Ayşe Acar Başaran: Nadira ve Yeldana’ya ne oldu? 2020-09-03 12:07:11   ANKARA - Partisinin ve vekil kadınların hedef alınmasına tepki gösteren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, AKP’li Şirin Ünal’ın evinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren Nadira Kadirova ve yine AKP’li Tolga Ağar’ın kendisine tecavüz ettiğini söyledikten sonra yaşamını yitiren gazeteci Yeldana’nın akıbetini sordu. Ayşe, “Bizden hesap sormaya çalışanlar bu konularda en son hesap soracak kişiler” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partisinin Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.   Savaştan en fazla etkilenen, savaşı hayatının her alanda en yakından hisseden kadınların barışın sesini yükselttiğini belirten Ayşe, “Barış Anneleri beyaz tülbentleri ile kadınlar mor fularlarıyla dile getirdiler. Herkesin dünya barış gününü kutluyorum” dedi.   ‘Failin üniformalı olması cezasızlık politikası getirir demiştik’   Başta kadınlar olmak üzere herkesin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayan Ayşe, “Tam da bizler Barış Günü’nü kutlarken maalesef ülkemizde savaşın yarattığı etkilerin sonuçlardan biri olan Musa Orhan vakasını konuşmaya devam ediyoruz. Ortaya çıktığı ilk günden beri özel bir yönelim olan bir savaş aracı olarak kullanılan genç bir kadının tecavüze uğraması sonrasında maalesef Musa Orhan serbest bırakıldı. Musa Orhan serbest bırakıldıktan sonra kadınlar seslerini yükselttiler ancak maalesef iktidara yakın basın aracılığıyla ve iktidar sözcüleri tarafından Musa Orhan’ı sahiplendiklerini görüyoruz. Her gün İpek Er’i suçlayıcı neredeyse suçlu gösterecek Musa Orhan’ı mağdur gibi gösterecek bir takım yazıların yazıldığını, bunun örgütlendirildiğini çok iyi görüyoruz. Tam da bizim söylediğimiz aslında sonuca ulaşmış görünüyor. Failin üniformalı olması kimliği cezasızlık politikası getirir demiştik ve gördük ki failin kimliği bir koruma kalkanı. Kendisi ifade etmişti ‘bana bir şey olmaz’ diye. Musa Orhan’a bir şey olmadı, dosyada suçu sabit olmasına rağmen Musa Orhan serbest bırakıldı” ifadelerini kullandı.   ‘Ağustos ayı içerisinde 27 kadın katledildi’   Ağustos ayı içerisinde kadınlara yönelik şiddet tablosunun açıklandığını anımsatan Ayşe, ağustos ayı içinde 27 kadının katledildiğini ve 23 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini dile getirdi. Ayşe, şöyle konuştu: “Bunun karşısında iktidarın takındığı tavır Aile ve Sosyal Bakanlığının takındığı tavır bir kitapçıkla aşkın tarifini yapmak oldu. Bu katledin kadınların büyük çoğunluğu evin içerisinde beraber yaşadığı erkekler tarafından katledilmesi daha önce yüksek sesle sokaklarda, alanlarda haykırmıştık. Kadınlar olarak öldüren aşk istemiyoruz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aşkın tarifini yapacağına pandemi başladığı zaman istediğimiz gibi acil eylem planı açıklamalıydı, kadınların can güvenliğini güvence altına almalıydı.”   ‘İktidarın yarattığı ortam bu’   Politik tutsakların cezaevinde tutulurken kadına yönelik şiddet uygulayanlar serbest bırakıldığına dikkat çeken Ayşe, 23 Ağustos tarihinde bir kadının Salih Mihrican isimli bir erkek tarafından katledildiğini ve bu erkeğin serbest bırakıldığını söyledi. Ayşe, “Bu erkek İnfaz Yasası ile serbest bırakılan bir erkekti. Yine Diyarbakır'da cezaevinden firar eden Veysi Yoldaş adlı bir erkek, kadın koruma talep etmesine ve bu karar verilmesine rağmen kadın bu erkek tarafından katledildi. Yine iktidarın bazı alanlarda istismarcıları ve tecavüzcüleri nasıl koruduğuna yönelik bir örnek de Sakarya’da bir tarikat liderinin istismar olayında gördük. Yine bir örnek Kilis’ten 17 yaşında genç bir kadın tecavüze uğradı, ancak çocuk doğurunca bu anlaşıldı. Musa Orhan vakasında olduğu gibi önce bu erkek tutuklandı, sonra serbest bırakıldı. İşte iktidarın yarattığı kadınlar ve