Ebru Günay: Bizler örgütlendikçe kapitalizm yenilecek 2020-04-30 13:28:08 DİYARBAKIR - Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, "Bizler örgütlendikçe kapitalizm yenilecek, faşizm yenilecektir. Demokrasi ve özgürlük kazanacak" dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP Diyarbakır İl Binası'nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Ebru, Ramazan ayının halklar arasında yoksulluk, hastalık ve açlığa karşı dayanışmaya ve barışa vesile olmasını dilediklerini belirtti. Ebru, "Korana virüs salgını tüm insanlığın geleceğini tehdit ederken; aynı zamanda insanlığı eşit, özgür ve güvenli bir gelecekten yoksun bırakan küresel kapitalizmin ürettiği kötülükleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bu süreç çok açık bir şekilde göstermiştir ki küresel düzeyde büyük bir korku ve paniğe neden olan COVİD-19 salgınının birincil sorumlusu aşırı kar hırsıyla doğayı yağmalayan ve ekolojik dengeleri alt üst eden kapitalist sistemdir" dedi.   ‘Mevcut sistemin insanları koruyamadığı gözler önünde’   Toplumun her kesiminin, toplum karşıtı olan kapitalist sistemi daha fazla sorguladığını dile getiren Ebru, toplum güvenliğini sağlamaya gücü olmayan bu rejimlerin alternatifinin ne olabileceği noktasının tartışıldığını ifade etti. Bu tartışmalara daha fazla şahitlik edeceklerini kaydeden Ebru, “Küresel Salgın; bir çok gerçeği trajik bir şekilde hepimize göstermiştir. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi temel toplumsal hizmet alanlarının ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesinin olumsuz sonuçlarını çok üzücü ve sarsıcı bir şekilde ortaya sermiş, mevcut sağlık sisteminin, insanları koruyamadığını göstermiştir. Dünyanın yarısından fazlasına sirayet etmiş bu felakette bile faşist rejimler; baskıyı artırmayı, insanların gözetlenmesi, kontrol altına alınmasını daha fazla derinleştirmek istiyor. Bunları yaparlarken sığındıkları tek gerekçe virüs salgını ve insanların bu salgın karşısında duydukları yaşam kaygısı” diye belirtti.   'Mezarlıkların yıkılması insanlık suçudur'   İktidarların yine korkudan beslenerek tahakkümlerini pekiştirdiğini kaydeden konuşmasının devamında şunları ifade etti:   “Biliyorsunuz, bu konuda AKP toplumun aleyhine olan durumları fırsata çevirmede oldukça mahir bir iktidar. Türkiye’de AKP/MHP iktidarı eliyle uzun zamandır ekonomik, siyasi ve bölgesel düzeyde devam ettirilen krizlere, savaş politikalarına, işgallere; yaklaşık iki aydır virüs salgını krizi eşlik ediyor. Saray rejimi, salgının halkta yarattığı ölüm korkusu, panik ve karantina ortamını, iktidarını sürdürmek ve rejimini tahkim etmek için bir fırsat olarak değerlendirmeye devam ediyor. Bu ülkede 40 yıldır yaşanan çatışmalı süreçte yaşamını yitirenlerin mezarları Ramazan gibi kutsal bir ayda tahrip ediliyor. Mezarların tahrip edilmesi, mezar taşlarının kırılması ve bu talimatın verilmesi tam bir vicdansızlık örneği ve utanç vesikasıdır mevcut iktidar için. Düşmanca duyguları Kürtlere ölümünden sonra bile, mezarında huzurla yatma hakkını çok görüyor. Ramazan Ayı’na girerken mezarlıkların yıkılması insanlık suçudur.   'Dayanışma ağlarına örmeye devam edeceğiz'   Bu saldırıyı insanlık vicdanı adına lanetliyoruz. Ramazan ayında bile Cumhurbaşkanı, Diyanet İşleri Başkanı ve AKP sözcüleri salgınla mücadele için dayanışmayı değil ötekileştirici dili tercih ediyorlar. Bu kutsal ayda kültürel ve inançsal kutuplaşmayı derinleştirmek temel hedefleri. Sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere ve farklı kimlikler ve inançlara saldırı, Ankara ve Diyarbakır Baroları hakkında soruşturma başlatılması bunun son örneğidir. İktidarın kalemşörlüğünü yapan Yeni Şafak gazetesi bugün Kars Belediyemizi ve partimizin Kardeş Aile kampanyasını hedef gösteren açıklamalarda bulunmuştur. Belediyelerimizi ve partimizi hedef göstermeyi kendisine görev bilen bu sözde basın kuruluşunun bu tür haberler yapmasının altında yatan tek sebep; iktidarın virüs salgınında ki beceriksizliğini örtmektir. Bizler; belediyelerimiz ve örgütlü tüm yapılarımızla beraber, halkımız ile dayanışma ağlarını bundan sonra da örmeye devam edeceğiz.   