İktidarın tehditlere ve diğer devletlere gitmesine gerek yok: Çözüm İmralı’da 2020-03-13 09:06:42   VAN - Türkiye’nin içinde bulunduğu politik, diplomatik ve ekonomik krizden Suriye’ye operasyon düzenleyerek çıkamayacağına vurgu yapan HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, “İktidarın diğer devletlere gitmesine, işgallerle, tehditlerle, savaş tezkereleri çıkarmasına gerek yok, çözüm İmarlı’da. İmralı kapıları açıldığı zaman özgür bir yaşam ve demokratik Türkiye zemini oluşur” diye belirtti.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit devam ederken, aile ve avukat görüşlerinin düzenli bir şekilde sağlanabilmesi için her dönem çeşitli eylemler yapıldı. En son Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de başlatılan ve binlerce kişiye yayılan açlık grevi sonrası avukatları Abdullah Öcalan ile 8 yıl aradan sonra 2 Mayıs 2019 günü görüşme gerçekleştirebilmişti. Ancak 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana avukatlar, 12 Ağustos 2019’tan bu yana ise ailelerin yapmış olduğu görüşme taleplerine olumlu yanıt verilmedi. Geçtiğimiz günlerde İmralı Adası’nda çıkan yangından sonra halkın tepki ve talepleri üzerine Abdullah Öcalan ile tutuklu bulunan Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş aileleriyle görüşme gerçekleşti.    ‘Devlet çözüm üretmeyeceğini gösterdi’    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, Kürt sorununun çözümü ve demokratik bir Türkiye için Abdullah Öcalan’ın misyon ve rolüne dikkat çekerek, “Herkes gördü 2012-2015 yıları arasında çözüm sürecinde bir insanın burnu bile kanamadı. Ülkede barış ve çözüm atmosferi hâkimdi. 2015’ten sonrasına baktığımızda çözüm masası devrilince Erdoğan’ın söylemi ile ‘Çözüm Süreci’ buzdolabına kaldırıldı. Hatta morga kaldırıldı. Kürt halkının üzerinde teslimiyeti, diz çöktürmeyi farz kıldılar. Kürdistan’ın her yerine saldırı yapıldı. Devlet bir daha Kürt sorununa çözüm üretmeyi istemeyen, savaş yüzünü gösterdi” diye konuştu.   ‘İdlib saldırıları ve İmralı’daki yangının kongre ile aynı tarihte olması tesadüf değil’    İdlib’teki saldırıların ve İmralı adasındaki yangının HDP kongresi ile aynı tarihlerde olmasının tesadüf olmadığını kaydeden, Feleknas, Türkiye’de gündem değiştirmek için farklı gündemlerin oluşturulduğunu belirtti. Yangınla ilgili İçişleri Bakanının açıklama yapmasının şüpheleri artırdığını ifade eden Feleknas, “Bu demek oluyor ki birçok şeyi birbirine bağlamak istiyorlar, oysaki açıklamayı yapması gereken Adalet Bakanlığı’dır. İmralı’daki yangın Kürt halkını şüpheye düşürdü. Avrupa’da Kürt halkı sokaklara çıktı. Kürdistan’da basın açıklamalarıyla konuya ilişkin bilgi istendi. Kürt halkı partisine de Önderine de sahip çıkmayı bilir. Bir şekilde tecride giden kapıya yönelirse tecridin kalkacağını bilir. Kürt halkının kırmızı çizgisini biliyorlar. Bir seferlik aile ziyaretiyle olmaz. Avukatların da gitmesi gerekli. Avrupa Konseyi, CPT raporunda da görüyoruz tutuklu hakları açıktır, her tutuklunun aile ve avukatlarıyla görüşme hakkı vardır.  Türkiye’nin bu tecride son vermesi lazım, insanlık suçu işliyor. Bizim de buna karşı sessiz kalmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.    ‘Tecrit devlet konseptidir’    Kuzey ve Doğu Suriye’deki saldırıların, HDP’ye yönelik baskı ve tehditlerin tecritle bağlantılı olduğunu ifade eden Feleknas, şunları kaydetti: “Kürt halkının kazanımlarını elinden almak istiyorlar. Tecrit Abdullah Öcalan şahsında Kürtlere ve halklara uygulanıyor. Kuzey Kürdistan’da kayyımlarla, Rojava ve diğer bölgelerde sınır ötesi harekatlarla saldırılar gerçekleştiriliyor. Çünkü İmralı tecridi devlet konseptidir. Türkiye’de yaşayan bütün halklar bugün tecrit altındadır. İran’da meydana gelen depremden etkilenen Başkale ilçesine taziye ziyaretlerine gittiğimizde askerler köy girişinde bekliyor ve GBT sorguluyor. İşte o zaman devletin resmi ortaya çıkıyor. Ne İmralı’da uygulanan tecrit, ne buzdolabına kaldırılan Çözüm Süreci ne de işgalle Kürt sorununu yok edememiştir. Sayın Öcalan son görüşmesinde de Rojava’dan bahsetti.  Demokratik Suriye çözüm önerileri sonrasında saldırıların olması tesadüf değildir. İktidarın diğer devletlere gidip işgallerle, tehditlerle, savaş tezkerelerini çıkarmasına gerek yok. Ne Libya ne de Rojava’nın işgali çözümdür. Çözüm İmralı’dadır. İmralı kapıları açıldığı zaman özgür bir yaşam, demokratik Türkiye zemini oluşur.”   ‘Sözleri Newroz alanlarında yine duyulacak’    Özgür bir toplumun kadının öncülüğünde inşa edileceğine dikkat çeken Feleknas, Abdullah Öcalan’ın özgürleşmede kadına büyük bir rol yüklediğini belirtti. Abdullah Öcalan’ın  “Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez” belirlemesini hatırlatan Feleknas, “Bu çok önemli bir sözdür. Kürt kadınları bu sözü kendine esas aldı. Son açlık grevi Leyla Güven’in öncülüğünde başladı. Annelerin öncülüğünde daha geniş bir mücadele yürütüldü. Cezaevlerinde bedenini ateşe verenlerin çoğu kadındı. Yine alanlarda tecride karşı kadın öncülüğünde ses yükseltildi. Şunu diyebiliriz; kadınlar İmralı’da yürütülen tecridin sadece Sayın Öcalan’a değil kadınlara ve topluma uygulandığını anlamış. Kadının özgürleşmesi için de İmralı’da ki tecridin kalkması gerekiyor. İnanıyorum ki beyaz tülbentli annelerin, gençlerin, genç kadın meclislerinin mücadelesiyle tecrit kalkacaktır. Bu nedenle mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Baharın başlangıcında özgür kadın rengi, mücadele ve fikriyle gelin hep berber özgürlük halayını tutalım. Baharın başlangıcı 2012-2015 yılarında halklara umut oldu. İnanıyorum ki Abdullah Öcalan’ın sözleri Newroz alanlarında yeniden duyulacak” diye konuştu.