Ebru Günay ‘Demokratik Mücadele Eylem Takvimi’ni açıkladı 2020-07-10 12:19:36   ANKARA - Demokratik Eylem Takvimi’nin ikinci aşamasının detaylarını açıklayan HDP Sözcüsü Ebru Günay, halklar, inançlar, adalet, iş-aş, gençlik ve ekoloji başlıkları altında  Demokrasi Buluşmaları gerçekleştireceklerini söyledi. Ebru, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması ve savaş politikalarının terk edilmesi çağrısında bulundu.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği haftalık basın toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirirken Demokratik Mücadele Eylem Programı’nın detaylarını paylaştı.    Ebru, geçen günlerde Sakarya’da havai fişek fabrikasında yaşanan patlamada hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyerek konuşmasına başladı.    ‘HDP takındığı tutum ile başarısını gösterdi’   HDP’nin kurulduğu günden bu yana çeşitli saldırılara ve baskıya maruz kalmasına rağmen direnişin kalesi olduğunu defalarca gösterdiğini vurgulayan Ebru, “Partimiz, 7 Haziran’da özellikle toplumsal barışın derinleşmesi, Türkiye’de demokratik bir sistemin inşası için verdiği mücadele ve demokratik yaşama olan tutkusu ile bu iradesini milyonların desteğini alarak gösterdi. HDP çözümün ne olması gerektiğini, AKP iktidarının 7 Haziran’ın sonuçlarını tanımadığı ve 1 Kasım’da toplum iradesine karşı geliştirmeye çalıştığı siyasi darbe ve başlattığı saldırılara karşı halkı korumak için takındığı tutum ile gösterdi” dedi.   “24 Haziran seçimlerinde her türlü hakarete ve engellemeye rağmen hala dimdik ayakta olduğumuzu gösterdik” diyen Ebru,  birlikte hareket etmenin ‘tek adam rejimini’ gerilettiğini kaydetti.   ‘İktidar bilindik yüzünü gösterdi’   1 Haziran’dan bu yana sokakta, meydanda ve Meclis’te kesintisiz olarak sürdürdükleri Demokratik Mücadele Programı’nın bu konudaki kararlılık ve mücadele azminin somut göstergesi olduğunu dile getiren Ebru, “Elbette bizler bu konudaki ısrarımızı sürdürürken saray ittifakı/iktidarı çatışma ve savaştan beslenerek yeni saldırı gerekçeleri oluşturmaya devam etti. İktidar, doğayı talan etmeye ve tüm ülke zenginliklerini sermayeye peşkeş çekmeye çalışarak gerçek yüzünü göstermeyi sürdürdü.  Erkek egemenliğini büyütmek için kadınlara saldırmaya, kameralar önünde, karakollarda ve evlerde işkence yapmayı sürdürdü. İktidar bilindik yüzünü bir kez deha cinsiyet kimliklerine ve cinsiyet yönelimlere nefretle bakarak gösterdi. Mültecilerin yaşamlarını pazarlık konusu yaparak gösterdiklerini vurguladı” diye konuştu.   ‘Edirne ve Hakkari’den yükselen direniş sesi ile başladı’   Geçtiğimiz Pazartesi günü Meclis’te 3 aylık Demokratik Mücadele Programı’nın ikinci aşamasının startının verildiğini anımsatan Ebru, programın 1 Haziran’da HDP Eş Genel Başkanları’nın açıkladığı 9 maddelik tutum belgesi ile başladığını hatırlattı. Mücadele programlarını haziran ayı içinde Hakkari ve Edirne’den Ankara’ya bütün engellemelere ve saldırılara rağmen kararlılıkla  gerçekleştirdiklerini ifade eden Ebru, “Türkiye kamuoyu iktidarın zorba ve saygısız yöntemlerini değil bizim kararlılığımız, çözüm önerilerimizi konuştu. Çünkü bu yürüyüş Hakkâri’den, Karadeniz’in tulumu ve horunu ile başladı, Edirne ve Kandıra hapishanesinden yükselen direniş ve özgürlük sesiyle başladı” diye belirtti.    ‘İkinci aşamada da toplumsal muhalefeti öreceğiz’   Birinci aşamada Türkiye’nin iki yakasından Ankara’ya yürüdüklerini, şimdi ise Ankara’dan yola çıkarak Türkiye’nin dört bir tarafında toplumun her kesimiyle buluşacaklarını kaydeden Ebru, “Hep Birlikte” sloganıyla başlattıkları mücadele programlarının ikinci aşamasında da bu iktidara karşı büyük bir toplumsal muhalefet örebileceklerini göstereceklerini vurguladı.   20 Haziran’da KHK’li emekçiler buluşacak   Savunma hakkını korumak için program takvimlerini 6 Temmuz’da başlattıklarını söyleyen Ebru, “Meclis’te iktidarın teklifini geri çekmesi veya genel kuruldan geçmemesi için tüm gücümüzle çalışma ve direnme kararı aldık. Bu anlamıyla bu ucube yasa tasarısına karşı baro başkanlarının ve avukatların yaptığı Ankara yürüyüşünü bir kez daha kutluyoruz. Savunma hakkını gasp etmek isteyenlerin getirdiği çoklu baro yasası ve 20 Temmuz OHAL darbesinin yıldönümünde büyük bir ‘Adalet Buluşması’ yapmamız siyasallaşmış yargı yerine hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğüne olan inancımızdandır. Ankara’da yapacağımız bu buluşmada aynı zamanda Türkiye’nin her yerinden KHK ile işinden edilen öğretmenleri, akademisyenleri, emekçileri buluşturacağız” sözlerini kullandı.    ‘Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın talepleri karşılansın’   Türkiye’de yargının bağımlı hale getirildiğini ve AKP’nin sistemli bir şekilde topluma hukuksuzluğu dayattığını ifade eden Ebru şöyle devam etti: “Barolar düzenlemesi ile hukukun tabutuna son çivi çakılmak isteniyor. Çeteler serbest bırakılırken siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde binlerce hasta tutuklu ölüme mahkum edildi. Milletvekili, belediye eşbaşkanı, siyasetçi, akademisyen, gazeteci, yazar, aydın, yani muhalefet eden on binlerce kişi hala tutsak. Meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, aylardır ölüm orucu eylemi ile adalet talebinde bulunmaktadır ve bu eylem artık kritik aşamaya gelmiştir. Bu vesileyle bir kez daha Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın talepleri yerine getirilmesi çağrısı yapıyoruz.”   ‘Kuşkuluyuz’   İki yıl önce Emine Şenyaşar’ın eşi ve iki çocuğunun katledildiği ve bir oğlunun da tutuklanarak cezaevine gönderildiği olaya ilişkin davayı hatırlatan Ebru, “Esvet Şenyaşar ve iki oğlunun katledilmesi siyasi nedenlerle planlı bir katliamdı. Dün milletvekili arkadaşlarımız bu davayı takip ettiler. AKP milletvekilinin devletin gücünü arkasına alarak sebep olduğu bu katliam sorumlularının adil bir şekilde yargılanacağı ve hak ettikleri cezaları alacağı konusunda son derece kuşkuluyuz” diye belirtti.   Hatay’da Halklar ve İnançlar Buluşması   Ebru, Demokrasi Buluşması’ nın beş temel başlıktan oluştuğunu belirterek bu başlıkların  halklar, inançlar, adalet, iş-aş, gençlik ve ekoloji olduğunu kaydetti. Saray iktidarının kutuplaşmayı etnik ve inanç üzerinden büyüttüğü bu dönemde Hatay’da yapacakları “Halklar ve İnançlar Buluşması”nın birlikteliğe ve çoğulculuğa dikkat çekeceğine işaret eden Ebru, “Türkü, Kürdü, Arap’ı, Ermeni’si, Süryani’si, Sünni’si, Alevi’si, Hıristiyan’ı, Ezidi’si, İnanmayanı ile halklar ve inançlar bahçesi olan partimizin bu buluşma ile kutuplaştırıcı zihniyete karşı birlikteliği sarmalayacak bir tutkal görevi göreceğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.   