Dirayet Dilan Taşdemir: Halklar açısından savaşın hiçbir gerekçesi olamaz 2019-10-09 16:07:25   ANKARA - Meclis’te konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, “Eğer gerçekten ‘evlatlar ölmesin, anaların yüreği yanmasın’ istenmiyorsa içi yana yana savaşa evet değil, gönül rahatlığıyla savaşa hayır denilmesi gerekir. Uluslararası kamuoyunda hiçbir kabul edilirliği olmayan bu savaş girişiminin Türkiye halkları açısından da hiçbir kabul edilebilirliği ve gerekçesi olamaz” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye olası operasyonuna ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.     ‘Yıkımın aktörlerinden biri AKP ve politikalarıdır’   AKP iktidarının artık sadece şiddet, baskı ve kaostan beslendiğini belirten Dirayet, özellikle 2011 yılından bu yana Suriye’de açığa çıkan savaşın bir parçası olduğunu ve savaş hükümeti olmaya devam ettiğini vurguladı. “İçerde ürettiği düşmanlık, saldırganlık yetmeyince, bu şiddet ve düşmanlığı ülke dışına, sınır komşularına ithal ediyor ve oralarda yeni yıkımlara girişiyor” diyen Dirayet, 2011 yılında başlayan ve özellikle 2014’ten sonra ciddi boyutlara ulaşan Suriye’deki savaşın, esas aktörlerinden birinin AKP hükümeti ve politikaları olduğunu kaydetti.   ‘Halklar hesap sorunca mermi fiyatları gösterilmiştir’   Savaş politikasının sadece sınır dışında değil, ülke içerisinde de büyük bedellere mâl olduğuna dikkat çeken Dirayet, “En basitinden Türkiye halklarının alın teri, vergileri ve boğazlarından çalışan lokmaları bu savaş siyasetine harcanmıştır. Halklar bunun hesabını sorunca da hiç çekinmeden ‘mermi fiyatları’ gösterilmiştir. Ayrıca savaş sadece ekonomik çöküntü değil aynı zamanda sosyal toplumsal çöküşe de sebep olmaktadır. Giderek artan nefret suçları ve cinayetleri, linç girişimleri, kadın cinayetleri, toplumsal çürüme, halklar arasında nefretin artmasına da yol açmaktadır. Çocuklar bu nefret ve savaş diliyle büyüyor” dedi.   ‘AKP savaşta ısrarcı olmaya devam ediyor’   “Bugün, 8 yıl süren, büyük yıkımlara, tarihsel insani dramlara neden olan Suriye savaşı, Rojava halkının öncülüğünde, bütün dünyanın, korkunun yansıra nefretle andığı, İŞİD barbar çetelerinin yenilgiye uğratılmasıyla Ortadoğu ve dünya halkları nefes almış,  kısmı bir istikrara ve geleceği öngörebilme noktasına gelebilmiştir” diye konuşan Dirayet, şöyle devam etti: “8 yıllık Suriye savaşına müdahil olmanın, Ortadoğu’da istikrasızlığı körüklemenin, büyük insanlık dramlarına sebep olmanın ve bununla ülke içinde büyük siyasi ve ekonomik kriz yaratmanın hesabını henüz vermeyen AKP hükümeti, savaş, çatışma ve şiddet siyasetinde ısrarcı olmaya devam etmektedir.”   ‘Savaşın ne anlama geldiğini herkes görsün’   AKP iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik hazırlandığı operasyonun ne anlama geldiğini herkesin iyi görmesi gerektiğini vurgulayan Dirayet,  sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncellikle, ilk elden saldırmayı düşündüğü yerler Grê Sipî ve Serekaniye bölgeleridir. Bu bölgeler tıpkı Efrîn gibi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin mayınlardan temizlenmiş, savaştan kaçan insanların sığındığı en güvenli ve halkın normal bir yaşam sürmeye çalıştığı ender bölgelerdendir.  