Leyla Güven'in direnişi milyonlara ulaştı 2020-06-07 09:01:51   DİYARBAKIR - Vekilliği düşürülen ve aynı gün içinde tutuklanan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, hayatını Kürt siyasetine adayan, kadın özgürlük mücadelesi çizgisinde siyaset yapan ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden Kürt kadın siyasetçilerden biri. Leyla'nın tecride karşı başlattığı açlık grevi direnişi ise kısa sürede milyonlara ulaşarak tarih sayfasında yerini aldı.   Uzun süre Almanya'da yaşayan Leyla Güven, HADEP çatısı altında 1994 yılında kadın kollarında görev yaptı. 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde Adana'nın Seyhan İlçesi'ne bağlı Küçük Dikili Beldesi Belediye Başkanlığı‘na, 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde ise Viranşehir Belediye Başkanlığına seçildi. KCK/ Türkiye Meclisi iddiasıyla Kürt siyasetçilere yönelik 14 Nisan 2009'da yürütülen operasyon kapsamında açılan davada 153 kişi tutuklandı. Bu kişilerden biri de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’di.   KCK operasyonları kapsamında Aralık 2009'da tutuklanan Leyla, cezaevinden çıktıktan sonra 26’ncı dönem HDP Urfa milletvekilliği yaptı. 2016 yılında ise Diyarbakır'da yapılan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 1’inci Olağanüstü Kongresi'nde DTK eşbaşkanlığına seçildi.   Efrin paylaşımı gerekçe gösterilerek tutuklandı   Leyla, “Zeytin Dalı Operasyonu”na ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım gerekçe gösterilerek, 22 Ocak 2018 tarihinde gözaltına alındı ve 31 Ocak 2018’de çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.   31 buçuk yıla kadar hapsi istendi   Türkiye'nin Efrîn'e yönelik saldırılarına karşı yaptığı açıklamalar ve DTK’deki çalışmaları nedeniyle tutuklanmasının ardından 21 Şubat 2018 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Leyla’nın aynı iddialardan 17 buçuk yıldan 31 buçuk yıla kadar hapis ile cezalandırılması istendi. İddianame, Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması tüm dosyaların birleşmesinin ardından 15 Mayıs’ta görüldü. Duruşmayı HDP'li milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Bedran Öztürk, İmam Taşçıer, HDP ve DBP il ve ilçe eşbaşkanları, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri ve Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) takip etti.   ‘Zeytin dalı altında zulüm yapılmıştır’   Leyla, hakkında hazırlanan iddianameye ilişkin "Tecrit insanlık suçudur. Hiç kimseye hiçbir koşulda uygulanmamalıdır. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit insanlık suçudur. Kime uygulanırsa karşısındayız. Ben de konuşmalarımda buna karşı çıktım. Bir yerde insanlara zulüm yapılıyorsa karşısında dururum. Ben siyasetçiyim, siyasetçi konuşmayacaksa ne yapacak. Efrîn,  Rojava'nın bir şehridir. Buraya Türk devleti bir operasyon düzenledi. Biz bu operasyona karşı çıktık. Orada halk yaşıyor. Türk devleti Efrîn'e zeytin dalı altında gidip zulüm yapmıştır. Bunu doğru bulmuyorum bugün yine aynı şeyi söylüyorum bu operasyonu kabul etmiyorum. Mesele dışarı çıkmak değil, Türkiye'de ki demokrasidir. Demokrasi herkes için olsun diyorum. Kanun elinizdedir. Siz bana ceza da verseniz benim düşüncem neyse doğru bildiğim neyse ben onu söylemeye devam edeceğim” yorumunda bulunmuştu.   