Pervin Buldan İstanbul’dan seslendi: Size asla 'eyvallah' demeyeceğiz 2020-05-16 14:02:47   İSTANBUL- HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan 5 HDP’li belediyeye yönelik kayyım atamaları ve belediye eşbaşkanlarının gözaltına alınmasına ilişkin iktidara “Size asla eyvallah demeyeceğiz” derken, demokrasi güçlerine ise  “Güçlü bir şekilde itiraz etmezsek; İstanbul’a, Ankara’ya, Antalya’ya, İzmir’e, Mersin’e atanacak olan kayyımlarda hepimizin sorumluluğu olacaktır. Bunu unutmayalım lütfen” diye seslendi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İçişleri Bakanlığı tarafından HDP’li Iğdır, Siirt, Kurtulan ile Baykan ilçeleri ve Muş’un Altınova belediyelerine yönelik kayyım atamaları ve belediye eşbaşkanlarının gözaltına alınmasına ilişkin partisinin İstanbul İl Örgütü binasında basın toplantısı düzenledi.    ‘Bu iktidar fırsatçı; Kürt, Alevi ve kadın düşmanıdır’   Tüm dünyanın salgınla mücadele ettiği bir dönemde AKP ve MHP’nin HDP’yi ve Kürtleri yeniden hedef aldığını belirterek sözlerine başlayan Pervin, iktidarın salgın sürecini fırsata çevirmeye çalışarak Kürt, Alevi, kadın düşmanı uygulamalarını yeniden gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Pervin, “Daha önce de söyledik bu iktidar fırsatçıdır, bu iktidar aynı zamanda Kürt düşmanı, Alevi düşmanı, kadın düşmanı bir iktidardır. Dün bir kez daha gördük ve tanıklık ettik ki bu fırsatçı anlayışıyla birlikte Kürt halkının, demokrasi güçlerinin ve Türkiye'de muhalefet eden milyonlarca insanın kazanmış olduğu, seçmiş olduğu yerler, mekanlar, özellikle AKP’nin fırsatçı anlayışını ortaya koyduğu bir dönemde bir kez daha gasp edildi bir kez daha halkın iradesi yok sayıldı. Daha önce de 8 belediyemize kayyım atanmıştı salgının devam ettiği dönem içerisinde. Daha önce açıklamalarımızda söyledik, ifade ettik, Bu bir darbe anlayışıdır, bu bir fırsatçılıktır. AKP bu salgın döneminde fırsatçılığını ortaya koymuştur ve bunu bir yönetim şekli haline getirmiştir” dedi.   ‘Hiçbir dönem Kürtler bu kadar yok sayılmamıştır’   HDP’li 5 belediyenin dün AKP iktidarı tarafından gasp edildiğini ve belediye eşbaşkanlarının gözaltına alındığını anımsatan Pervin,  söz konusu uygulamaların AKP’nin darbeci zihniyetini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Türkiye’nin darbeler tarihine atıfta bulunan Pervin, tarihin hiçbir döneminde Kürtlerin bu denli yok sayılmadığına dikkat çekti. Pervin, “Ancak hiçbir zaman, hiçbir dönem bu kadar talancı, bu kadar inkarcı, bu kadar insanların kazanımlarını yok sayan bir anlayış bu ülkeye hakim olmamıştır. Bizler 80’leri yaşayan, 90’larda faili meçhulleri gören, buna tanıklık eden ve mağduru olan, 2000’li yıllarda ülkeyi yönetenlerin zulmüyle karşı karşıya kalan bir gelenekten geliyoruz. Ancak hiçbir dönem bu dönem olduğu kadar Türkiye toplumunun, Türkiye halklarının, Kürtlerin yok sayıldığı inkar edildiği bir dönem olmamıştır. En fazla şiddet ve baskı politikası, inkar politikası, yok sayma politikası bu dönemde, AKP iktidarı ile bu ülkeye hakim olmuştur” ifadelerini kullandı.   ‘Kürtlere, Cemevine, ölülerin mezar taşlarına darbe yapılıyor’   Toplamda 45 belediyenin bugün itibariyle AKP hükümeti tarafından gasp edildiğini hatırlatan Pervin, darbe anlayışı olarak gördüğü kayyım anlayışına ilişkin şunları belirtti: “Darbeler tankla topla, zorla, özellikle askeri ve polis gücüyle yapılan şeyler değildir sadece. Darbeler aynı zamanda bir halkın seçmiş olduğu temsilciyi görevden alıp yerine atanan bir insanı getirerek o mekanların sahibi yapmak da bir darbedir. Her darbe silahla yapılmıyor. Her darbe katliamla yapılmıyor. Darbe böylesi günlerde özellikle bazen Kürt halkının seçtiklerine, bazen Alevi toplumunun cemevlerine, bazen mezarlıkta yatan ölülerin mezar taşlarına da yapılıyor. Bu dönem bunu çok gördük. Belediyelerimiz gasp edildi. Alevi toplumunun cemevlerine saldırılar gerçekleşti. Kürt halkının çocuklarının yattığı mezarların mezar taşları kırıldı. Mezarlar tahrip edildi, mezarda yatan insanların aileleri ikinci kez öldürüldü. Bunun adı darbedir. Bu darbe anlayışı bugün Türkiye’ye hakim olmuştur.  Biliyoruz ki ellerinde medya gücü var, yargı gücü var. Biliyoruz ki ellerinde polis gücü var. İşte bu güçlerine dayanarak, bunlardan güç alarak bu kadar zorbalık, haksızlık, hukuksuzluk uygulanıyor Türkiye halklarına.”   'Halkımızdan aldığımız umut ve cesaretle bu ülkeyi yönetmeye adayız'   “HDP, bugün Türkiye’de 6 milyon insanın oyunu almış bir partidir. TBMM'de 3’üncü büyük partidir” diyen Pervin, HDP'yi yok saymanın,  kriminalize etmenin hiç kimsenin hakkı ve haddi olmadığının altını çizdi. Pervin, HDP’nin halklar açısından önem ve sorumluluğuna ilişkin  ise şu ifadeleri kullandı: “HDP milyonların gönlünde taht kurmuş, her seçim döneminde oylarını artırarak bu ülke toplumuna umut vermiş ve vicdanlarında yerini edinmiştir. Hiçbir seçimde önümüzde konan engellere rağmen başarısız olmadık. Her seçimde büyüdük, her seçimde genişledik, işte iktidarın korkusu aslında budur. HDP'nin büyümesi, genişlemesidir. HDP'nin halka vermiş olduğu umut ve cesarettir. Ama şunu ifade etmek isteriz ki halkımızdan aldığımız umutla cesaretle birlikte biz bu ülkeyi yönetmeye adayız. Ve bundan sonraki seçimlerde önümüze konulacak olan sandıklarda bu ülkeyi yönetmek için Türkiye toplumunun HDP’ye vereceği gücü biliyoruz, HDP'ye vereceği desteğin farkındayız. Bu güç ve destek farkındalığı ile birlikte bugün Türkiye’de yaşananlara ses çıkarmak, itiraz etmek bizim görev ve sorumluluğumuzdur.”   ‘31 Mart’ta biz kazandık’   Halkların hem belediye hem de genel seçimlerde HDP’yi 1’inci parti olarak gördüğü ve seçtiğini anımsatan Pervin, HDP’nin ayrımsız ve eşit hizmet anlayışından korkan iktidarın kayyım atamasındaki asıl nedeninin bu olduğuna dikkat çekti. Pervin devamında şu sözleri kullandı: “Iğdır, özel bir kenttir. Iğdır’da sadece Türkler ve Kürtler değil; aynı zamanda Azeriler, Terekemeler, farklı inançlar da yaşamaktadır. Iğdır, halkın HDP’den yana tercih yaptığı, hem belediye hem genel seçimlerde 1’inci parti olarak çıkardığı bir kenttir. Hatırlarsınız, 31 Mart yerel seçimlerinde İYİ Parti, Iğdır'da aday göstermedi; 'HDP kaybetsin AKP kazansın' dedi. Ama buna rağmen Iğdır halkı tercihini HDP'den yana yaptı. HDP’li belediyeler, sadece Iğdır değil bütün belediye eşbaşkanlarımız, halkın içinde halka hizmet eden, hiçbir ayrım yapmadan Türküyle, Kürdüyle, Azerisiyle, Terekemesiyle; halklar arasında ayrım yapmadan, eşit hizmet anlayışını bu ülkeye, bu coğrafyaya yaymaya başladılar. İşte iktidarın korktuğu, iktidarın tam da hedef aldığı budur. HDP büyümesin, HDP genişlemesin, HDP halklar içerisinde yer edinmesin kaygısıdır, korkusudur. Oysa biz biliyoruz ki bugün Iğdır’da bir sandık kurulsa, Iğdır halkı tercihini bir kez daha HDP’den yana yapacaktır.”   ‘Belediye eşbaşkanımızın evinin kapısı kırılarak içeri girildi’   Siirt Belediye Eşbaşkanı Berivan Helen Işık’ın evinin kapısının polisler tarafından kırıldığını ve içeri girilerek arama yapıldığını söyleyen Pervin, bu uygulamalarla önceki kayyım uygulamalarında da karşılaşıldığına işaret etti. Siirt’te kayyım atamaları sırasında dayatılan baskıları korkunç bir manzara olarak nitelendiren Pervin, yaşananlara ilişkin şöyle konuştu: “Siirt’te gördüğümüz manzara korkunç bir manzaradır. Siirt Belediyesi gasp edilirken oradaki belediye eşbaşkanlarımız görevden alınırken; ebaşkanımız Berivan Helen Işık’ın evinin kapısı kırılarak içeriye girilmiş ve arama yapılmıştır. Daha önce de belediye eşbaşkanlarımızın gözaltına alındığı dönemlerde kapılar kırıldı, evler arandı, zorbalıkla, zorla, zulümle gözaltılar yapıldı. Dün bunlardan sadece bir tanesine tanıklık ettik.   ‘Neyin mesajını kime vermeye çalışıyorsunuz?’   Hemen arkasından Siirt Belediye binasına Türk Bayrağı asılmış, İstiklal Marşı okunmuştur. Siirt hangi ülkenin toprakları içerisindedir? Siirt Türkiye topraklarının içerisinde olan bir kenttir. Orada Kürtler yaşıyor olabilir ama orası Türkiye coğrafyasıdır, Türkiye’nin içinde olan bir kenttir. Başka bir ülke toprağına gidip orayı işgal etmediniz ki Türk bayrağı asıp İstiklal Marşı okuyorsunuz. Neyin mesajını kime vermeye çalışıyorsunuz? Bunu özellikle iktidar sormak isterim.”   Pervin’in konuşmasından satır başlıkları şöyle:   “Zor günlerden geçiyoruz bunun farkındayız. Ancak şunu da belirtmek isterim ki bin yıl da geçse o belediyeleri seçimle kazanamayacaksınız. Türkiye halkları, Kürt halkı, tercihini Iğdır'da da Mardin'de de, Diyarbakır'da da, Siirt’te de, Van’da da HDP’den yana yapacaktır. Bunun önüne hiç kimse geçemeyecektir.   ‘HDP kilit bir partidir’   HDP Türkiye’de artık siyasi bir güçtür. Ülkeyi yönetmeye aday bir partidir. Bu siyasi gücün vermiş olduğu kararlılıkla birlikte bundan sonraki seçimlerde HDP kilit bir partidir. HDP olmadan Türkiye’de siyasi dengeler asla yerine oturamayacaktır. İşte HDP'ye bundan sonra böyle bir gözle bakmanız gerekiyor. Milyonları yok sayarak, milyonların iradesini gasp ederek bu ülkeyi yönetemezsiniz.   Iğdır’a, Siirt’e atanan kayyıma ses çıkarmazsak; İstanbul’a, Ankara’ya atanacak olan kayyımlarda hepimizin sorumluluğu olacak   Demokrasi güçlerine çağrı   Demokrasi güçlerine çağrı yapmak isterim. Iğdır Belediyesi’ne kayyım atayan zihniyet, Siirt’e kayyım atayan zihniyet, İstanbul’a da İzmir’e de Ankara’ya da kayyım atamayı mutlaka aklından geçirecektir. Biz bugün eğer hep birlikte Iğdır’a atanan kayyıma ses çıkarmazsak, Siirt'e güçlü bir şekilde itiraz etmezsek; İstanbul’a, Ankara’ya, Antalya’ya, İzmir’e, Mersin’e atanacak olan kayyımlarda hepimizin sorumluluğu olacaktır. Bunu unutmayalım lütfen.   ‘Size asla ‘eyvallah’ demeyeceğiz’   İktidara şunu ifade ederek sözlerimi tamamlamak isterim. Size asla 'eyvallah' demeyeceğiz. Size asla biat etmeyeceğiz. Sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz. Biz Türkiye halklarının, Türkiye toplumunun gönlünde taht kuran, 6 milyondan fazla oyu olan bir siyasi partiyiz. Mecliste temsiliyetimiz var, milletvekillerimiz var, hala belediye eşbaşkanlarımız var. Tek bir belediyemiz kalsa bile demokrasi ve barış mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu ülkeye barışı da demokrasiyi de özgürlükleri de bizler getireceğiz, bizler yaşatacağız. Yeter ki birlik olalım, yeter ki demokrasi güçleri bizimle olsun ve bu zorbalık karşısında itiraz etsin, dayanışma duygularını bizlerle paylaşsın.”