‘Cezaevlerinde yaşanacak felaketlerin önünü almalıyız’ 2020-03-28 09:02:42   Şehriban Aslan   DİYARBAKIR - HDP vekilleri cezaevinde bulunan binlerce tutsak için alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu kaydederek, “Büyük felaketlerin önünü almak zorundayız. Bir vaka demek tüm cezaevlerine bulaşması demektir. Bunun için sesimizi yükseltmeliyiz” dedi.   Dünyada 10 binin üzerinde insanın ölümüne neden olan ve giderek daha vahim bir tablo çizen koronavirüs (Covid-19), Türkiye’de de çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. En riskli alan olan cezaevlerinde ise bir an önce tahliyelerin yapılması için aileler, insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları çağrı yapıyor. Özellikle de hasta ve yaşlı tutsakların, hamilelerin ve çocukların acilen tahliye edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay ve HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca tutsakların bir an önce tahliye edilmesi gerektiğine dikkat çekti   ‘Bir vaka demek önlenemez kayıp demek’   Cezaevlerinde salgından dolayı durumun kritik bir aşamada olduğunu söyleyen Ebru, tutsakların cezaevi koşullarından dolayı bağışıklıklarının çok zayıf olduğunu kaydetti. Ebru, tutsakların bağışıklık sisteminin zayıf olduğuna değinerek, “Özellikle risk grubunda olan hasta mahpuslar başta olmak üzere tutsaklar ayrım gözetmeksizin tahliye edilmelidir. Dünyada İran gibi Amerika gibi örnekleri var. Fakat hükümetin baştan itibaren cezaevlerine yaklaşımı çok açık ortadadır. 10 kişilik kapasiteli odalarda 20, 30, 40 kişi kalıyor. Hasta mahpusların hekimlere ulaşması zor oluyor. Cezaevlerinde böylesi sıkıntılar varken olası bir vaka görüldüğünde önlenemez bir riskle kayıpla olacaktır” dedi.   ‘Halka başınızın çaresine bakın dedi’   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride vurgu yapan Ebru, cezaevlerinde yürütülen politikaların İmralı'da da yürütüldüğünü belirtti. Ebru, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Her ne kadar tedbir için görüş yasağı getirilmiş olsa bile bu yeterli değildir. Aynı zamanda Türkiye ne kadar tedbir aldığını söylese de ciddi bir anlamda tedbirleri yok. Yani kısacası başınızın çaresine bakın diyor. Bu yüzden de halk dayanışma ile bunların üstesinden gelmelidir."   ‘Her görüşme bir mücadele sonucu yapıldı’   Tecridin halkın gündeminde olduğunu ve hassasiyetle yaklaşıldığını söyleyen HDP’li Feleknas Uca ise, “Sayın Öcalan 21 yıldır tecrit altında tutuluyor. Tecridin kaldırılması için birçok eylem yapıldı. En son ise Leyla Güven şahsında başlatılan cezaevlerine ve dünyaya yayılan 200 günlük açlık grevi eylemi yapıldı. Yaşamına son verenler oldu ardından görüşmelere sağlandı. Her görüşme verilen bir mücadele sonucu yapıldı, halkın sahiplenmesi ile yapıldı. Şu an yine tecrit uygulanıyor. Fakat tecridin yanı sıra birde korona salgını var. Avukat ve aile görüşü yasağı ile önlem alınmaya çalışılıyor ama tedbirlerin yeterli olmadığını herkes biliyor” dedi.   ‘Yüzbinlerce insan cezaevindedir’   Feleknas, dünyanın koronavirüs salgını ile mücadele ettiğini ve bu salgının insanlık için büyük tehlike arz ettiğini belirtti. Feleknas, tehlikenin en büyüğünün cezaevinde bulunan tutsaklar için olduğuna dikkat çekerek, “Cezaevlerinde yeterince hijyen sağlanmıyor. Yüzbinlerce insan cezaevlerindedir. Yarısından fazlası siyasi tutsaklardır. Dünyada herkesin karşı olduğu ve idamların olduğu bir devlet olan İran bile tutsakları serbest bıraktı. Türkiye’de de bu hafta cezaevleri için bir yasa üzerinde tartışılacak. Bu yasa sadece taciz, tecavüz, uyuşturucu olanlar için geçerli olmamalı siyasi tutsakları da kapsamalıdır. Bir yasa çıkarmak istiyorsa barışçıl ve toplumsal bir yasa çıkarmalıdır. Eğer Türkiye demokratik bir devlet olmak istiyorsa öncelikle Sayın Öcalan’ın avukatlarının gidip görüşmesi gerekir. Sadece Sayın Öcalan üzerinde değil cezaevlerinde bulunan tüm tutsaklar üzerinde tecridin devam ettiğini, önlemlerin alınmadığını söyleyebiliriz. Büyük felaketlerin önünü almak zorundayız. Bir vaka demek tüm cezaevlerine bulaşması demektir. Bunun için sesimizi yükseltmeliyiz” şeklinde konuştu.