Avukatların da yaptığı savunmaların ardından mahkeme heyeti, Leyla'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi ve bir sonraki duruşmayı 11 Temmuz'a erteledi. Ardından Leyla Güven, 24 Haziran Genel Seçimleri’nde HDP’den Hakkari Milletvekili adayı olarak gösterildi. Leyla seçim çalışmalarını cezaevinde yürütürken, Hakkari’de kadınlar Leyla Güven için ev ev, sokak sokak dolaştı.   Tutukluyken milletvekili seçildi   2009 yılında gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarının ardından haklarında “KCK” adı altında açılan ana dava kapsamında yargılanan 154 Kürt siyasetçi hakkında Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararları inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi, verilen hükümleri 24 Haziran seçimleri öncesi karara bağladı. 154 siyasetçinin yargılandığı davada, 139 ismin itirazını değerlendiren 4. Ceza Dairesi, 24 Haziran seçimlerinde aralarında Leyla’nın ve HDP milletvekili adaylarının da bulunduğu 89 Kürt siyasetçinin cezasını onadı. 24 Haziran tarihinde yapılan seçimlerde Leyla, aldığı yüksek oy oranıyla Hakkari Milletvekili olarak Meclis’e girdi. Leyla’nın tahliye olması için defalarca kez avukatları tarafından başvurular yapıldı fakat itirazlara her seferinde ret kararı geldi.   ‘Efrîn Kürt halkının topraklarıdır’   Cezaevinde bulunduğu süre boyunca görülen duruşmalarında mahkemeden “tahliye” talebinde bulunmayan Leyla, 7 Kasım 2018’de görülen duruşmasında da mahkemeye “kelepçeli” getirilmeyi kabul etmediği için duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Leyla, duruşmada “Halkın iradesine kelepçe vurmak kimsenin haddi değildir" diyerek mahkemeye tepki gösterdi. Yargılanmasına tepki gösteren Leyla, “O gün de kabul etmiyor ve doğru bulmuyordum bugün de bulmuyorum, yarın da bulmayacağım. İsrail'in Filistin'i işgal etmesini doğru bulmuyorum. Efrîn Kürt halkının topraklarıdır ve Türkiye'nin oraya saldırması işgaldir. Bugün beni tahliye etseniz bile ben bunları söylemeye ve savunmaya devam edeceğim” dedi.   Açlık grevi eylemine başladı   Leyla mahkeme heyetinin iki defa sözünü kesmesine “Ben halkın vekiliyim, siz halkın sözünü kesemezsiniz” diye tepki göstererek, adil olmayan yargılama biçimi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride karşı süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığını duyurdu. Bu duruşmada da tahliye edilmeyen Leyla’nın duruşması 26 Aralık’a ertelenirken, açlık grevi eylemi ise Türkiye ve dünya gündeminde büyük yankı uyandırdı. Saatler içerisinde Leyla’nın eylemine her yerden destek geldi ve tutukluluğuna karşı eylemler yapıldı. Açlık grevinin 10’uncu gününde 5 ayrı kentte onlarca kişi eş zamanlı olarak süreli dönüşümlü açlık grevi eylemi başlattı. Bu süre içinde Leyla’ya birçok kez disiplin cezası verildi. Bunların hiç birine boyun eğmeyen Leyla, açlık grevine büyük bir kararlılık ile devam etti.   ‘Herkesi protesto etmek için açlık grevindeyim’   Eyleminin 16’ncı gününde, “Umutlu, güçlü ve haklıyım” mesajı gönderen Leyla, 23’üncü gününde ise “Tecrit son bulmayana kadar direnişim devam edecek. Kendim için istediğim hiçbir şey yok” mesajını avukatlar aracılığı kamuoyuna göndermişti. Açlık grevinin 28'inci günündeyken, Avrupa Parlamentosu'ndaki 15'inci Kürt Konferansı’na yazılı bir mesaj gönderdi. Leyla, tecride karşı herkesi sorumluluğunu yerine getirmeye davet ederek, "Ben hem AKP hükümetinin hem de uluslararası kurumların özellikle CPT'nin Sn. Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi görmeyen, tecridi derinleştiren politikalarını protesto etmek için eyleme başladım. Bu işkence sistemine, tecride sessiz kalan herkesi protesto etmek için grevdeyim. Bu durum ortadan kalkıncaya kadar eylemim devam edecektir" dedi. Eylemin 29’uncu gününde Qamişlo’da daha önce 70 kişinin başlattığı açlık grevi eylemine 75 kişi daha katıldı ve 145 kişi Leyla’nın sesine ses vermek eylemini aylarca sürdürdü.   ‘Bu mücadelenin kazananları biz kadınlar olacağız’   Leyla, 30’uncu gününde kadınlara mesaj göndererek, “Kürt kadınları olarak; içeride ve dışarıda, her yerde, yaşamın her alanında tecridi parçalamak için mücadelenin öncüsü olacağız. Herkese başarılar diliyorum. Bu mücadelenin kazananları biz kadınlar olacağız” dedi. 37’nci günündeyken, kızı Sabiha Temizkan ile yaptığı telefon görüşmesinde moralinin yüksek olduğunu belirten Leyla, “Her şey güzel olacak, inanıyorum” dedi.   41 kişilik grup eyleme başladı   Leyla, açlık grevinin 38’inci günündeyken, cezaevlerin eyleme destek vermek ve aynı talepler için 41 kişilik grup açlık grevine başladı. Leyla’nın direnişi hızla yayıldı ve sadece Türkiye ile bölgede değil, dünyanın her yerinde eylemi ses getirdi. Özellikle kadınlar başta olmak üzere açlık grevlerine ses vermek için her gün eylemler yapıldı ve defalarca kez yapılan saldırılar ile gözaltılara rağmen kimse geri adım atmadı. Açlık grevinin 41’inci gününde yapılan sağlık kontrollerinde Leyla’nın 7 kilo verdiği öğrenildi.   Birçok Kürt kadın siyasetçi açlık grevine katıldı   Açlık grevi yayıldıkça, eyleme katılan isimler de artıyordu. HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, DTK eski Eşbaşkanı Selma Irmak ve daha birçok Kürt kadın siyasetçi açlık grevi eylemine katılarak, tecridin son bulması gerektiği talebini vurguladı. Leyla, 44’üncü gününde açlık grevine destek veren ve açlık grevine başlayan herkesi selamlayarak, “Talebimiz çok meşru. İnanıyorum, mutlaka kazanacağız” mesajını avukatları aracılığı ile kamuoyuyla paylaştı.   Açlık grevinin 48’inci gününde tutuklu bulunduğu dosyanın 4’üncü duruşması gerçekleşti. Leyla, duruşmaya katılmazken, mahkeme tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşmayı onlarca Kürt siyasetçi, avukat ve yurttaş katılarak, takip etti. 52’nci gününde olan açlık grevinde Rosa Kadın Derneği, Leyla’yı ve açlık grevinde olan tüm kadınları selamlayarak açılışını gerçekleştirdi.   ‘Sen zaten biliyorsun anne…’   Açlık grevinin 58’nci gününde Leyla, annesi Cevriye Güven’i kaybetti. Taziyeye katılmak için cezaevi yönetimiyle görüşen Leyla’nın, yapılan sağlık kontrolü neticesinde sağlığının uzun yolculuğa elverişli olmaması nedeniyle taziyeye katılmasına izin verilmedi. Leyla, annesi Cevriye Güven için bir yazı kaleme alarak şunları belirtti: “Direnmeyi, umut etmeyi, başarmayı senden öğrendim. Bize insan olmayı öğretin. Bu gün uğruna mücadele ettiğimiz değerler, sizin değerlerinizdir. Anne! Bir halk yok sayılıyor. Birileri, ‘Ya bizim size biçtiğimiz elbiseyi giyeceksiniz ya da çıplak kalacaksınız’ diyorlar. İşte bu kadim halk, Kürt halkı bu anlayışa karşı yıllardır direniyor. Sen zaten biliyorsun canım annem.”   