Ebru, konuşmasının devamında Demokratik Mücadele Eylem Takvimi’nin detaylarına ilişkin şu bilgileri verdi:   “Kıdem tazminatına karşı gaspın yeniden gündeme geldiği, güvencesiz çalışma yelpazesinin genişletildiği ve sermayeye yeni peşkeş paketlerinin hazırlandığı bugünlerde emeğin hakkını savunacak İŞ-AŞ Buluşması, Demokrasi Buluşmaları’nın omurgası niteliğindedir. Emek ile ilgili iki farklı etkinliğimiz var. Birincisi tarımın öneminin ve mevsimlik işçiliğin yakıcılığının yoğun olduğu kentlerden biri olan Urfa’da büyük bir buluşma ile yapılacak. İkincisi büyük buluşma fabrikalarda hayatları hiçe sayılan işçilerin emeklerinin gasp edildiği bir fabrika buluşması olacak.   İstanbul’da Gençlik Buluşması   Bir diğer temel başlığımız ise Gençlik Buluşması olacaktır. Yaz dönemine girdik. Milyonlarca yeni mezun genç işsizler ordusuna katıldı maalesef. Milyonlarca genç güvencesiz koşullarda çalışıyor. Z kuşağı ile ilgili tartışmalar tüm mecraları sardı. Ayrıca hazırlığı yapılan yasa tekliflerinden birinin içeriğinde 25 yaş altı emekçilerin haklarını gasp etmeyi planlayan düzenlemeler var. Bunlarla birlikte gençler tüm topluma direnmenin metotları konusunda yeni yöntemlerin olduğunu gösteriyor ve öğretiyorlar. Gençler sarayın yaptığı etkinlikte ‘oy yok’ diyerek cesareti büyütebiliyorlar. Bu nedenle Gençlik Meclisi’miz öncülüğünde İstanbul’da büyük bir Gençlik Buluşması yapacağız.   Mezopotamya Ekoloji Hareketi ile Kaz Dağları’nı korumak isteyenlerin buluşması   Başka bir temamız ise ekolojidir. Karadeniz’de yol ve santral projeleriyle; İstanbul’da 3. Havalimanı, köprü uygulamaları ve Kanal İstanbul hayaliyle; Ege’de Kaz Dağları’nın meşesini, çınarını, çamını, keçisini, geyiğini, yaban hayatını maden şirketlerine tercih etmesiyle ya da Aydın’da incir ağaçlarını kurutan Jeotermal santralleri ile Kürdistan’da Munzur’un yeşilinin ve maneviyatının yok edilmesiyle ya da Cudi’nin, Gabar’ın yakılması veya Hasankeyf’te tarihi belleğin betona gömülmesi ile Akdeniz’in suyuna ve geleceğine düşman bir şekilde nükleere teslim edilmeye çalışılması ile ülkenin her yanında talan politikası sürdürülmektedir.   Hasankeyf’te yaşananlar ekolojik, tarihi, kültürel soykırımdır. Doğu ve batı kültürünün izlerini günümüze kadar taşıyan, 12 bin yıldır insanların yaşadığı ve 19’uncu yüzyıla kadar bölgenin en büyük yerleşim yerlerinden birini oluşturan Hasankeyf Antik Kenti sular altında bırakıldı. Geçen hafta basına yansıyan fotoğraflar, AKP iktidarının utanç belgesidir. Ama utanacaklarına ‘Hasankeyf’in yeni yüzü’ diyerek bide utanmazlıklarını dışarı vurdular. Tüm bunlara karşı partimiz ekoloji mücadelesini dün yaptığı gibi bugün de sürdürmeye ve daha önemlisi büyütmeye kararlı olduğunu göstermek için Demokrasi Buluşmaları’nın bir ayağını bu başlığa ayırmıştır. İstanbul’da yapacağımız bu etkinlikte Derelerin Kardeşliğini savunanlar ile ‘Munzur özgür aksın’ diyenler; Mezopotamya Ekoloji Hareketi ile Kaz Dağlarını korumak isteyenleri ve Kanal İstanbul projesine karşı çıkmak isteyenlerin buluşmasına öncülük edeceğiz.     