Saliha Aydeniz: İktidarın derdi demokrasi ve barışsa adres İmralı’dır 2020-09-02 09:04:38   Dilan Babat - Hikmet Tunç   VAN - ‘Demokratik Mücadele’ programı kapsamında temaslarda bulunan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürt halkına karşı olan savaş politikasındaki ısrarın, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritle birebir bağlantısı olduğunu belirterek, “İktidarın derdi demokrasi ve barışsa adres İmralı’dır” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında üç adımdan oluşan eylem ve etkinliklerinin üçüncü aşamasını bölgelerde gerçekleştirdi. Birinci aşamada kurumlar ziyaret edilirken, programın ikinci aşaması “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” ile Hakkâri ve Edirne’de yürüyüşle tamamlandı. Programın son aşaması olan üçüncü aşamada “Savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük” şiarıyla Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) bölgelerde halk buluşmaları gerçekleştirdi. Programın son aşaması olan ‘insan zinciri’ etkinliği ise 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde gerçekleşti.   Hakkari ve Van’da sivil toplum örgütleri,kurumlar ve halkla buluşmalar gerçekleştiren DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, program ve temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.     ‘Baskı ve imha politikası her zaman devrede’   Türkiye Cumhuriyetinin tekçilik üzerinden kurulduğunu belirten Saliha, “Kendisini, ulus devlet mantığında, ‘tek dil, tek bayrak, tek din, tek cinsiyet’ üzerinden var eden bir sistem. Bu sistem yüzyıl boyunca özellikle Kürtlerin var olma mücadelesine,dil, statü mücadelesine karşı sürekli bir baskılama ve imha politikası izledi. Son 5 yılı değerlendirdiğimizde, AKP hükümeti milliyetçi kesimlerle, Ergenekon ve çete grupları ile oluşturduğu faşist gruplarla aslında bu yüzyıllık politikayı sürdürdü. Toplumu var eden bütün kesimlere karşı elindeki devlet aygıtlarını kullanmaya devam ediyor. Kürt halkına karşı savaş politikasında ısrar eden, bir taraftan toplumsal mücadeleyi öne çıkaran, kadınları, gençleri ve STÖ’leri baskılayarak, bir diktartölyel sistemi inşa etme derdinde. Bunlara karşı da Kürt halkı ve demokrasi isteyen kesimlerin sürekli bir direnişi ve kendini yenileyen bir durum söz konusu” dedi.     ‘Tecride karşı barışta ısrar ettiğimiz için yürüyoruz’   Kadını ve toplumun renklerini yok sayan iktidara karşı Kürt kadın hareketinin  sesini yükselttiğini vurgulayan Saliha, “Kendilerine göre yasalar çıkararak, sürekli kadınları hedef göstererek, demokrasi ve barışta ısrar edenleri hedef göstererek bir yönelimleri söz konusu. Programımızın amacı demokratik zeminde ısrar etmemizdir. Programımızı 15 Ağustos’ta Dersim’de başlattık. Dersim’de ve Kürdistan’ın birçok ilinde baskıcı yönelimler kendini var ediyor. 2016 yılında bir darbe girişimi vardı. Bu girişimden sonra bir OHAL ilan edildi.  İki yılın sonunda OHAL bitirilmiş olmasına rağmen OHAL yetkililerinin valilere devredilmesiyle süreklileşen bir durum söz konusu. Bu yüzden her söz söyleme, sokağa çıkma, sisteme karşı demokrasi zemini oluşturmak isteyenlere karşı bir yasak ile karşı karşıyayız. Biz de bunu diyoruz; karanlık güçler, faşist ittifaklar kendini sürekli şiddet ve çetevari yöntemlerle devam ettirmeye çalışıyor. Ama buna karşı kadın hareketleri ve Kürt halkı olarak bu sisteme karşı aydınlıkta, demokratik zeminde ve tecride karşı barışta ısrar edeceğiz”  ifadelerini kullandı.    ‘Krizlerin tecritle bağlantılı olduğunu bütün kesimler dile getirdi’   Halkla buluşmalarında açığa çıkan noktalardan birinin de tecride yönelik tepki olduğunu sözlerine ekleyen Saliha,“Dört parça Kürdistan’da, Ortadoğu ülkelerinde savaşta ısrar eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Bunun sebebi meşruiyetini kaybetmiş, artık halklara, ekonomi, eğitim, sağlık ve siyasal açıdan verebileceği bir şey olmamasıdır. Kürt halkının statü talebine karşı sonuna kadar savaş ısrarı, ekonomik ve toplumsal krizi yaratmıştır. 5 Nisan 2015’ten bu yana Sayın Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin sebebi tam da budur. Sayın Abdullah Öcalan ile 2013-2015 sürecinde yapılan diyalog sürecinde toplumsal barış umudu oluşturulmuştu. Bütün bu krizlerin tecrit ile bire bir bağlantılı olduğunu bütün kesimler dile getirdi. Her birimiz tecrit altındayız, Kürdistan’da özellikle fuhuşun, tecavüzün, uyuşturucunun bu kadar yaygınlaşmasının sonucu bu politikalar olduğunu ve toplumun bu politikalar sonucu bir tecritte tutulmak istendiğini herkes ifade ediyordu” dedi.    ‘Derdiniz demokrasi ise adres İmralı’dır’   “Bütün toplum bugün tecrit altındadır” diyen Saliha konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün muhalefet tek bir söz söyleyemiyorsa, tecavüz eden rahatlıkla çıkıyorsa, şiddet had safhada olmasına rağmen toplumun beklentilerini karşılayacak bir şey veremiyorlarsa aslında topluma verecek hiçbir şeylerinin olmadığından kaynaklıdır. Bugün bütün toplum tecrit altındadır. Kürt halkına karşı olan savaş politikasındaki ısrarla barışın mimarı ve muhatabı olan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit birebir bağlantılıdır. İktidarın derdi demokrasi ve barışsa adres İmralı’dır. Biz de bunu halkımıza STK’lılarla konuşmak için bir çalışma yürütüyoruz. Birlikte mücadele faşizme karşı mücadelenin yoludur.”    ‘Korkuların üzerine gitmemiz gerekiyor’   31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinde toplum olarak faşizmin kırıldığını deneyimlediklerini hatırlatan Saliha,“Kadınlar, gençler, toplumun bir bütünü faşizme karşı bir araya geldiğinde faşizmin yenilebileceğini çok net görmek gerekiyor. Bu kararlıkla mücadele içerisinde yer almak gerekiyor. Her gün yasak ilan ediyor olmaları,OHAL şartlarında halkı baskı altında tutmalarının sebebi toplumun yan yana gelerek, birlikte mücadele etmesinden korktukları içindir. Bu yüzden o korkularının üzerine gitmemiz gerekiyor. Halka, gence, kadınlara ve topluma düşen faşizme karşı sessini yükseltmek ve tecride karşı barışta ısrar etmektir” diye konuştu