Federe Kürdistan'a giden heyet: Güçlü bir kadın mücadelesi için ilk adımı attık 2019-09-11 09:11:04   Beritan Canözer   DİYARBAKIR - Federe Kürdistan Bölgesi’ne giderek bir dizi temasta bulunan HDP kadın heyeti, örgütlü ve güçlü bir kadın mücadelesinin yürütülmesi için ilk adımı attıklarını söyledi.   Federe Kürdistan Bölgesi’ne giden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ve Şırnak Milletvekili Nuran İmir’den oluşan kadın heyeti, 2 gün boyunca bölgede temaslarda bulundu. Bölgede bulunan önemli isimlerle görüşen kadın heyeti, hem bölgedeki hem de Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki kadın sorunlarını konuştu. Heyette yer alan Semra Güzel ve Nuran İmir, bu görüşmelerin ulusal birlik açısından önemini değerlendirdi.    ‘Örgütlü bir kadın mücadelesi yürütmeliyiz’   Federe Kürdistan Bölgesi’nde iki gün boyunca görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirten Semra, ilk Hewlêr’de temaslarda bulunurken, ikinci gün ise Süleymaniye’ye geçtiklerini aktardı. Semra, orada bulunan siyasi partilerin kadın temsilcileriyle görüştüklerini ifade ederek, “Görüşmenin öncelikli amacı olarak 4 parça Kürdistan’da kadın birlikteliğini nasıl sağlayabileceğimiz konusunda tartışma yürüttük. Bugün dünyaya baktığımızda kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz gibi sorunlar genel sorunlardır. Sorunlar birken, kadınlar neden bu sorunlara karşı birlikte mücadele etmesin. Kadın birlikteliğinin ulusal birliğe de bir örnek olabileceğini konuştuk. Kadın sorunlarının bir sınırı yok, her türlü sorunla karşılaşabiliyoruz. Parçalı mücadele yerine örgütsel ve birlikte yürütülen bir mücadele yürütmeliyiz. Rojava buna bir örnek. Bütün dünya Rojava’daki kadın mücadelesinden cesaret aldı ve örnek aldı” diye belirtti.   ‘4 parça Kürdistan’da işgal var’   Görüşmelerde Federe Kürdistan ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine yönelik saldırı politikalarını da ele aldıklarını aktaran Semra, “Kürdistan genelinde bir işgal politikasının devrede olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de kayyım politikası da bir işgal sistemidir. Bu işgal soykırım politikasının bir parçasıdır. Bu işgal politikalarından da aslında yine en çok etkilenenler kadınlar ve çocuklar oluyor. Başur’daki işgale en çok tepki göstermesi gerekenler de Başur halkı ve aşiretleridir. Nihayetinde kendi topraklarındaki bir işgalden bahsediyoruz. Maxmur kampındaki ambargoya ilişin de konuştuk. Oradaki mülteci halkın yaşadığı zorlukların insani olmadığını ve buna ilişkin bir şeylerin yapılması gerektiğini konuştuk. Maxmur halkı savaştan kaçmış ve Başur’a sığınmış halklardır. Hastalanıyorlar hastaneye götürülemiyorlar, eğitim haklarından faydalanamıyorlar” ifadelerine yer verdi.   ‘Bu görüşmeler ileri süreç için başlangıçtı’   Hamile bir kadının hastaneye gidemediği için hayatını kaybettiğini hatırlatan Semra, Maxmur kampındaki sorunların da her geçen gün arttığına değindi. Öte yandan TSK tarafından birçok kez kampın bombalandığını da bir kez daha hatırlatan Semra, “Başur halkının Maxmur Kampı’nda bulunan halka sahip çıkması gerekiyor. Bu yönde taleplerimiz ve görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizde olumsuz bir karşılık almadık. Genel itibari ile taleplerimizi sahiplenen ve destekleyen bir karşılık söz konusuydu. Özellikle ulusal birlik açısından da bu görüşmeler oldukça önemliydi. Bugün kadın birliğini yarın ulusal birliği sağlayabiliriz. Buna yapabiliriz. Şuan için görüşmeler bitti fakat bu ileriki süreç için de devam edecek bir başlangıçtı” dedi.   ‘Brakujî AKP iktidarının menfaatinedir’   Ortadoğu’da var olan kaos, savaş ve hareketliliğin merkezi olan Kürt coğrafyasının hedef alındığının altını çizen Nuran İmir, 4 parçada Kürt halkının düşmanları olduğuna dikkat çekti. Nuran, “Düşmanlarımız çok ama zihniyetleri ve amaçları bir. Hepsinin tek amacı Kürtleri yok etmek, bitirmek. Kürtlerin birliği karşısında birleşiyorlar ve bu yüzden bizim de yani Kürt halkının da bu zihniyete karşı birleşmesi, birliği kurması gerekmektedir. Kadınlar olarak bunun öncülüğünü de biz yapmalıyız. Bütün Kürdistan partileri demokrasi mücadelesi vermelidir. Biz Kuzey Kürdistan olarak faşizme karşı yıllardır demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyoruz. Ama egemen güçlerin her dört parçada Kurdistanî partileri zayıflatma çabaları yıllardır siyasi alanda da devam etmektedir. Bu kaos ve savaşın merkezinde işgalci güçler Kürdistan'da yuvalanmaya çalışırken özellikle kadın güçleri hem bu işgale hem de gericiliğe, erkek egemenliği ve sistemine karşı mücadele veriyor” diye kaydetti.   Nuran, sözlerinin devamında “40 senedir Kürt kadınları olarak egemen güçlerin kadını hedef alan politikalarına karşı da demokrasi ve özgürlük mücadelemizi veriyoruz. Hem Güney Kürdistan halkının kazanımlarına sahip çıkmak, hem de Güney Kürdistanlı kadınların demokrasi ve özgürlük mücadelesini güçlendirmek için örgütlü ilişkimizi güçlendirmeliyiz. Topraklarımızda gerçekleşen işgale ve saldırılara karşı da güçlü bir ulusal tepki vermemiz gerekiyor. Aynı zaman da Maxmur Kampı’na karşı uygulanan abluka ve Brakujî ( kardeş kavgası) ihtimali AKP iktidarının menfaatinedir ve onların çıkarlarını güçlendirir” sözlerini kullandı.    ‘Adımların atılacağına inanıyoruz’   Kürt halkının birleşmesi gerektiğini vurgulayan Nuran, şunları dile getirdi: “Gücümüzü birleştirmeliyiz ve dört parça Kürdistan’da mücadeleyi büyütmeliyiz. Çok büyük bir heyecan ve hoşgörüyle karşılandık orada. Konu açısından da bizimle aynı fikirde olduklarını ve mücadeleyi büyütmek istediklerini söyleyebiliriz. Kürtler artık bir statü sahibi olmalıdır. Ulusal birliği kurmalıyız. Tüm saldırılara karşı birleşmeliyiz. Bize yönelik saldırıları ancak bu şekilde bertaraf edebiliriz. Bu görüşmelerin amacına ulaşacağına sonuna kadar inanıyoruz. Sonuç alacağımızdan şüphemiz yok. Bölgedeki halkımızın direnişi Başur halkına ve kadınlarına büyük bir umut ve güç katıyor. Direnişimizden feyz alıyorlar. Görüşmelerde bunu gördük. Kırmızı çizgilerimiz var ve bunlardan geri adım atmayı düşünmüyoruz. Binlerce bedel ödedik ve bu çizgimizden vazgeçmeyeceğiz. Kürt halkının geleceği için atılması gerekilen adımlar var ve bu adımların en kısa zamanda atılacağına inanıyoruz.”