmasına karşın önergeler yanıtsız bırakılıyor ya da süresi geçtikten sonra cevap verildi. HDP vekillerinin Gülistan Doku ve Nadira Kadirova, Fatma Altınmakas soruları yanıtsız bırakıldı.    HDP Grubundan kadınlar bir yılda toplamda 2 bin 939 soru önergesi ve 427 araştırma önergesi Meclis’e sundu.    Kadınla ilgili çalışmalar gündeme alınmadı    Kadınların tüm muhalefetine rağmen bu yılda Meclis’in İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına ilişkin denetim görevi yerine getirilmedi. GREVIO (Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzman Grubu) Türkiye Raporu’nun resmi çevirisi yaptırılmadı, Meclis’te görüşülmedi. Kadına yönelik şiddet ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili çalışmalar gündeme alınmadı. Cumhurbaşkanlığı, 2021 hedefleri arasına kadına yönelik ayrımcılığı daha da derinleştireceği kesin olan Kadın Üniversitesi kurulmasını yerleştirirken; Plan ve Bütçe Komisyonundaki Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde hemen hiçbiri cevaplanmayan pek çok soru işareti ortaya kondu. Evinde çalışan Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümü ilgili hakkında iddialar olan AKP Milletvekili Şirin Ünal görüşmelerde oturum başkanı oldu. Kürt kadınlara yönelik gerçekleşen işkence, tecavüz ve katletme suçlarına ilişkin sorular yanıtsız bırakılırken tüm bu suçlara sessiz kalındı.    Yarın: 2021’de halklar erken seçime hazırlıklı olmalı