‘Türkiye’nin hayalleri suya düştü, ekonomi daha da kötüye gidecek’ 2019-10-17 09:03:58   Habibe Eren   ANKARA - SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş,  Kürt halkının ezilmesine ve Kürt bölgelerinin yerle bir edilmesine 'hayır' demek gerektiğine dikkat çekerek, Suriye’de değişen denklemlere ilişkin ise, AKP iktidarının bölgede kalıcı olma hayallerinin suya düştüğünü ve Türkiye ekonomisinin daha kötüye gideceğini söyledi.     Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyon bir haftayı geride bıraktı. Bölgedeki kentler Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından havadan ve karadan yoğun bir şekilde bombalanırken, ÖSO ise karadan girmeye çalışıyor. Buna karşı Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile Suriye rejimi anlaştı. Anlaşmanın ardından Suriye ordusunun Türkiye sınırına konuşlanacağı belirtildi. Anlaşma ile birlikte Suriye’de dengeler değişkenlik gösterirken, Türkiye’nin operasyonu nasıl devam ettireceğini de önümüzdeki günler gösterecek.   Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı ve ekonomisti Güneş Gümüş, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonuna ve devam eden sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘Butik bir ÖSO devletçiliği yaratmak istiyor’   AKP iktidarının ağır bir seçim yenilgisi yaşadığını, ülke içinde hegemonyasının zayıfladığını, kendi partisi içinde bölünmeler yaşadığını ve ekonomik krizle boğuştuğunu belirten Güneş, içerideki zayıflığı askeri bir başarıyla gidermek ve yükselen şovenist havayla kendini güçlendirmek için Kuzye ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyona giriştiğini söyledi. Kürt ulusal hareketinin tarihsel kazanımlarını yok etmenin AKP iktidarını da aşan bir devlet politikası olduğunu vurgulayan Güneş, ABD Başkanı Donald Trump’un geçen yıl Suriye’den çekileceğini ilan etmesi sonrasında iktidarın, operasyon için seçim öncesinden itibaren ABD’ye basınç uygulamaya başladığını belirtti. Güneş, iktidarın ayrıca bu operasyonla sadece Kuzey ve Doğu Suriye’yi bitirmek değil, Kuzey Suriye boyunca uzanan butik bir ÖSO devletçiğinin de kapısını aralamak istediğini vurguladı.   ‘Rojava’nın bitirilme çabası Filistin’in Nakba’sı olacaktır’   “Kürt halkının ezilmesine ve Kürt bölgelerinin yerle bir edilmesine hayır demek gerekiyor. Filistinliler nasıl İsrail’in 1948’deki kuruluşunu Nakba (büyük felaket) olarak anıyorsa Rojava’nın bitirilme çabası da Kürt halkının nakbası olacaktır” diyen Güneş, “Bugün savaş tamtamları altında milliyetçilikle zehirlenmiş işçi sınıfı için mesele farklı görünse dahi Kürtlerin nakbası emekçiler için bayram olamayacaktır” dedi.    Kürtlere nefes aldırmayanların emekçilere de nefes aldırmayacağına dikkat çeken Güneş, “Soma’dan Ankara’ya yürüyen emekçilerin önüne barikat kuruyor, yoksul halk ekonomik krizden inlerken para babalarının batan şirketlerini, zararlarını kurtarıyor. Türkiyeli emekçiler Kürtlerin ulusal ve demokratik taleplerine kulak vermeyi öğrenmeliler. Şovenist arabanın, emekçileri götüreceği yer kardeş halklar arasında daha fazla düşmanlaşma, daha fazla yoksulluk, geleceksizlik, işsizlik ve iş cinayetleridir” diye konuştu.    ‘ABD tarafından sınır M-4 olarak çizilmişti’    ABD tarafından operasyonun sınırı olarak M-4 karayolunun çizildiğini söyleyen Güneş, “Erdoğan’ın 30-35 kilometre açıklamalarından görülüyordu. Trump günlerdir ‘Türkiye sınırı aşarsa şöyle yaparız böyle yaparız’ diye tehditler savurup durdu. Ancak M-4 karayoluna kadar ilerleyen Türkiye’nin önünde bir engel olmadığında daha aşağılarda Rakka’ya doğru uzanabileceği düşüncesi ABD, Rusya, AB ve Arap Birliği ülkelerinde belirginleşmiş durumda. Operasyonun gidişatını değiştirecek gibi görünen yeni hamleleri de bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu.   ‘Arap devletlerinden gelen çağrılar samimiyetsiz’   Suriye’ye yönelik operasyona ilişkin kamuoyu tepkisine değinen Güneş, uluslararası tepkileri bir bütün değerlendirmemek gerektiğini belirtti. Güneş, şunları dile getirdi: “Bir yandan sol/sosyalist entelektüellerden ya da halktan gelen ‘savaşı durdurun’ çağrıları var. Tutarlı enternasyonalist tavrıyla, Kürt halkıyla dayanışmasıyla sürekli akıllara gelen Chomsky, Harvey gibi isimlerin bu yönlü çağrılarının samimiyetine şüphe yok. Ancak bir de askeri operasyon için Türkiye’nin önünü açan ABD’den ya da Almanya, Fransa gibi batılı emperyal güçlerden veyahut bölgede güç dengelerini düşünerek Türkiye’nin güçlenmesinden hoşnutsuzluk duyan Arap devletlerinden gelen uluslararası tepkiler var. Kendi çıkarlarından başkasını dert edinmeyen bu yönlü uluslararası tepkiler bir kere samimiyetsiz. Dertleri ne Kürt halkının yaşadıkları ne de operasyonun başka insani sonuçları. ABD’nin Kürt halkını nasıl satışa getirdiğini Barzani’nin referandum hamlesi sonrasında görmüştük, tekrarını Rojava’da görüyoruz. Dünya halklarının en büyük düşmanı olan ABD’ye ya da başka emperyalist güçlere güvenemeyiz. Kaderimiz Ortadoğu başta olmak üzere dünya emekçi halkları ve ezilenleriyle ortaktır ve gerçek tek dostumuz da onlardır.”   ‘ÖSO devletçiliği hayali suya düşer’   QSD güçleri ile Suriye rejiminin anlaşmasına değinen Güneş, bu anlaşmanın 2-3 gündür çeşitli kaynaklardan dillendirildiğini ve anlaşmanın operasyonun seyrini değiştirme durumunun Rusya ve ABD’nin sürece müdahalesiyle birlikte gerçekleştiğini vurguladı. ABD’nin sadece Kuzey Suriye’den değil Suriye’den tamamen çekilmesinin denklemleri değiştirdiğini söyleyen Güneş, şöyle konuştu: “AKP iktidarı uluslararası düzeyde herkesle kavgalı olmayı başarmasının meyvelerini toplayacak. M-4 sınırında kalmayacağı düşünülen Türkiye’nin ilerleyişine set çekmek için Rusya aşağıdan Esad’a ilerleyebildiği kadar ilerlemesini söylemiş görünüyor. Durum bununla da sınırlı kalmadı. Zaten Qamışlo’da var olan Esad birlikleri Heseke’ye ilerledi. En kritik noktalardan biri de Minbiç’e Esad’a bağlı Suriye ordusunun girmesi ve Kobanê’ye doğru ilerlemesi olacaktır. Kapalı kapılar ardında hem Rusya ile hem ABD ile Minbiç ve Kobanê üzerinden pazarlıklar dönüyor. Bu nedenle kesin konuşmak şimdilik çok mümkün olmasa da Kobanê ve Qamışlo, Esad eline geçerse Irak’a kadar uzanan butik ÖSO devletçiği hayali suya düşer.”   ‘Esad sürece dahil olursa Kemalistler savaşmaya karşı çıkar’   Şu anki dengeler değişmediği takdirde operasyon sonucunda aslan payını Suriye rejiminin elde edeceğini belirten Güneş, bu durumda. AKP iktidarının bölgede kalıcı olma hayallerinin suya düştüğünü ve kendilerini dünyaya meydan okuyan iktidar olarak sunmalarını sağlayacak kazanımları elde edemeyeceklerini dile getirdi. “Minbiç ve Kobanê’ye girmezlerse Rusya’ya boyun eğmiş durumdalar” diyen Güneş, Beşar Esad’ın sürece dahil olmasının içerde de yansımaları olacağını vurgulayarak, “Esad’la çatışma durumu içerde savaş için birleşmiş görünen bloğu çatlatır. SGD karşısında savaşa destek veriyor görüntüsü vermeyi umursayan CHP, Kemalistler örneğin Esad karşısında savaşmaya karşı çıkacaklardır” diye konuştu.   ‘IŞİD daha da güçlenecek, bu durum dünya halkların canını yakacaktır’   Operasyonla birlikte DAİŞ’in yeniden uyanacağı söylemlerini değerlendiren Güneş, Rusya’nın, Beşar Esad eliyle TSK’nin ilerleyişini sınırlandırdığını, bu çerçevede DAİŞ ile mücadele sorumluluğunun daha çok Suriye rejimi ile Rusya’da olacağını vurguladı. Güneş, “Tabii ki Iraklı Şii milisleri de eklemek gerekir. Asıl büyük IŞİD kamp ve hapishaneleri daha operasyona konu olmamış M-4 karayolunun altında kalsa da operasyon bölgesindeki hapishanelerin korunamadığı görülüyor. Çatışma altında bunun çok imkanı da yok. IŞİD’ın toprak kazanarak halifeliğini ilan etmesi sonrasında çok bedelli çatışmalarla yenilgiye uğratılmıştı. Ancak IŞİD, Irak ve Suriye’de vur-kaç taktiğiyle saldırılar düzenliyor. Suriye’nin Esad’ın kontrolündeki çöl bölgesine çekilerek varlığını sürdüren bu örgütün gizlenmiş hücreleri, operasyon sırasında hapishanelerden olası firarların sağladığı kadrolarla güçlendirecektir. Bu durumun başımıza saracağı bela başta bizim yaşadığımız topraklarımız olmak üzere bütün dünya halklarının canını yakacaktır” şeklinde konuştu.    ‘Ekonomi yoğun bakımda Trump’ın tehditleri de iş görüyor’   ABD Başkanı Donald Trump’ın 9 Ekim'den beri sosyal medya üzerinde art arda yaptığı açıklamalar sonrası Dolar’ın yükselmesi ve ekonomik göstergelerin değişmesine de işaret eden Güneş, ABD’nin 2017’de yürürlüğe giren ‘Amerika'nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası’nın (CAATSA) göstermelikten, çok ağıra doğru değişen 12 yaptırımlık bir listeye tekabül ettiğini söyledi.  Geçen yıl rahip Andrew Brunson krizinde de bu temelde Türkiye’ye yönelik göstermelik yaptırımlar uygulandığını hatırlatan Güneş, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün de ABD Hazine Bakanlığı’nın 1-2 gündür kopardığı patırtıya rağmen göstermelik yaptırımlarla sınırlı kaldıkları görünüyor. Ancak Türkiye ekonomisi yoğun bakımda olduğundan yaptırım kadar yaptırım tehdidi de iş görüyor. Bir kere ekonomi uluslararası gelişmeler karşısında çok kırılgan. Ekonomik krizin derin etkilerinin yanında şirketlerin döviz cinsinden borçluluğu çok yüksek; borcu döndürebilmek için sürekli bir sıcak para akışına derinden ihtiyaç var.”   ‘Denklemlerin değişmesi ile ekonomi daha kötüye gidecek’   ABD yaptırımlarına konu olmuş, operasyon nedeniyle ABD-Rusya ile gerilim yaşama potansiyelleri taşıyan bir Türkiye algısının, sıcak para girişlerini tehlikeye sokma ihtimali taşıdığını, uluslararası gerilimlerin Dolar üzerinde yükselme basıncı yaptığını ve borsayı derinden etkilediğini belirten Güneş, uluslararası tepkilerin yanında, Esad’ın Suriye ordusunun Qamışlo, Minbiç ve hatta Kobanê yönünde ilerlemesi ile yeni gerilimlerin ortaya çıkışının bu durumu daha da kötüleştireceğini vurguladı.    Güneş, “Doların yükselme eğiliminin sürmesi demek, yeniden faiz artışı, enflasyonda yükselme, banka kredilerinin tekrar yükselmesi ve ekonominin daha da kötüye gitmesi anlamına gelecektir” dedi.   ‘Tek gerçek çözüm Ortadoğu Sosyalist Federasyonu’   Güneş son olarak ezilen Kürt halkının mücadelesini ötelemek derdinde olmadan, Ortadoğu Sosyalist Federasyonu’nun bölge emekçilerinin ve ezilen halklarının kurtuluşunu sağlayabilecek tek gerçek çözüm olduğunu söylemek gerektiğini vurguladı.