Leyla’nın direnişi he gün binlere ulaştı. Artık dünyanın her yerinde Leyla’nın ismi yankılanıyordu. Diyarbakır, Mardin, Şırnak, İstanbul, Ankara, Qamişlo, Kobanê, Hewlêr, Süleymaniye , İngiltere, Amerika, Almanya, İsviçre ve daha birçok yerde kitleler sokağa çıkıyordu. Sokağa çıkanlara karşı polisler orantısız güç kullandı. Tutsak anneleri bir direniş başlatarak, “Beyaz Tülbentli Anneler” olarak tarihe geçecek eylemler gerçekleştirdi.   Eylemin 79’uncu gününde tahliye   Leyla, açlık grevinin 79’uncu gününde duruşmada çıkan karar ile tahliye edildi. Tahliye öncesi tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi polisler tarafından ablukaya alınarak, çevrede bulunan binalara dahi polis yerleştirildi. Leyla’nın tahliyesini duyan yüzlerce kişi cezaevi önünde toplandı. Leyla’nın cezaevinden çıkmasının ardından, kitlesel olarak Leyla’nın evinin bulunduğu siteye gelen yurttaşlar ve partililer, burada dakikalarca sloganlar atarak, Leyla’yı selamladı. Leyla’nın tahliyeden sonra da ilk sözleri “Mutlaka kazanacağız” oldu. Polisler ilk günden itibaren Leyla’nın evinin önünde günlerce nöbet tuttu. Buna rağmen her gün Leyla’nın evinin önünde kitlelere toplandı ve açlık grevlerine ses verdi.   98’inci gününde durumu ağırlaştı   Açlık grevi eylemine evinde devam eden Leyla’ya dünyanın her yerinden mesajlar gönderildi ve evine ziyaretler gerçekleşti. Doktor kontrolünde eylemini sürdüren Leyla’nın durumu düzenli olarak takip edildi. Leyla, her gün kilo kaybetmeye devam etti. Nefes almakta zorlanan ve görme yetisini yavaş yavaş kaybetmeye başlayan Leyla, 98’inci günde durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye kaldırıldı. Doktorların tüm ısrarlarına rağmen hastanede kalmayı kabul etmeyen Leyla, evine dönerek eylemine devam etti.   7 tutsak yaşamına sona verdi   Öte yandan açlık grevi sürecinde cezaevinde bulunan 7 tutsak açlık grevleri sürerken  Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle eylem gerçekleştirerek yaşamına son verdi. Yaşamına son veren isimler: Tekirdağ Cezaevi’nden Zülküf Gezen, Gebze Kadın Cezaevi’nde Ayten Beçet, Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Zehra Sağlam, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Medya Çınar, Elazığ Cezaevi’nde bulunan Mahsum Pamay, Şakran Kapalı Cezaevi’nde bulunan Yonca Akici ve Osmaniye Cezaevi’nde bulunan Siraç Yüksek   İlk görüşme yapıldı   2 Mayıs’ta PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilk görüşme sağlanırken, Leyla ve arkadaşları “Bu görüşme tecridin kırıldığı anlamına gelmiyor. Bizim amacımız tecridi kırmak ve Sayın Öcalan ile görüşmelerin düzenli hale gelmesinin sağlanmasıdır” diyerek açlık grevi eylemlerini sürdüreceklerini duyurdu.   Abdullah Öcalan ile ikinci görüşme: Eylemi sonlandırın   Bu süre zarfında Leyla’nın direnişi devam ederken, anneler her gün eylem yapmaya devam etti. 22 Mayıs’ta ise direnişlerin sonucu olarak 2’inci görüşme sağlandı. Görüşmenin sonucu ise 26 Mayıs’ta Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından açıklandı. Abdullah Öcalan, açlık grevlerinin sonlandırılması çağrısında bulunarak, “Değerli yoldaşlar başta açlık grevleri ve ölüm orucuna kendini yatırmış arkadaşlar olmak üzere, iki avukatımın yapacağı geniş açıklamalar ışığında, eyleminizin sona ermesini bekliyorum. Bana ilişkin maksadınızın hasıl olduğunu da rahatlıkla belirtip, hepinize en derin sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Asıl bundan sonrasında da bana yeterli yoğunluk ve iradeyle eşlik etmenizi de özenle belirtiyor ve umuyorum” mesajını verdi.   