Fatma Kurtulan: Kuzey ve Doğu Suriye’de uluslararası bir savaş suçu işleniyor 2019-10-12 09:02:30   Habibe Eren   ANKARA - Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonun Suriye’nin toprak bütünlüğünü de ihlal edeceğine işaret eden HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, “Uluslararası bir savaş suçu işlenmektedir” dedi.    Türkiye’nin aylardır konuştuğu Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonuna ilişkin tezkere 9 Ekim’de Meclis’e sunulmuş, AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti'nin oylarıyla kabul edilmişti. Tezkereye karşı bir tek Halkların Demokratik Partisi (HDP) “hayır” oyu kullanmıştı. Tezkerenin onaylanmasının ardından hava saldırısıyla başlayan operasyon 4’üncü gününü girdi. Devam eden operasyona Türkiye ve dünya halklarından gelen tepkiler de sürüyor. HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, operasyonu ve muhalefetin tutumunu değerlendirdi.   ‘Efrîn’e IŞİD ve ÖSO yerleştirdi’    Efrîn’e yönelik operasyonu hatırlatan Fatma, bu operasyonu “işgal” olarak nitelendirdi. Fatma, “Efrîn üzerinden baktığımızda tümüyle artık üniversitesini kurmaya çalışıyor, kaymakamını atıyor. Orada yerleştirdiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) elemanları ve IŞİD yandaşları ile birlikte kendini orada yerleşik bir sisteme geçirme aşamasında” dedi.   ‘Savaş tezkeresi oylanırken tüm partileri peşine taktı’   Türkiye’nin uzun zamandır sınırlarının tehlikede olduğunu iddia ederek “güvenli bölge” istediğini ifade eden Fatma,  özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın askerlerini bölgeden çekeceği açıklamasının ardından Türkiye ile belli anlamda bir uzlaşı ile karşılıklı bir sonuca vardıklarını vurguladı.  Hükümetin şu an savaşarak daha fazla ayakta kalmayı amaçladığını altını çizen Fatma, şöyle devam etti: “Kürtlere, hak arayışında olan ve bu sisteme itirazı olan herkese karşı topyekûn bir savaşı büyüterek, baskıyı arttırarak ayakta durmaya çalışan bir hükümet var. Şu an yapmak istediği sarsılan iktidarı, iç çelişkileri, yönetememe durumu ile birlikte her alanda oluşan krizin yönünü dağıtmak. Türkiye’yi bu yöntemle ‘muhalefet ediyor’ dediğimiz partileri ve çeperinde duran kitleleri kendi etrafında tutma çabasında. Meclis’te savaş tezkeresi oylanırken sonuçta oradaki tüm partileri peşine taktı.”   ‘Düğüne gidilir gibi savaşa gidiliyor’   Türkiye’de büyük bir istekle, düğüne gider gibi savaş naralarının atıldığını belirten Fatma, “Büyük bir başarı olacakmış gibi yoksul insanların evlatları üzerinden adına ‘barış pınarı’ dediği, oysaki kan akacak bir savaşın propagandası yapılıyor. ‘Zeytin dalı’ dedikleri harekat gibi. Burada da savaş naralarıyla, çok büyük bir tehlikeden kurtulacağını ima eden bir algı oluşturarak, büyük bir gayretle algı yönetmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.   ‘Müteahhitlerini götürmeyi hedefliyor’    Türkiye’nin Hafız Esad’dan kalan Arap kemeri projesini hayata geçirmeye çalıştığına ve demografik yapısının değiştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Fatma, bu savaşın halkların, inançların, yan yana durmasını sağlayan sisteme bir müdahale olduğuna işaret etti. Fatma, “Orayı talan etmeye çalışan, IŞİD ile ilişkilerini daha güçlü tutmaya çalışan bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Sonuçta oraya giderken 3 milyon Suriyeli mülteciyi götüreceğini söylüyor. Oraya giderken müteahhitlerini götürecek. Yine rant hesabı var burada. Birçok şeyi bir arada hesaplıyor” dedi.   ‘Kürt kazanımları ve ortak yaşam sistemi hedef alınıyor’   Şu ana kadar sınırdan tek taşın bile Türkiye tarafına atılmamasına rağmen sınır güvenliğinin bahane edildiğini dile getiren Fatma, şunları dile getirdi: “Kürt kazanımlarını ve ortak yaşam sistemini hedef alıyor. IŞİD’in gerilemesine Kürtlerin önemli bir katkısı var. Göğüs göğse çarpışarak, savaşarak, haklarını koruyarak bedel ödediler. Sonuçta IŞİD zayıfladı ama tükenmedi. Tehlike hala Ortadoğu’nun genelinde olduğu gibi Suriye’de de devam ediyor. Yaklaşık 9 bin IŞİD çetesinden söz ediliyor. Aileleri ile birlikte orada konumlandığını hesaplarsak bu sayı 30 binlere varıyor. Türkiye’nin IŞİD’le çok iş tuttuğunu, ticari ilişkileri olduğunu dünya biliyor. Kadınların satılmasına varan ilişkileri oldu. Bu basına da yansıdı. Antep’te, Urfa’da kadınların satıldığı, bürolar kurulduğunu ve Türkiye topraklarında bu şekilde IŞİD’e finans sağladığını hepimiz biliyoruz. Kirli ilişkiler hala devam ediyor. Türkiye’nin girmesiyle bunlar daha da cesaretlenecek.”   ‘Bu savaşın kazananı Türkiye olmayacaktır’   Kuzey ve Doğu Suriye’de cezaevinde tutulan DAİŞ’lilerin birçoğunun talebinin Türkiye’de yargılanmak olduğunu anımsatan Fatma, DAİŞ’in bundan sonra Türkiye ile daha yakın ilişki içinde olacağına dikkat çekti. Bu durumun Avrupa’yı da yakından tehdit ettiğini aktaran Fatma, “Zaten ara ara Türkiye söyledi bunu, hiç çekinmediler. Kamuoyuna ‘bilmem şu merkezlerde katliamlar olabilir’ dedi, sonuçta da oldu. Bu dünyaya da Türkiye’nin bir bütününe de yayılır. Bu savaşın kesinlikle kazananı Türkiye olmayacaktır. Türkiye halkları buna geçit vermemek durumundadır” dedi.    ‘Bu bir insanlık suçudur’   Operasyonun Suriye’nin toprak bütünlüğünü de ihlal edeceğini kaydeden Fatma, Türkiye’nin dolaylı da olsa bir savaş suçu işlediğini söyledi ve ekledi: “Gidecek gasp edecek, asimile edecek. O insanları yurdundan sökecek. Bu da bir insanlık suçudur. Biz savaş karşıtlarının daha da güçlü sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Eylem birliğimizi büyütmemiz gerekiyor.”   ‘Hem anneler diyeceksin hem de savaşa ‘evet’ diyeceksin’   Fatma, ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun savaş tezkeresine, “Orada savaşan çocukların annelerin hatırına evet diyeceğiz” söylemini ise “Bir anne düşünülüyorsa savaşa gitmesine el kaldırılmaz”  şeklinde belirtti. Fatma şu değerlendirmeyi yaptı: “Savaşa gitmek demek cenazelerin gelmesi demektir. Hem anneler diyeceksin hem de savaşa ‘evet’ diyeceksin. Burada şu görülüyor ki AKP şunu başardı: Genel kurul içerisinde bu oylama ile kendisine ‘muhalefetim’ diyenlerin mesele Kürtler olunca nasıl birlik beraberlik yaşadığını bir kez daha gösterdi. Hepsini peşine taktı. Ortadoğu’daki kirli kumarın içine hep beraber sürüklenmeyi sağladı.”