Filiz Kerestecioğlu: Salgın olsa da başvuru yapmaktan çekinmemeliyiz 2020-03-25 13:39:06   ANKARA - HDP’li Filiz Kerestecioğlu, “Erkek şiddetiyle mücadele salgın dinlemez! Haklarımızı biliyoruz” başlığıyla hazırladığı raporda,  her ilde ŞÖNİM’ler, ilgili kolluk birimleri, yasal merciler, kaymakamlıklar, valilikler ve alanda çalışan kadın örgütleri arasında etkin iletişim kanallarının kurulması gerektiğini vurguladı.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Covid- 19 salgını nedeniyle artan kadına yönelik şiddete ilişkin 8 büyükşehirdeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri  (ŞÖNİM) ile 183 Sosyal Destek Hattı’na gelen güncel  bilgiler, şiddete ilişkin  tespit ve önerilerin  yer aldığı "Erkek şiddetiyle mücadele salgın dinlemez! Haklarımızı biliyoruz” başlıklı bir rapor hazırladı.   ‘Kadınlar en yakındaki erkekler tarafından şiddet maruz kalıyor’   Yazılı olarak paylaşılan raporda, “Bugünlerde Covid-19 salgını nedeniyle hayat olağan akışında ilerlemiyor. Fakat kadına yönelik şiddet, halen çok yakıcı ve acil bir sorun. Salgında birçok kadının evlerinde kendilerini güvende hissetmediğini, şiddete uğrama riskiyle karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Çünkü kadınlar en çok yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete maruz bırakılıyor. Bu yüzden şiddetle mücadele konusunda kurumların çalışmalarına nasıl devam ettiklerini anlamak için bir araştırma yaptık ve güncel bir yol haritası çıkarmaya çalıştık” denildi.   ‘Salgın olsa da başvuru yapmaktan çekinmemeliyiz’   Salgında birçok kadının evlerde kendini güvende hissetmediğine  ve şiddete uğrama riskiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çekilen raporda, “Kadınların en çok yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete maruz bırakıldığı artık herkesçe bilinen bir gerçek. Ancak erkek şiddetine karşı yalnız olmadığımızı ve haklarımız olduğunu unutmamalıyız. Mücadelenin ilk adımı ise, şiddete karşı yapabileceklerimiz konusunda doğru bilgileri yaygınlaştırmak. Salgın nedeniyle birçok kurum ve kuruluş personel azaltma, uzaktan çalışma gibi önlemler alsa da kadına yönelik şiddetle mücadelede sorumlu birimlere her halükarda başvuru yapmaktan çekinmemeliyiz. İhtiyacımız olan desteğe göre farklı yerlerle iletişim kurabiliriz. Mor Çatı web sitesi normal zamanlarda şiddete karşı nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini çok iyi anlatıyor. Buraya göz atarak destekler ve haklar konusunda bilgi sahibi olmamız, bu dönemde iletişim kurduğumu görevlilere kendimizi ve taleplerimizi daha kolay anlatmamızı sağlayabilir: https://morcati.org.tr/siddeteugradiginizda-neler-yapabilirsiniz/” ifadeleri yer aldı.   Bu süreçte kurumların çalışmalarına nasıl devam ettiklerini anlamak için yol haritası oluşturulduğunu belirten Filiz, raporun devamında şiddet anında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:   “Hızlıca müdahale gerekiyorsa;   * 155’i arayarak kolluk güçlerinden yardım talep edebilirsiniz.   * En yakın karakola veya jandarma komutanlığına başvurabilirsiniz.   * Bir akıllı telefon uygulaması olan KADES’i kullanabilirsiniz.   Şiddetle mücadele birçok ayaktan oluşur. Sosyal, psikolojik ve ekonomik desteğe, yasal haklarımız ve bu hakları nasıl kullanacağımız konusunda bilgi sahibi olmaya hatta bazen sadece kafamızı toparlamak için biriyle konuşmaya ihtiyaç duyabiliriz. Bunun için;   * Bulunduğunuz ilde 7/24 hizmet veren Şiddet Önleme ve İzleme Merkezini (ŞÖNİM) ya da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğünü arayabilirsiniz. Normalde doğrudan bu merkezlere giderek başvurma imkanı olsa da bugünlerde pek çok ilde bunun mümkün olmadığını gördük. Bu yüzden bilgi almak ve ilgili kurumlara yönlendirilmek için telefonla görüşmeyi tercih etmelisiniz.   *  Belediyelere bağlı kadın danışma merkezlerini ve kadın örgütlerini arayabilirsiniz.   * 183 Sosyal Destek Hattını arayabilirsiniz. Şiddet uygulayanla aynı mekandayken telefonla konuşma imkanınız olmayabilir. Fakat akıllı telefon kullanıyorsanız KADES uygulamasıyla polis çağırabilirsiniz. Akıllı telefonlarda bulunan Google Play Store ve Apple Store uygulamasından önce Kadın Destek Uygulamasını (KADES) indirmelisiniz. Uygulamayı açtıktan sonra T.C. kimlik numaranızı girmeli ve sonrasında telefona gelen aktivasyon kodu ile uygulamayı aktif hale getirmelisiniz. Uygulamayı kullanmak istediğinizde telefonun konum bilgisini açıp uygulamaya girdikten sonra sayfada önünüze çıkan tuşa basarak size en yakın polis ekibini çağırabilirsiniz.   *6284 sayılı Kanun kapsamındaki, koruyucu ve önleyici tedbirlerden faydalanmak için karakola, cumhuriyet başsavcılığına, kaymakamlığa/valiliğe veya aile mahkemesine başvurabilirsiniz. Ancak bugünlerde pek çok kamu kurumu uzaktan çalışma ve nöbet sistemine geçtiği için şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi veya ekonomik destek gibi tedbirlerden hızlı bir şekilde faydalanabilmek için en yakın karakola başvurmak gerekiyor. Kanun’un sağladığı haklarımız hakkında daha detaylı bilgi almak için Mor Çatı’nın hazırladığı broşüre göz atabilirsiniz: https://morcati.org.tr/yayinlarimiz/brosurler/256-erkek-siddetini-onlemede-6284-sayilikanun/   *Şiddete uğrama tehlikeniz varsa çevrenizde bir dayanışma ağı kurabilirsiniz. Bu günlerde en önemli şey komşu ve mahalle dayanışması. Yaşadığınız yerde yakınlarınızda güvenebileceğiniz kişilerle durumunuzu paylaşabilir, onların yapabileceklerini saptayıp birlikte plan yapabilirsiniz. Örneğin acil bir durumda onları nasıl haberdar edeceğinizi kararlaştırabilirsiniz (cama eşarp bağlamak vb.) böylelikle sizin yerinize polisi arayabilirler.   *Yaşadığınız yerde can güvenliğiniz risk altındaysa ve orayı terk etmeniz gerekiyorsa, bu konuda öncelikle çevrenizdeki insanlardan dayanışma talep etmekten çekinmeyin. Bir süreliğine güvende olabileceğiniz ve şiddet uygulayanın sizi bulamayacağı bir tanıdığınızın yanına gidebilirsiniz. Bu süreçte 155’i arayarak kolluk kuvvetlerinden destek istemek sizin hakkınız.   * Yüksek can güvenliği riskiniz varsa ve gizlenmeniz gerektiğini düşünüyorsanız sığınağa gitmek doğru seçenek olabilir. Salgının yayılmasını önlemek, sığınakta kalan kadın ve çocukların sağlığını korumak amacıyla Bakanlık sığınaklarda bazı tedbirler almakta. Sığınağa kabul edilmeden önce tüm kadın ve çocuklara test yapılması zorunlu oldu. Ayrıca bazı sığınaklar ilk 14 gün çıkmama, bazıları ise hiç dışarı çıkmama şartı ile kabul yapıyorlar.   * Sığınağa gitmek isterseniz 155’i, 183 Sosyal Destek Hattını, bulunduğunuz ildeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezini arayabilirsiniz ya da en yakın polis merkezine başvurabilirsiniz. Şiddete uğradığınızda hemen şikayetçi olmak istemeyebilirsiniz ancak sonrasında kararınızı değiştirebilirsiniz. Bu durumda şiddete uğradığınızı belgelemeniz, örneğin vücudunuzdaki darp izlerinin belirgin fotoğraflarını çekmeniz ve bunları güvenli bir şekilde saklamanız iyi olabilir.”   ‘Kamu spotları hızlı bir başlangıç olabilir’   Karantinada devletin kadına yönelik şiddete karşı özel tedbirler alması gerektiğine dikkat çekilen raporda, “Salgın sürecinde şiddeti önleme mekanizmaları kadınlar için ulaşabilir mi?” sorusundan yola çıkılarak, bu kapsamda  yapılan görüşmeler sonucunda öne çıkan bazı tespitler ve öneriler şu şekilde sıralandı:   “* Şu anda ŞÖNİM’lerin hizmetleri telefonla bilgi verme, yönlendirme yapma ve resmi evraklar üzerinden sığınak kabul işlemleriyle sınırlı. İstisnasız tüm görüşmelerimizde, gerek sığınak başvurusu için, gerek 6284 sayılı Kanun tedbirlerinden faydalanmak için 155’i aramamız veya karakola gitmemiz öneriliyor ve en hızlı yolun bu olduğu belirtiliyor. Bu durum kadınların meslek uzmanlarından destek almasının zorlaştığını gösteriyor. Oysa hükümet ve bakanlık yetkililerinin bu konuda kadınları bilgilendirici hiçbir açıklaması olmadı. Bakanlık ve ilgili birimlerin karantina sürecinde kadınların şiddete uğradığında hangi yolları izlemesi gerektiğine dair basit fakat bilgilendirici açıklamalar, kamu spotları hazırlaması hızlı bir başlangıç olabilir.   * Yüz yüze destek sağlanamadığı için psikolojik destek verilemiyor. Oysa koşullar zor olsa da en azından telefondan kısa görüşmeler yapmak, bazen sadece dinlendiğini bilmek ve iletişim kurmak bile kadınlara iyi gelebilir.   * Görüşmelerin çoğunda sorulara muğlak yanıtlar verilmesi, kurumlar arası ciddi bir koordinasyon ve iletişim eksikliği olduğunu gösteriyor. Örneğin, ŞÖNİM çalışanları, illerindeki adliyelerde kadına yönelik şiddet şikayetlerine bakan nöbetçi savcı ya da nöbetçi aile mahkemesi olup olmadığını bilmiyor. Ya da ekonomik destek için kadınları yönlendirecekleri birimlerin çalışıp çalışmadığı konusunda net bilgi veremiyor. Bakanlığın acil olarak kadına yönelik şiddet il koordinasyon kurullarına toplanma çağrısı yapması, her ilde ŞÖNİM’ler, ilgili kolluk birimleri, yasal merciler, kaymakamlıklar, valilikler ve alanda çalışan kadın örgütleri arasında etkin iletişim kanallarının kurulması gerekiyor. Bu alanda çalışan tüm personelin hızlı bir şekilde nasıl çalışması gerektiği konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor.”   Yanıtlanması istenen sorular   Raporun devamında kurumlara , “ŞÖNİM’ler olağan dönemdeki gibi 7/24 çalışıyor mu? Normalde sağladığı destekleri sağlıyor mu? Yüz yüze başvuru alıyor mu? Bu merkezlerde çalışanlar ve başvuranların sağlığı için nasıl tedbirler alındı? Kadınların başvuru yapabileceği karakol, adliye gibi yerler çalışmaya devam ediyor mu?  6284 sayılı kanun kapsamındaki koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanması ve başvurular konusunda çalışma devam ediyor mu?” sorularının yöneltildiği belirtildi.   Raporun devamında şu bilgiler yer aldı:   “*Çalışanların sağlığına yönelik nasıl tedbirler alındığı sorusuna açık yanıtlar almamış olmamız, bizi çalışanların haklı olarak aynı ortamda bulunmayı gerektiren durumlarda destek vermekten imtina edebileceği şüphesine düşürüyor. ŞÖNİM’lerde çalışan herkese ve özellikle bu süreçte yeri geldiğinde kişilerin evlerine, yeri geldiğinde hastanelere giderek, hizmet sunmak zorunda olan kolluk personeline yeterli kişisel koruyucu ekipman sağlanması, kadınların aksaklık yaşamadan destek almasını da sağlayabilir.   *  Sığınaklara şu anda yalnızca çok yüksek can güvenliği riski olan kadınlar kabul ediliyor. Sığınak kabulünde kadınların darp cebir raporu ve korona test sonucunun olması zorunlu hale geldiğinden, sığınak başvurusunun polis üzerinden yapılması gerektiği belirtiliyor. Yani fiili olarak süreci polis yürütüyor. Bazı sığınaklar kabulle birlikte 14 gün karantina uygulaması yaparken, bazıları hiçbir şekilde sığınaktan çıkılamayacağını belirtiyor. Sığınaklarda iletişim araçlarının (telefon, internet) kullanılması yasak ancak bu süreçte kadınların yanlarında değillerse çocukları ya da yakınlarıyla nasıl iletişim kuracakları konusunda bilgi verilmiyor. Bu süreçte sığınak kabulünün zorlaşması ve sığınak koşulları hakkında muğlak ya da korkutucu bir şekilde bilgi paylaşılması kadınların sığınağa başvurmaktan vazgeçmesine ve güvenliklerinin riske atılmasına neden olabilir. Bu nedenle sığınak koşulları konusunda şeffaf olmakla birlikte, personelin kadınları caydırıcı bir tavırdan kaçınması çok önemli. Ayrıca sığınakların kapasitelerinin dolması durumunda Bakanlığın, kadınlara ve çocuklarına alternatif barınma alanları sağlanması yönünde acilen hazırlık yapması gerekiyor.   *  Hala pek çok Merkezde telefonu erkek çalışanlar yanıtlıyor. Oysa kanun ve yönetmelikler de dikkate alınarak bu merkezlerde tercihen kadın personel çalıştırılmalıdır.   *  Bazı merkezlerde telefonu açan kişiler meslek uzmanlarıyken, bazı yerlerde değil. Oysa bu merkezlerde kadınlarla her bir aşamada doğrudan nitelikli personelin iletişim kurması, yanlış uygulamalara, ikincil mağduriyetlere yol açmamak için alınabilecek en basit önlemdir.   *  Görüştüğümüz hiçbir ŞÖNİM yetkilisi adı, uzmanlık alanı ve Merkezdeki görevi hakkında bilgi vermiyor. Oysa bu alanda çalışırken nitelikli destek sağlayabilmek için ilk olarak güven ilişkisinin tesis edilmesi gerekiyor.   *  KADES uygulaması hakkında yalnızca 183 Sosyal Destek Hattı bilgi verdi. Oysa şiddet uygulayanla aynı ortamda bulunduğu durumlarda kadınların telefon kullanmasının zorlaşabileceği göz önünde bulundurulmalı. KADES uygulamasını tanıtıcı çalışmaların yapılması ve ülkenin her yerinde kullanılabilmesi gerekiyor.”