Seval Gülmez: Sorumluluk alma ve bayrak taşıma sırası bizde 2020-02-27 09:06:52   Beritan Canözer   DİYARBAKIR - Yoğun ve baskı altında oldukları bir süreçten geçtiklerini söyleyen DBP Diyarbakır Eşbaşkanı Seval Gülmez, toplumsal barış yolunda önemli adımlar atacaklarının altını çizdi. Seval, “Bu coğrafyanın özgür kimliğe, diline, kültürüne ihtiyacı var. Şimdi sorumluluk alma ve bayrak taşıma sırası bizde” dedi.    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Örgütü, “Ulusal birlik ruhuyla özgür topluma doğru yürüyoruz” şiarıyla 16 Şubat’ta 5’inci Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış tecrit, ulusal birlik, Kürt kadın kazanımları, kayyım politikaları ve siyasi soykırım operasyonları gibi birçok konunun ele alındığı kongrede, DBP’nin yeni Diyarbakır eş başkanları ve yönetim kurulu seçildi. Seçilen yeni Eşbaşkan Şeval Gülmez, Diyarbakır özgününde bölgede yaşanan sorunları, halkın beklentilerini, kadın kazanımlarını, ulusal birliğin önemini ve tecrit politikalarını değerlendirdi.    ‘Üzerimize düşen ne varsa yapacağız'   Halktan yana partilerine dönük eleştiri, öneri ve taleplerin kongrede açığa çıktığını dile getiren Seval, halkın en büyük taleplerinden birinin de Kürt halkının birliği ve özgür bir ülke için mücadelenin büyütülmesi olduğunu söyledi. Kürt halkının yıllardır coğrafyasında ve toprağında kendi kimliği ile yaşamak istediğini ifade eden Seval, “Halk kendi hakikatini yaşamak istiyor. Biz de halkımızdan bağımsız değiliz ve halkımızla aynı istekleri içimizde taşımaktayız. Ülkede yaşanan sıkıntı ve sorunlara sizler de şahit oluyorsunuz. Bizler de halkın taleplerini hayata geçirmek için öncülük sorumluluğunu aldık. Halkımız önlerinde olmamızı isterse en önde olacağız ve direneceğiz, arkada durmamızı isterse en arkada durup halkımızı takip edeceğiz. Üzerimize düşen ne varsa yapacağız. Bundan halkımızın kuşkusu olmayacağız. Biz bunları tüm samimî duygularımızla yapacağız” diye belirtti.    ‘Bayrağı taşıma sırası bizde’   DBP’nin tarihsel rol alarak bugünden ortaya çıkan bir parti olmadığını söyleyen Seval, 40 yıl öncesinden mücadeleyi devralmış bir parti olduğuna işret etti. Halkın Emek Partisi (HEP), Demokrasi Partisi (DEP) ve    Halkın Demokrasi Partisi’ni (HADEP) örnek gösteren Seval, “O günlerden bugüne kadar onlarca partinin geleneğini taşıyoruz. Tarihimiz boyunca binlerce bedel ödedik, binlerce irademiz tutsak edildi ve biz hala DBP-HDP olarak irademize yönelik saldırılar ile yüz yüzeyiz. Bu coğrafyanın özgür kimliğe, diline, kültürüne ihtiyacı var. Bu bölgenin halkı 45 yıldır var olma mücadelesi veriyor ve biz de bu halkın çocukları olarak bu duygularla büyüdük. Şimdi sorumluluk alma ve bayrak taşıma sırası bizde” vurgusu yaptı.    ‘Zihniyet devrimi yapmalıyız’   Kentte ve bölgede bulunan tüm farklı kesimlerle ortak bir yaşam alanı oluşturmak istediklerini dile getiren Şeval, “Bölgede bulunan diğer siyasi partiler ile de görüşmeler alacak ve demokrasi için çalışmalar yürüteceğiz. Bir arada yaşamak istiyorsak zihniyet devrimini yapmamız gerekiyor. Zihniyet devrimi de eğitimlerle olur. Kendimizi her gün yenilememiz ve bilinçlendirmemiz gerekiyor. Aynı şeyleri söylemenin, tekrar etmenin bir faydası yok, aynı noktada dönüp dolaşırız ancak. Aynı noktada adımlarımızı saymak zorunda kalmamak için hedeflerimizi büyük tutmamız gerekiyor. Birlik beraberliğe de en çok ihtiyacımız olan bir süreçten geçiyoruz. Bir arada yaşıyorsak ortak değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.    ‘Örgütlü kadın mücadelesi için sorumluluk alacağız’   Kadın alanında da çalışmalarına ağırlık vereceklerini kaydeden Seval, her konuda önceliklerinin kadın olacağını söyledi. Seval, “İşte kadın eşbaşkan seçildi, hakkı verildi gibi bir şey değil. Biz eşbaşkanlığı yıllardır verdiğimiz mücadelenin ve ödediğimiz bedellerin sonucunda elde ettik. Kimse lütuf olarak sunmadı. Sadece görünürde değil, bir bütünen eşit temsiliyet, eşit söz hakkı, eşit hizmet sunmak adına eş başkanlığı hayata geçiriyoruz. Bu nedenle de kadınlar olarak hem en büyük kazanımlarımızdan biri olan eşbaşkanlık sistemine hem de en temel haklarımıza sahip çıkacağız. İrademizi her yerde ortaya koyacağız ve irademizin tanınmamasına göz yummayacağız. Ayrıca DBP olarak saha çalışmalarına da ağırlık vererek, kadın komisyonumuzla beraber her kadına gideceğiz ve örgütlü kadın mücadelesini büyütmek için sorumluluk alacağız. Her kadının aslında bu sorumluluk ile hareket etmesi gerekir” diye belirtti.    ‘Toplumsal barış yolunda önemli adımlar atacağız’   Kadınlara yönelik yoğun saldırıların gerçekleştiğini ve örgütlü kadınların hedef alındığını söyleyen Seval, “Kadının kendi özüne bir yolculuğu vardır. Kadınlar olarak hep beraber kolektif bir şekilde yaşamı inşa etmeliyiz. Nerede, nasıl bir yaşam sürüyor olursak olalım birlik olmak için olduğumuz yerde adım atmalıyız. Kadınlara ve kazanımlarına bu kadar yönelim varken, tüm politikalara karşı alanlara çıkma vaktidir. Kadınlar özne olmaktan çıkarılarak nesne haline getirilmeye çalışılıyor ama kadın öznedir. Kadın ‘barışın’ kendisidir. Bizler Sayın Öcalan’ın perspektifleri ve paradigmaları ile toplumsal barış yolunda önemli adımlar atacağız. Kadınlar olarak topluma öncülük yapacağız” dedi.    Seval, “Önümüzde önemli tarihler var. Hem 8 Mart hem 21 Mart hem 4 Nisan hem 1 Mayıs ve bunların tümü bizim için tarihsel önem arz ediyor” diyerek DBP olarak tüm bu tarihsel günleri güçlü karşılayacaklarının altını çizdi. Seval, “8 Mart’a tüm kadınlarla ortak bir planlama ile gidiyoruz ama 21 Mart için bölge açısından önemli etkinlikler yürütmek istiyoruz. Newroz Bayramı Kürt halkının direnişinin de simgesidir. Kawa’ların direnişini yüz yıllardır yaşatıyoruz ve yaşatmaya devam edeceğiz” diye ekledi.    ‘Engellemelere rağmen halk Sayın Öcalan’ın ideolojisini yaşatıyor’   Ulusal birlik ve tecrit gündemlerine de değinen Seval, “Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit tüm Kürt halkının üzerinde hissettiği bir tecrittir. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bir halk liderini tecrit ederek halk ile bağını koparamazlar. Keza bunu 21 yıldır açık bir şekilde görüyoruz. Tüm engellere rağmen halk hala Sayın Öcalan’ın ideolojisini yaşatıyor ve hala özgürlüğü için direniyor, mücadele ediyor. Her süreçte Sayın Öcalan’ın perspektif ve paradigmaları ile iktidarın baskı ve saldırılarına karşı direniyoruz. Öte yandan ulusal birlik gündemimiz var. Bu gündemi de sahiplenmemiz ve karşılığını vermemiz gerekiyor. Ulusal birlik çalışmalarında en aktif şekilde rol oynamalı ve misyon yüklemeliyiz. Bu konuda en büyük muhatap halktır ve biz bu halkın öncüleri olarak halkın talepleri noktasında çalışmalar yürüteceğiz. Yıllardır kurmaya çalıştığımız birliği önümüzdeki süreçte en hızlı şekilde kuracağımıza inanıyorum” ifadelerinde bulundu.