DBP: Barış ve demokrasi mücadelesi direnişle kazanılacak 2020-06-01 16:33:43   DİYARBAKIR - DBP, ırkçı saldırı sonucu maruz bırakıldığı saldırı sonucu yaşamını yitiren Barış Çakan’a ilişkin yaptığı açıklamada, “Ceylan Önkol’lardan Roboski’ye, Kemal Kurkut’tan Barış Çakan’a yapılan tüm katliamlar devlet eliyle yapıldı. Biz Kürtler barış ve demokrasi mücadelesinin direnişle kazanılacağını buradan bir kez daha haykırıyoruz” dedi.   Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Ankara'da Kürtçe şarkı söylediği için maruz bırakıldığı ırkçı saldırı sonucu yaşamını yitiren Barış Çakan’a ve Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü emniyette işkenceye maruz kalan M.E.C.’ye ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, bir polisin hayatını kaybetmesinin ardından olayın faili olduğu iddiasıyla gözaltına alınan M.E.C.’ye ilişkin sosyal medyada paylaşılan işkence görüntüleri sonrasında Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamanın “işkenceyi onaylar” mahiyette olduğu kaydedildi.   Açıklamanın devamı şu şekilde:   “1990’lı yılların işkence görüntüleri artık aleni bir şekilde paylaşılırken yapılan işkencelerde başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere ırkçı kesimler tarafından da sahiplenilmektedir. Bu sahiplenmeler sonucunda polis şiddeti son dönemde tırmanışa geçmiştir. Polis şiddetinin özendirildiği, işkencenin böyle yasallaştığı ve övüldüğü bu süreçte Ankara’dan ırkçı bir saldırı haberi daha almış bulunmaktayız. Ankara ilinde dün akşam saatlerinde Barış Çakan isimli 20 yaşındaki vatandaşımız Kürtçe müzik dinlediğinden dolayı 3 kişilik bir grubun saldırısına uğramış, kalbinden bıçaklanarak yaşamını kaybetmiştir. Valilik yaptığı açıklamayla, ırkçı saldırıya uğrayan ve yaşamını yitiren Barış Çakan’ı suçlu göstermeye çalışmış, ırkçılığı gizlemek için yine ezan ve bayrak söylemlerinin arkasına sığınmışlardır. Bu söylemler ve açıklamalar nefret dilini temsil etmektedir. Aynı zamanda Valilik tarafından yapılan açıklama bu suçun gizleneceği yönündeki ifşa raporudur.   ‘İktidarın ırkçı dili sorumludur’   Nefret söylemlerinden dolayı ırkçılığın yayıldığı, Kürt düşmanlığının ayyuka çıkarıldığı, oy zamanları sadece devlet tarafından ‘Kürt kökenli vatandaş’ olarak görülen, normal zamanlarda ise 7’den 70’e ayrım yapılmadan ‘terörist’ olarak görülen, Kürtler bugün bir canlarını daha yitirmiş bulunmaktadır. İktidar tarafından kendi dilini konuşması yasaklanan, terörist olarak lanse edilen ve öldürülmesi vacip kılınan Kürtlere düşmanlık cezasızlık ile teşvik edilmektedir. Ceylan Önkollar’dan Roboski’ye, Kemal Kurkut’tan Barış Çakan’a yapılan tüm katliamlar devlet eliyle yapıldı ve cezasızlık ile ödüllendirildi. Bugün bunun sonucunda linç girişimleri devam etmekte, işkence yasallaştırılmaktadır. Tüm bunlardan iktidarın ırkçı ve eril dili sorumludur.   ‘Demokrasi mücadelemizi taçlandıracağız’   ABD’deki bir vatandaşın katledilmesi sonrası başlayan ırkçı karşıtı gösterilerin sonucunda ırkçının cezalandırılmasını isteyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendi ülkesinde ise Kürtlere ve muhaliflere yönelik ise ‘çocuk da olsa, kadın da olsa gerekeni yapacağız’ açıklamasıyla yapılan katliamları onaylamıştır. Biz Kürtler barış ve demokrasi mücadelesinin direnişle kazanılacağını buradan bir kez daha haykırırken, direnerek ve mücadele ederek demokrasi mücadelemizi taçlandıracağımıza söz veriyoruz.”