Saliha Aydeniz: Amaçları Kürtleri değerleriyle vurmaktır 2020-05-22 09:01:00   Beritan Canözer   DİYARBAKIR - DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, "Kürde karşı her dönem yeni bir saldırı devreye sokuyorlar. Amaçları Kürt halkını değerleri ile vurmaktır. Dört parçada Kürtlere karşı topyekûn saldırı gerçekleşiyor ve biz de topyekûn birliktelikle cevap olmalıyız" dedi.   Dünyanın koronavirüs (covid-19) ile mücadele ettiği bu günlerde, hükümet ise Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) seçimlerde büyük oy farklarıyla kazandığı belediyelere kayyım atamaya devam ediyor. Bunun yanı sıra bölgede Kürt halkına yönelik baskı ve saldırılar da sürüyor. Bölgede çocukların darp edilmesi, gözaltı ve tutuklamaların devam etmesi, mezarlıklara yönelik saldırılar ve Kürt diline yönelik devam eden asimilasyon politikaları her geçen daha fazla artıyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, yürütülen politikaları değerlendirdi.   'Kürtlere düşmanlık sınır tanımıyor'   AKP ve MHP'nin birlik olma stratejisini Kürt düşmanlığı üzerinden devreye soktuğunu dile getiren Saliha, 2015 Haziran seçimlerinden bu yana iktidar tarafından Kürt iradesinin her seçim sonrası gasp edildiğini söyledi. Türkiye'nin demokratikleşmesi önünde en büyük engelin AKP ve MHP iktidarı olduğunu ifade ederek, "Kürt hareketinin Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlayacak tek yol olduğunu bilen AKP ve MHP bu nedenle her koldan Kürt hareketine, Kürt halkına saldırıyor. Kürt halkının varlığı demokrasinin, barışın, birlikte yaşamanın önünü açıyor ve beraberinde sınır tanımayan saldırılara maruz kalıyor. Bu iktidar Türkiye'nin geleceğini ve halkların birlikte yaşamasını düşünen bir yönetim değildir. Kürtlere düşmanlık sınır tanımıyor. Katliamların, saldırıların, baskıların yeni yeni şekilleriyle karşı karşıya kalıyoruz fakat amaçları aynı. Yüz yıllık inkar, imha, yok etme politikasını her gelen iktidar Kürtlere yönelik yürüttü ama AKP bunu açık bir şekilde yürütüyor" diye kaydetti.    'Her dönem Kürde karşı bir katliamı planı devreye sokuyorlar'   Mezarlıklara saldırıların yok etme politikasının bir parçası olduğunu belirten Saliha, Şêx Saîd'leri hatırlatarak, "Hala bir mezarlıkları yok ve mezarlarının nerede olduğunu bilmiyoruz. Yüz yıldan beridir Kürtlerin değerlerine saldırılar gerçekleştiriyorlar. PTT'yle cenaze gönderilmesi de, mezarlıklara saldırılar da sadece AKP döneminde yaşanan bir şey değildir. Bu bir zihniyetin ürünüdür. Her dönem kendi yöntemleriyle Kürde karşı bir katliam planını devreye sokuyor. Aslında 80'li yıllarda Diyarbakır Cezaevi'nde yükselen 'biz yaşamı uğruna ölecek kadar çok seviyoruz' söylemi Kürtlerin her türlü asimilasyona, katliama, saldırıya verdiği net bir cevap olmuştur. Kürtleri öldürerek yok etmeye çalışan bir zihniyet var. Bu zihniyet Kürt halkının var olma hakkını, kültür hakkını, dil hakkını, kimlik hakkını, kendi topraklarında özgürce yaşama hakkını elinden almaya çalışıyor. Kayyımlar bunun bir parçasıdır" ifadelerine yer verdi.   