'Herkesin hakkı için mücadele devam edecektir'   Halk nezdinde güvenilirliğini çoktan yitiren bu tür 'basın kuruluşlarının' algı operasyonlarına pabuç bırakmayacak kadar haklı bir mücadele yürüttüğümüzün bilincindeyiz. Halkların Demokratik Partisi olarak kutsal ayların ve günlerin hiçbir devlet organı veya görevlisine; yurttaşlarımıza ve toplumsal muhalefet dinamiklerine ayrımcılık uygulama hakkı ve yetkisi vermediğini hatırlatmayı görev biliyoruz. HDP olarak Türkiye’deki çoklu ve renkli toplumsal zenginliği bir özgürlük ve barış dinamiği olarak görüyoruz. Partimiz, bu çokluğu korumak için hem de iktidarın tekçi ve baskıcı uygulamaları ile hakları, onurları, öz saygınlıkları, yaşam tarzları, inançları ve kutsalları çiğnenen herkesin hakkı için mücadeleye devam edecektir.   'Özgürlük koşulları bir an önce sağlanmalıdır'   Biliyorsunuz Sayın Öcalan bu hafta ailesiyle ilk kez bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kuşkusuz bu önemli ancak; Uzun aralıklarla, toplumun tepkisi üzerine tamamen keyfi ve hukuki zeminden uzak bir şekilde aile görüşmesi gerçekleştirilse de Sayın Öcalan üzerindeki Mutlak Tecrit devam ettirilmekte. Sayın Öcalan’ın tüm barışçıl çağrılarına ve bu amaçla yıllar içerisinde aldığı sorumluluğa rağmen kendisine dayatılan mutlak tecrit uygulamaları kabul edilemez. İktidar, bu salgın sürecinde Sayın Öcalan'ın sağlık koşullarının sağlandığını düzenli ve ikna edici bir şekilde kamuoyuna açıklamak zorundadır. Acilen mutlak tecrit koşulları ortadan kaldırılmalı. Aile ve avukat görüşmeleri düzenli olarak gerçekleştirilmeli. Sayın Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu halklarının her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu toplumsal barışın tesis edilmesinde tarihsel rolünü oynayabilmesi için gerekli koşulları hazırlanmalıdır. Bu temelde ağırlaştırılmış tecrit altında bulunan Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşulları biran önce sağlanmalıdır.   '1 Mayıs'ı omuz omuza kutlayacağız'   Yarın İşçi ve emekçilerin Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele günü olan 1 Mayıs’ı karşılayacağız. Halkın birikimlerinin daha fazla Sermayeye peşkeş çekildiği, iş cinayetlerinin arttığı, emeğin sömürüldüğü, işçilerin sigortasız çalıştırıldığı, grevlerin yasaklandığı bir dönemde; 1 Mayıs’ı karşılıyoruz. Newroz kutlamalarını salgın nedeniyle iptal ettiğimizde, Newroz coşkusuyla 1 Mayıs’ı alanlarda, meydanlarda kutlayacağımızı söylemiştik. Maalesef, virüs salgının toplumu tehdit etme düzeyi giderek artmıştır. Bu yüzden geçmiş yıllardaki gibi kitlesel kutlamalar yapamıyoruz, ancak her şeye rağmen ezilenler olarak işçi, emekçi ve işsiz bırakılmışlar neredeyse biz de 1 Mayıs’ı onlarla omuz omuza karşılayıp, kutlayacağız. İşçilerin ölümcül koşullarda çalışmasına ses çıkarmayanlar 1 Mayıs kutlamalarına akıl dışı gerekçeler ile yasak getirebiliyorlar. Böylesi bir günün arifesinde size işçinin, emekçinin ne halde olduğundan söz etmek istiyorum. İyi ve güzel şeyler ifade etmek isterdim ama maalesef.   ‘1 Mayıs’ı balkonlarımızda zılgıtlarımızla kutlayalım’   İşçiler, emekçiler açlıktan ölmekle- salgından ölmek arasında bir seçeneksizliğe mahkûm edilmiştir. Bu süreçte çok sayıda işçi ve emekçi, güvenli çalışma koşulları sağlanmadığı ve ücretli izin hakkından yararlanamadığı için hayatını kaybetmiştir. Bu bir kıyımdır. Salgının İstanbul, Kocaeli, Bursa, Gaziantep gibi üretim ve sanayi merkezlerinde daha yaygın görülmesi rastlantı değildir. Bu feci durum, salgına rağmen işçilerin çalışmaya zorlanmasının bir sonucudur. Emek, barış, sağlık ve dayanışmayla yeni bir dünya kuralım! Perspektifiyle yeni bir yaşam örmek için bu 1 Mayıs’ta her yerdeyiz. Evlerde, balkonlarda, sokaklarda, hastane bahçelerinde, fabrikalarda, zılgıtlarda, marşlarda mücadeleyi yükseltiyor, hayatı durduruyor 1 Mayıs’ı kutluyoruz. 1 Mayıs akşamı saat 21.00 zılgıtlarımızla, marşlarımızla, balkonlarımızda, camlarımızda, evlerimizde 1 mayısı kutluyoruz. Yaşasın 1 mayıs diyoruz. Partimiz bütün işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin direniş eylemlerinin yanındadır, yanında olacağız. 1 Mayıs’ta, insanlığın geleceğini ipotek altına alan en büyük salgın olan sermaye ve faşizmin ölümcül politikalarına karşı onurlu, eşit bir yaşamı ve emeği savunacağız.   'Demokrasi ve özgürlük kazanacak'   HDP, işçi sınıfının, ezilenlerin, yoksulların, çiftçilerin, köylülerin yanında olmaya devam edecek, omuz omuza yürümeyi sürdürecektir. Dayanışmacı komünal toplum mekanizmalarını kurmaya ve toplumu zafere ulaştırmak için daha fazla mücadele etmeye yönelik inancımız ve umudumuz büyük. Bizler örgütlendikçe kapitalizm yenilecek, faşizm yenilecektir. Demokrasi ve özgürlük kazanacak."