DBP'li Halide Türkoğlu: Hükümet Sayın Öcalan’ın çağrısını dikkat almalıdır 2019-09-23 09:05:57   Beritan Canözer   DİYARBAKIR - Ortadoğu’da yaşanan savaş politikalarının tecridin kalkması ile son bulabileceğini kaydeden DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, “Hükümet Sayın Öcalan’ın çağrısını dikkate alarak savaştan vazgeçmeli ve çözüm için uğraşmalıdır” dedi.   Türkiye hükümeti, sınır ötesine yönelik saldırıları dilinden düşürmüyor. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı, Urfa ve Mardin İl Sağlık Müdürlükleri’ne gönderdiği yazıda yer alan “Yapılması planlanan sınır dışı harekat” nedeniyle tüm sağlık çalışanlarının izinlerini iptal etti. Aynı zaman Maxmur Kampı’nda 1 aya yakın bir süredir ambargo sürüyor. Maxmur halkı sağlık, eğitim, istihdam haklarından faydalanamıyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, hükümetin savaş politikalarını değerlendirdi.   ‘Tecrit kalkarsa çatışma biter’   Ortadoğu’da yaşanan süreci değerlendirirken tecridi ele almadan değerlendiremeyeceklerini kaydeden Halide, Kürt halkının asırlardır bildiği, tüm dünya halklarının da artık ön görebildiği bir gerçekliğin var olduğuna dikkat çekti. Ortadoğu’da yaşanan savaşın en temel nedeninin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin sağlanmaması olduğuna değinen Halide, bu tecridin ortadan kalkmasıyla Ortadoğu’da çatışmasız bir sürecin başlatılabileceğine dikkat çekti. Halide, “Açlık grevlerinin bir sonucu olarak tecrit kısmen kırıldı ve İmralı’nın kapıları aralandı ama bu tecridin tamamen kırıldığı anlamını taşımıyor. Hükümet savaş politikalarını yürütebilmek için bu görüşmelerin sağlanmasını olumlu görmüyor. Çünkü savaştan rant elde ediyor ve milliyetçi kesimi bu şekilde yanında tutuyor. Tecridin tamamen kırılması hem savaşı sonlandırır hem de halkların barışa olan umudunu artırır. İşte tam da bu yüzden hükümet bunu engelleyerek önüne geçmek istiyor” dedi.   ‘Rejim zayıflıyor’   İktidarın tarihten ders çıkarmadığına vurgu yapan Halide, halkın savaş istemediğini her koşulda ve fırsatta dile getirdiğini ancak hükümetin buna gözünü kapattığını söyledi. AKP ve MHP ittifakının savaş endeksli olduğuna işaret eden Halide, barış çağrısına kulak vermek yerine işgal politikalarına başvurduklarının altını çizdi. Halide, “Güney’e, Efrîn’e, Rojava’ya sürekli savaş açmak üzerinden siyaset yürüttü. Her ağzını açtığında savaştan ve işgalden bahsetti. Milliyetçi ve dinci kesimin ilgisini üzerinde tutmaya çalıştı. Kendi toprakları olmayan, başka bir halkın toprağına girmeye çalışmak, işgal etmeyi düşünmek akıl karı değildir. Kürtler buna izin vermez. Bu rejim bu şekilde devam etmeyecektir. İnkar ve savaş politikalarıyla bu rejim günden güne zayıflıyor, bunu görüyoruz. Kayyımlarla, savaş çığırtkanlıklarıyla bir yere varamayacaklar. İktidarın ikiyüzlü hallerini teşhir etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.   ‘Kürtlerin özerk statüsü olmalıdır’   Kürtlerin bin yıllardır bu topraklarda yaşadığına işaret eden Halide, Kürt halkının özerk yaşam biçimini esas aldığını belirtti. Halide, Kürtlerin devlet olmayı gündemlerine almadığını söylerken, “Kürtlerin devletleşme amacı hiç olmadı ama özerk bir yaşam için yıllardır mücadele ediyorlar. Ortadoğu’da tek dil, tek din, tek kültür yok. Çok dilli, çok dinli bir coğrafyadayız ve tüm halkların özgür yaşayabileceği bir coğrafya istiyoruz. Tarihsel süreci iyi görmek gerekiyor. Kürtlerin özerk bir statüsü olmadığı sürece savaş politikalarıyla yüz yüze kalacaktır. Kürtler birçok soykırımdan geçti ama topraklarından, dillerinden hiçbir zaman vazgeçmediler. Kürtlerin birbirini öldürdüğü bir dönem de yaşadık ama hiçbir şey var olma mücadelesinden vazgeçiremedi. Kürtler dünyadaki önemli muhataplardandır. Yıllardır mücadele etmiş ve büyük bir güce ulaşmış halklardır” diye kaydetti.   ‘Ahlaki değerler yok edilmeye çalışılıyor’   Kürtlerin ulusal birliği sağlayarak, örgütlenmesi gerektiğine dikkat çeken Halide, şunları kaydetti: “Kürtler ulusal birliği sağlarsa var olduğundan daha güçlü olacaklardır ve örgütlü bir mücadele başlayacaktır. Maxmur Kampı’na saldırılar, devam eden ambargo en çok da Kürtlerin birlik olmamasından kaynaklanıyor. Güney devleti Maxmur’daki ambargoyu kaldırmak yerine Türkiye’nin çıkarlarına göre hareket ediyor. Bu politikalardan vazgeçmelidirler. Ahlaki değerler yok edilmeye çalışılıyor. Savaşa karşı barışı savunmak en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Türkiye hükümetinin sınır operasyonlarıyla bir şey elde edemeyeceğini, aksine kaybedeceğini kendisi de dahil herkes çok iyi biliyor. Bin kişinin sempatisini kazanmak için savaş çığırtkanlığı yapmak yerine, milyonlarca kişinin yaşamını önemseyecek ve halkların çıkarını gözetecek adımlar atmalıdırlar.”   ‘Bunun adı işgaldir’   Kürtlerin asla geri adım atmayacağına vurgu yapan Halide, ne Maxmur halkının ne Güney ne Rojava ne de bölge halkının “bu savaş çığırtkanlığına izin vermeyeceğini” dile getirdi. Hükümetin Efrîn’de yaptığı hatayı bir daha yapmaması gerektiğini ifade eden Halide, “Adına sınır savaşı neden diyoruz? Çünkü kendi sınırları içinde olmayan başka bir ülkeye, toprağa savaş açıyorlar, saldırıyorlar. Bunun adı işgaldir. Bakur’da belediyelere yaptıkları da budur. Nerede bir Kürt kazanımı varsa orada onu yok etmeye yönelik saldırı gerçekleştiriyorlar. Savaşın ne Kürt halkına ne de Türkiye halklarına bir getirisi olmayacaktır. Aksine onlarca can kaybı, ekonomik kriz, siyasi kriz ve daha birçok sorunla yüz yüze kalacaklardır. Bugün ülkede yaşanan ekonomik kriz en çok silaha yapılan yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Hükümet Sayın Öcalan’ın da çağrısını dikkate alarak savaştan vazgeçmeli ve çözüm için uğraşmalıdır” dedi.