'Barıştan yana olan herkes sesini yükseltmeli' 2019-10-12 09:04:05   Melike Aydın   İZMİR - AKP’nin siyasal bir kriz içinde olduğunu belirten HDK İzmir Eşsözcüsü Ayşe Yılmaz, “Her bir kuruma, anlayışa, politik merkeze görev düşüyor. Kitleler bu savaşa ‘dur’ demeli. Kurumlar ertelemeden savaşa karşı çıkmalı” dedi.    ABD askerlerini Suriye’nin kuzeyinden çekmesinin ardından Türkiye, geçtiğimiz çarşamba Kuzey ve Doğu Suriye’de operasyon başlattı. Dördüncü gününe giren operasyonu değerlendiren Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Eşsözcüsü Ayşe Yılmaz, barıştan yana olan herkesin sesini yükseltmesi gerektiğini söyledi.     ‘Bir savaş her zaman yıkım getirir’    “Türkiye 2011’den beri işgal planları yapıyor” diyen Ayşe, Türkiye’nin 30 kilometre genişlikte 400 kilometre uzunlukta tampon bölgede inşa sahası kurma projeleri yaptığını dile getirdi. Ayşe, “Türkiye’de ekonomik, sosyal, siyasal kriz var. ‘Enflasyon düştü’ denerek asparagas rakamlar veriliyor ama evine ve pazara çıkan insanlar rakamların hayali olduğunu görüyor. Bunu örtülemek yeni bir alan açmak ve krizi başka alanlarda savaş çıkararak aşmaya çalışıyorlar. Oysa bir savaş sonuçları ne olursa olsun yıkım getirir. Bu sadece Ortadoğu halklarına Rojava’ya değil Türkiye halkları için de yıkım demektir” ifadelerini kullandı.   ‘İnsanlar sefalete sürüklenecek’   Ayşe, devam eden operasyona ilişkin ise şu uyarıda bulundu: “Kürt, Türk fark etmez evlatlarımız ölecek. Çünkü Rojava ‘teslim olmayacağım, kendi statükomu kuracağım’ diyor. Öte taraftan emperyalist ülkelerle paslaşarak geliştirilen işgal planının Türkiye’ye yansıması da kötü olacak. Ekonomik kriz katlanarak büyüyecek. Yasama yürütme yargı tek adam elinde birleşmiş durumda. AKP-MHP bloğunun halklara reva gördüğü bu yaşam kabul edilir değil. Bunu örtülemek, bir nebze kendine nefes alabileceği bir alan yaratmak için giriştiği işgal planıdır. Buna karşı çıkmak gerekiyor. Özellikle kadınların buna biat etmemeleri gerekiyor.”   ‘Yapılan pazarlıklarda Suriyelilerin canları ortaya konuluyor’   Türkiye’deki kamplarda yaşayan ve sayıları 4 buçuk milyonu bulan Suriyeli göçmenlere değinen Ayşe, “Betona gömdüğümüz 74 milyar doların üzerine biraz daha ekleyip bir alan yaratıp 4 buçuk milyon Suriyeliyi taşımaktan bahsediliyor. Yıllardır emperyalistlerle Birleşmiş Milletler (BM) ile yapılan pazarlıklarda onların canı ortaya konuyor. ‘Kaynak aktarımı yapmazsan kapıları açarım’ diyor. Ege Denizi göçmenlerin mezarı olmuştur. Çok azı kamplarda, çoğu ise sokağa atılmış durumda. Onların açısından bakınca durumu gerçekten de insanca yaşam söz konusu değil. Değer verilseydi böyle yaşatılmazlardı. ‘Suriyelileri götüreceğiz’ lafı bir aldatmaca” diye belirtti.   ‘Kurumlar ertelemeden savaşa karşı çıkmalı’   Her bir kuruma, anlayışa, politik merkeze görev düştüğünü söyleyen Ayşe, kurumların ertelemeden bu operasyona karşı çıkması gerekliliği üzerinde durdu. Türkiye’nin siyasal bir kriz içinde olduğunu ve sandıktan çıkan gerçek sonuçlara göre AKP’nin sona doğru yaklaştığını ifade eden Ayşe, “Emperyalistler arası dalaşta paylaşımlarından pay kapmaya çalışıyor. Bundan bir ay önce S-400’leri F-35’leri konuşuyorduk. Sözde güvenlik savaş aletleri ama rüşvet olarak bunları alarak paylar koparmaya çalışıyor. Emperyalistlerin belirgin özelliğidir. Çıkarı doğrultusunda hareket ederler. ABD’nin askerlerini çekme kararı beklenmedik değildir. Tam da burada başka pazarlıklar döndü. Bu dalaşlarını doğru okuyup halkların taleplerine sahip çıkma diye bir şey var. Aynı sorumluluğu bütün siyasi merkezlerinin de hissetmesi gerekir” sözlerini kullandı.    ‘CHP kurucu kimliğini kaybetmek istemiyor’   Operasyona yönelik CHP’nin tutumunu da yorumlayan Ayşe, CHP’nin en ufak zoru gördüğünde hemen tezkereleri imzaladığını belirtti. Ayşe, CHP’nin hem sosyal demokrat olduğunu iddia edip hem de tezkereye onay vermesini eleştirdi. Ayşe, “Namuslu politika yürüten insanların parlamentodan atılması için de imza verir. Çünkü kendini 90 yıllık devletin sahibi olarak görür ve bu doğrultuda tutum alır. Dönem dönem sol argümanlarla çıkış yapsa da geçen hafta Suriye konusunda konferans düzenlerken YPG güçlerini kast ederek ‘şeyi çağırmayacağım’ dedi. Suriyelileri çağırmadan Yemen’le Suudi Arabistan’la ABD ile Suriye’yi, Rojava’yı konuştular. Ama Rojavalılar yoktu. Nasıl bir CHP tutumu olacağını buradan da anlamak gerekiyor. Tezkereyi de imzalaması doğaldır” dedi.