‘100 yıllık inkar ve imha siyasetine hem içerde hem dışarda devam ediliyor’ 2019-10-25 09:03:59   Hikmet Tunç   VAN - Uluslararası güçlerin Kürtler üzerinden Türkiye’yi savaşa çektiğine işaret eden HDP’li Muazzez Orhan, hem içerde hem de dışarda 100 yıllık “imha, inkar” siyasetinin devam ettiğini dile getirdi. Muazzez, “Ülke karanlığa sürükleniyor” uyarısında bulundu.    AKP iktidarının uzun yıllardır devam eden baskı ve yasaklama politikaları, 7 Haziran 2015 seçimleri ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile en üst seviyeye çıkarken, sokağa çıkma yasakları, kayyım atamaları, siyasetçilerin tutuklanması, ihraçlar, gözaltı, tutuklama, IŞİD tarafından gerçekleştirilen katliamlar ve ekonomik kriz ülkeyi kaotik bir hale getirdi. 9 Ekim günü de ‘Suriye Milli Ordusu’ adı altında bir araya getirilen unsurlarla birlikte Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar başlatıldı.    Türkiye’nin geldiği durumu ve savaş politikalarını değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Muazzez Orhan, “Ülke karanlığa sürükleniyor” dedi.    ‘Evet bu bir işgaldir, bir savaştır’    AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un “Nihayetinde savaşa giriyoruz” sözlerine rağmen ülkede savaşa, ayrımcılığa karşı olan herkesin İçişleri Bakanlığı tarafından ‘hain’ ilan edilmesinin de bir çelişki olduğunu ifade eden Muazzez, “Evet bu bir savaş ve işgaldir” sözlerini kullandı.    ‘Orada 300 bini aşkın sivil katliamından söz ediliyor’   Saldırılar sivillerin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Muazzez, “Orada 300 bini aşkın sivil katliamından söz ediliyor. İnsanlar yerlerinden, evlerinden, topraklarından ediliyor. Bu tamamıyla Kürt halkının oradaki iradesine, elde ettiği kazanımlarına yönelik bir harekattır. AKP iktidarı dünyanın neresinde olursa olsun Kürtlerin varlığına yönelik girişimde bulunuyor. Bu, Kürtlerin kazanımlarını yok etme hedefidir aslında. İçte de aynı yönelimle karşı karşıyayız. Kürt halkının iradesine yönelerek biat ettirilmeye çalışılıyor. Buna karşı temel insan hakları olan dili, kültürü, kimliğiyle yaşamak isteyen Kürt halkına yönelik baskılar devam ediyor” dedi.    ‘Türkiye oyuna geliyor’    Ortadoğu’da uluslararası güçlerin hesapları ve Suriye’ye yönelik savaşa ilişkin değerlendirme yapan Muazzez, “ABD başkanı Trump attığı tweetlerle ya da yaptığı açıklamalarla Suriye’deki savaşı ‘önce çocukların kavga etmesini sağlayacaksınız, ardından araya gireceksiniz’, ‘Suriye’deki petrol benim kontrolümde DAİŞ’li çetelerin kontrolü ise Türkiye ve YPG’de’ gibi söylemleri de gösteriyor ki ülke savaşa çekilerek büyük bir uçuruma doğru gidiyor. Uluslararası güçler,  Kürtler üzerinden Türkiye’yi savaşa çekiyor. Türkiye’nin bu oyuna gelmemesi gerekir” uyarısında bulundu.   ‘100 yıllık politikanın devamı’    AKP iktidarının Kürt sorununda yüz yıldır süren savaş, inkar, imha politikalarını devam ettirdiğinin altını çizen Muazzez, “Kürt halkına yönelik barışçıl politikalar geliştirmek yerine savaşı dayattığı için bugün tüm dünya nezdinde büyük bir itibar zedelenmesi yaşıyor. En son ABD Başkanı Donald Trump’ın yazdığı mektubun üslup ve tarzına hiçbir ses çıkartmamıştır” dedi.    ‘Ateşkesin muhatabı Rojava halklarıdır’   Yine yaşanan ekonomik krizin temelinde de dış politika ve savaş yattığına, bunda ABD’nin de önemli bir etkisinin olduğuna işaret eden Muazzez, şunları dile getirdi: “ABD ve Türkiye arasındaki ateşkes anlaşmasını da kısmen bu çerçevede ele alabiliriz. Ateşkesin yapılmasını sağlayan da Halkbank’a ait belgeler oldu. Çünkü Halkbank dosyasında kara para aklandığı belirtiliyor. Bu belgelere karşılık Türkiye’ye birçok şey kabul ettiriliyor. Ama ateşkesin muhatabı Rojava halklarıdır. İktidar bunu yapmak yerine sırf iktidarını ve saltanatını, diktatörlüğünü korumak adına böylesi tavizler vermektedir.”    ‘Kayyımlar inkar, imha politikasının parçasıdır’    AKP’nin partilerine yönelik baskı politikalarına başvurduğunu, bu nedenle kayyım siyasetini yeniden devreye koyduğunu belirten Muazzez, “Kayyım imha, inkar politikasının bir parçasıdır. 100 yıldır Kürtler inkar ediliyor. Kürt halkı hiçbir zaman barışa, birlikteliğe olan inancını yitirmedi. Her yerde barış elini uzattı. Birliktelik talebini yineledi. Bugün de aynısını söylüyor. Demokratik tepkisini dile getirmek için, sesini duyurabilmek için, adaletsizliği, savaş politikalarını deşifre etmek için yaptığı eylem ve etkinlikler şiddetle engellenmeye çalışılıyor. Sadece Kürt halkına yönelik değil, Türkiye’deki tüm demokratik güçlere karşı, tüm muhalif güçlere karşı, böylesi bir muamele var” sözlerini kullandı.    ‘Polisin ‘gerekirse vururum’ tehdidi kabul edilemez’    HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin katılımıyla Van’da düzenlenen HDP’nin 7. kuruluş yılı etkinliğinde bir polisin milletvekili Tayyip Temel’e, “Gerekirse vururum” şeklindeki tehdidini hatırlatan Muazzez, “Etkinliğimiz Valiliğin yasakları nedeniyle polis müdahalesiyle karşılaştı. Bu etkinlikte darp edilerek gözaltına alınmak isteyen bir yurttaşa karşı HDP Van Milletvekili Tayyip Temel’in polisi engellemeye çalışması sonucunda polis memuru vekilimize yönelerek ‘gerekirse vururum’ sözlerini kullandı. Bu kabul edilir gibi değil” ifadelerini kullandı.    ‘Bu uygulamalara karşı mücadele edeceğiz’   AKP hükümetine seslenen Muazzez, “Yapılması gereken ayrıştırıcı savaş politikaları değil, muhalif sesi de dinleyerek Kürt sorununu daha akli yollarla çözmenin bir yöntemini bulmaktır. Eğer bir polis memuru kameralar karşısında seçilmiş bir milletvekiline bu sözleri söyleme cesareti buluyorsa, bunun nedeni hukukun ayaklar altına alınmasıdır. HDP olarak bir kez daha söylüyoruz. Bu uygulamalara karşı mücadeleye devam edeceğiz” dedi.