Saliha Aydeniz: Kürt düşmanlıklarını meşrulaştırıyorlar 2020-06-04 09:01:05   DİYARBAKIR - AKP ve MHP ittifakının Kürtlere yönelik yürüttüğü politikalara dikkat çeken DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Kürt halkı bu politikaları çok iyi tanıyor ve hiçbir zaman bu politikaların amacına ulaşmasına izin vermeyecektir ve bizler de vermeyeceğiz” dedi.   Kürtlere yönelik baskı ve saldırılar her geçen gün artmaya ve derinleşmeye devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) bünyesinde olan Siirt Belediyesi’ne atanan kayyımın Celadet Elî Bedirxan Kütüphanesi’ni yıkması, Diyarbakır Emniyeti’nde yaşanan işkence olayı ve Ankara’da Kürtçe şarkı söylediği için Barış Çakan’ın katledilmesi ile beraber toplumda da büyük bir tepki doğdu. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürt halkına yönelik saldırıları özel savaş politikalarının bir parçası olarak değerlendirdi.   ‘Yok sayma politikaları üst düzeye ulaşmıştır’   “Kürt düşmanlığı” üzerinden yürütülen politikaların AKP ve MHP dönemi ile başlamadığını belirten Saliha, geçmişe bakıldığında Kürtlere yönelik sayısız katliamın görüldüğünü dile getirdi. Saliha, “Türkiye’deki bütün halklara karşı bir soykırım ve katliam politikası uygulanmıştır. Kürt halkına karşı ise 1920 yılından bugüne kadar asimilasyon ve yok sayma politikası yürütülmüştür. Kürt halkı tüm bunlara karşı kültür, dil ve tarihini korumak için mücadele içerisinde bulunmuşlardır. Politika ve yok sayma politikaları zaten yüz yıllık politikalardır ama bugün AKP ve MHP eliyle bu politikalar; işkence, cezasızlık ve Kürt yapılarının yıkılması ile üst düzeye ulaşmıştır. Çünkü AKP ve MHP hükümeti temelini, ırkçılık, dincilik, milliyetçilik ve cinsiyetçilik üzerine kurmuştur” dedi.    ‘Kürt düşmanlıklarını meşrulaştırıyorlar’   Türkiye’de bir devlet mekanizmasının değil “çete devleti mekanizmasının” aktif olduğunu vurgulayan Saliha, “Devletin tüm yetkilileri ve yönetimdekiler bir Kürt kırımı için harekete geçmişlerdir. Bakanlıklar hedef gösteriyor ve çeteleri de katlediyor, vali ve kaymakamları ise bu katliamların gerekçelerini yazıp meşrulaştırıyorlar. Türkiye’nin başkentinde bir Kürt genci Kürtçe şarkı dinledi diye öldürülüyor. Ya da Diyarbakır’da bir Kürt genci emniyette polisler tarafından işkenceye uğradı ve bu işkence görüntüleri sosyal medyaya yansıdı.  İşkence her dönem vardı ama bugün ise bilerek bu işkence görüntüleri topluma gösteriliyor çünkü toplum üzerinde bir korku algısı yaratılmak isteniyor. İktidar hedef gösteriyor ve çete üyeleri de katlediyor, işkence yapıyor. Gerekçelerle katliamlarını, Kürt düşmanlıklarını meşrulaştırıyorlar” sözlerini kullandı.    ‘Kürtlerin yaşamı tehlikededir’   Kürt diline ve kültürüne yönelik düşmanlığın her dönem bir aşama daha arttırıldığını ifade eden Saliha, şunları dile getirdi: “Bu düşmanlık çok farklı politikalarla karşımıza çıkıyor. Nasıl ki belediyelere kayyım atandığı zaman ilk işi Kürt tabelalarına saldırmak olduysa geçenlerde ise Siirt’te Mîr Celadet Elî Bedirxan Kütüphanesi yıkıldı. Bu düşmanlık sadece dil ve kültür üzerine değildir aynı zamanda Kürt ırkını yok etme politikası yürütülüyor. Kürtlere ait her şeye düşmanlık söz konusudur. Bu sadece Kuzey Kürdistan için değil aynı zamanda Kürdistan’ın dört parçasında da Kürtlerin yaşamı tehlikededir. Biz Cizre’yi, Nusaybin’i, Gever’i, Sur’u yaşadık bu ülkede. Kentler yıkıldı, yakıldı. İnsanlar diri diri yakıldı. Bütün politikalarını Kürtleri yok etmek üzerine kurgulamış durumdadır.”   ‘Politikaların amacına ulaşmasına izin vermeyeceğiz’   AKP ve MHP’nin, Kürt kazanımlarını hedef aldığını belirten Saliha, Kürtlere soykırım yapılmak istediğinin altını çizdi. Saliha, “Bütün zülüm, katliam ve ırkçı saldırılarına devam ediyor. Nerede bir Kürt varsa yok etmeye çalışıyor. Dört parça Kürdistan’da Kürtlere dönük saldırılarını yoğunlaştırıyorlar” dedi.    İşkencenin dünyada insanlık suçu olarak ele alındığına işaret eden Saliha, Türkiye’de ise  bunun yansımasını şu sözlerle özetledi: “Korkuyorlar. Kürt halkından korkuyorlar ve korkularını aslında bu saldırılarla bastırmak ve Kürt halkını sindirmeye çalışıyorlar. Mezarlıklara saldırıları, kütüphanenin yıkılması, Kürtçe konuştuğu için bir gencin katledilmesi, işkence, kentlerin yıkılması ve yakılması bunların tümü korkularının yansımasıdır. Kürt halkı bu politikaları çok iyi tanıyor ve hiçbir zaman bu politikaların amacına ulaşmasına izin vermeyecektir ve bizler de vermeyeceğiz. Bu politikaları teşhir edeceğiz.”   ‘Çetevari yönetime göz yumuluyor’   Türkiye’de bir “diktatör rejimi” için zemin hazırlandığını aktaran Saliha, son olarak şöyle konuştu: “Hegemonik güçler de bu diktatör rejimi destekliyor. Çünkü Kürt halkına karşı bu kadar insanlık dışı politikalara rağmen bütün dünya sadece izliyor. Kürt halkına dönük uygulanan insanlık dışı suçlara ortak oluyorlar.  Türkiye’nin çeteleşmesine ve çetevari yönetim tarzına göz yumuluyor ama biz göz yummayacağız. Biz demokrasiyi, barışı, özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz. Türkiye kendini dünyaya rezil ediyor ve kendi statüsünü düşürüyor. Kürtler tarihi boyunca katliamların her türlüsünü yaşadı. Her yerde öldürüldük, katledildik, işkence gördük. Bunlar bizi bitirmez. Bizim ulusal birlik, demokrasi, barış, Kürt kazanımlarını sahiplenme ve büyütme ısrarımız ve mücadelemiz devam edecek.”