‘AKP’nin yapacağı reforma bel bağlamak bizleri karanlığa götürür’ 2019-10-01 09:01:03   VAN -  Meclis’e sunulması beklenen ‘yargı paketinden’ partilerinin demokrasi anlamında herhangi bir beklentisinin olmadığını söyleyen HDK Eş Sözcüsü ve HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “AKP’nin bir takım makyajlarla kendi ihtiyaçları doğrultusunda bir yargı paketini hazırladığı çok açık ve nettir. AKP’nin yapacağı reformdan medet ummak, yapacağı bir iki yasal düzenlemeye bel bağlamak bizi daha büyük bir karanlığa götürecektir” dedi.    AKP tarafından Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan ilk paket CHP, MHP ve İYİ Parti’ye sunulurken, taslak metni HDP grubuna görüş alış verişi olmadan gönderildi. 15 kanunda değişiklik öngören 38 maddelik pakette uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılması, yargılamanın daha da hızlandırılması, istinaf mahkemesi kararlarına Yargıtay denetimi, hukuk alanında mesleklere giriş sınavı, avukatlara yeşil pasaport ve KHK ile ihraç edilmiş ama hakkında soruşturma olmayıp beraat edenlere İçişleri Bakanlığı onayı ile pasaportlarının iadesi gibi düzenlemeler yer alıyor. TBMM’nin bugün açılması ile ilk mesai yargı paketine ayrılacak.    ‘Ülkenin yargı anlamında daha geriye gittiği bir dönem yok’   AKP hükümetinin yargı paketini Meclis'teki üçüncü parti olan HDP ile yüz yüze görüşmemesine tepki gösteren Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “AKP’nin iktidarda olduğu 17 yılda, ülkenin yargı konusunda daha geriye gittiği bir dönem yaşandı” dedi.    ‘Ülke adeta açık bir cezaevine dönüşmüştür’   Adında “Adalet” kelimesi olan AKP’nin bütün bir Türkiye’ye adaletsizliği dayattığını ifade eden Gülistan, “AKP ülkeyi adeta açık bir cezaevine dönüştürmüş durumda. Bütün bu adaletsizliklerin bir şekilde makyajlamak, uluslararası arenada, bazı temel haklar konusunda, iyileştirme yapmak gibi bir paket hazırlığı içerisindeydiler. 24 Haziran öncesinde MHP’nin özellikle adli tutuklular için getirdiği bir ‘af’ söylemi vardı. Biraz da oraya tekabül eden, onların tabanlarına basıncı da karşılamaya dönük bir hazırlık olarak ele almak lazım. Tabi mevcut yargının hali içler acısı bir durumda. KCK davaları Yargıtay’da onaylandı. Birçok arkadaşımız ceza aldı” dedi.    ‘Siyasi soykırım ile tasfiye etme sürecinin içerisindeyiz’   Tutuklu bulunan önceki dönem HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında verilen ikinci tutukluluk kararını hatırlatan Gülistan, “Yine bütün muhaliflerin, avukatların, Gezi davasından Osman Kavala’nın ve benzer birçok insan hakları örgütü üyelerinin haksız, hukuksuz yere cezaevinde olduklarını biliyoruz. Siyasi soykırım operasyonlarıyla tasfiye etme sürecinin içerisindeyiz. Bütün adaletsizlikleri yapan, adaletsizliğe, hukuksuzluğa imza atan AKP’nin kendisidir. Ama bir taraftan da bütün bunları yapan kendisi değilmiş, kendisi de rahatsızmış gibi bir algı yaratarak ‘yargı reformu yapacağız, yargıda düzenlemeler yapacağız’ gibi bazı açıklamalarda bulundular” sözlerini kullandı.    'Kendi ihtiyaçları doğrultusunda hazırladılar'   Mevcut taslağın içinin bomboş olduğunu söyleyen Gülistan, şunları belirtti: “Kamuoyunda büyük bir beklenti vardı. Ceza indirimi konusunda ciddi bir beklenti vardı. Türkiye’deki cezaların dörtte biri uygulanıyordu. Dörtte ikisine dönüşecek gibi bir beklenti vardı. Yine ‘fikir suçu’ diye bir maddenin kaldırılması gerektiği gibi bir beklenti vardı. Fakat bunların hiçbirinin karşılık bulmadığı, hiçbirinin pakette yer almadığını görüyoruz. AKP’nin bir takım makyajlarla kendi ihtiyaçları doğrultusunda bir yargı paketini hazırladığı çok açık ve nettir.”   ‘Yargının bizzat talimatları Saray’dan aldığı çok açıktır’   Gülistan, yargı paketinin Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak olduğunu dile getirerek,  “Paket ile birlikte tepkilerini susturamadıkları halka karşı bir perde arkası operasyonudur. Belli kesimlerin ‘ağzına bir kaşık bal’ çalma operasyonu olarak ifade edilebilir. Tabi bütün bu hengamenin içerisinde artık yargının hiçbir şekilde bağımsız olmadığının, yargının bizatihi Saray’dan talimat aldığının, talimatları yerine getirdiğini, bu anlamda hukuk sisteminin bağımsızlığından söz edilemeyeceği açıktır. Mevcut yürütme ve yargının yani güçler ayrılığının bir bütün olarak Saray’ın denetiminde olduğunu söyleyebiliriz” dedi.     ‘HDP kriminalize edilerek kapatılmaya çalışılıyor’   İktidarın partilerine dönük politikalarına da dikkat çeken Gülistan, HDP’nin kriminalize edilmek istendiğini, Diyarbakır il binası önündeki ailelerin oturma eyleminin de bunun bir parçası olduğunu vurguladı. Gülistan devamla şöyle konuştu: “Her şeyi yan yana koyduğumuzda; HDP’yi fiili olarak kapatma, çalışamaz hale getirme, HDP ile halkın arasına bir mesafe koyma ve özellikle demokrasi güçleriyle HDP arasına bir mesafe koyma operasyonu olarak açıkça görülebilir. Bir yargı paketinin mecliste üçüncü parti olan HDP ile görüşülmemesi kendisi açısından da doğru olmayacaktır. Bizi şaşırtan bir durum yok. AKP siyasetini, toplumun sorunlarını çözmek, gerçek anlamda bir uzlaşı sağlamak ve demokrasi üzerine kurmadığı için zaten kendisinden böylesi bir şey de beklenemez.”    ‘20 milyon insanı yok sayan bir yargı paketi reform olabilir mi?’   “Düşünün 6 buçuk milyonun aileleriyle birlikte 20 milyon insanın iradesini yok sayan bir aklın yapacağı bir yargı reformu gerçekten reform olabilir mi?” diye soran Gülistan, “Hiçbir şekilde yargı reformu olamaz. Hiçbir şekilde toplumun ihtiyaçlarına, siyasetin ihtiyaçlarına, ülkenin ihtiyaçlarına cevap veremez. AKP’nin kendi yandaşlarını, kendi partisindeki iç sesleri bastırma operasyonu olarak bu yargı reformunu değerlendirebiliriz” ifadelerini kullandı.   ‘Yargı bazı şeylere ulaşmakta araç olarak kullanılıyor’   Son dönemde basına yansıyan yargı ve iktidar arasındaki çekişmelere dikkat çeken Gülistan, “Özellikle FETÖ borçları meselesi. Adalet Bakanlığı’nın FETÖ’cü olduğuna dair bazı ithamlar var. Buna karşı Adalet Bakanlığı’nın bu ithamları yapanları FETÖ’cülükle suçlaması, onların ‘aynı maklubeye kaşık sallayan’ kişiler olarak nitelendirmesi artık yargının, bağımsız olmasının ötesinde gittikçe gruplaştığını, AKP içerisinde gruplaşmaların, çeteleşmeye dönüştüğünü bir ispatıdır. Yargının aslında giderek bazı şeylere ulaşmakta bir araç olarak kullanıldığını çok açık ve net olarak görüyoruz” dedi.    ‘Paketin kadın ve çocuklar için bir getirisi yok’   Kadınların kazanılmış hakkı olan İstanbul Sözleşmesi’nin “yuva yıkan” sözleşme olarak hedef gösterilmesine değinen Gülistan, “Nafaka hakkını bir şekilde geri almaya çalışıyorlar. Yıllarca erkek tarafından şiddete maruz kalan, ayrılmak isteyen kadını korumak, bağımsız bir şekilde hayatlarını sürdürmelerini desteklemek yerine, boşanmayı zorlaştıracak arabuluculuk kurumunu yerleştirmeye çalışıyorlar. Hala ülkede hakimler kravat taktığı için erkeklere ‘iyi hal’ ya da ‘saygınlık’ indirimi verebiliyor. İşte böyle bir ülkenin bütün bu kötü uygulamaların değirmenine su taşıyan, bütün bunların sorumlusu bir hükümetin yapacağı yargı reformu ne getirebilir? Ne kadınlar açısından bir şey getirebilir ne de çocuklar açısından” diye konuştu.    ‘HDP’nin yargı paketinden bir beklentisi yok’   AKP’ye geri adım attıracak tek şeyin sokağın sesi, kadının örgütlü mücadelesi, toplumun itirazı olduğunu vurgulayan Gülistan, şunları ekledi: “AKP’nin yapacağı reformdan medet ummak, AKP’nin yapacağı bir iki yasal düzenlemeye bel bağlamak bizi daha büyük bir karanlığa götürecektir. AKP’den hiçbir şekilde demokrasi beklentimiz olmamalıdır. En azından HDP olarak demokrasi, eşitlik, özgürlük anlamında AKP’den bir beklentimiz olmadığını ifade etmemiz gerekiyor. Tüm bunların olabilmesi için AKP-MHP faşizminin yenilmesi, bu faşizmin aşılması gerekiyor. Ancak biz ondan sonra yeni bir toplumsal sözleşmeyi, yeni bir demokratik anayasayı kurucu anayasayla gerçekten Türkiye’yi herkesin yaşayabileceği, nefes alabileceği, bir ülke haline getirebiliriz.”