Tutsak kadına ‘çıplak arama’ işkencesi Meclis'e taşındı 

2020-11-20 12:26:39


	 

	ANKARA - HDP’li Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sivas Kadın Açık Cezaevi’nde tutulan Aslıhan Gençay’ın maruz bırakıldığı çıplak arama işkencesini Meclis’e taşıdı. 

	 

	Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sivas Kadın Açık Cezaevi’nde bulunan Aslıhan Gençay’ın maruz bırakıldığı çıplak arama uygulamasını Meclis’e taşıdı. Gülistan, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na konuyla ilgili dilekçe ile başvuru yaptı. 

	 

	Dilekçede şu ifadelere yer verildi: 

	 

	“Sivas Kadın Açık Cezaevi’nde bulunan Aslıhan Gençay isimli mahpusun yaşamış olduğu ve avukatlar aracılığıyla basına yansımış olan hak ihlalidir. Adalet Bakanlığı’nın 2018 tarihli cezaevindeki gazeteciler listesinde gazeteci, yazar ve editör olarak bulunan Gençay ayrıca yine Adalet Bakanlığı’nın kronik hastalar listesinde yer almaktadır. Adli Tıp Kurulu’ndan, 2017 tarihli yüzde 45 engelli raporu olan mahpusun yarısı gözlerinden kaynaklı sinir ölümü, diğeri yüzde 100 kronik astım olarak belirlenmiş hastalıkları da mevcuttur. Aslıhan Gençay’ın basına yansıyan ve Sivas Kadın Açık Cezaevi’nde maruz kaldığı hak ihlali denetimli serbestlik koşullarını taşıdığı gerekçesiyle Sivas Kadın Açık Cezaevi’ne nakledilmesi ile başlamıştır. 

	 

	Uygulamaya karşı çıkan tutsağa da soruşturma

	 

	Aslıhan Gençay Sivas Kadın Kapalı Cezaevi’ne nakil olacağı esnada İnfaz koruma Memurları ve gardiyanlar tarafından çıplak aramaya zorlanmış, uygulamayı kabul etmediği için de disiplin cezasına çarptırılmıştır. Cezaevlerine girişlerde rutin kontrol denilerek meşrulaştırılan ve son dönemde hemen her cezaevinde duyulan çıplak arama uygulaması bir işkencedir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan bu şiddet türüne karşı çıkmak, kabul etmemek de her mahpusun ve insanın hakkıdır. Çıplak aramayı dayatanlar ve bunu yapan kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanmaktan soruşturmalar başlatılmalıyken bu konu hakkında soruşturma başlatılmış tek bir kamu görevlisi bulmak neredeyse mümkün değildir. Üstelik uygulamaya karşı çıkan mahpusa soruşturma açıldığı da bu örnekte görülmektedir.

	 

	‘Çıplak biçimde otur-kalk’ uygulaması

	 

	Yaklaşık 15 yıl cezaevinde kalmış olan Aslıhan Gençay’ın hastalıkları nedeniyle infazı ertelenmiş daha sonra 2016 yılında yeniden cezaevine girmiştir. Şartlı tahliyesine bir yıl kaldığı gerekçesiyle infaz yasasında belirtilen koşulları taşıyan mahpus açık cezaevine geçme talebinde bulunmuş ve Kayseri Bünyan Cezaevi’nden Sivas Kadın Açık Cezaevi’ne 22 Ekim tarihinde sevk edilmiştir. Açık bir cezaevine sevk edilen ve tahliyesine bir yıl kalan mahpusa Sivas Kadın Açık Cezaevi’nde infaz koruma memurları tarafından çıplak arama dayatılırken bu durumun hiçbir cezaevinde yapılmadığını sorgulayan mahpusa çıplak biçimde otur- kalk uygulaması yaptırılmıştır. 

	 

	Sivas Cezaevi için ‘olağan’ 

	 

	Aslıhan Gençay sevk edilmeden önce bulunduğu Kayseri Bünyan Cezaevi’nde duyarlı kapıdan geçirilmiş, ayrıntılı şekilde aranmış ve Covid-19 testi yapılmıştır. Tüm bu uygulamalara rağmen sevk edildiği cezaevinde yapılan bu uygulamayı daha evvel hiçbir cezaevinde görmediğini belirterek sorguladığı esnada Gençay hakkında tutanak tutulmuş ve görevi yaptırmamaktan, direnmekten disiplin işlemi başlatılmıştır. Ömrünün 15 yıl gibi uzun bir süresini cezaevinde geçirmiş mahpusun denetimli serbestlik şartını sağlıyorken tahliyesine az bir zaman kala bu şekilde disiplin cezası ile ‘terbiye’ edilmek istenmesi muhaliflerin üzerinde sonsuz bir tecrit uygulaması yapılmak istendiğinin açık bir örneğidir. Aslıhan Gençay tarafından cezaevinde bulunan diğer mahpuslara bu uygulama sorulduğunda ise çıplak arama gibi onur kırıcı işkence biçiminin Sivas Cezaevi için ‘olağan’ olduğu belirtilmiştir.

	 

	İnsan hakları bağlamında tartışmasız ihlal

	 

	İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde bulunan Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu’nun çıplak arama uygulamasının yaşandığı Sivas Kadın Kapalı Cezaevi’ne ivedilikle ziyaret gerçekleştirmesi konu özelinde de önem arz etmektedir. Bu uygulamanın insanlık onurunu zedeleyici bir uygulama olduğu ve insan hakları bağlamında tartışmasız ihlal olduğu açıktır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda komisyona başvuru yapma ihtiyacı doğmuştur. Gereğinin yapılmasını arz ve talep ederim.”