‘Eşbaşkanların tutuklanması kayyım politikalarını meşrulaştırma çabası mı?’ 2019-10-28 11:51:24   ANKARA - HDP’li Züleyha Gülüm, HDP’li belediye eşbaşkanlarının tutuklanmalarına ilişkin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e “Eşbaşkanların çeşitli bahanelerle tutuklanması kayyım politikalarını kamuoyunda meşrulaştırma çabası mıdır?” diye sordu.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, aralarında Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin de olduğu toplamda 12 belediyenin eşbaşkanlarının görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atanması ve sonrasında tutuklanmasını Meclis’e taşıdı. Zülehya, eşbaşkanların tutuklanmalarına ilişkin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi.    Önergede, 21 Ekim günü Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz, Bismil Belediye Eşbaşkanı Orhan Ayaz ve Kocaköy Belediye Eşbaşkanı Rojda Nazlıer’in  gözaltına alındığını ve 22 Ekim günü Selçuk, Keziban ve Rojda’nın tutuklandığı hatırlatıldı. Önergenin devamında, “Basında yer alan haberlerde, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz’ın tutuklanma gerekçesi H.B.A.’nın verdiği ifade olduğu belirtilmiştir. H.B.A.’nın Selçuk Mızraklı hakkında ‘bir örgüt mensubunu tedavi ettiği’, Keziban Yılmaz hakkında da ‘örgütün hukuk komisyonunda yer aldığı, taş atan çocukların tahliye edilmesi için mücadele verdiği’ şeklinde ifade verdiği ve söz konusu ifadelerin ardından H.B.A.’nın  ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davadan 5 Eylül 2019 tarihinde tahliye edildiği ortaya çıkmıştır” denildi.   Önergede şu ifadelere yer verildi:    “Selçuk Mızraklı’nın avukatları, H.B.A.’nın Selçuk Mızraklı’nın Diyarbakır’da gece saatlerinde hastaneye getirilen bir örgüt mensubunu bağırsak ameliyatı ettikten sonra ertesi gün taburcu ettiği iddialarının gerçek dışı olduğunu zira bağırsak ameliyatı gibi ciddi bir ameliyatın yapılması halinde herhangi bir hastanın bir gün sonra taburcu edilmesinin tıbben ve mantıken mümkün olmadığını belirtmişlerdir.   Öte yandan, 2016 yılında Nusaybin’de teslim olan ve daha sonra ‘Pişmanlık Yasası’ndan faydalanan H.B.A.’nın polis, savcı ve mahkeme ifadelerinin hiçbirinde Selçuk Mızraklı ve Keziban Yılmaz'ın lehine veya aleyhine ifadesi bulunmazken, yaklaşık 3 yıl sonra, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerine 11 gün kala Selçuk Mızraklı aleyhine ve seçimlere 4 gün kala ise Keziban Yılmaz aleyhine ifade verdiği ortaya çıkmıştır.   21 Ekim 2019’da Selçuk Mızraklı, Keziban Yılmaz ve Orhan Ayaz ile eş zamanlı olarak gözaltına alınan Kocaköy Belediye Eş Başkanı Rojda Nazlıer de benzer şekilde diğer bir gizli tanığın ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştır. Rojda Nazlıer’in savcılık ifadesinden sonra hakimliğe tutuklama talebiyle sevk edildiği sırada ‘Lice 2019’ adlı gizli tanığın SEGBİS üzerinden ifadesi alınarak dosyaya eklendiği ifade edilmiştir.”   Önergede, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den şu soruları yanıtlaması istendi:    “* H.B.A.’nın tutuklu olduğu 2016’dan 3 yıl sonra 31 Mart 2019 yerel seçimlerine 11 gün kala Selçuk Mızraklı aleyhine ve seçimlere 4 gün kala Keziban Yılmaz aleyhine ifade vermesi tesadüf müdür?    * H.B.A. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz aleyhine verdiği ifadelerin karşılığında mı tahliye edilmiştir?   * H.B.A.’nın Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ve Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz aleyhine ifade vermesi için zorlanmış mıdır?    * Söz konusu tanığın Selçuk Mızraklı ile ilgili ‘hastaneye getirilen bir örgüt mensubunu bağırsak ameliyatı ettikten sonra ertesi gün taburcu etti’ şeklindeki iddialarının tıbben doğruluğu araştırılmış mıdır?    * H.B.A.’nın seçimlere günler kala iki belediye başkanı ile ilgili verdiği ifadeler TCK ve CMK’nın hangi maddeleri esas alınarak, hangi yol ve yöntemle alınmıştır? İfadelerde yer alan diğer isimler kimlerdir?   * Yerlerine kayyım atanan belediye eşbaşkanların çeşitli bahanelerle tutuklanması kayyım politikalarını kamuoyunda meşrulaştırma çabası mıdır?   * Rojda Nazlıer’in kendisi ile ilgili suçlamalara ulaşması engellenerek savunma hakkının yok sayılması ve tutuklanmasına gerekçe oluşturmak üzere son dakikada gizli tanık ifadesinin alınarak dosyaya eklenmesi hukuka uygun mudur?   * Savunma hakkını ortadan kaldıran soruşturmalarda keyfiliğin önünü açan birçok dava dosyasında benzer örneklerine rastladığımız sürekli ek ifadelerle mesnetsiz gerçek dışı beyanlar alınması yoluyla muhaliflerin tutuklanması yoluna gidilen gizli tanık uygulaması hakkında bir düzenleme yoluna gitmeyi düşünüyor musunuz?”