İzmir’de Demokrasi Kürsüsü   Tüm bu buluşmaların yanında cenazelerle beraber insanlığı da Kilyos’ta kaldırıma gömenlere karşı durmak için bir araya geleceğiz. İzmir’de büyük bir ‘Demokrasi Kürsüsü’ kurarak her kesimin tepkisini, talebini, isyanını ve hayalindeki demokratik Türkiye’nin ne olduğunu duyuracağız, beraber konuşacağız. Kürt coğrafyasının her yerinde süren saldırı, zulüm ve işgal girişimlerine karşı tüm Kürt siyasi yapılarıyla beraber tepkimizi Amed’de göstereceğiz.   14 Temmuz’da Ulucanlar ve Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde açıklama   Ayrıca bizleri insan hakları mücadelesinde bugünlere getiren hafızanın bir parçası olan Diyarbakır E Tipi Cezaevi ve Ulucanlar önünde tarihi bir günde 14 Temmuz'da açıklama yapacağız. Bu açıklama tarihe sahip çıkmak ve o dönemlerden bugünlere işkenceyi savunanları teşhir etmek için oldukça önemlidir. Bu vesileyle 14 Temmuz’da işkencedeki insan çığlıklarını dünyaya duyurmak için bedenini ölüm orucuna yatıran devrimcileri Kemal Pir şahsında saygıyla anıyoruz... Seçilmişlerin rehin alınması ve insanlık dışı işkence uygulamalarını o günlerde yapanlar deneyimlerini bugünkü iktidara aktarmıştır. O dönem yapılanlar sadece format değiştirerek bir bütünsellik içinde bugünde devam etmektedir. Bizler de geçmişin bütünselliği ve öğrettikleri ile bu mekanların önünden 14 Temmuz’un direngen ruhu ile direniş gücümüzü haykıracağız.”   ‘Hep Birlikte' dememizin sebebi bu’   Demokrasi Buluşmaları’nda eylem ve etkinlikleri sadece parti olarak üstlenmeyeceklerini kaydeden Ebru, “ Biz toplumsal muhalefetin öncü görevimizi görerek her konu ile ilgili mücadele veren kesimlerle birlikte hareket edeceğiz. Hep Birlikte dememizin sebebi budur” dedi.     Ülkenin en büyük sorunlarından birinin de içerde ve dışarıda sürdürülen savaş siyaseti olduğuna dikkat çeken Ebru, Bildiğiniz gibi AKP iktidarı içeride ve dışarıda varlığını savaşa bağlamış durumda. İçeride duyarlı tüm toplumsal kesimlere yönelik görülmemiş bir baskı yürütürken, dışarıda da mezhepçi, yayılmacı ve Kürt düşmanı zihniyeti nedeniyle pek çok yerde sıcak savaştadır. Bu haliyle dünyada ne yapacağı kestirilemeyen, kimseye güven vermeyen ve önü alınması gereken bir iktidar pozisyonuna gelmiştir” diye konuştu.   ‘Öcalan üzerindeki tecridi kaldırın, savaşa son verin’   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen hukuk dışı siyasi tecridin kaldırılması, çatışma ve savaş siyasetine son verilmesi çağrısında bulunan Ebru son olarak, “Barolara müdahale yasasını geri çekin, infaz eşitliğini sağlayın ki siyasi tutsaklar özgürlüklerine kavuşsun, ihraç ettiğiniz emekçilerin işlerini iade edin, mezarlardan elinizi çekin. Kadına karşı suç işleme özgürlüğüne son verin ve kadın kazanımlarına el uzatmaktan vazgeçin. El koyduğunuz belediyeleri halkın iradesine saygının gereği gerçek sahiplerine iade edin” dedi.