HDP milletvekilleri intihara sürüklenmelerin araştırılmasını istedi 2019-11-13 13:35:22   ANKARA - HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Filiz Kerestecioğlu, yoksulluk, işsizlik, kötü çalışma koşullarının da etkisiyle artan intihara sürüklenmeler için Meclis Araştırması istedi   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, son dönemlerde artan intihar vakalarını Meclis gündemine taşıdı. Filiz ve Züleyha, işsizlik, yoksulluk nedenleri ile intihara sürüklenenler hakkında Meclis araştırması talebinde bulundu. Ayrıca Filiz, konu hakkında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a sorulmak üzere soru önergesi de sundu.   ‘Araştırma Komisyonu kurulması aciliyet taşımaktadır’   Meclis araştırması gerekçesinde İstanbul Fatih’te dört kardeşin yaşamına son vermesi üzerine gündem olan ve artan intihar vakalarına dikkat çeken Filiz, “Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik krizin en ciddi sonuçlarından biri yapısal yoksulluk ve yoksunluk sorununun hızla büyümesidir. İntihar vakalarını münferit ve yalnızca bireylerin ruh sağlıklarıyla sınırlı bir şekilde ele almak; sorunun temelini görmeyi engelleyeceği gibi devletin yurttaşlara karşı yükümlülüklerini ne ölçüde yerine getirdiğini tartışmamızı da engelleyecektir. Bu nedenle, yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin de bir an önce bu vakaların da işaret ettiği problemleri halk sağlığı sorunu olarak ele alması; bu intiharların ve toplum nezdinde yaygınlaşan güvensizlik, geleceksizlik ve mutsuzluk duygusunun ardında yatan sosyal, ekonomik ve siyasal sorunları tespit ederek alınacak önlemlerin saptanması amacıyla bir Araştırma Komisyonu kurması aciliyet taşımaktadır” dedi.   Filiz, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanmak üzere Meclis Başkanlığı'na verdiği önergede şu soruları sordu:   “* Toplum içinde gitgide yaygınlaşan mutsuzluğun sosyal, ekonomik ve siyasi temelleri üzerine bir çalışma yapacak mısınız?   * İntihar vakalarını bir sosyal politika sorunu olarak ele alan bir çalışma yapacak mısınız?   * İntihar eğilimi nedeniyle kamu kurumlarına başvuran kişiler başta olmak üzere toplumun genelini hedefleyen önleyici sosyal politika faaliyetleri yürütüyor musunuz? Bu konuda diğer kamu kurumlarıyla eş güdümlü bir çalışmanız bulunuyor mu?   * OHAL döneminde kamudan ihraçlar ve bunun yarattığı sosyoekonomik etkiler dolayısıyla yaşanan intihar vakaları hakkında herhangi bir araştırmanız olmuş mudur?   * OHAL döneminde KHK’lerle binlerce kişinin ihraç edilmesinin bireysel ve toplumsal sonuçları hakkında herhangi bir araştırma yaptınız mı?   * Bir kişinin mobbing, erkek şiddeti ya da ayrımcılık nedeniyle intihar girişiminde bulunduğu ya da intihar ederek yaşamına son verdiği durumlarda, sorumlu olduğu düşünülen kişi ya da kişiler hakkında inceleme başlatılması yönünde Bakanlık olarak bir girişimde bulunuyor musunuz?   * 2020 merkezi yönetim bütçesi hazırlanırken yoksulluğun artmasına neden olan etmenleri ortadan kaldıracak bir bütçeleme anlayışı benimsenmiş midir? Benimsenmişse sizce bunun göstergeleri nelerdir?”   ‘İntiharlar, Türkiye’nin geldiği korkunç noktayı göstermektedir’   HDP Milletvekili Züleyha Gülüm de, intiharlara ilişkin Meclis araştırması açılması talebinde bulundu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)  intiharlarına ilişkin verilerini paylaşan Züleyha, “Türkiye’de 2016’da 3 bin 193, 2017’de 3 bin 168, 2018’de 3 bin 161 kişi intihar etmiştir. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında bu sayı 2 bin 301’dir. 2003’te ise 2 bin 705’tir. 2009-2018 yılları arasında toplam intihar sayısı 30 bin 984’tür. İşsizliğin ve yaşanan ekonomik sorunların, intihar üzerinde yadsınamayacak bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bir hafta içerisinde yaşanan söz konusu toplu intihar vakaları, Türkiye’de yoksulluğun geldiği korkunç noktayı göstermektedir” ifadelerini kullandı.   ‘Kötü çalışma koşulları intihara sürüklüyor’   İşçi intiharlarının da işsizlik ve güvencesiz çalışma koşullarıyla doğru orantılı arttığına işaret eden Züleyha, şunları kaydetti: “Ataması yapılmayan veya dayatılan kötü çalışma koşulları yüzünden her yıl onlarca öğretmen intihara sürüklenmektedir. Bunun son örneği geçtiğimiz günlerde Antep’te maruz kaldığı mobbing nedeniyle intihar etmek zorunda bırakılan 25 yaşındaki sözleşmeli öğretmen Saadet Harmancı’dır.   Öte yandan, Türkiye’de kadınların yaşam haklarına yönelik saldırılar da çok boyutlu bir şekilde devam etmektedir. Kadınlar yaşamın her alanında maruz kaldıkları sistematik saldırılar sonucunda hayatlarını kaybetmekte veya intihar etmek zorunda bırakılmaktadırlar.    ‘İntihar değil cinayet’   İnsanların yaşadığı ağır koşullar nedeniyle yaşamına son vermesi, intihar değil cinayet olarak değerlendirilmesini gerektirmektedir. İktidarın çözümsüz bırakan politikaları ve buna karşı insanların tepkisini ortaya koymasını sağlayacak demokratik ortamın yokluğu bu sonucu üretmektedir. Yaşanan ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk ve hukuksuzluk gibi pek çok sebepten kaynaklı meydana gelen intihar vakaların ve diğer toplumsal sorunların çözümü için bir an önce demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, toplumsal adalet vb. alanlarında adımlar atılması gerekmektedir. Türkiye’de her yıl artmakta olan ve toplumda ciddi travmalara neden olan intihar vakalarının sosyolojik, psikolojik ve ekonomik nedenlerinin araştırılarak intiharların önlenmesine yönelik çözümlerin üretilmesi amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederim.”