Fatma Kurtulan: Kazanılan mevzileri terk etmeyeceğiz 2019-11-29 09:03:27   Habibe Eren    ANKARA - HDP, sine-i millet tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamayla son noktayı koyarken, Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, “İstedikleri zaten Meclisi terk etmemizdi. Yapılan tartışmalar sonucunda her ne kadar yoğun saldırılar olsa da bin bir emekle, bedelle kazanılan bu mevzileri terk etmeme kararı alındı. Dolayısıyla sine-i millet durumu HDP’yi karşılayacak bir tanım değil” dedi.    Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik baskılar ve belediyelere atanan kayyımlar sonrası HDP’nin belediyelerden ve parlamentodan çekilmesi ve sine-i millete dönmesi şeklinden tartışmalar ortaya atıldı. Ancak HDP tüm yapı ve bileşenleriyle 20 Kasım günü Ankara’da gerçekleştirdiği toplantıda, yeni döneme dair yol haritasını belirleyecek olan deklarasyonunu  açıklamıştı. Açıklamada, “HDP'nin belediyelerden ve Parlamento'dan çekilmesi yönündeki görüşler çeşitli alanlarda ifade edilmektedir. Unutulmamalı ki HDP bu kazanımları kolay elde etmedi. Bu noktaya bedeller ödenerek gelindi. Demokratik siyasetin alanı çok fazla daralmış olsa bile yakın zamanda birlikte hareket etmenin başarı getirdiğini gördük. AKP-MHP iktidarı muhalefeti sindirmeye çalışmakta, topluma milliyetçilik üzerinden kutuplaşmayı dayatmaktadır. Cendereden çıkmanın yolu demokrasi mücadelesini yükseltmekten ve kazanılmış mevzileri sonuna kadar korumaktan geçer” sözleriyle bu konuya açıklık getirildi.    ‘Bizim dışımızda gelişen bir tartışma oldu’    Sine-i millet meselesinin daha önce eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ve HDP’li milletvekillerin tutuklandığı zaman gündeme geldiğini hatırlatan Fatma, “Onun öncesi belediye başkanlarımıza cezaevi yolunun gösterilmesi, belediyelerimize kayyım atanması sonrası belli süreçte  ve alanda dile getirilen ve biraz tartışılan bir meseleydi. O zaman da tek tek her bölgede ve ilde halkla yapılan temaslar ve toplantılar sonucu mecliste kalmanın önemli olduğu sonucu çıkmıştı. Şimdi tekrar bizim dışımızda gelişen bir tartışma oldu. HDP’nin kurullarında tartışılan bir durum değildi. Biz bu sözü de kendimize uygun görmüyoruz. Zaten her seçilen halkın sinesindedir, beraberdir, yan yanadır. Tüm kararları da böyle alırız, belediyelerimiz de böyle çalışır” dedi.   ‘Buraları rant alanı olarak görmedik geleneğimiz de böyle tanımlamaz’   Eşbaşkanlık konusundaki iddialarının devam ettiğini ve mevcut belediyeciliğe alternatif olduklarını belirten Fatma, şöyle konuştu: “Biz zaten halklarla ve kadınlarla birlikte çalışma modelini benimsiyoruz, bu konuda da hayli yol almışız. Eşbaşkanlık sistemine bu kadar müdahale etmelerinin altında yatan da budur. Halka birlikte demokratik toplum oluşturma, demokrasiyi tam tabana yayma, birlikte, yan yana karar alma, karar verme ve uygulama yöntemlerine, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir uygulamaya tahammül edemiyorlar. Milletvekili de bizim için böyledir. Bizim için referans cezaevinde olan arkadaşlardır, yaşamını bu uğurda yitirmiş arkadaşlarımız ve direnerek buralarda bulunan arkadaşlarımızdır. Buraları, diğerlerinin algıladığı gibi bir rant alanı, kişisel çıkarlar için kullanılacak bir alan olarak asla görmedik. Geleneğimiz de böyle tanımlamaz. Bir mücadele alanı olarak görür. Dolayısıyla sine-i millet durumu HDP’yi karşılayacak bir tanım değil.”    ‘Sonuna kadar mücadele edeceğiz’   “Terk etme ve yeri geldiğinde bırakma” tartışmalarının yeri gelindiğinde halkla birlikte yapılabileceğine dikkat çeken Fatma, “Ancak yapılan tartışmalar sonucunda her ne kadar yoğun saldırılar olsa da bin bir emekle, bedelle kazanılan bu mevzileri terk etmeme kararı alındı. Burada sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.  