Eylemin 200’üncü gününde: Yüreğimiz buruk ama direniş kazandı   Abdullah Öcalan’ın çağrısının aktarıldığı canlı yayını tüm Beyaz Tülbentli Anneler, yurttaşlar HDP il binasında kitlesel dinlerken, Leyla ise evinde dinledi. Yapılan çağrının ardından Leyla açıklama yaparak, “Bu eylemin başladığı günden bu güne kadar ilgi gösteren herkese katkı sundukları için teşekkür ederim. Bu kolektif bir direnişti. Bu direnişle Türkiye halkları, Türkiye demokrasisi kazandı. Sayın Öcalan’ın sesinin dışarıya çıkması Türkiye’nin demokratikleşmesi, Ortadoğu’nun barışı için çok önemliydi. Keşke hiçbir kayıp olmadan başarsaydık. Yüreğimiz buruk ama gerçekten direniş kazandı, zindanlar kazandı" diyerek eylemi sonlandırdıklarını duyurdu.   Hakkari’de heyecan ve coşkuyla karşılandı   200 günlük açlık grevini sonlandırdıktan kısa bir süre sonra ise milletvekili olarak ilk kez Hakkari’ye giden Leyla, burada kadınlar ve yurttaşlar tarafından büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılandı.  200 gün grevde kalmasına rağmen HDP’li belediyelere atanan kayyımlar ile beraber Leyla eylem ve etkinliklere katılarak öncülük rolünü sürdürdü. Hem DTK çalışmalarını hem de vekillik görevini aktif şekilde yürüten Leyla, her alanda özelde Kürt kadınlarının ve Kürt halkının mücadelesinin büyütülmesi vurgusunu yineledi. Ulusal birlik için de birçok kez çağrılarda bulunan Leyla, her fırsatta cezaevleri, tecrit koşulları ve Kürt siyasetinin önemine dikkat çekecek konuşmalar yaptı. Pandemi sürecinde de sık sık halk sağlığına dikkat çekmek ve halkı tedbir almaya çağıran mesajlar yayınladı.   Vekilliği düşürüldü, tutuklandı   KCK’den onanan cezası nedeniyle vekilliğinin düşürülmesi Meclis gündemine getirilen Leyla, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar beklenmeden Leyla’nın 4 Haziran’da vekilliği düşürüldü. Haberi DTK binasında televizyondan takip eden Leyla’nın haber karşısındaki “Berxwedan jiyane/Yaşamak direnmektir” sözlerinin yer aldığı video dakikalar içinde sosyal medyada gündem oldu ve “#Berxwedan Jiyane” hasthtagı açılarak Leyla’ya destek mesajları paylaşıldı. Vekilliğinin düşmesinden saatler sonra hakkında yakalama kararı çıkarılan Leyla, evinde polislerin gelmesini bekledi. Gözaltına alınmak üzere polislerle evinden çıkarılan Leyla, evinden çıkarıldığı sırada kapıda bekleyen kitle tarafından “Berxwedan jiyane” ve “İrademe dokunma” sloganları atarak Leyla’ya destek verdi.   ‘Gecenin en karanlık anı gündüze en yakın olan andır’   Önce sağlık kontrolüne götürülen Leyla, ardından Diyarbakır Adliyesi’nde yapılan işlemlerin ardından tutuklanarak Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. Pandemiden dolayı 14 gün karantinada tutulacağı öğrenilen Leyla, cezaevinden ilk mesajını ajansımız aracılığıyla gönderdi. Leyla, mesajında “Bir Kürt kadını olarak halkımıza sözümdür. Kürt halkı özgürlüğü alıncaya kadar mücadelenin her aşamasında var olacağım. Başta Hakkâri halkı olmak üzere tüm halkımıza sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Halkımızın yüreği ferah olsun. Gecenin en karanlık anı gündüze en yakın olan andır. Bizde başarmaya çok yakınız. Zor durumda olan bizler değiliz” dedi.