CHP’li Ayşe Günce: Haklarımız için alanlarda olacağız 2020-07-26 09:03:30   VAN - İktidarın kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran politikalarına ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme planlarına karşı alanlarda olacaklarını belirten CHP Van Kadın Kolları Başkanı Ayşe Günce, “İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması kadın katliamlarının önüne geçecektir” dedi.    Kadına yönelik şiddetin arttığı Türkiye’de Haziran ayında 27 kadın katledildi. Kadın katliamları, aile içi şiddet, tecavüz ve çocuk istismarına karşı adım atılması yerine, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni hedef almasına karşı kadınlar, seslerini yükseltmeye devam ediyor.    İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasının dahi olumsuz sonuçlarının olduğuna vurgu yapan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Van Kadın Kolları Başkanı Ayşe Günce, sözleşmenin uygulanması için alanlarda olacaklarını ifade etti.    ‘Öldürüldükten sonra mı ‘delil’ olacak’    Türkiye’nin en büyük sorunları arasında kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve hayvanlara yönelik saldırılar olduğuna ancak her 3 grubun da yetkili birimler tarafından korunmadığına dikkat çeken Ayşe, “Kadınların emniyete başvuruları dikkate alınmıyor.  ‘Yeterli delil yok ‘ gerekçesiyle mahkemelerde erkeklere ceza verilmiyor. Ne zaman delil olacak, kadın katledildikten sonra mı? Fail birkaç ay ya da bir iki yıl tutuklandıktan sonra serbest bırakılıyor. Böyle olunca da faklı kişileri cesaretlendiriyor ve ‘o yaptıysa bir şey olmadıysa ben de yaparım bana da bir şey olmaz’ diye düşünüyor. Hükümetin bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor” diye konuştu.    ‘Kadına yönelik şiddet göz ardı ediliyor’    “Düşünün İstanbul sözleşmesi Türkiye’de imzalanmış ama uygulamayan ülke Türkiye. Neden biliyor musunuz?  Çünkü ‘namus, töre, cinayet’ kavramlarını farklı ele aldığı için bu durum iktidarın hoşuna gitmiyor. Bu nedenle tartışmaya açılıyor” diyen Ayşe, İstanbul Sözleşmesi’nin kadını her alanda birey olarak sahiplenen bir sözleşme olduğunu vurguladı.    İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun etkin bir biçimde uygulanmasının kadın katliamlarının önüne büyük oranda geçeceğini belirten Ayşe, “Kadına yönelik şiddet hükümet tarafından göz ardı ediliyor. Akraba, aile, erkek arkadaş veya yolda karşılaştığımız herhangi biri şiddete maruz bırakabiliyor. Bundan kaynaklı İstanbul Sözleşmesi uygulanmalı. İstanbul Sözleşmesi kadını ev alanından tutun sosyal yaşam ve iş alanına kadar sahiplenen bir sözleşmedir” diye ifade etti.    ‘Yoldan geçmemiz bile bir bahane oldu’    En son Muğla’da Pınar Gültekin’in Cemal Metin Avcı tarafından katledilmesine dikkat çeken Ayşe, “Kadınlar işkence edilerek katlediliyor. ‘Kıskançlık krizine girdi’ gibi gerekçelerle erkekler aklanıyor. Bize bunu yapamazlar, biz bunları çekemeyiz. Bu cinayetlerin dar pantolon, kısa etek, makyaj, tesettürle alakası yok. Hepimiz aynıyız, hepimiz kadınız. Yoldan geçmemiz bile bahane” diye belirtti.    'Bu durum bizi geriye götürüyor'   AKP iktidarı süresince kadına yönelik şiddettin arttığına vurgu yapan Ayşe, kadın katliamlarının politik olduğunun altını çizdi. Ayşe, “Bugün kadını yaşam alanına, toplum içine almamak, kadın cinayetlerine susmak, kadınlara yönelik yasal düzenlemeler yapmamak tamamen politiktir. Bugün iktidarda olan AKP zihniyetinin kadınları arka planda tutması, cinayetleri göz ardı etmesi, görmemesi politiktir. Kadın cinayetlerine ilişkin kaç açıklama yapıldı? Aksine var olan yasaları kaldırmaya çalışıyorlar. Bir meclisimiz var yüzlerce milletvekili var, bugün dokunulmaz olması gereken aslında kadınlardır. Bunun için de uygun adımlar atılmalı. İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin tartışmalar yürütülüyor. Bu durum bizi geriye götürüyor” dedi.    ‘Yönetenler şiddete yönlendiriyor’   Ülkeyi yönetenlerin tavırlarının, uyguladığı politikaların ve  kullandığı nefret dilinin erkeği şiddete yönlendirdiğini vurgulayan Ayşe, “’Bizden önce kadının adı yoktu’ diyenler cinsiyetçi tavırları, nefret diliyle kadının siyasette, toplumda yer almasını istemiyor. Kadın kurumlarını kapatarak ‘Kadının hiçbir anlamı yoktur’ diyor. Kadın cinayetlerini protesto için alanlara çıkıyoruz ve kolluk kuvvetleri tarafından şiddete maruz kalıyoruz. Kadını öldürdüğün zaman kendini öldürürsün. Bunu hükümete aşılamak gerekiyor. Kapı kapı dolaşıp kadınları bilinçlendirmek gerekiyor. Kadınların bulunduğu her ortamda kadın bilincini oluşturan eğitimler verilmeli. Kadın kurumları, kadın örgütleri, STK’ler herkesin hep birlikte çalışma yapması gerekiyor. Gerekirse her gün alanlarda olacağız” diye ekledi.