SMO’nun katliam görüntülerine tepki: Önce kadına saldırıyorlar 2019-11-01 09:04:20   İSTANBUL - Türkiye ve SMO’nun Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonunda kadına yönelik işkence ve katliam görüntülerine tepki gösteren HDP İstanbul Kadın Meclisi üyeleri, “Özgür kadın ve özgür kadının yarattığı sistem egemenler için bir tehdit. Bu nedenle önce kadınlara saldırıyorlar. Bu AKP-MHP zihniyetinin politikasıdır” dedi.     Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve ‘Suriye Milli Ordusu’ (SMO) adı altında bir araya getirilen gruplar 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyon başlattı. Kadın devriminin gerçekleştirildiği ve DAİŞ’in yenilgiye uğratıldığı Kuzey ve Doğu Suriye’ye karşı yapılan bu saldırılar tüm dünyada tepki topladı. Sosyal medyaya yansıyan görüntüler ise savaş suçlarını ortaya serdi. Özellikle Suriye Gelecek Partisi Eşbaşkanı Hevrin Xelef’in katledilmesi ve ardından yapılan işkence ile YPJ’li Çiçek Kobanê’nin esir alınarak “başının kesileceği”nin söylendiği görüntüler, SMO’nun da DAİŞ’ten farklı olmadığını bir kez daha gösterdi. Görüntüler Türkiye ve dünyada tepkilere neden oldu.    ‘Korkmuyoruz, öfkeleniyoruz’    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Beşiktaş İlçe Eşbaşkanı Dilek Başalan, kadın mücadelesinin,  örgütlüğünün büyümesiyle erk devletin saldırılarını daha da sertleştirdiğini dile getirdi. Türkiye içinde de dışında da bunun görüntülerinin yansıdığını vurgulayan Dilek, “Taybet İnan’ın cenazesi günlerce sokakta kaldı. Bu aslında kadınlara bir mesajdı. ‘Ben erkeğim öldürürüm ve cenazenizi yerden aldırmam’ diyor. Kutsanan bir annelik, kutsanan bir kadınlık vardı. Bu kutsanmışlığa yönelik bir saldırıdır. Suriye’de de Kürdistan’da da kadınlara yönelik işkence ve baskılar arttıkça daha çok direndik. Bir kadının bedeninin teşhir edilmesi, bir kadının onlarca cani tipli erkek tarafından ortaya alınarak bir zafer kazanımı imajı verilmesi çok alçakça bir uygulama. Uluslararası hukuka da sığmıyor. Biz kadınlar bunları izlediğimizde korkmak yerine öfkeleniyoruz. Çünkü bu zihniyet ‘bir grup öfkeli genç’ diye adlandırıldı. Ama bu zihniyet sadece Suriye’de değil Ankara’da, Suruç’ta katliamlar gerçekleştirdi. İstanbul’da şort giyen kadını, hamile kadını bu zihniyet teklemedi. Bu zihniyet kadınları kapanmaya zorluyor. Küçücük çocuklar din üzerinden asimile ediliyor” dedi.  ‘Biat etmeyeceğimizi göstermeliyiz’   Sistemin kadınları siyasetten uzaklaştırmak istediğini ifade eden Dilek, “Kadınların savaş karşısında biat etmesini istiyorlar. Ama artık öyle değil. Bunlar çok geride kaldı. Toplumsal bir gerçeklik var. Kadınlar artık güçlendi. Suriye’de olanlar, yaşananlar bizleri ayakta tutacak. İşkenceye maruz bırakılan tüm kadınlara sahip çıkacağız. Yaşamın her alanında kadınlarla yan yana durmalıyız. Önümüzde 25 Kasım var. Tam da o gün kadının ortak mücadelesini, işkenceye karşı direnişini göstermek gerekiyor. Kadınların artık biat etmeyeceğini, ettirilemeyeceğini erkek devlete göstermek zorundayız” diye belirtti.   ‘Kadınların mücadelesi ve inancı hepimiz için çok kutsal’   “Dünyanın her yerinden kadınlar Rojava’ya gelerek IŞİD’e karşı savaştı” diyen Dilek, DAİŞ zihniyetinin her yerde olduğunu ve katliamlar yaptığını hatırlattı. Dilek, “İŞİD kadın düşmanı, Ezidi kadınlarının katili. Çocuklara tecavüz etti. Köle pazarlarında sattı. Ama Rojava buna karşı enternasyonalist bir kadın direnişiyle direndi. Kadınlar direnişi kazandı. Rojava’daki kadın devriminin dünyanın her yerine sıçraması erk devlet için bir tehdit oldu. Çünkü kadınlar büyüyor kadın devrimi konuşuluyor. Kadın kazanımları açığa çıktı. Kadınlar sadece pratikte değil teoride de mekanizmasında da söz sahibi oldu. Bu yüzden de ilk kadına saldırılar oldu. Yılmayacak bir mücadele var orada. Rojava’daki kadınların inancı ve mücadelesi hepimiz için çok kutsaldır” ifadelerini kullandı.   Dilek, erkek devletin kadınların yarattığı sisteme saldırdığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Çünkü erkek dünyada kendini özne olarak görüyor. Kadın varlığı her alanda yansımaya başladı. Benim attığım her adımda bir mücadele var. Kadınlar her zaman barış için mücadele edendir. Dünya devletleri aslında savaştan nemalandığı için kadının özgürlüğü onlar için bir tehdittir.”   ‘AKP-MHP zihniyetinin politikası’    HDP İstanbul Kadın Meclisi Üyesi Selma Koç ise kadına yönelik işkenceyi kınadığının dile getirerek, “Savaş dahi bile olsa bunu yapmaya hakları yok. Bu AKP-MHP zihniyetinin politikasıdır. Kirli siyasetinin kadınlar üzerinde yürütülmesidir. Her yerde bu böyle. Rojava’da bu böyle. Bütün o resimleri görüntüleri sosyal medya da gördük. Gerçekten çok vahşice bir durum. Erk zihniyeti kirli siyasetini ve kirli politikalarını kadınlar üzerinden yürütüyor” diye konuştu.