Fatma, “Bir tweet atıldığında iktidar ‘ben seni gözaltına alırım’ diyor. İnsanlar tweet atmaktan vaz mı geçiyor? ‘Sokağa çıkma ben seni gözaltına alırım tutuklarım diyor’ ama insanlar çıkıyor. Kadınlara ‘haklarını talep etmekten vazgeç diyor’ kadınlar talep etmekten vaz mı geçiyor? Daha da kapsamlı çıkarak mücadelesini büyütüyor. Kürtlere yıllardan beri ’katlederek seni bitireceğim’ dedi. Kürtler mücadelesinden vaz mı geçti? Bizim için de burası da bir mücadele alanıdır” şeklinde konuştu.    ‘Hodri meydan söylemi sadece sandığa çağrı değildi’   İktidarın Kürtleri ve muhalefeti siyasetin dışına atmak istediğini ifade eden Fatma, “Bizim açımızdan da burada bulunup mücadele etmenin önemli olduğu sonucu çıktı. İktidara ‘hodri meydan’ diye seslenmemiz sadece sandık kurup sandığa gidilmesine bağlı olarak ele alınamaz. Biz mücadele hattında ısrarcı olduğumuza dair ‘hodri meydan’ dedik. Seçimler de dahil olmak üzere bir bütünen mücadelede kalacağımızı ne yaparlarsa yapsınlar direnmede kalacağımızın sözünü halkımıza da kendimize  de verdik ve onlara da ‘hodri meydan’ dedik” sözlerini kullandı.    ‘İstedikleri meclisi terk etmemizdi’   Her gün HDP’li belediyelere yöneldiklerini ve vekillere yönelik fezlekeleri yoğunlaştırdıklarını vurgulayan Fatma, AKP’nin “Artık siyasi parti kapatma dönemini bitirdik” dese de şu an bir partiyi kapatmadan işlevsiz hale getirmek istediğini kaydetti. Fatma, “Her sabah operasyonlara uyanıyoruz her sabah 10,20, 30, 40 yetmiyor, yüzlere varan günlük operasyon bilançosu ile karşı karşıyayız. Sendikasından tut sivil toplum örgütlerine, eski vekillere ve belediye başkanlarına kadar çok yoğun saldırılar var. Hükümet yaptığı açıklamada da itiraf etti. Kararımızı kriminalize eden başka yere bağlayan ve içini boşaltmaya çalışan söylemleri var. İstedikleri de zaten bu alanlardan çekilmemiz. Ve meclisi ‘tek tek’ diyenlerin buluştuğu zeminler olarak görmek istiyor” diye belirtti.    ‘Hiç kimse koltuğunu ilelebet kılmadı’   İktidarın içeride ve dışarıda ayakta kalabilmek için baskı ve şiddeti arttırdığına vurgu yapan Fatma, “Koltuklarının zeminini şiddete, savaşa, baskılara oturtarak daha sağlam kılacaklarını düşünüyorlar. Hiç kimse koltuğunu ilelebet kılamadı. Onun öncesindekiler de böyle kılamadı” dedi. “Tabi her dönemin zorlukları vardır. Her dönemin illa ‘baskı baskı’ diyen ve bangır bangır bağıran yöneticileri olmuştur. Bu dönem de böyle devam ediyor” diyen Fatma,  iktidarın kurduğu kirli ittifaklarla bu durumu sürdürmek istediğini ifade etti.   ‘Son çırpınışları olduklarını ve zayıfladıklarını biliyoruz’   İktidarın “Baskı ve savaş politikalarında durursak eğer düşeceğiz” diye düşündüğünü, ancak bunların son çırpınışları olduğunu söyleyen Fatma, “Sürekli tabandan kaymalar var, istifalar çok yoğun devam ediyor. Kendi içinde oluşturdukları oluşumları ve tüm görünen tabloyu ele aldığımızda baskıyla biraz daha toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar. Kuzey Suriye ve Rojava savaşıyla muhalefeti biraz dizayn etmeye çalıştı. Onları yedeğe alarak toplumu arkasına almaya çalıştı. Bir kez daha muhalefet partileri tıkanan ve nefessiz kalan AKP’ye bir nefes verdi. Şimdi tek tek partilerin içine oynama durumu var. Dolayısıyla bu devam edebilir ancak şu da görülüyor tüm bunlara rağmen mücadele bitmiyor, direnenler de vazgeçmiyor. Direnenler haklılıklarının farkındalar. Hepimiz haklıyız haklı olan sonunda kazanacaktır” diye konuştu.