‘Tecridin kaldırılması halkların mücadelesiyle mümkün’ 2020-04-09 09:03:00       Şehriban Abi   HAKKARİ - Koronavirüs salgını sürecinde tüm siyasi tutsakların tahliye edilmesi ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması gerektiğini belirten HDP üyeleri, “Tecridin kaldırılması halkların mücadelesiyle mümkündür” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecrit 21 yıldır devam ederken, avukatları 8 yıl sonra ilk kez açlık grevleri ve ölüm oruçlarının ardından 2 Mayıs 2019’da görüşme yapabildi. Ancak görüşmeler bir süre sonra bitirilirken, tecrit yeniden devreye konuldu. En son 27 Şubat günü İmralı Adası’nda çıkan yangın nedeniyle yükselen tepkiler üzerine kardeşi Mehmet Öcalan 3 Mart günü adaya giderek görüşme gerçekleştirdi. Ancak o tarihten sonra da görüşmeler yine çeşitli gerekçelerle engellenmeye devam etti. Koronavirüs salgının hızla yayıldığı bu süreçte de gözler yeniden İmralı’ya çevrildi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yüksekova İlçe Örgütü üyeleri de Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün elzem olduğunu söyledi.    ‘Ülkenin savaşa nefrete değil huzur ve barışa ihtiyacı var’   Yıldız Akdoğan, koronavirüs salgınından Abdullah Öcalan’ın etkileneceği endişesini yaşadıklarını belirterek, “Öcalan için binlerce tutsak açlık grevine girmişti. Bundan kaynaklı kendilerinde hastalıklar devam etmekte. Salgından çok çabuk etkilenebilirler. Bir an önce Öcalan ve tüm siyasi tutsakların tahliye edilmesi gerekiyor. Tutsaklara ve Öcalan’a bir şey olursa felaketlere yol açacaktır. Değerlerimize sahip çıkılmalı. Ülkenin savaşa değil barışa ihtiyacı var. Nefret ve kine değil huzurlu ve barış içinde, ekonomisi iyi bir ülkeye ihtiyacımız var. Bunun içinde halkın mücadelesi önemli” dedi.    ‘Öcalan’ın görüş hakkı sağlanmalı’   Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle kadınlara ve topluma yol gösterdiğini belirten Şadiye Kırmızıgül, “Biz kadınlar için Abdullah Öcalan çok önemlidir çünkü ataerkil zihniyetine karşı savaştı. Şimdi de sıra biz kadınlar ve halktadır. Tecridin kaldırılması için mücadele etmeliyiz. Her mahkumun görüş hakkını Abdullah Öcalan’ın da kullanması gerekiyor. Bu anayasal haktır” ifadelerini kullandı.    ‘Bu süreçte hükümet kibirli değil adaletli davranmalı’   Koronavirüs salgının cezaevleri için çok büyük risk olduğunu hatırlatan Şadiye, “Binlerce insan yaşamını yitiriyor. Devlet bu konuda hassas ve adaletli davranmalı. İnfaz yasasının eşit uygulanması gerekiyor. Siyasi tutsaklar için hiç bir adım atılmış değil. Hükümeti tüm halklar için sağlık önlemleri almaya çağırıyoruz” dedi.    ‘Tecrit kalktığında toplumsal barış sağlanacaktır’   Selcan Saygı ise koronavirüs salgınına karşı İran’ın siyasi tutsaklar dahil 85 bin tutsağı serbest bıraktığını hatırlatarak, “Birleşmiş Milletler (BM), insan hakları örgütleri hükümetlere cezaevlerinde olası bir felakete karşı tutsakları serbest bırakması çağrısı yapmasına rağmen önlemler alınmıyor ve tutsaklar serbest bırakılmıyor. Tutsakların aileleriyle, avukatlarıyla görüşme hakkı var. Tecrit kalktığında toplumsal barışı sağlama olanağı var” diye konuştu.