Savaş tamtamlarıyla, kamuflaj elbiseleriyle, sanki ülke büyük bir tehlike içindeymiş gibi bir algı yaratılıyor. Fakat bütün bu savaş hezeyanları, orada, Suriye’de yıllardır dili, kültürü inkâr edilen, ezilen halkların canı pahasına koruduğu, küçük bir bölgedir”   ‘IŞİD yanı başımızda’   Hala Efrîn’de insanların evlerinin gasp edildiğini, kadın ve çocuklarına dönük savaş suçları işlendiğini vurgulayan Dirayet, Efrîn halkına yapılan zulmün dünya kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiğine dikkat çekti. Dirayet, “Efrîn’e dönen vatandaşlar kendi evlerini geri almak için bu çetelere varını yoğunu vermek zorunda kalmaktadır. Yine iktidarın bu savaşın gerekçesi olarak öne sürdüğü IŞİD ile mücadele ise tam anlamıyla bir manipülasyon, bir aldatmacadır. Zira İŞİD yıllarca yanı başımızda 21. yüzyılın en büyük insanlık suçlarını işlerken, binlerce Êzidî kadını köle pazarlarında satarken, Suruç’ta, Diyarbakır’da, Ankara’da yüzlerce yurttaşımızı katlederken, ve herkesin şahit olduğu onlarca vahşi suç işlerken, bunlarla mücadele etmek bir yana, elleri kollarını sallayarak sınırları kendi yol geçen hanı gibi kullanıyordu” diye konuştu.   ‘Esas tehdit Suriye halkları değil AKP politikaları’   Türkiye halklarının bugün bu savaşa karşı çıkarak geleceğine sahip çıkmak zorunda olduğunu kaydeden Dirayet, “Eğer gerçekten ‘evlatlar ölmesin, anaların yüreği yanmasın’ isteniyorsa içi yana yana savaşa evet değil, gönül rahatlığıyla savaşa hayır denilmesi gerekir. Uluslararası kamuoyunda hiçbir kabul edilirliği olmayan bu savaş girişiminin Türkiye halkları açısından da hiçbir kabul edilebilirliği ve gerekçesi olamaz. Çünkü Türkiye halkları için esas tehlike, esas tehdit Kürtler ve Suriye halkları değil, AKP’nin ömrünü uzatmak için ülke içindekine benzer, ülke dışına dönük saldırı ve savaş politikalarıdır. Bu savaş politikaları Türkiye halklarının yoksulluk, işsizlik, sömürü sorunlarına çözüm olmayacak, tam tersine bu sorunları daha da derinleştirecek bir politikadır” ifadelerini kullandı.   ‘Gözleri önünde cayır cayır yanan evlatlarını gördü’   HDP Kadın Meclisi ve kadınlar olarak savaşa, işgale ve yayılmacı politikalara “hayır” dediklerini vurgulayan Dirayet, şöyle konuştu: “Bütün Türkiye halklarını, anayasal bir hak olan savaşa hayır deme hakkını kullanmaya çağrı yapıyoruz. Buradaki esas çağrımız da kadınlaradır. Türkiye, Ortadoğu ve dünyadaki tüm kadınları 21.yüzyılda IŞİD barbarlığını sadece görmedi, ayrıca bu barbarlığın vahşetine maruz kaldı. Köle pazarlarında satılan kadınları, onlarca çetenin tecavüzüne uğrayan kız çocuklarını, gözleri önünde cayır cayır yakılan evlatlarını gördü. Erkek egemen zihniyetin ürünü, kadın düşmanı olan bu barbarlığa karşı kadınların topraklarını korumak için ödediği ağır bedelleri gördü.”   ‘Savaşa bu yüzden karşıyız’   Kuzey ve Doğu Suriye halklarının bir arada eşit yaşadığı, kadın özgürlükçü modeli farklı bir şekilde sunmaya çalışan ve terörize edenlerin diktatörlük hevesinde olduğuna işaret eden Dirayet, “Bu modeli kriminaze ederek kendi savaş politikalarına zemin arayanlardır. Kadın özgürlükçü bu model Ortadoğu’nun aydınlık yüzünü, kadınların var olma, değiştirme ve kazanma gücünü gösteriyor. Şimdi savaş siyasetiyle asıl saldırılara hedef olacak olan bu kadın kazanımlarıdır. Dolayısıyla biz kadınlar bu savaşa bu yüzden karşıyız” dedi.   ‘Savaş hiçbir coğrafyada çözüm olmadı’   Savaşın hiçbir zaman, hiçbir coğrafyada çözüm olmadığını vurgulayan Dirayet, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çözüm halkların, kadınların dahil olduğu eşit ve özgür bir yaşamdır. Bugün ülkenin ihtiyacı sınır ötesi operasyonlar, savaş ve işgaller değil sınır içi normalleşme, adalet, demokrasi, toplumsal barıştır. HDP Kadın Meclisi olarak, Tüm Türkiye, Ortadoğu ve dünya halklarını bu kutsal görevi yani temel bir insan hakkı olan ‘savaşa hayır’ diyerek barış hakkını sahiplenmeye ve bu talebi yükseltmeye çağrı yapıyoruz.”