‘Meclisi faşizme ve zorbalığa karşı bir direniş alanı olarak görüyoruz’ 2019-11-30 09:03:35   Habibe Eren   ANKARA - HDP'nin açıkladığı deklarasyonu değerlendiren Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Şu anda Meclis bizim için bir direniş alanıdır. Siyasetimizi yürütme dışında aynı zamanda faşizme, milliyetçiliğe, ırkçılığa, haksızlığa ve zorbalığa karşı bir direniş alanı olarak görüyoruz ve çalışmalarımızın tümü de bu doğrultuda yürüyor”  dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) tüm yapı ve bileşenleriyle gerçekleştirildiği toplantıda yeni döneme dair yol haritasını belirleyecek olan deklarasyonunu geçtiğimiz günlerde açıkladı. HDP’nin deklarasyonu açıklanmasının ardından artan gözaltı ve tutuklama operasyonlarına dikkat çeken Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, “HDP’yi susturabilselerdi bugüne kadar bin kere sustururlardı” dedi.    ‘Meclis bizim için direniş alanıdır’    Özelikle HDP’ye yönelik saldırıların artması, Meclisin içinin boşatılması, kayyım atamaları ve iktidarın baskı politikalarına karşı tepkisel talepleri zaman zaman aldıklarını aktaran Meral, “Biz tutum belgesinde şöyle dedik: ‘HDP, bulunduğu yerde. HDP direnmeye devam ediyor, teslim olmuyoruz, olmayacağız.’ Bunu daha önce de sık sık söyledik ama şimdi tutum olarak dile getirdik. Çok zor koşullarda büyük mücadelelerle kazandığımız yerleri terk etmeyeceğiz dedik. Şu anda Meclis bizim için bir direniş alanıdır. Siyasetimizi yürütme dışında aynı zamanda bu faşizme karşı, milliyetçiliğe, ırkçılığa, haksızlığa ve zorbalığa karşı bir direniş alanı olarak görüyoruz ve çalışmalarımızın tümü de bu doğrultuda yürüyor” dedi.    ‘Artık minare kılıfa sığmıyor’    AKP-MHP ittifakının en çok istediği şeyin HDP’nin Meclis’ten çekilmesi olduğunu kaydeden Meral, şunları söyledi: “Biz üç gün uyarı amacıyla gelmedik hemen arkamızdan gıyabımızda ‘inşallah bir daha bu kürsüye oturmak nasip olmaz’ dediler. Dualar, beddualar garip bir hezeyan hali Genel Kurul tutanaklarına da yansıdı. Bu bile ne kadar istediklerini ortaya koyuyor. Sonrasında Süleyman Soylu’nun ‘hani çekilecektiniz’ diye bir açıklaması oldu. Aslında tam da AKP- MHP bloğunun istediği bir şeydi bizim kazandığımız alanlardan çekilmemiz. O yüzden biz çekilmiyoruz, mücadeleye ve direnişe devam ediyoruz. Biz yalnız değiliz her gün gözaltı operasyonları yapsanız da tutuklama kararı verseniz de kayyım atasanız da artık minare kılıfa sığmıyor. Tuzun koktuğu, bıçağın kemiği çoktan aştığı, bardağın taştığı bir noktadayız.”    ‘HDP’yi susturabilselerdi bugüne kadar bin kere sustururlardı'   Bu politikaların AKP’nin yönetme biçimi haline geldiğine dikkat çeken Meral, “Muhalif sesleri en çok da HDP’yi susturma aracı olarak gözaltı ve tutuklama operasyonlarını devam ettiriyor. Önceki gün de maalesef birçok merkezde yöneticilerimiz ve sivil toplum örgütü üyeleri ile sendikacı gözaltına alındı. Nedir bunun anlamı? Sesler kısılmaya çalışılarak yargı araçsallaştırılıyor. Diğer bütün işlemler, iktidarın politikalarına hizmet ediyor. Sonuçta ne oluyor arkadaşlarımız tutuklansa da mücadele olduğu yerden devam ediyor. Eğer HDP’yi susturabilselerdi bugüne kadar bin kere susturmuş olurlardı. HDP her seferinde güçlenerek yoluna devam etti çünkü gücümüzü onlar gibi iktidardan, yargıdan ya da hile yolsuzluk ve hırsızlıklardan almıyoruz. Biz gücümüzü haklı olmaktan alıyoruz” ifadelerini kullandı.    ‘Korkuyu aşan bir irade ve cesarete dönüşüyor’   Savaşa karşı barış politikasını büyüten, işkenceye karşı insanlık onurunu koruyan, kadınlara yönelik şiddete dair tutum alan ve karşısına duran bir parti olduklarını söyleyen Meral, “Bu gözaltılar da onların ne kadar korktuklarını ve zorda olduklarını gösteriyor. Ama emin olun bu çok klasik gelecek ama onlar korku imparatorluğunu büyütmek için bunu yapıyorlar. Ama bu tam tersine bir tepkiye dönüşüyor. Korkuyu aşan bir irade ve cesarete dönüşüyor. Sevgili Demirtaş’ın dediği gibi korku bulaştırmaya çalışıyorlar ama cesaret bulaşıyor” diye konuştu.