'Amaçları Kürt halkını değerleri ile vurmaktır'   Türkiye'nin bir sömürge devleti olduğuna işaret eden Saliha, Türkiye'nin militarizmi, cinsiyetçiliği, faşizmi ön plana çıkardığını söyledi. Saliha, eğer ortak bir mücadele hattı örülmezse saldırılara ve baskılara karşı değerler korunmazsa başka annelerin de cenazelerini PTT ile almasının kaçınılmaz olacağının altını çizdi. Bunları engelleyecek ve önünü kesecek olanın Kürt halkının vereceği mücadele olduğuna dikkat çeken Saliha, “Kürt diline yönelik de bir düşmanlık var. Kayyımların gelir gelmez önce Kürtçe tabelaları indirmesinden de bunu net görebiliyoruz ama mezarlıklara saldırıların Q,W meselesi olmadığını çok iyi görüyoruz, biliyoruz. Mezarlıklara yapılan saldırılar Kürt halkının değerlerini yok etmeye dönük saldırılardır. Amaçları Kürt halkını değerleri üzerinden vurmaktır. Her yerde farklı bir saldırı gerçekleştirilmiş. Mesela bazı yerlerde mezar taşlarını ailelere kaldırtmışlar ve bu da çok derin bir amaç taşıyor. Mezar taşlarını ailelere kaldırtarak ailelerin vicdan muhasebesine girmesini sağlamak istiyorlar" diye belirtti.   'IŞİD zihniyeti korunuyor'   "Düşmanlığın da bir ahlakı olur, düşmanlığın ahlakı da kalmamış onlarda" diyen Saliha, mezarlıklara yönelik saldırılar ile AKP ve MHP iktidarının Kürtlere yönelik anlayışının bir kez daha göründüğünü dile getirdi. Saliha, "Aileler mezarları yeniden kendi istedikleri şekilde düzenleyeceklerini söylediler Hakkari'de mesela Suruç'ta katledilen Süleyman hocanın mezarı yıkılmış, daha önce de 3 kez saldırılmış. Bu aslında aynı zamanda IŞİD zihniyetinin de korunduğunu gösteriyor bizlere. Üstelik mezarlıklarda bulunan tüm mezarlıklar tahrip edilmiş. Yani kimliğine, yaşına bakılmamış. Sivillerin mezarları da tahrip edilmiş. Aileler her koşulda mezarları korumakta ısrarlı ve boyun eğmeyeceklerini söylüyorlar. Biz de değerlerimizi koruma konusunda elimizden geleni yapacağız. Bu yaklaşımların, saldırıların Kürt halkını özgürlük mücadelesinden vazgeçiremeyeceğini çok iyi bilsinler" dedi.   'Siyasi rant elde etmeye çalışıyor'   Saliha, AKP iktidarının Kürt halkına saldırmakta sınır tanımadığının altını çizerek, "Dört parça Kürdistan'da Kürtlere saldırıyorlar. Bakur'dan, Başur'a, Rojava'dan Efrin'e, Rojhilat'tan Avrupa'ya, nerede bir Kürt varsa onu yok etme planları kuruluyor. Kürt halkının diline, kültürüne, varlığına tahammülü olmayan bir zihniyet söz konusu. İktidar koronavirüsü dahi kendisi için bir fırsata çevirdi ve siyasi rant elde etmeye çalışıyor. Bu nedenle Kürtlere düşmanlığını çocuk, kadın, yaşlı demeden her kesime yönelik hayata geçiriyor. AKP freni patlamış bir araç gibi yokuş aşağı gidiyor. Şimdiye kadar bunlara yönelik mücadelemizi nasıl yürüttüysek bundan sonra da öyle yürütülecektir. Kürt gençlerine, çocuklarına yönelik saldırılarda halkımızı yalnız bırakmayacağımızı ve yanlarında olacağımızı söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.   'Topyekûn saldırılara karşı topyekûn birliktelik'   Saliha, son olarak şunları söyledi: "DBP ve HDP olarak mücadelemizi yükselteceğiz. Kayyım politikalarına, darbe mekanizmalarına izin vermeyeceğiz. Kürt halkının ulusal ittifakını oluşturması gerekiyor.  Bugün Kürtlere yönelik topyekûn bir saldırı söz konusu. Bu durumda Kürtlerin de dört parçada bu topyekûn saldırılara karşı birlikteliğini oluşturması gerekiyor. Onların sömürge valisi olarak atadıkları kayyımları asla tanımayacağız. Halk kayyımlara seçimlerde bir kere cevap verdi, bir kez daha en sert cevabı verecektir. Kürtlerin özgürleşme mücadelesini büyüteceğimizi belirtmek isterim. Kürtlerin mücadelesi bütün Türkiye halklarının mücadelesine de örnek olmalıdır. Kürtler her türlü yönelime karşı nasıl diz çökmüyorsa ve demokratik siyasette ısrar ediyorsa, bu da tüm Türkiye kamuoyuna örnek olmalıdır."