HDP'li Meral Danış Beştaş: Faşizmin kurumsallaştığı yerde yargı bağımsız değildir 2019-12-09 09:04:15   Beritan Canözer   DİYARBAKIR -Türkiye’de hiç kimse için hukuk güvenliğinin olmadığına dikkat çeken HDP’li Meral Danış Beştaş, “Faşizmin kurumsallaştığı bir zeminde yargı tarafsız ve bağımsız değildir. Şu an iktidara muhalefet eden, iktidar adına söz söyleyen, iktidarı hatta eleştiren ya da haber yapan, savaş politikalarına karşı çıkan herkes yargının kıskacında” dedi.   Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni ilan ettiği tarih olan 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası olarak kabul edildi. 1948 yılında ilan edilen Beyannameyi, Türkiye 1950'de imzaladı ve 1954 yılında da yürürlüğe girdi. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ndeki maddeleri insan hakları noktasında referans alınabilecek en önemli sözleşmelerden biri olarak görülüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye’deki yargının durumunu ve hak ihlalleri boyutunu değerlendirirken, “Faşizmin kurumsallaştığı bir zeminde yargı tarafsız ve bağımsız değildir” dedi.   ‘Türkiye bir ihlaller zinciri’   Dünyanın her yerinde insan hakları evrensel bildirgesinin açıklanmasının yıl dönümünde insan hakları ihlali raporları ve karnelerinin açıklandığını dile getiren Meral, Türkiye’de de çok yoğun bir gündemin önlerinde durduğunu ifade etti. Türkiye’de insan hakları ihlallerinin her geçen gün ve saat arttığına dikkat çeken Meral, “Yıllardır Türkiye’de iktidarlar değişse de, yönetimler değişse de maalesef insan hakları ihlalleri bitmedi. Ben de uzun yıllar insan hakları alanında gönüllü çalıştım. İlk başladığımızda hep şunu söyledik: ‘bize ihtiyaç kalmasın.’ İnsan hakları savunucularına ihtiyaç kalmayacak bir ülke hayal ettik. Nedir insan hakları ihlalleri? İşkenceden tutalım, kaba dayağa, darp, özgürlüklere el konulması, gözaltında işkenceler, karakoldaki tutumlar, gazetecilerin gazeteci oldukları için tutuklandıkları bir tablo var. Türkiye’de hak ihlalleri zinciri söz konusudur. Hasta tutsakların durumu ile ilgili ciddi bir tablo var. Henüz 3 gün önce tedavi hakkından faydalanamayan 66 yaşındaki tutsak cezaevinde yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı.   ‘Türkiye’de hukuk güvenliği yok’   İnsan hak ihlallerinin önlenmesinde siyasi iradenin belirleyici role sahip olduğunu belirten Meral, insan hakları ihlallerinin bizzat devlet eliyle yapıldığını ve meşrulaştırıldığını söyledi. Meral, “Kaldı ki devlet yapsa da yapmasa da anayasaya göre de devletin objektif sorumlulukları var ve yaşanan tüm ihlallerden sorumludur. Her canlının hakkını korumak zorunda. Eğer korumuyorsa yaşanan tüm baskının, işkencenin, katliamın, cinayetin, tecavüzün sorumlusu devlettir. Yargı bağımsız olmadığı sürece hiç birimizin, hiç kimsenin güvencesi yoktur. Hukuk dediğimiz mesele aslında herkesin haklarını, özgürlüklerini kullanmasının temel manivelasıdır. O olmadan hiç birimiz bir birey olarak hak ve özgürlüklerimizi koruyamayız. Türkiye’de hiç kimse için hukuk güvenliği yok. Faşizmin kurumsallaştığı bir zeminde yargı tarafsız ve bağımsız değildir. Şu an iktidara muhalefet eden, iktidar adına söz söyleyen, iktidarı hatta eleştiren ya da haber yapan, savaş politikalarına karşı çıkan, gençlik kurumları yani hepsi yargının kıskacında” dedi.   ‘Tüm muhalefete karşı baskı politikası var’   Yargının bir araç olarak kullanıldığına işaret eden Meral, Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ın, “Ekonomik kriz diyenler hakkında soruşturma başlatacağız” sözlerini hatırlattı. Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığını vurgulayan Meral, “Sosyal medya paylaşımları için operasyonlar yapılıyor ve bir gecede yüzlerce kişi gözaltına alınıyor. Sadece HDP değil. Evet, HDP en büyük hedef noktalarından biri ama aslında tüm muhalefete karşı bu politika yürütülüyor. İktidarı eleştiren, yanlış bir çalışmaya karşı tutum alan, itiraz eden herkes yargının cezalandırmasıyla karşı karşıya kalıyor. Zırhlı aracın çarptığı ve katlettiği 5 yaşındaki Efe dün görülen duruşmada ‘asli suçlu’ çıktı. 5 yaşındaki bir çocuk nasıl asli suçlu olabilir. Mağduru suçlayan, faili aklayan bir cezalandırma” diye belirtti.   ‘Yargı kesinlikle bağımlı ve taraflıdır’   “Neden faile indirim uygulanır” diye soran Meral, Ordu’da cezaevinden kaçan Özgür Arduç’un katlettiği Ceren Özdemir’in katledilmesiyle ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Katille tanışıyorlarmış” sözlerine tepki gösterdi. Meral, “Bu suçu hafifletmeye çalışan sözlerdir. İşkence vakalarında işkenceyi yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunuluyor ama deliller olmasına rağmen işkenceciler serbest bırakılıyorlar, beraat ediyorlar. Bir cezasızlık politikası uygulanıyor ama asıl suçlular için uygulanan bir uygulama bu. Bu da devlet aygıtının tam da nasıl işlediğini bizlere gösteriyor. Bir katliamdan dolayı şimdiye kadar cezalandırılan birini duydunuz mu? Ben duymadım. Kürdistan’da insanlığa karşı işlenen birçok suç cezasız kaldı. Bu da yargının kesin ve kesinlikle bağımlı ve taraflı olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı çıkıp yargıya rahatlıkla talimat verebiliyor. Demirtaş davası buna en tipik örneklerdendir” diye konuştu.   ‘Yaşam hakkı, hak ihlalinin zirvesidir’   Sadece kadın cinayetleri kadın hak ihlallerinin gündeme geldiğine değinen Meral, “Yaşam hakkı, hak ihlalinin zirvesidir” dedi. AKP iktidarı döneminde kadın cinayetlerinin arttığına dikkat çeken Meral, kadınların yaşam hakkının güvencede olmadığına vurgu yaptı. Hiçbir gerekçenin kadın cinayetlerini meşrulaştıramayacağını ifade eden Meral, “Bir kadın yaşadığı şiddeti şikayet ettiği için öldürülüyorsa hiçbir gerekçe bunu meşru kılamaz. Buna birçok örnek sıralayabiliriz. Buna karşı kadın dayanışmasının da git gide büyüdüğünü ve yayıldığını söyleyebiliriz. Kadınlar sadece fiziki şiddete maruz kalmıyor. Ekonomik ve sosyal şiddet en yoğun yaşanan şiddet türüdür. Emek sömürüsünü en fazla yaşayanlar kadınlardır. Kadınlar kamusal alanda, aile içinde şiddet görüyor. Gözaltında, cezaevinde şiddet görüyor” dedi.   Meral son olarak, “Öncelikle insan hakları mücadelesinde yer almış, bedel ödemiş, yitirdiğimiz tüm arkadaşlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Bu alanda isimsiz kahramanlar çok fazla. İnsan hakları mücadelesi bitmeyecek. Arkadaşlarımızın anılarını yaşatmaya ve mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz” diye ekledi.