Erken seçim çağrısında bulunan Pervin Buldan: Haziranlar zaferdir, başarıdır 2019-12-09 19:22:29 ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, erken seçim için haziran ayını işaret ederek, “Erken genel seçim tüm siyaset kurumunun ve toplumun acil gündemi olmalıdır” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de erken seçim çağrısında bulunarak, “Demokratik Anayasayı hayata geçirme ve Demokratik Cumhuriyeti inşa etme zamanıdır” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Meclis Genel Kurulu’nda 2020 yılı bütçesinin tümü üzerinde başlayan görüşmelere ilişkin konuştu.   Kürsüde ilk söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, cezaevlerinde tutuklu bulunan siyasetçileri selamlayarak konuşmasına başladı. Pervin, “Şu sıralarda olması gereken siyasetçiler, dört duvar arasındadır. Sanmayın ki cezaevinde olan sadece HDP’dir. HDP’nin şahsında demokrasi ve özgürlükler tutukludur. Adalet tutukludur. Barış arayışları tutukludur” dedi.   ‘1924 Anayasası ile tarihi kırılma yaşandı'   Egemenliğin halkta değil, “muktedirlerin” elinde olduğu otoriter bir düzende yaşanıldığına dikkat çeken Pervin, “Meclis 1920’de kurulduğunda çoğulculuk esasına dayanıyordu. 1921 Anayasası temsili demokraside Meclis’i, yerelde ise doğrudan demokrasiyi, yani halkın doğrudan kendi kendisini yönetmesini işaret ediyordu. Mustafa Kemal Erzurum Kongresi’ndeki konuşmasında ‘Biz Türk ve Kürt milleti, iki halkın, milletin hakkı hukuk’ diyerek, cumhuriyetin kurucu halklarına, hakkına ve hukukuna vurgu yapıyordu. 1924 Anayasasıyla birlikte tarihi kırılma yaşandı ve etkileri günümüzde de en ağır bir biçimde devam eden; kimliklerin, inançların ret ve inkârına dayalı tekçi milliyetçi ulus sitemine geçildi” diye konuştu.   ‘1920'de Kürtlerin varlığı tanındı'   Pervin, sözlerini şöyle sürdürdü: “1920 Meclisi’nde varlığı tanınan Kürtlerin bugünkü Meclis’te konuştuğu Kürtçe ‘bilinmeyen dil’ olarak kayıtlara geçiriliyorsa işte kırılma burada yaşanır. Roboski’de uçaklarla katledilen köylüler için adalet işlemiyorsa duyguda parçalanma burada yaşanır. Cizre’de bir anne 10 yaşındaki kızı Cemile’nin cansız bedenini buzdolabında bekletmek zorunda bırakılıyorsa en büyük kırılma buradadır. Tedavi edilmediği için cezaevinde yaşamını yitiren 60 yaşındaki Emine anneye taziye evi verilmez, taziye çadırının kurulması engellenirse, ölümde bile ayrımcılık yapılırsa kırılma burada olur. Kürdün bin bir emekle, bedel ödeyerek seçtiği belediyeler kayyımla gasp edilirse en büyük kırılma burada olur. Ayşe Tuğbaları, Emine Bulutları, Özgecanları, Cerenleri, Şuleleri koruyacak bir devlet ve adalet yoksa kırılma burada yaşanır.”   ‘Adalet mumla aranır hale geldi'   Toplumda kırılmaların derinleşmesinin çöküşü de beraberinde getireceğine vurgu yapan Pervin, “Adında adalet olan bir partinin iktidarında adalet mumla aranır hale geldiyse bunun sorumlusu tabi ki hükümettir. Görevlerinden alınan belediye eşbaşkanlarımız için yargılanıyorlar ceza alacaklar’ diyerek yargı adına hüküm veren cumhurbaşkanının sözcüsüdür. Kendisini parlamentonun iradesi üzerinde gören, seçilmişler üzerinde vesayet kurmaya çalışan bu iktidarın savcısıdır, hâkimidir, polisidir. Şimdi hangi adaletten, hangi hukuk sisteminden söz edeceğiz?” dedi.   ‘15 bin HDP'li gözaltına alındı'   HDP’lilerin “FETÖ”cüler tarafından hazırlanan fezlekelerle tutuklu bulunduğunu hatırlatan Pervin, “Cemaat paralel devlet kurmaktan, darbe girişiminden yargılanıyor. Ama o paralel yapı döneminde yapılan hukuksuzluklar aynen devam ediyor. 2009-2012 arası cemaatin paralel devletinde 10 bin Kürt siyasetçi tutuklandı. 2015’ten bu yana ise gözaltına alınan HDP’li sayısı 15 bin dolayındadır. 5 bini tutukludur. Peki, ne değişti? 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL rejimiyle Kürtlere, toplumsal muhalefete, demokrasi mücadelesi verenlere karşı yöneltilen hukuksuzluk düzeni, darbeyi aratmayan uygulamalar aynen devam ediyor” diye konuştu.   ‘Kayyım atamaları siyasi operasyondur'   Kayyım atamalarına ilişkin konuşan Pervin, şu an 17 belediye eşbaşkanının tutuklu olduğunu söyledi. Kayyımlarla birlikte halk iradesinin gasp edildiğini belirten Pervin, “6 milyon insanın oyunu hiçe sayıp halk iradesinin karşısına kayyımı dikmek ‘Siz seçseniz de yönettirmeyiz’ demek darbe değil midir? Ve kayyım sadece bizim belediyelerimiz için değil tüm ülke sathına yayılmak istenen bir rejim biçimidir. İktidarın iddiası; HDP’li belediye başkanları teröre bulaşmış, dağa para göndermiş. Tek bir belge, kanıt var mı? Yok. Hepsi laf, hepsi yalan. Kayyım atamaları siyasi bir operasyondur. AKP seçimle elde edemediğini kayyım zoruyla ele geçirmektedir. Belediyeler kayyımların hırsızlığı, yolsuzluğu nedeniyle zaten borç ve haciz batağındadır. Personel maaşı zar zor ödeniyor. Kayyımların yolsuzluk suçu Sayıştay raporlarıyla sabittir. Yerellerde adeta yolsuzluk düzeni kurulmuştur. İlla teröre destek aranacaksa cemaate ‘Ne istediniz de vermedik’ diyenlerde aranmalıdır” şeklinde konuştu.   ‘Tek başkanlık değil eşbaşkanlık demeye devam edeceğiz'   Kayyım atamaları ile birlikte eşbaşkanlık sisteminin hedef alındığına dikkat çeken Pervin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşbaşkanlık sistemi, tüm kadınlar için büyük bir kazanım olarak Türkiye demokrasi tarihine geçmiştir. Eşbaşkanlık; demokratik, ahlaki ve politik toplumun siyaset dilidir. Tek başkanlığın, tek adam yönetiminin panzehiri eşbaşkanlıktır. Eşbaşkanlık kurumunun hedef alınmasının en büyük nedeni, erkeklik rejimindeki ısrardır. Kayyım; kadınların iradesine yöneltilmiş siyasal bir şiddettir. Sokakta kadını hedef alan şiddetle, siyasal alanda eşbaşkanlığı hedef alan siyasal şiddet aynı erkek iktidar zihniyetinin bir yansıması olarak karşımızdadır. Biz HDP olarak buna eyvallah demeyeceğiz. Eşbaşkanlıktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bir milim geri adım atmayacağız. Tek başkanlık değil Eşbaşkanlık demeye devam edeceğiz. Yarın halkın önüne sandık konulsa kayyımcılar tarihin en büyük tokadını yiyecektir. Halk iradesini temsil eden bu parlamentoyu da kayyım hukuksuzluğu karşısında tavır almaya çağırıyoruz.”   ‘Kürt sorunu sizi çözecektir'   Kürt düşmanlığından vazgeçilmediğini belirten Pervin, bu politikanın tüm coğrafyaya kaybettirdiğini ifade etti. Pervin, “2013-2015 arasında Sayın Öcalan çözüm için tarihsel önemde adımlar atmıştı. Hem içeride hem Suriye’de demokratik bir süreç ilerleyecekti ve bu mesele içeride çözülecekti. Hükümet, iktidar hesapları nedeniyle Dolmabahçe Mutabakatını reddetti. Masayı devirdi. 5 Nisan 2015’ten itibaren İmralı tecridini başlattı. Bugün İmralı tecridiyle demokrasi, barış ve çözüm umutları tecrit altındadır. Halkların demokratik geleceği tecrit altındadır. Zor olan aslında barış değildir, sözün arkasında durmaktır. Kolay olan ise sözden dönmektir. Bir kez daha vurguluyoruz: Çözümsüzlüğün, tecridin, savaş politikalarının bir kazananı olmayacaktır. Kürt sorununa güvenlikçi politikalarla yaklaşan tüm iktidarlar dağıldı ve gitti. AKP de eninde sonunda o kervana katılacaktır. Kürt sorununu çözmediniz. Ama Kürt sorunu sizi çözecektir” diye konuştu.   Erken seçim için haziranı işaret etti   HDP’nin 31 Mart stratejisinin iktidarın gidebileceğine, değişimin mümkün olduğuna olan inancı güçlendirdiğine değinen Pervin, HDP’nin bu nedenle iktidarın hedefinde olduğunu söyledi. Pervin, erken seçim çağrısında bulunarak, erken seçim için 2020 Haziranı’nı işaret etti. Pervin, “HDP’ye karşı devreye konulan planın farkındayız. HDP şahsında demokratik siyaset alanı topyekun tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. İktidarın; HDP’siz parlamento, HDP’siz yerel yönetimler, HDP’siz siyaset, HDP’siz yaşam planlarını görüyoruz. Türkiye AKP’siz yapar ama HDP’siz yapamaz. HDP’siz değil ama AKP’siz bir Türkiye’nin çok da uzakta olmadığını şimdiden size hatırlatmak isteriz. HDP, siyasi oyunları, siyasi hesapları bozmaya devam edecektir. AKP’nin siyasi hikâyesi bitmiştir. Türkiye tam bir yol ayrımındadır. Bunun için bu iktidarın bir an önce gönderilmesi gerekiyor. Bu nedenle erken seçim çağrısı yapıyoruz. Sandık bir an önce halkın önüne konulmalıdır. Erken genel seçim tüm siyaset kurumunun ve toplumun acil gündemi olmalıdır. Haziranlar umuttur, haziranlar cesarettir. Haziranlar başarı ve zaferdir” dedi.   2020 bütçesi yoksunluk bütçesi   Ardından HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli kürsüde söz aldı. Sezai, 2020 yılı bütçesini “yoksunluk bütçesi” olarak tanımladı. Sezai, “2020 bütçesine baktığınızda, barışın ve toplumsal barışın yoksunluğunu görürsünüz. Bu bütçeye baktığınızda ortak zenginliğimizden yoksun bırakılmışlığımızı, topyekûn yoksulluğu görürsünüz. Bütçe olma vasfını yitirmiş bu metne baktığımızda demokrasi yoksunluğunu görürsünüz. Toplumsal barışı inşa edebilmek, Cumhuriyeti demokratikleştirebilmek, yoksulluğu yenebilmek, ortak zenginliğimizi hakça adaletli bir şekilde üretip paylaşabilmek adına, 2020 Merkezi Yönetim Bütçesini ve arkasındaki zihniyeti kabul etmiyoruz” dedi.