çocuklar için ortam bu. İktidar kendisiyle ilgili gerçeklik ve kadınlar için yarattığı güvensiz ortam ortadayken iktidarın her gün partimizi hedef aldığına tanık oluyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘Tuma Çelik olayında tavrımızı net koyduk’   Tuma Çelik üzerinden partisinin ve kadın vekillerin hedef alınmasına değinen Ayşe, şöyle konuştu: “Tuma Çelik meselesinde onlarca defa söyledik. Kadının beyanının öncesinde farklı olduğunu ve bundan dolayı mekanizmalarının işletilmediğini ve fezleke ile beraber kadını beyanının tecavüz olması nedeniyle tavrımızı ortaya koyduğumuzu net bir biçimde ifade etmiştik ancak iktidar bu meseleyi partimize partimizdeki kadın yapısına, Türkiye kadın mücadelesine Kürt kadın hareketine,  feminist kadın hareketine bir saldırı aracı haline getirdiğini görüyoruz. Ortaya çıkan her suçta kendilerine bağlanan aklamak istenen her suçtan partimizi hedef göstererek partimizi suçladıklarını hep görüyoruz.”   ‘Ben milletvekili olarak tutanaklara ulaşamazken köşe yazarı nasıl ulaşıyor’   Tuma Çelik ile ilgili dosyanın Meclis Komisyonu’nda olduğunu ve komisyonun bir rapor hazırladığını aktaran Ayşe,  rapor sonucunda dokunulmazlığın kaldırılması ve yargılanması için çalışma yürütüldüğünü belirtti. “Biz dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili düşüncelerimizi ifade etmiştik, kadının beyanı esas alarak hiç bir araştırmaya gerek kalmadan erkek yargısı değil gerçek yargı ile yargılanmalıdır” diyen Ayşe, “Ben milletvekili olarak komisyon tutanaklarına ulaşamazken komisyon tutanakları müştekinin beyanları gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Partimizdeki iki kadın arkadaşımıza yönelik iftiralarla dolu beyanlar köşelerde yazılıyor. Buradan bir kez daha sormak istiyoruz. Bu komisyon gizli olarak yürütülen bir komisyon ortak alınan gizlilik kararını kim ihlal ediyor. Ben milletvekili olarak bu tutanaklara ulaşamazken bir köşe yazarı nasıl ulaşabiliyor” diye konuştu.   ‘Bir kadın AKP’li vekilin evinde öldü, olayın üstü örtüldü’   İktidarın derdinin kadının mağduriyeti olmadığını dil getiren Ayşe, “Partimiz ve kadın mücadelemize saldırı bu mağduriyeti araçsallaştırmak kendini aklama siyaseti. Bu siyasetin sonuçların da görüyoruz. Eğer gerçekten samlerse  2 soru daha sormak istiyorum:  Nadira Kadirova  AKP’li Şirin Ünal’ın evinde öldü. Nadira Kadirova ile ilgili olarak ne yapıldı? Bırakın dokunulmazlığının kaldırılmasını dosya takipsizlikle sonuçlandırıldı, ailesi defalarca çağrı yapmasına rağmen bu konu ile ilgili bir araştırma yapılmadı ve üstü örtüldü. Bir genç kadın bir milletvekilinin evin silah kullanmasını bilmediği söylenmesine rağmen yaşamını yitirdi. Bizden hesap sormaya çalışanlar bu konularda en son hesap soracak kişiler” dedi.   AKP’li Tolga Ağar’ın şüpheli olduğu Yeldana Kaharman cinayeti   Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar'ın evine gittikten bir gün sonra ölü bulunan gazeteci Yeldana Kaharman'ın akıbetini soran Ayşe, şöyle devam etti: “Bu kadın yaşamını yitirmeden önce Tolga Ağar tarafından tecavüze uğradığını ifade etmiştir. Bununla ilgili iktidarın söyleyeceği bir sözü var mı? Kendilerinin meseleleri üstünü örtmek için her defasında partimize saldırdıklarını ve kadının mağduriyetini araçsallaştırdıklarını net bir biçimde görüyoruz. İktidar bu kadar saldırırken AKP bu ülkede erkekliği tüm kurumlarında inşa eden bir iktidardır. Meclisten partisine sokaklara kadar her alanda erkekliği inşa ediyor, her alanda erkekliği kadınlara karşı bir saldırı aracı olarak kullanıyor, kadınlar bu ülkede güvende değil.”   Tüm bu yaşananlara karşı mücadeleden geri durmayacakları çağrısında bulunan Ayşe, “Evet güvensiz bir yaşam oluşturdular, yaşam alanı bırakmadılar ancak bunlara karşı çok güçlü bir kadın gücümüz olduğunu ve mücadeleden vazgeçmediğimizi biliyoruz” dedi.